Ziynet Odası 
 Odam Olsun 
 Türklider Odaları 
 Sizin Odalarınız 
 Sohbet Odası 
 TV Odası 
 E-Kitap Odası 
 BŞenver 
 Gazete Odası 
 iPad 
 Hakkımızda 
 Şifremi Unuttum 

 

Elif Taner Gözüyle 


     

 



Tüm Yazıları

       ShareThis
Biz Kocaman Sanal bir Aileyiz
30.03.2020
Elif Taner
Okunma Sayısı : 2463
Oy Sayısı : 1
Değerlendirme : 5
Popülarite : 0
Verdiğiniz Puan :
 

 

 

Biz Kocaman Sanal Bir Aileyiz

Siz de fark ediyor musunuz? Neyi mi? Kocaman"Sanal bir aile" olduğumuzu.

Hatta sıcak, şirin, paylaşımcı, sahiplenen, koruyucu. Bildiğin aile işte.

Ortak korkuları, endişeleri, umutları ve çabaları olan.

Aile bireylerinden her biri karakteristik özellikleriyle büyük bir yapbozu tamamlıyor sanki.
Bilirsiniz yapboz yaparken, benzer renkli olanları ayrı kaselerde toplarız. Bu işimizi kolaylaştırır ama sonra resmin bütününde her birinin bam başka yerlerde gerekli olduklarını görürüz.

Günlük hayatta da böyle değil mi?
Bazılarımız çok temkinlidir. Hatta etrafındakiler
"biraz rahat ol, akışa bırak" derler ona tavsiye olarak. Bazılarımız da hayata çok daha cesur ve spontan bakar. Gelen her olayı artı ya da eksi kolayca kabullenir ve doğaçlama reaksiyon verir. Onlara da "biraz ciddi ol, aklını başına al" demez miyiz?
Kimimiz sorgulayıcı, kimimiz şüpheci, kimimiz kaderciyizdir.

Bazılarımız oturup sadece şikayet ederken, bazılarımız bir an evvel harekete geçmek ister.

Acelecimiz, ağırdan alanımız. Kısacası hepimiz bir alem.

"Corona salgını" günlerini yaşarken, sosyal medyada yaptığım gözlemde fark ediyorum bunu defalarca.
Paylaşım akışında giderken, bir videoda "bu olanların aslında bir üst aklın, tek bir dünya devleti kurma planı? olduğunu izleyip acaba mı? derken, bir sonraki videoda bir ünlünün "evde kal Türkiyem" mesajını mutfağında çocuklarıyla yemek yaparken vermesi içimi ısıtıyor.
Bir sonraki videoda bir Profesör konuşuyor. "Bu virüsü çok tanımıyoruz, bu salgın çok uzun sürebilir, şu kadar kayıp olabilir" demeçiyle, dehşete kapılıyorum.

Başka bir videoda "Sağlıkçılar yetersiz malzemeyle savaşıyor!" diye sesini duyurmaya çalışanlar beni umutsuzluğa sevk ediyor.

Sonra bir bakıyorum, benim iki oğlum müzikte buluşmuş biri kemanı diğeri gitarıyla hoş bir şarkıyı seslendirmiş video koymuşlar. Bir anda içim açılıyor. Hem onlarla gurur duyuyorum, hem de gençlerin olaylara bizden daha sakin baktığını hissediyorum. Tekrar umutlanıyorum.

Bu duygu iniş çıkışları elimde telefon olduğu sürece devam ediyor. Ta ki, marketten aldığı ürün dolu poşetleri virüsten korunarak nasıl eve sokacağını soran kadınları görene kadar. Güleyim mi? Ağlayayım mı? bilemiyorum çünkü her siparişte aynı şeyleri yaşıyorum.

Altında onlarca yorum ve en doğru aklı verme çabaları.

Sonra İtalya'dan, Çin'den, Güney Kore'den bir çok video ile "biz böyle yaptık işe yaradı ya da aman biz ettik siz etmeyin" tarzı paylaşımlar gözlerimi yaşartıyor.

Sanal ailemizin bazı bireyleri sanatçı, evde kalan bizleri ayakta ve moralli tutmaya çalışıyor, bazıları sporcu bedenimizi ve sporu ihmal etmememiz için bizi motive ediyor, bazıları psikolojimize, bazıları ekonomimize "aman ha" diyor.

Ne güzel, ne mutlu, insanın aslında yalnız ama çok kalabalık bir aile olması. Bu virüs bizleri hem yalnızlaştırıyor hem de sanal ailemizde birbirimizi daha yakından tanıtıp yakınlaştırıyor.
Ne tezat bir hoşluk yaşıyoruz.

Bu yaşadıklarımız eğer bir film olsaydı gerçekten çok başarılı bir yapım olarak OSCAR ödülüne aday olurdu.

Gerçekte "tüm hikayeler bir değişimle, bir ateşleyici sebeple başlar" derler. Bir başka söylem de, tüm hikayelerin başlangıçlarının" Bir gün bir şehre birinin gelmesi ya da şehirden birinin gitmesiyle başladığını" söyler.

Nitekim biz de senaryolardaki gibi gayet normal hayatımıza devam ederken, olağan kavgalarımızı hırslarımızı, meraklarımızı, hayallerimizi, küçük mutluluklarımızı, yaşarken, bir anda şehre "Corona" geldi.
Ateşleyici sebep aslında tam olarak Türkiye'de de ilk vaka açıklandığında başladı . O ana kadar daha dünya ile sanal aile olmamıştık. Onlar ve bizdik. Oralar uzaktı. Hem coğrafi olarak, hem zihin olarak .
Oysa değilmiş. Meğer Marshall McLuhan'ın dediği gibi "dünya gerçekten küçük bir köymüş"

Artık senaryonun içinde birer oyuncuyuz. Başrolde kimler var sizce? Ülke liderleri mi? Tüm ön safta savaşanlar mı?, Fikir insanları mı?

Senaryolarda ya da hikayelerde bir "kahraman" vardır. Kahraman kişi, kavram ya da kalabalık bir grup da olabilir. O savaşır, yorulur, mücadele eder, bazen pes etme noktasına gelir. O anda bir çare/yardım çıkar ortaya. Bu bir fikir, canlı cansız bir karakter veya her şey olabilir. Bu sayede engelleri aşar ama bitmez, tam rehavete erer, başka engeller çıkar, onları da birer birer aşmayı başarıp, sonunda zaferi kazanırken, artık başlangıçtaki hali değişime uğramış, güçlenmiş ve ilerlemiştir.

İşte bu yaşadığımız, tam da içinde olduğumuz hikayede de bir çok engel var.
En başta "sağlıkçıların yetersiz ekipman" nedeniyle yalnız ve yorgun hissetmesi",
"Gelecek korkusu" nedeniyle kimsenin bugünü olması gerektiği gibi yaşayamaması,
"Önceliklendirmede ve doğru yere kaynak ayrılmasında yanlışlar"

Kısacası "Kahraman" ya da"Kahramanlarımız" senaryonun şu anda, engeller karşısında çaresiz hissettiği aşamasında. Her gün artan vaka ve ölüm haberleri ile hikayenin en karanlık döneminde bir çıkış yolu arıyor. Arıyoruz

Elbet her defasında olduğu gibi, bu hikayede de bir an gelecek ve "ÇÖZÜM" ortaya çıkacak. BEKLİYORUZ her gece TV karşısında merak ve umutla

O çözüm sayesinde "Corona" ve onun yarattığı bu güvensizlik yenilecek. O zafer sahnesini mutlulukla paylaşacağız. Yaralar sarılacak ve bu "Sanal aile" yeniden maviliklere yelken açacak.

Bu kez daha güçlü, daha bağlı ve daha "insan" olarak.


Kötü         Çok İyi  Oyla 
           
Tüm yazıları        ShareThis
  Geri  |  Arkadaşıma Gönder  |  Yazıcı Dostu
                 

    Hayat Verenler : Microsoft    HP Türkiye    PBS Bilişim    SAY Ajans    SFS - MAN    Superonline       

Türk Liderler:

Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem

Tecrübeleriniz ve birikimleriniz toprak olmasın @ Copyright 2004 turklider.org