Ziynet Odası       Odam Olsun       Türklider Odaları       Sizin Odalarınız       Sohbet Odası       TV Odası       E-Kitap Odası       BŞenver       Gazete Odası       iPad       Hakkımızda       Şifremi Unuttum   

 

TÜRKAN SAYLAN Gözüyle 



Tüm Yazıları
       ShareThis

 

Prof.Dr.TÜRKAN SAYLAN Türklider Televizyon Programı
12.12.2006
Okunma Sayısı : 59363
Oy Sayısı : 31
Değerlendirme : 4,48
Popülarite : 6,69
Verdiğiniz Puan :
 

 

TÜRKAN SAYLAN Türklider Televizyon Programı
.

.

Duayen bankacı Bülent Şenver ile gençler için yaptığımız hoş bir televizyon programını sizlerle paylaşmak istedim.

.
.

video-izlemek için  

.
.

dinlemek için

.
.

TÜRKAN SAYLAN Türklider Televizyon Programı Deşifresi

.
.
.
Türkan Saylan (TS)
Bülent Şenver (BŞ)
.

.

BS:Türklider programına hoş geldiniz.Türkiye'nin genç liderlere ihtiyacı var.Her alanda her konuda genç lider yetiştirmeliyiz.Genç liderleri yetiştirmek ise hepimizin sorumlusu.Gençlere imkan vermeliyiz.Gençlerin önünü açmalıyız.Gençlere el vermeliyiz

.Gençlerle tecrübelerimizi , birikimlerimizi paylaşmalıyız.Bu programda gençlere örnek olmuş bir konuğumuz olucak , gençlerle tecrübelerini, birikimlerini paylaşıcak .

Atatürk ilke ve devrimlerini korumak, geliştirmek, çağdaş eğitim  yolu ile çağdaş insanlar, çağdaş toplum oluşturmak için yaptığı çalışmalar ve çağdaş yaşamı destekleme derneğini ve vakfını kurarak bu konuda Sivil Toplum hareketi başlattığı için topluma duyarlılık ve sivil Toplum önderliği konusunda Profesör Doktor Türkan Saylan Türklider seçilmiştir

.Bu programda konuğumuz  Profesör Doktor Türkan Saylan.Hoşgeldiniz Türkan hanım.

TS:Hoşbulduk.

BŞ: Efendim biz sizi çağdaş yaşamı destekleme derneği ve vakfıyla bütün toplum olarak o kadar çok duyduk o kadar çok işittik o kadar çok yaptığınız toplum için hayırlı ülke için hayırlı olan konularla sizi tanıdık ki bir çok gencimiz bir şekilde sizle birlikte olup bu çabaları nasıl sarfettiğinizi bu gücü nereden bulduğunuzu bu fikirler aklınıza nereden geldiğini ve sizin de tecrübelerinizden yararlanmak isteyerek bir çok soru bizlere gönderdiler.Ama isterseniz önce biz sizi tanıtan kısa bir kaset hazırladık hep birlikte bu kaseti izleyelim.

Türklider programında Profesör Doktor Türkan Saylan ile birlikteyiz

.Türkan hanım siz kitap da yazmışsınız ve At kız diye bir kitabınız var değil mi?

Bir de ben çok ilginç buldum ismini Güneş umuttan şimdi doğar biz onu güneş ufuktan şimdi doğar diye biliriz.

Bu iki kitabınız ile ilgili bizimle paylaşmak istediğiniz bu kitabı niye yazdınız, içinde neler var, o duygularınızı bizimle paylaşır mısınız?

TS: Tabii ben 1935 doğumluyum, ve 2. dünya savaşında çocukluğumuzu yaşadık biz

.Dünyanın ve Türkiye'nin yaşadığı sıkıntıları biz ailece de yaşadık 5 kardeşin en büyüğüydüm ben abla durumundaydım.

Hep sordukları zaman bu işleri nasıl yürütüyorsun dedikleri zaman o çocuklukta bir liderlik görevimde vardı zannediyorum.

Zaman geçince bunları yazıyım bari dedim, birilerine bir şeyler kalır diye ve çocukluk anılarımdır At kız

Babam bana at kız derdi kuyruk yapardım zıplaya zıplaya yürürdüm.

BŞ:Kuyruk olduğu için at kuyruğu

TS:Evet at gibi  koştururdum, ve kuyruk gibi de saçlarım vardı, onun için at kızdım ben evde.

Onu koydum  isim olarak onun için bir anı oldu.Kardeşlerimle, annemle, babamla,evimizle, hayvanlarımızla, böceklerle, bitkilerle yaşadığımız bütün o çocukluk alemimizi liseyi bitirene kadar ki dönemi at kız da yazdım.

Daha sonra tıp fakültesi anılarım vardı, onlarıda kaleme almaya başlamıştım çünkü oda çok önemli bir süreçti.

Benim bakış açımla tıp fakültesi nasıl olur, olumlu olumsuz tarafları çünkü büyük bir aşkla ben doktor olmak istemiştim.

Doktor olmazsam ölürüm diyordum çocukken.

BŞ:Ne doktorusunuz?

TS: Ben deri ve zührevi hastalıkları uzmanıyım.Şimdi emekliyim ama çok uzun süreler çalıştım.

:Hakkatten ölürmüydünüz olmasaydınız.

TS:Bilmem öyle düşünürdüm ölecek gibi hissederdim ya kazanamazsam tıp fakültesini diye oldu her şey onun üzerine tıp fakültesi anılarımı yazarken Marmara üniversitesin den Mehmet Saman Saçlıoğlu şair geldi dediki hocam bir nehir söyleşi yapmak istiyorum

İş Bankası yayınları için aman dedim tamam sen bu anıları al üstüne devam edelim ve birkaç aylık söyleşi ile bu kitap çıktı isminide Mehmet Saman Saçlıoğlu önerdi.

Çünkü ben umut sözcüğünü çok seviyorum.

Bizim çağdaş yaşamın sözcüğünden umutsuzluk sözcüğünü çıkarttık yasakladık yani resmen umutsuzum ah ne olacak  bu memleketin hali lafını istemiyoruz.

Biz umutla yaşıyoruz ve her şeyin iyiye gidiceğine inanıyoruz.

Onun için adıda güneş umuttan şimdi doğar oldu.

Ve şimdi sözcüğüde çok önemli bizim için yani şimdi doğacak her şey yani.

BŞ:Çok beklemeye gerek yok.

TS:Yarına bırakmayacaksın işini bir gün biri gelirde bizi kurtarır da şöyle olur değil herkes kendi görevini yapıcak, onu o espiri de var kitapta zaten .İçindede işte neler yaptık , neden nasıl düşündük kendime göre bir takım bakış açıları, başarının sırrı derler ya böyle çok klasik bir şey ama yani bu isterse insan her şeyi başarabilir.

BŞ:Çok doğru. Stüdyomuzda gençlerimiz var.

Hepside size sorular sormak istiyorlar. Anadolu Bil Yüksek Meslek okulundan geldiler pırıl pırıl gençler hepsi ve sorularını benimle paylaştılar, soruların hepsini ben okudum, öyle çok soru var ki ama içlerinden bazılarını seçmek zorunda kaldık

.Sizlerle bu kısa süre içerisinde istiyorum ki bütün sorulara yürekten cevap verin, ve bütün sorulara onlara yol gösterecek şekilde cevap verin,.

Birinci soruya şöyle baktım çok hoşuma gitti diye sorduruyorum, aslında birinci soru içerisinde iki soru var.

O iki soruda sizin bu Atatürk aşkınızla ilişkili bunu Hilmiye Ağaoğlu sorucak size Atatürk aşkı ile ilgili.

HİLMİYE AĞAOĞLU: Sayın Türkan Saylan  siz Atatürk ilke ve devrimlerini korumak ve geliştirmek için çeşitli çalışmalar yaptınız.

Bununla ilgili size iki soru sormak istiyorum.birinci sorum Atatürk ilke ve devrimlerini korumak ve geliştirmenin biz gençlerin geleceği için neden önemli olduğunu bize anlatırmısınız?

Bu ilkeleri korumak ve geliştirmek için neler yapıyorsunuz?

İkinci sorum sizce Atatürk ilke ve devrimleri içinde korumakta en fazla zorluk çektiğiniz ilke ve devrimler nelerdir?

TS: Şimdi biz Cumhuriyet çocucuğuz.Kendimizi Atatürk'ün çocukları olarak algılıyoruz, ve gerçekten ülkenin en zor dönemlerinde devletin okullarında okuduk

.Ben Kandilli kız meslek lisesi menzunuyum.

Aileme yük olmadam devletin üniversitelerinde okuduk yine ailemize yük olmadan ve bir yere geldik kendi imkanlarımızı yaratabildik, meslek sahibi olduk, iş sahibi olduk, çocuklarımızı eğitebildik, aç kalmadık, işsiz kalmadık ama bu bizim için yeterli değil

.Çünkü bizim bu ülkeye bir borcumuz var.Ve bu borcumuz çok önemli bir misyon  çünkü bugün bizim gibi ülkelere baktığımız zaman biliyorsunuz kadınların önü açık değil ama Türkiye Cumhuriyeti Ortadoğunun bu bağnaz konumunda laiklik ilkesi ile öne çıkmış eşitlik ilkesi ile öne çıkmış kadın erkek ayırımının yasalarda olmadığı eğitimde olmadığı bir ülke biz bundan yararlandıksa şimdi herkesin de yararlanması gerekiyor diye düşünerek çalışmaya başladık.Yani Atatürk ilkelerini korumak bu nedenle bizim için çok önemli .

Biz bunu yaşadık önümüz açıldı eğer Osmanlı toplumunda kalmış olsaydık bu gün ne siz burada ne ben burada olabilirdim.

Ne kız arkadaşlarımız ile erkek arkadaşlarımız birbirine zarar verme gibi bir sorunu olarak ortada durmazdı hiçbir şey olmadığını hep birlikte görüyoruz.İşte laikliğide böyle görüyoruz kadın erkek birlikteliği ve birlikte üretmek.

Dolayısıyla korumamız lazım ilkelerimizi ama korumak yeterli değil 1922 , 1923'ün  Türkiyesinde ve dünyasında değiliz, bunu geliştirmeliyiz ne yapmalıyız daha çok demokrasiye ulaşmalıyız, daha çok çağdaşlaşmalıyız, insan haklarını ülkemizde temellendirmeliyiz, bu düşünceleri üretiyorsunuz sorumluluk hissettiğiniz zaman bu ülkeye yani bizim bir borcumuz var bu borcumuzu nasıl ödeyebiliriz işte oradan hareketle  bu noktaya gelebiliyorsunuz ve biz dedik ki eğitim her şeyin başında bir çok şey inceledik eşitlik fırsat eşitliği içinde eğitim yani burada bizler ve sizler benim çocuklarım sizlerin çocukları ilerde nasıl okuma meslek sahibi olma hakkına sahipse Anadolu'nun her köşesindeki çocuk bir dağ köyünde de doğmuşsa onun da fırsat eşitliğinden yararlanarak yetenekleri el verdiği düzeyde okuyabilmeli bunu da devletin sağlaması gerekiyor sosyal bir devlette onun için biz mesela eğitimin okul öncesinden başlamasını ve 12 yıl zorunlu olmasını istiyoruz  yani 18 yaşına kadar bütün gençler devletin korumasında eğitim görebilmeliler.

Ondan sonra yetenekleri doğrultusunda devam ederler, ya da bir meslek sahibi olarak toplumda yerlerini alırlar

.Dolayısıyla eğitimi temel aldık.

Yani Atatürk ilkelerini geliştirmek eğitim ile olur öğretmediğiniz zaman insanlar cahil kalınca cahil sürüsünü işte bildiğiniz gibi  gerek şeriatçı akımlara gerek bölücü akımlara yönlendirebilirsiniz insanlar bir şeyler bilmiyorsa yada aşiretlerin tarikatların ellerinde kalır insanlar onların emrettiği şeyi yapan onların kulu olmaya devam eder Türkiye'nin bundan kurtulması lazım.

O yüzden biz Anadolu'nun her tarafında eğitime destek vermek istiyoruz.

Bir başka bakış açısı ile baktığımızda Türkiye'nin yarısından fazlası genç nufus bu genç nufusu Avrupa Birliği yolunda eğitebilirsek ve dil öğretebilirsek, meslek edindirebilirsek o zaman biz Avrupa Birliğine biz yalvararak girmeyeceğiz onların bize ihitiyacı var çünkü Avrupa ölüyor.Dolayısyla ben meslek yüksek okullarının ve meslek okullarını da çok önemsiyorum bizim derneğimizde bu konularda çalışmalar yapıyor.

Böylece biz eğitim ile bağlantılı ister istemez 30 tane proje yaptık mecburen birbirine bağlı okul öncesi, yaygın eğitim, örgün eğitim, kadınların eğitimi buradan ne çıkıyor kız çocukları ile erkek çocukları arasında müthiş bir fırsat eşitsizliği var.

Yani 2 erkek çocuğa 1 kız çocuğu ancak okullu olabiliyor.

Halen biliyorsunuz 7 milyon kadın insan ki 6 milyonu kadın okuma yazma bilmiyor.

Cumhuriyet için bu çok büyük bir ayıp nasıl biriktirdik bunları.İşte savaş vardı böyle oldu şöyle oldu.

Köyler boşaltıldı bir sürü neden bulabiliriz ama çözüm nedir bunları nasıl bitiriceğiz .

Kız çocuklarının 1 milyona yakın okula gidemeyen durumu var.

Bunun için köy okullarında çalışıyoruz,  kızlara burs bulmaya çalışıyoruz, hepsi birbirini doğuruyor.

Okuma yazma kurslarına koşturuyoruz, yurtlar yapmaya çalışıyoruz, okullar yapmaya çalışıyoruz, böylece içine girmiş oluyorsun ister istemez yani bir şeyi öz görev edindiğiniz zaman  sizin için kaygı haline gelirse başınızı yastığa koyup uyuyamıyorsanız ne olucak bu çocuklar neden okulsuz kaldılar ne yapabiliriz dediğiniz zaman ve sizinle birlikte paylaşanlar da olursa diyorsunuz ki o zaman örgütlenmemiz lazım.

Ve örgütlü toplum konusu böylece ortaya çıkmış oluyor.

BŞ:Evet Türklider Türkan Saylan şimdi bir gencimiz ki Mert Vardal sizin karşılaştığınız zorluklarla ilgili merak etmiş bir soru soruyor .Mert sorunu sorabilirsin.

MERT VARDAL: Sayın Türkan Saylan siz Çağdaş yaşamı destekleme derneği  kurucu başkanısınız.Bu önemli sivil toplum hareketini yürütürken karşılaştığınız zorluklar muhakkak vardır. Bunları bizimle paylaşırmısınız?

TS: Şimdi bizim ilk kurucu başkanımız Profesör Doktor Aysel Ekşi ben ilk 6 aydan sonra başkanlığı aldık., yürütüyoruz işte 15 yıldır devam ediyor bu .

Biran evvel gençlere bırakmak istiyorum ama onlar beni bırakmıyorlar henüz ama artık galiba yavaş yavaş o noktaya geldik

.Zorluklar şöyle söyliyeyim eğer bir şeye siz zor olarak bakmak isterseniz her şey zor gelebilir ama bir şeyi önünüzdeki engel olarak görürseniz onu yendiğiniz zaman daha da güçleniyorsunuz.

Mustafa Kemal Atatürk'e sormuşlar sen bu kadar şeyi nasıl başarıyorsun?

O demişki ben hayal kuruyorum ondan sonra bu hayalime ulaşmak için önüme çıkan engelleri bir bir  açıyorum açınca yolum çıkıyor ortaya.

Şimdi böyle bir şey yaşarken bunu görüyorsunuz.

Siz engelleri açıyorsunuz .

Ah benim önüme bu çıktı çıkmazmı yani bir sürü bağnaz insan en azından kızları enden okutuyorsunuz diyorlar.

Kim oluyorsunuz da siz okutuyorsunuz amacınız nedir? herkesin sorduğu oralarda ne arıyorsunuz?

Asıl amacınız nedir?

Herkes size böyle kuşkuyla bakmak istiyor.İşte efendim sponsor buluyorsunuz destekçi niye onlardan destek alıyorsunuz?

AB projesi yapıyorsunuz vay efendim AB den destek alınır mı?

Biliyorsunuz böyle şeyler var aşırı ulusalcılık milliyetçilik, efendim olmaz onlar bize şöyle yapmak istiyor böyle .

Burada bir para varsa ben ülkem için harcıyacağım hesabını da verdikten sonra .

Ya da böyle üstünüze bir takım suçlamalar geliyor mahkemeler oluyor imzasız mektuplar hep yaşıyorsunuz .

Geçenlerde basın kesiklerini topluyoruz biz ayıralım dedik aleyhimde olan hakaret iki tane kocaman dosya oldu kitap yapıcağım şimdi bunu.

Yani yaptığınız her şeyin karşıtı ile karşılaşıyorsunuz.Ama mesela herkes okur aleyhimde yazmışlar ben onu hiç okumam gülerim ki bir dengedir bu.

Orada kötü şeyler söylüyorsa bize radikal İslamcılar bilmem neler demek ki biz doğru yoldayız.

Böyle söyleye söyleye sorun haline getirmiyorum zorlukları ama zorlukları yenmekte tabii ki çok önemli.

BŞ:Evet Türklider Türkan Saylan Burçin Gümüş sizden bir Türkiye değerlendirmesi istiyor.Burçin sorunu sorarmısın?

BURÇİN GÜMÜŞ: Sayın Saylan siz çağdaşlaşma yolunda çalışmalar hedefliyorsunuz.Bu konuyu dikkate aldığımızda Türkiye hangi noktada bulunuyor, ve eğer bir Başbakan olsaydınız atacağınız ilk adım ne olurdu?

BŞ:Bir Başbakan olarak ne yapardınız?

TS: Şimdi benim bir kere hiçbir politik hevesim olmadı. Yani siyaseti beğenmiyorum bu şekli ile.Siyasetin projeci olmasını ve yaratıcı olmasını ileriye dönük hedefleri  olmasını düşünüyorum.Bu gün yapılan siyaset günü birlik yapılan siyaset olduğu için doğru bulmuyorum , bugüne kadar olan tekliflerin hepsini reddettim . Böyle bir çekiciliği yok benim için. Benim hayalimdeki siyaset başka bir siyaset yani ülke gerçeklerini bilerek. Ülkeye gelince Türkiyemiz arkadaşlar çok önemli bir konumda.Ben her gün Türkiye haritasına bakıyorum kendi kendime böyle içim heyecanla doluyor.O kadar güzel bir ülkedeyiz ki herkes ülkesini sever herkes köyünü bile sever ama Türkiye'nin dışarıdan da baktığınız zaman başka insanlarda baktığı zaman müthiş bir coğrafik bir durumu var.Denizleri ile kaplı her tarafı, deniz malzemesi, yer altı malzemesi, yer üstü malzemesi, en önemliside insan kaynağı . Biliyorsunuz yüzlerce kavim yıllarca gelmişler çökmüşler kalmışlar gitmişler onların karışımıyız hepimiz.Müthiş genlerimizde yetenek taşıyoruz.Dolayısıyla her şeyi güzel öğrenebiliriz önümüze imkanlar verilebilirse .O zaman ben diyorum ki Anadolu da kaval çalan bir çocuk beklide en büyük müzisyen olucak onu orada bırakmak çok yazık bir şey yada bir ressam olucak değilmi otlarla resimler yapan bir çocuk .Dolayısıyla müthiş yetenekliyiz biz ama önümüz açık değil.Biz bu yeteneği yani gençlerimizi iyi yetiştirebilirsek, geleceğimiz için hiçbir sorun yok.Türkiye'nin para sorunu olduğuna inanmıyorum ama paramızı doğru kullanmıyoruz, iyi planlamıyoruz, kısa erimli orta erimli ve uzun erimli planlarımızın ve stratejimizin olması gerekiyor. Bu ülkede ne yazık ki Mustafa  Kemal'in arkasından hep siyasi çekişmeler olmuş oy kaygısı ile Türkiye'yi geliştirmekte çok geri kalmışız. Bakın köy enstütüleri  günüydü eveli gün köy enstütülerini kapatırken aşiretler diyorlarki biz kapattırdık onları  eğiticeğiz de sonra bize soru sormaya başlıycaklar düşünebiliyormusun demek ki eğitim sorunumuzda bile böyle bir tıkanıklık var. Dolayısyla çok önemli bir ülke Türkiye ve bu ülkeyi geliştirip çağdaş uygarlık  düzeyinin üstüne çıkma işini bizler başlattık sizler devam ediceksiniz onu bekliyoruz sizden.

BŞ: Türklider Türkan Saylan belki siz At kız kitabında bundan bahsetmişsinizdir ama gençlerimiz yine size sormak istiyor onu da Elçin Çeliker sorucak size sizden kendinizin hayatında yaşadıklarıyla ilgili bir iki şey sorucak bakalım ne sorucak size.

ELÇİN ÇELİKER: Sayın Türkan Saylan biz gençlere ben hayatımda yaptım ama siz sakın yapmayın yada ben hayatımda yaptım ama siz sakın yapmayın diyebileceğiniz iki şey söyleyebiilr misiniz?

TS:Bunu bana soruyorlar zaman zaman Elçin ama ben şöyle diyorum ben hayatımda yaptığım hiçbir şeyden pişmanlık duymadım.Ama bir çok şeyi bilinçli yapamıyorsunuz gençken el yordamı dediğim zamanda bazen kızarlar el yordamı küçümseyici hayır bir çok şeyi el yordamı ile ve gönlünüz ile buluyorsunuz.

Ben hekim olmayı istediğim için hekim olduğum zamanda biliyorsunuz belki cüzamlı hastalarla çalıştım ve onlar için bütün Anadoluyu gezerek  Türkiye gerçeklerini öğrendim.Belki zor bir yaşantıydı bu ama aslında bana o kadar çok şey kazandırdı ki ülkemi tanıdım, insanlarımı tanıdım, toprağımı tanıdım, sorunlarını tanıdım, ve gezip dolaştıkça onlara sağlık hizmeti verdikçe bunlar nasıl çözümlenir düşündüm.

Dolayısyla bütün bu zorluklar bir kazanıma dönüştü onun için ah bunu yapmayın demiyorum, arayın antenlerinizi açık tutun diyorum gençlere yani duyargalarınızı açık tutun bütün şeyleri alın etrafınızadaki  sesleri davranışları duyguları düşünceleri ve kendi sentezinizi yaparaktan  kendi çıkarımınızı yapın ben şu yolda çalışmalıyım benim heyecanım benim yeteneklerim bu yolda deyip kendinizi keşdedip ondan sonra projelerle hayata girin çünkü projesiz yaşamak bir ot gibi yaşamak kendimiz için her şeye sahip olabiliriz ama mutlu olurmuyuz bilmiyorum .İhtiyaraldım saçlarım beyazladı kilo aldım hep aynaya bakıp ta kendimizden mutsuz olabiliriz.

BŞ:Türklider Türkan Saylan tam proje dediniz benim de size öyle bir sorum vardı.Her Liderin bir projesi her zaman vardır.Şu anda sizin üzerinde çalıştığınız bir tane önemli proje söylermisiniz?

TS: Evet biz şimdi bildiğiniz gibi eğitimle çalışıyoruz ama şu anda benim Türkiyede en büyük eksiklik gördüğüm eksiklik üzerinde çalıştığım ve çalışmak istediğim bu şiddetin şiddet toplumunun barış toplumuna dönüşmesi.

BŞ:Şiddet toplumunun barış toplumuna .

TS:Ve insan hakları yani eşitlik duygusunun herkesçe benimsenip içselleştirilmesi  dolayısıyla oradan şiddete değil barışa dönüşmemiz ve yurtta barış dünyada barış ilkesi ile insanlar arası sevgi ve dostluğun gelişmesi.

BŞ:Ben size bir ödev vermiştim buraya gelmeden önce ve onuda size hatta internetlede gönderdim 37 tane değer ismi size gönderdim dedim ki sizi başka bir gezegene dünyaya yaşamak için gönderiyor olsalar bu 37 tane değer içerisinden size deselerki içinden 6 değeri anca seçiyorsunuz o gezegende başka değer herkes alamıyor hangi 6 değeri seçersiniz dedim.

Bakın siz burada seçmişsiniz müsaade ederseniz onları okumak istiyorum. Bir adalet ve eşitlik seçerim demişsiniz, iki paylaşmak

TS:Paylaşmak dünyanın en güzel duygusu.

BŞ: Üç verimliliği alırım

TS:Evet üreten mutlu olur üretmeden mutlu olmaz.

BŞ: Ve eşitliği aldınız götürdünüz daha sonra mutluluk ve altıncı barış bakın benim bilgisayarımda bakıyorum ondan sonra bir sorum daha olsu size bu altı tane içerisinden bir başka gezegene gidiyor olsanız oradada deseler ki Türkan Saylan maalesef altı taneyi götüremiyorsunuz sadece yanınızda üçü götürebilirsiniz hangi üçü götürebilirsiniz dediniz bakınız burası boş kaldı sebeb dedinizki ben Türkan Saylan olarak bu altı tanesinden vazgeçemem orada bulunduğum yerde ölürüm, o gezegene gitmem bu üç tane seçimi de yapmam dediniz niye öyle dediniz onu açıklarmısınız?

TS:Çünkü bunların hepsi bir bütünü temsil ediyor, yani adaletti, eşitlikti, üretmekti bunlar hepsi birbirini tamamlayan şeyler birini çektiğiniz zaman anlamı kalmaz bunların sonucuda insanın mutluluğu .İnsanın mutluluğu çok parası olmasıyla arabasının jaguar olmasıyla ne biliyim ben beş tane otuz tane korumasının olmasıyla, kırmızı halılar önüne atılmasıyla yada bankası olmasıyla falan öyle bir şeyler değil insan kendisinden olmalı yani ürettiğinden mutlu olmalı.Başkalarını mutlu ettiği sürece mutlu olabilir dolayısıyla paylaşmak bunların hangisini atıcaksınız.

BŞ:Atamıyorsunuz peki o zaman bu kelimeleri söylüyüm bunlarla ilgili tek bir cümle söylemenizi istiyim.Adalet bir cümle.

TS:Eşitlik

BŞ:Paylaşmak

TS:Hep birlikte olmak üretmek.

BŞ:Verimlilik.

TS:Verimlilik hep birlikte üretmek.

BŞ: Eşitlik

TS:Eşitlik eşit yaşama mutlu yaşama

BŞ: Peki mutluluk.

TS:Mutluluk her şeyi paylaşma

BŞ: Barış

TS:Barış şiddetin karşıtı

BŞ:Hakkatten hepsini izah ederken diğer kelimeleride birlikte kullandınız.Peki bunlarla ilgili size son sorum mutluluğu tanımlar mısınız mutluluk nedir?

TS: Evet mutluluğun resmini yapabilir misiniz demişler ya şair ressama mutluluk insanın huzurlu olması kendisi ile barışık olması yani kendisi ile bir sorunu olmaması ve kendisi ile barışık olduğu zamanda insan tüm insanlarla barışık olması. Farklı düşünen farklı davranan  herkesi eşit sayabilmesi verdiği huzur bence mutluluktur.

BŞ:Mutluluk herkese göre farklı tanımlansa dahi herkes kendi mutluluğunu kendisi yapabilir, kendisi yaratır.

TS:Aynen çok doğru söylüyorsunuz.

BŞ:Bazen bir insanı mutlu eden bir şey başka tarihte ve saatte mutlu etmeye biliyor.

TS:Ama bunların çoğuda maddi dir biliyorsunuz. Sizin dört tekeriniz vardır ben hayat boyu serçe araba kullandım bana diyorum Mersedes hediye etseler binemem utanırım yani bana uygun bulamam.

BŞ:İnsanlar küçük ve ufak şeylerde mutlu olmasını öğrenmelimi?

TS: Öğrenmeli bir papatya çiçeği benim için dünyanın en güzel armağanıdır örneğin bu yaşıma geldim hala ondan farklı bir şey düşünmüyorum.

Bu insanın zaman içerisinde bir takım üst düzey zevkleri kazanması anlamına da gelmiyor.Kazanamıyorsunuz istesenizde.Ben şimdi kürk giyemem bir kürküm olsa birisi bana armağan etse o hayvan derisini giyemem mesela yani bu 7 sinde ne isen 70 inde de o oluyor değer yargıları çok önemli yani.

BŞ:Peki paylaşmakla ilgili size bir imkan verseler neyinizi paylaşmak istersiniz?

TS: Her şeyimi her şeyimi paylaşıyorum.Yani bana özel zaman bile kalmıyor.Ama paylaşmaktan da mutluyum.

BŞ:Peki adil olmayan birini gördüğünüz zaman ona ne dersiniz?

TS: Söylüyeceğimi söylerim ama onu yok sayarım.Çöp sepetine atmak isterim.Bana yapılan adaletsizliklere aldırmam, ama gözümün önünde birisi bir başkasına hekimlik dünyasında bir doktor bir hemşire bir hastaya kötü davransın o benim için hayatta yoktur artık o anlar zaten yaptığı yanlışı ya özür diler ya bir daha yapmaz yada ortamdan çekilir gider.

BŞ: Peki içinde bulunduğunuz bir kurumda size eşit muamele davranış gösterilmediğini hissettiğiniz anda ne yaparsınız?

TS: Mücadele ederim ama bunu kavga ile yapmam.

Yani yazarak çizerek konuşarak ve hiçbir zaman da sineye çekmem

.Başkasına yapıldığı zaman da sineye çekmem.Kesinlikle bugün bile hala başkasına yapılan haksızlıkları düzeltmek için çaba gösteriyorum bana diyorlar ki neyin oluyor bu senin. Neyim olucak bu insan haksızlığa uğramış bir insan

BŞ:Peki şu anda size göre Türkiye'de yapılan en büyük haksızlık nedir?

TS: İnsanları bazı insanların öbür insanları küçümsemesi, bazı insanların özellikle üst yönetici konumunda olanların alt insanların yani üst ast şeyini oluşturmaları yöneten ve yönetilen diye bir ayrımın yapılması aslında biliyorsunuz dünya artık yönetişimle iletişim kurucak ve yönetilicek insanların eşitliğine inanmamız lazım.

Kimse kimseden farklı değil herkesin aklı var birisi tesadüfen seçilmiş veya atanmışsa öbür insanları ezme hakkına asla ve asla sahip değil.Biz de kendimizi ezdirmemeliyiz diye düşünüyorum.

:Bu değerler konusunda siz gençlerimiz ile paylaşmak istediğiniz onlara değerler ile ilgili iki cümle söyleyebilir misiniz? Değerleri ne yapsınlar?

TS: Bir kere değerleri benimsemek lazım, unutmamak lazım ve bunların gerçek olduğuna inanmak lazım.Birisi ize öyle değil o insan kötüdür aşağılıktır dediği zaman ona red cevabı vermeniz lazım nereden çıkartıyorsun bunu o insan bizden farklı düşünüyor ama oda bir insan.Herkesin tek bir kişinin bile fikrini dinlemek zorundayım.

Uymak zorunda değilim ama ona saygı göstermek zorundayım.

Herkes birbirine saygı göstermek zorunda.Bu insanın öz değeri bunu yok ettiğimiz zaman zaten insanlıktan çıkıyoruz.

BŞ:Türklider Türkan Saylan ben size yine bir ödev vermiştim sağolun yaptınız ödevi .

Bize bir sürpriz kaset hazırlayın o kasetle gençlerimize üç değişik mesaj verin demiştim.Kasetinizi hazırlamışsınız o kaseti sizden alabilir miyim şimdi ve bu kasedi ben yayına hazırlıyım yayına hazırlanırken kısa bir ara verelim sonra tekrar birlikte olalım.

BŞ:Türklider programında Türklider Türkan Saylan ile birlikteyiz.

Sizin kasediniz yayına hazır şimdi hep birlikte kasedinizi izleyelim

.Kasedinizi izledik gençlerimize bu kasetle hangi üç değişik mesajı vermek istediniz?

TS: Birincisi gençlere kendinize güvenin diyorum.

Kendinize güvenin çocuklar çok önemlisiniz.

Ve zamanı iyi kullanın zaman sizi harcamasın siz zamanı istediğiniz gibi harcayın bunu unutmayın

.İkincisi kendinizi sürekli geliştirin, hepimizin geliştirmesi gerekiyor.

Dünya sürekli değişiyor ve bu değişimi bizim yakalamamız gerekiyor.

Üçüncüsü bütün insanların eşit olduğuna inanın. Eşitlik duygusunu içselleştirin.

Sadece kitapda okuduğunuz için değil, öğretide öğrendiğiniz için değil yani ben eşitim herkesle hiç kimse benden farklı değil.

Benden az eğitim görmüş olabilir, az parası olmuş olabilir ama oda bir insandır

.O da saygıdeğer benim kadar saygı değerdir deyip hiç kimseyi küçümsemeyin ve bunu örnek olarak uygulayın

.Başkalarına öğretin çünkü böyle öğrenmedik biz

.Bunu atlatmak zorundayız.

BŞ:Evet ne kadar güzel kendinize güvenin, güvenen insan olun dediniz.

Ondan sonrada kimseyi küçümsememeyi söylediniz

.Bu mesajlardan sonra ben size şimdi bir obje göstermek istiyorum.Ve gösterdiğim objeye beş saniye bakıp bununla ilgili gençlerimize bir mesaj vermenizi istiyorum.Hazırmısınız?

TS: Evet

BŞ:Sizin için seçtiğim ve size göstermek istediğim obje bir ayna bu aynaya beş saniye bakmanızı istiyorum, ve bu aynadan ilham alarak  geçlerimize bununla ilgili bir mesaj verin.

TS:Tabii ayna benim yaşamımda bir gerçekten bir obje ve hiç bakmadığım bir şey biliyormusunuz .

BŞ:Bakmadığınız.

 TS: Hayır bakmadığım hiç kullanmadığım bir şey.

Bazen 24 saat iki gün geçer ben derim aynaya bakmadım ne yaptım saçımın boyası geldi mi mesela ya derim bakmadım kesinlikle benim ayna ile bir sorunum olmadı şimdiye kadar yani ayna benim zamanımı alamaz.

Belki zaman içinde kırk yılda bir rujumuda böyle sürüyorum

.Ondan zaman çalmak istedim bütün hayatım boyunca .

Çünkü ayna insanı çekiyor insanı içine değil mi?

Biraz daha bakıyım, biraz daha bakıyım ay şuram şöyle mi oldu buram böyle mi oldu diye bizi çeken bir şey .

Ben bir şekilde ondan kurtulmuşum.

Aynaya zaman harcamıyorum ama aynaya bakın dediğim zaman insanlara yani kendimiz ile yüzleşelim.

Ben niye bu hainliği yapıyorum niye başkalarını aşağılıyorum, buna hakkım var mı?

Ya da ben niye bu kadar tembelim o zamanda aynayı kullanıyorum aynaya bakın kendiniz ile yüzleşin yani aynayı iki  türlü  kullanıyorum.Biri kullanmıyorum biri kullanıyorum ayrı .

BŞ:Güzelleşmek için kullanmıyorsunuz belki ama kendinizi sınamak için belki aynaya bakıp ben ne yaptım ben bugün hangi hayırlı işleri yaptım kendi kendinize bir şekilde soru sormak, kendi kendinize yüzleşmek için belki bakıyorsunuz.

Peki ben sizi birazcıkta eğlendirmek üzere önünüze bir torba koydum.

O torbanın içerisinde harfler var.

O torbayı alabilirsiniz.Torbada harflerden bir tane harf çekin ve o harf baş harfi olacak şekilde bize bir iyi davranış bir doğru davranış söyleyin.Hangi harf size çıktı.

TS:B

BŞ:B harfi size çıktı.

TS: Ben demek yerine biz demeyi öğrenmeliyiz. Biz her şeyi biz

BŞ:Bu iyi bir davranış biz deyin her şeye biz deyin.

TS:Ekip çalışması çok önemli Türkiye'de ben demek çok çirkin bir şey bence .

Ben de yapmış olabilirim ama ben hiçbir şeyi tek başıma yapmış olamam.

Biz yapıyoruz bu gün bu programı biz yapıyoruz.

Siz arkadaşlar hep birlikte ben tek başıma ne yapabilirim.

BŞ:Bir takım oyunu şart diyorsunuz.Bir tane daha harf çekin ve harfiniz Ü üstünde noktaları olduğu için ben onu Ü diye okuyorum.Ü harfi ile başlayan bu sefer kötü bir davranış, yanlış bir davranış düşünebiliyor musunuz?

TS:Ümitsizim sözcüğünü asla ve asla kullanmayalım.

Çünkü ümitsizlik sözcüğü insanı aşağıya çeken bir şey .

Motivasyonunu coşkusunu yok eden bir şey.

Ümitsiz olmamıza gerek yok.

Bu gün istemediğimiz bir olay yaşarız, onu bir kenara atarız istediğimiz olaydan tarafa ben önüme konulan sorunlarda şöyle bir yöntem izliyorum çözemiyeceklerime hiç ilgilenmiyorum, bunu yapamam ben diyorum kenara atıyorum çözebileceklerimin içinden de sorunları ayırıyorum sıraya koyup çözmeye çalışıyorum.

Ümitsizlik sözcüğünü hiç kullanmıyorum.

BŞ:Ümitsiz olmayın.Baktım siz çekmeye devam ediyorsunuz bir tane daha çekin.

TS:Üç mü demiştiniz siz.

BŞ:Bir tane daha çekin. Ama onunla da siz söylemek istediğinizi söyleyin ben bir sınır koymuyum onunla başlayan.

TS: P harfi P ile düşünün siz

BŞ:P ile başlayan

TS:Para tabiki çok önemli bir şey ama para  insanları yaşaması için yeterli olabilmeli .

Para bize sahip çıkmamalı biz elimizdeki parayı kendimiz için çevremiz için yararlı olabilmek için kullanmalıyız o zaman para bizi mutlu eder.

O zaman biz ev alalım bir tane daha alalım işte villa alalım , onun bilmem nesi varmış bende alıyım olayın içine kendimizi gençliğimizden başlayarak sokarsak ki aileler maalesef böylede yönlendirebiliyor insanları o zaman para bize hakim olur zamanın bize hakim olması gibi .

Para bizi satın almış olur ve bize çok yanlış şeyler yaptırabilir.

Ama para bizim kullanabileceğimiz bir araç olarak tabiki bu dünyada gerekli ama bunun da bir sınırı olması gerekiyor.

Yoksa para insanları son derece mutsuz eder.

Bir başka insanın yaşaması için gereken para öbür insanı mutsuz eden uyusturucuya kadar götüren bir araç halinde de olabilir, bir tehlike olabilir.

BŞ:Evet teşekkür ediyoruz torba oyununu çok güzel yaptınız.

Şimdi size bir meslek etik meslek sorusu sormak istiyorum.

Hazırsanız bir vaka yazdım onu size okumak istiyorum.

Ve size sorucam siz olsaydınız ne yapardınız diye bu durumda.

Mehmet bey genç bir doktordur.

Tıp fakültesinden mezun olduktan sonra doktor olarak çalışmaya çalışma hayatına devlet hastanesinde başlamıştır.

Maaşı çok düşüktür, yeni evlenmiştir, kiralık bir evde oturmaktadır, evlenirken mobilya, buzdolabı ocak halı alıyım derken taksitle aldığı bu eşyalar nedeni ile epeyi borçlanmıştır, borç altına girmiştir.

Kira taksitler derken maaşı yetmemeye başlar .Sıkıntısını arkadaşına anlatır onlar kendisine çıkış yolu önerirler.

Ona şunu teklif ederler.

Mehmet üzülme sıkılma bizde senin gibi sıkıntı çektik. Şimdi bir nebze maddi sorunlarımıza katkı yolunu bulduk.

Hafta sonları hastanede nöbet almak için talepde bulun.Acil servise gelen hastaları hastanenin karşısındaki mr tanı merkezine mr çektirmek için gönder.

Ay sonlarında gönderdiğin hasta adedine göre tanı merkezi sana belirli bir ücret öder. Maaşına destek olur derler.

Genç doktor Mehmet bey şaşırmış kalmıştır .bir tarafda ödenmesi gereken taksitler bir taraftada içine sinmeyen bu teklif ne yapsam diye düşünür.

Türklider Türkan Saylan siz genç doktor Mehmet bey yerinde olsaydınız ne yapardınız?

TS: Şimdi doktor Mehmet bey bir yanlış yapmış baştan ve bu yanlışı bütün gençler yapıyor .

Bu yanlışı ben yapmadığım için rahatım .

Evlilikte insanın her türlü eşyası olması gerekmiyor.

Bir ay bir buzdolabı gelecek sene ne biliyim bir fırın almanın o keyfi

.Ödeyebilceği küçük küçük taksitler .

Bu gün bir banka kartı  sorunu yaşıyoruz herkes  ödeyemeyeceği şeyleri alıyor. Biz böyle geliştirdik hayatımızı hiç kimseden hep ben borçlu yaşadım hala da borçlu olmaktan hoşlanırım, ama ödeyebileceğim borcu yaparım.

Dolayısıyla doktor burada yanlış yapmış ama bunu hayatını etkileyecek bir başka yanlışla telafi etmesi onun hayatını söndürebilecek bir olay.

Tabiki bu günde ne yazıkki doktorlarımız arasında mesleğini yanlış kullanan ve bunu para kazanma amacı  gibi gösteren bu şekilde dediğiniz gibi gösteren bıçak parası gibi yada hekim gibi benim çok büyük utanç duyduğum yöntemler deneniyor.

Belki doktor Mehmet bey bunu yapacaktır ama inanın hayatı boyunca bunun acısını çekecektir.

Ben hayatımda bir gün bakın 40 senelik hekimim bir sahte rapor yazmadım daha ama o ilk dir bir kere bir şeyin karşılığında rapor yazarsanız hayatınız böyle gider.

Dolayısıyla çocuklara da söylemek istiyorum bir kere o hatayı  yaparsanız arkası gelir herkes sizden b u yapıyormuş anlayışlıymış der ve devam eder siz biraz dahaaah bak ne güzel taksidimide ödedim, parada geliyor bir şey de yapmadım.İşte ben oraya 10 tane gereksiz mr gönderdim, parayı da aldım. Sistem sizi çekiyor böyle sahtekarlığa ve o sahtekarlığın içine bir kere girerseniz hayatınız sönüyor yani doktor bey çok kritik bir karar almak zorunda. Ya biraz daha sıkıntı çekicek yanlış yaptığını düşünerek sıkıntı çekerek borçlarını ödemeye devam edicek.Biraz daha aç açık kalıcak belki belki biraz daha basit eve düşücek , belki ailesinden borç alıcak ama bir adımını attığı anda hayatı bambaşka olucak Belki o yaşadığı sürece bunu fark etmeyecek.

BŞ: Böyle bir teklifi kabul etmesin

TS:Kesinlikle etmesin.

BŞ: Her lider hayatta bir şey değiştirmek ister .Çok kıs siz elinizde olsaydınız neyi değiştirmek isterdiniz.

TS:Ben Türkiye deki bu fırsat eşitsizliğini gidermek isterdim. Hereksin eşit haklara eşit sorumluluklara sahip olduğu Türkiye istiyorum.

BŞ:Bunu yapmak kolay mı?

TS: Bence insanlara bağlı yönetime bağlı değil.

Ve şu andaki süreçte bunu yapabiliriz.Yeterki insanlar hakkını arasın ödevini yapsın

.Eğer biz kırmızı ışıkta durmuyorsak ki bir Cumhurbaşkanımız kırmızı ışıkta durdu yeryerinden oynadı nasıl olur diye.bir örnektir bu.

Biz kuyruğa girmiyor kart vizitimiz ile öne geçmeye çalışıyorsak o zaman bu olmaz önce ödevlerimizi biliceğiz haklarımızı istiyeceğiz

.Kimse kimseye hakaret etme aşağılamaya sahip değil, ama bizde başkasını aşağılama hakkına sahip değiliz.

Dolayısıyla bizden başlıyor halk olarak hakkımızı istemeyi öğreneceğiz yazarak insan hakları danışma kurumlarına il kurumlarına vatandaşsak ama ödevimizide yapıcağız kapımızın önünü kirli tutmayacağız, kavga etmeyeceğiz, hakaret etmeyeceğiz kimseye, sıramızı bekleyeceğiz, bunlar çok küçük şeyler ama vatandaş olmak böyle olur diye düşünüyorum.

BŞ:Son olarak hangi yemeği yemeği seversiniz ?

TS: Soğan kavurması.Çocukluğumdan kalmış bir kokudur.

BŞ:Onu nerede yersiniz evde siz yaparak mı?

TS:Evde yemek yaparken hemen bir avuç ayırırım kendime bayıla bayıla yerim.

:İnsallah bir gün geliriz sizde soğan kavurması yeriz.

Çok teşekkür ediyorum Türklider programına Türklider olarak katıldınız.

Gençlerle zenginliklerinizi paylaştınız .

Allah size daha çok bu tür zenginlikler versin Size tekrar çok teşekkür ediyorum.

TS:Sağolun.Sağolun.

BŞ:Ve diyorum ki Gençler bizim her şeyimiz en değerli hazinemiz gençlerimize sahip çıkalım  Bir başka programda yeniden birlikte olmak dileği ile tecrübeleriniz ve birikimleriniz toprak olmasın.Hoşçakalın.
 .
.
.

dinlemek için  

.
.
 
.
.

Türkan Saylan, Bülent Şenver
.

.

.

.

.

Türkan Saylan, Bülent Şenver
.

.

Türkan Saylan, Bülent Şenver
.

.

Bülent Şenver, Türkan Saylan
.

.

.

.

.

.

Bülent Şenver, Türkan Saylan
.

.

.

.

Türkan Saylan, Bülent Şenver
.

.

.

.

.

Türkan Saylan, Bülent Şenver
.
.
.







.

.
.
TÜRKAN SAYLAN Gözüyle Kimdir Başarıları Linkler Kendi Sesiyle Fotograf Albüm Kitap Tavsiyeleri TV Tüm Yazıları TÜRKAN SAYLAN Odası Lider Arama

.
.

Kötü         Çok İyi  Oyla  
  Geri  |  Arkadaşıma Gönder  |  Yazıcı Dostu
 
Tüm yazıları
ShareThis

    Hayat Verenler : Microsoft    HP Türkiye    PBS Bilişim    SAY Ajans    SFS - MAN    Superonline       

Türk Liderler:

Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem

Tecrübeleriniz ve birikimleriniz toprak olmasın @ Copyright 2004 turklider.org