Ziynet Odası       Odam Olsun       Türklider Odaları       Sizin Odalarınız       Sohbet Odası       TV Odası       E-Kitap Odası       BŞenver       Gazete Odası       iPad       Hakkımızda       Şifremi Unuttum   

 

Nihat Sırdar Gözüyle 



Tüm Yazıları
       ShareThis

 

Kamera Arkası NİHAT SIRDAR
03.11.2009
Okunma Sayısı : 72282
Oy Sayısı : 7
Değerlendirme : 5
Popülarite : 4,23
Verdiğiniz Puan :
 

 

Kamera Arkası NİHAT SIRDAR
Nihat Sırdar
.
.

  Kamera Arkası NİHAT SIRDAR 
.
.

Kamera Arkası NİHAT SIRDAR

Nihat Sırdar (NS)
Bülent Şenver (BŞ)

Deşifresi

BŞ: Bir fotoğraf makinesi ile 100 tane çekilmiş, diğeri ile 50, eve gidiyorum Türklider gazetesi için resim bulmam lazım, bakıyorum benim gözüm kapalı , diğerinde sizin kapalı zar zor 3 tane buluyorum. Biz amatör fotoğrafçıyız o nedenle bu kadar oluyor.

Ben ısındırma sorusu sormam lazım. Nihat'a şunu soracağım "İyi Uykular Türkiye"'ile Türkiye'yi uyutmak için mi söylüyorsun yoksa Türkiye uyuduğu için mi ? Niye iyi uykular Türkiye diye bir şey düşündün? Onu bize biraz anlatır mısın diyeceğim.

Daha sonra gençlerimizin hazırladıkları sorular var diyeceğim. Ben birkaç soru hazırladım, o soruları size okuyayım, beğenmiyorsanız sizin istediğiniz ile değiştirebiliriz, beğendiğiniz
varsa da bunu ben sormak istiyorum deyip o soruyu sizin adınızla soralım diyeceğim.

Birinci soru; Sayın Nihat Sırdar, siz radyo programları yapıyorsunuz. Programlarınızda hem dinleyicilerinizi eğlendiriyor hem de onları düşünceye sevk etmek için toplumsal sorunlara değiniyorsunuz.

Sabah programlarınızda günlük gazetelerde çıkan haberlerden ilginç olan bir haberi bulup, halkımızın tepkisini soruyorsunuz. Burada sabah radyo programındaymışsınız gibi bir canlandırma yapalım. Siz bize dinleyicilerinize sorduğunuz gibi soruyu sorun, biz de arkadaşlarımla birlikte sizi telefonla radyodan arayan dinleyicileriniz olalım, sorduğunuz soru ile ilgili goruslerinizi biz verelim." Diye bir canlandırma.

Sizden istediğim şu; o soruyu sorduktan sonra o soruya birilerinizin sanki radyoyu arıyormuş gibi tepki vermeniz. Burada roller değişmiş oluyor. İçinizden kim yapabilir?

NS: Başbakanın yeni uçağının fiyatının ısrarla açıklanmamasıyla ilgili sorabilirim.

BŞ: Ben diyeceğim ki ; şuanda kendinizi radyoda gibi farzedin, önünüzdede mikrofonunuz. 5-6 dakika radyoculuğu stüdyo içerisinde oynayacağız. Muhakak iki kişi aloooo diyerek başlayacak söze.

İkinci soru; Sayın Nihat Sırdar, siz radyo programlarında sık sık trafikte emniyet şeridinden gidenleri uyarıyorsunuz, onlara kızıyorsunuz, size bildirilen  plaka numaralarını  okuyorsunuz, hatta zaman zaman emniyet şeridinden gidenlere ayı diye hitap ediyorsunuz. Emniyet şeridi ihlallerine bu derece çok kızmanızın nedeni nedir?

BŞ: Yönetmenimiz.

YÖNETMEN: Merhaba.

NS: Merhaba

BŞ: Ücüncü soru; Sayın Nihat Sırdar, siz radyo programlarınızda zaman zaman milletvekillerini, bakanları, hatta başbakanları dahi eleştiriyorsunuz. Haklı olduğunuz konular olabilir. Size soracağım bu soruda hayal gücünüzü kullanarak cevap vermenizi isteyeceğim.
"Günün birinde Türkiye'de Milli Eğitim Bakanlığı ve Kültür Bakanlığı birleştirilse ve tek bir bakanlık yapılsa , başına da sizi bakan olarak atasalar , Milli Eğitim ve Kültür Bakanı olarak Türkiye'de hangi önemli icraatları yapardınız? Neleri değiştirirdiniz? Ne tür yenilikler getirirdiniz?

Dördüncü sorumuz; Ben size ciddi bir soru sormayacağım. Radyo programlarında insanları düşündürürken aynı zamanda onları eğlendiriyorsunuz. Mizah ile ilgili konuları çok uyumlu bir şekilde biraraya getirdiğiniz için programlarınız seviliyor, dinleniyor. Sizden bizi biraz burada güldürmenizi istiyorum. Sizin oynadığınız "İyi Uykular Türkiye" isimli sahne gösterinden bir bölümünü burada biz gençler için oynamanızı rica ediyorum.

NS: Anlatırım  oyundan bir takım bölümler de , sahne performansı gibi yapmamın imkanı yok.

BŞ: Soruların sağ tarafına isimlerinizi ve soyadınızı yazarsanız, kimin  ne soracağını bende bilir,  sorarım.

HÜLYA ŞENVER: Ben sizin çok iyi bir dinleyicinizim ama sizi çok farklı canladırıyordum gözümde.

NS: Daha esmer,  yaşlı mı bekliyor dunuz?

HÜLYA ŞENVER: Hayır. Daha ince , kıvırcık saçlı , gözlüklü.

NS: Ses ile görüntüyü örtüştürmek zordur her zaman. Hayal gücü çünkü o. Doğru olması mümkün değil. Bugüne kadar doğru tahmin eden kimse çıkmadı.

HÜLYA ŞENVER: Sabahları emniyet şeridi açık değilse Nihat daha başlamadı diyoruz.

NS: O konuda ciddi bir mesafe kattettik. Şimdi eskiye oranla daha az. Ben yıllardan beri uğraşıyorum, kimi meniyet müdürleri çok ciddi ye aldılar ve ciddi çalışmalar yaptılar. Şimdi eskiden olmadığı kadar fazla trafik ekibi var emniyet şeritlerinde. 

Bütün bir yol kapanıyor, o yola ne kurtarma ekibi ne ambulans  girebiliyor. Oradaki insanın hayatı için bir dakika bile çok önemli.

BŞ: Bizim bir değerler bölümümüz var. Ben diyeceğim ki Türklider Nihat Sırdar'a ben 37 değer gönderdim , içlerinden 6 tanesini seçmesini istedim,o da seçti.

1-     Dürüstlük
2-     Cesaret
3-     Erdemli olmak
4-     Aile
5-     İstikrar
6-     Duyarlılık

6 değer değilde 3 taneye indirilse bunların içinden hangisini seçmek istersiniz dedim.

1-     Dürüstlük
2-     Cesaret
3-     Aile

Seçtiler. Ben kendisinden bunları niçin seçtiğini izah etmesini isteyeceğim. Dürüstlüğü seçtiniz niçin dürüstlük? Cesaret , niçin cesaret? Aile,  niçin aile? Diye.

Proje bölümümüz var. Her liderin bir projesi vardır hayatta, üzerinde uğraştığı. Şuanda sizin üzerinde uğraştığınız projeniz nedir diye soracağım.

Bir süpriz kasetimiz var. Gençlere mesaj vermek istediğiniz kasedi alalım, izleyelim ve yayınımıza biraz ara verelim diyeceğim. Bu kasette gençlere vermek istediğiniz üç tane mesajı bizimle paylar mısınız diyeceğim. Birinci mesajınız gençlerin yakın tarihini öğrenmeleri, ikinci mesajınız yabancı dil öğrenmeleri, üçüncü mesajınız ideallerini belirlemek için erken karar vermeliler.

Bir etik soru vakamız var. Size okuyacağım ve siz olsaydınız ne yapardınız ? diyeceğim. Vaka şu;

" Mehmet Bey siyasete atıldıktan sonra partisi iktidar olmuş ve kurulan hükümette ona ulaştırma bakanlığı verilmiştir. Özelleştirmelerle ilgili büyük ihaleler yapılmaktadır, bakan bu ihaleleri yakından takip etmektedir. Bütçe gelirlerinin tutturulması içinde özelleştirme hedefi mutlaka tutturulmalıdır. Ulaştırma Bakanı bir gün  İstanbul'a gider. Toplantı için Ankara'ya dönmelidir, Ankara da yapılacak bakanlar kurulu toplantısına da katılması gerekir. Atatürk Hava Limanı'na gelir, tarifeli uçağının arızalandığını ve 2 saat gecikeceğini öğrenir. Bu durumda Ankara'da yapılacak Bakanlar Kurulu toplantısına katılamayacaktır. Toplantıda Başbakana özelleştirme raporu sunacaktı, onu da sunamayacaktır. Ne yapacağım diye düşünürken , özel kalem müdürü telefonla ara der ki "Sayın Bakanım, ben ABC Şirketi ile konuştum, onların özel jet uçağı sizi götürebilirmiş. Emrederseniz şirkete söyleyelim onların özel jet uçağı ile gelin." Bakan ABC Şirketini hatırlar, ABC Şirketi Bakanlığın açtığı özel ihalelelerine katılan büyük bir şirkettir. Ne yapsam diye düşünür. Teklifi kabul edip toplantıya yetişsem mi? Yoksa, hayır deyip toplantıyı kaçırsa mı? Türklider Nihat Sırdar, ulaştırma bakanı Mehmet Bey'in yerinde siz olsaydınız bu durumda ne yapardınız?

Vaktimiz kalırsa da gençlere sosyal hayatta birşeyler tavsiye eder misiniz diye soracağım.

Türklider gazetemiz var, o daha sonra hazırlanacak , ekranda göreceğiz ve programımızı kapatacağız.

Birinci bölüm yaklaşık 25 dakikalık bir çekim oluyor, ikinci bölüm 15 dakikalık bir çekim oluyor.

Program içerisinde sizlerin aklınıza gelen başka sorular varsa bunun yerine şu soruyu soralım diye değiştirebiliriz.

Çocuklar Nihat Sırdar'ı her yerde bulamazsınız, gelin fotoğraf çektirelim.

Türklider Nihat Sırdar niye Türklider seçildi onu okuyayım size.

"Toplumu doğru bilgilendirmek, doğru düşünmeye sevk etmek, toplumsal  sorumlulukları yerine getirmek için , bireylerin bilinçlenmesini sağlamak maksadıyla yaptığı radyo programları , gazetelerde yazdığı köşe yazıları ve gençleri sosyal sorumluluk konusunda bilinçlendirmek için yaptığı aktiviteler nedeniyle radyo programcılığı ve toplumsal duyarlılık alanında Nihat Sırdar Türklider seçilmiştir.

Nihat Bey  şeref defterine duygularınızı yazabilir misiniz?

NS: Yıllardır yaptığım radyo programlarıyla kendime payda sağlamaktan çok , mikrofonun gücü ile topluma birşeyler vermeye gayret ettim. Bu çabamın  sizler tarafından takdir görmesi beni çok mutlu etti.

BŞ: Ödevler bitmiyor, birde dijital ortamda Türklider Nihat Sırdar "Sevgili Gençler" diye başlayarak gençlere  mektup yazacak. www.turklider.org  sitesinde de gençlere mektubu yer alacak.

Türklider gazetesine Nihat Sırdar'ın resmini koymamız lazım. Nihat Bey 'in tek resmini çekelim. Bu görüntüler kamera arkası oluyor.

Nihat Bey'in gençlere mektubunu okuyalım.

Sevgili Gençler,

Biz Türkiye Cumhuriyeti olarak geçmişinde birçok olay yaşamış fakat bunlardan birhaber bir ülkeyiz. Temennim, yakın tarihinizde yaşadıklarımızı  okumanız ve öğrenmeniz.  

Geçmişinden ders almayan bir ülkenin geleceğini  oluşturması zordur.

BŞ: Çok güzel . Şimdi makyaja gidelim.

BŞ:Türklider programına hoşgeldiniz. Türkiye'nin genç liderlere ihtiyacı var . Her alanda her konuda gençlider yetiştirmeliyiz. Genç liderleri yetiştirmek ise hepimizin sorumluluğu. Gençlerin önünü açmalıyız. Gençlere el vermeliyiz. Gençlerle tecrübelerimizi birikimlerimizi paylaşmalıyız. Bu programda gençlere örnek olmuş bir lider konuğumuz olacak,  gençlerle tecrübelerini paylaşacak.

İnsanları güldüren, eğlendiren, güldürürken ve eğlendirirken onları düşünceye sevk eden, bilinçlendiren, radyo programları yaptığı ve köşe yazıları yazdığı, gençlerle üniversiteleri birer birer dolaşıp çeşitli bilinçlendirme aktiviteleri gerçekleştirdiği için radyo programcılığı ve toplumsal sorumluluk konusunda Nihat Sırdar Türklider seçilmiştir. Bu programda konuğumuz Nihat Sırdar. Hoşgeldiniz Nihat bey.

NS:Hoşbulduk. Merhabalar.

BŞ: Siz radyo programcısı olarak hem gençsiniz, hem insanları eğlendirerek düşünmeye sevk ediyorsunuz. Sizi dinlerken insanlar bazı toplumsal sorumluluklarının farkına varıyorlar. Hem farkına varıyorlar. Bir tarafta belki istedikleri olmuyor diye üzülüyorlar ama bir taraftan da sizin o tatlı bulduğunuz espirilerle de yaşadıklarına gülüyorlar ve espiriyi bir şekilde ciddiyetle birleştirerek ne güzel bir kıvam ki , o bu kıvamı bir güzel yemek olarak her sabah radyoda siz dinleyicilerin kulağına gönderiyorsunuz.

 Birde onunla yetinmiyorsunuz ben izlediğim bildiğim kadarıyla "İyi Uykular Türkiye" diye ben sanat diyorum ben ona siz ama onu herhalde kabul etmiyorsunuz mütevazı olarak onu bir aktivite diyorsunuz

NS:Gösteri demek daha doğru olucak.

BŞ:Gösteri diyorsunuz ona ama yine de o gösteri ile ilgili benim dikkatimi çeken konu şu oldu başlık "İyi Uykular Türkiye"  Türkiye uyuduğu için mi başlığını iyi uykular dediniz? yoksa Türkiye'yi uyandırmak için mi dediniz? Niçin böyle bir isim koydunuz iyi uykular Türkiye .

NS:İyi uykular Türkiye'yi ben yaklaşık ikiyüz kez sahneledim. 99'un sonuda yani 2000 senesinde zannediyorum başladım tam tarih olarak 2000'nin Haziranıydı herhalde. İkiyüz kere oynadım şimdi başka bir oyunla

BŞ:İkiyüz oyun bitti.

NS:Evet ikiyüz gösteri yaptım. Şimdi iyi uykular Türkiye'nin bir kere isim babası Musa Özoğlu'dur aslında . Benim çok sevdiğim bir arkadaşım o her sabah radyo programına başlarken iyi uykular Türkiye diye başlardı. Çünkü  oda aynı fikirde bende aynı fikirdeyim bu gerçekten de Türkiye'nin uyuduğu  kanaatinteyiz biz. Türkiye uyuduğu için ismi iyi uykular Türkiye aslında ve ben uyuyun diye değil aksine siz uyuyorsunuz farkına varın bakın bunlar oluyor, demek için o gösterinin ismini iyi uykular Türkiye koyduk.

BŞ:Türkiye'de yaşayanlar mı uyuyor?

NS:Evet uyuyorlar çok bariz bir şekilde uyuyorlar Türkiye'de

BŞ:Siz de uyuyormusunuz?

NS:Hayır ben uyumuyorum.

BŞ:Evet.

NS:Ben uyuyor olsan bu radyo programını yapıyor olmam. Ben işte köşe yazısı yazıyor olmam, bu gösterileri yapıyor olmam, ve işin enteresan tarafı yani şimdi az önce söylediğiniz şey doğru. Siyasi mizah yada güncel mizah diyebiliriz aslında benim yaptığım işe. Bir isimlendirme yapmak gerekirse ki dünyanın bir çok yerinde bu var.

Türkiye 'de de bir dönem yapılmış bir dönem insanlar bundan uzaklaşmış, yani mizah'ın Türkiye'de çeşitli evreleri var. Gırgır mizah dergisinin olduğu bir dönem gerçekten toplumsal mizah, siyasi  en üst seviyelere çıkmış. Fakat bugün geldiğimiz noktaya baktığınız vakit ; bugün karikatürleri çizilen siyasiler Başbakan'lar o karikatür dergilerine tazminat davaları açıyorlar.

Yani Türkiye gelişiyor mu? Hayır.  

Türkiye gelişmiyor aksine giderek daha bağnaz giderek böyle nasıl diyeyim ben giderek daha kapalı bir toplum haline geliyor .Burada bir Başbakan'ın kendisi ile ilgili çizilen karikatüre böyle bir dava açmasına da cesaret veren uyuyan Türk halkıdır. Türkiye'de hala hazırda uyumaya devam ediyor bence.

BŞ:Şimdi biz sizin için sizi tanıtan kısa bir kaset hazırladık, isterseniz hep birlikte öncelikle Türk lider Nihat Sırdar'ı tanıtmaya çalışan bir kasedimiz var elimizde hep birlikte bu kasedimizi izleyelim.

BŞ:Türklider programındayız, Türklider Nihat Sırdar ile birlikteyiz. Biz sizi kısaca da olda bu hazırlanan filmden tanımaya çalıştık.

Sizin radyo programlarınız içerisinde yarattığınız bir karakteriniz var sivrisinek diye "Nihat ve sivrisinek" nereden  aklınıza geldi bu sivrisinek niye böyle bir hayvanı seçtiniz?

NS: Şimdi bir kere küçük olması maliyeti düşürüyor bir hayvan olduğu için. Sivrisinek çok tesadüfi bir şekilde ortaya çıktı. 1997 senesinde zannediyorum 96 yada 97 'di bir gün programına gelmeyen bir arkadaşımız vardı o  esnada benim de çok sevdiğim bir arkadaşım radyodaydı birlikte bir program yapalım onun yerine istedik birlikte ama ses değiştiren bir cihaz vardı, basit bir sintizayzırdır . Onunla sesini deforme ettik arkadaşın ve bir ara sesi sinek gibi çıktı. Bende birlikte dedik ki tamam sinek ol o zaman oda sinek oluyum dedi öyle bir program yaptık. Tamamem doğaçlama çıktı bu program çok beğenildi,  çok dinleyen oldu. İinsanlar çok beğendiler ve kuşak program olurmu,olmazmı diye tartışma yaşandı bir müddet ve hafta içi 17-18 arası o programı yapmaya başladık.

Biz bu programı yapmaya başladıktan sonra bizden yaşça büyük olanlar muhtemelen sizde hatırlayacaksınızdır Orhan Boranla Yuki'yi bize hatırlattılar. Oradan mı acaba ? dediler halbuki bizim yaşımız yetmiyor Orhan Boran'la Yuki'yi ben dinlemedim. Ben hatırlamıyorum en azından belki dinlemişimdir ama fikir oradan değil bu tamamen tesadüfi çıktı ve ondan sonra hayvanla bir radyo hayvanı diyorum ben ona sivrisineğe,  onunla birlikte bayağı uzun zamandır yıllardır radyo programı yapmaya aynı saatte devam ediyoruz.

BŞ: Bu sivrisineği bir başka kişi konuşuyor o makinede sintizayzır benzeyen bir makinede sesi inceltiliyor.

NS:Aynen öyle normal insan sesini deforme ediyor . Şimdi çok ilginç gelecek size ama o konuşanın gerçekten sinek olduğunu zannedenler var yani yok değil öyle mesaj çok geldi bana .Herkes kimliğini merak ediyor başka birisi tarafından seslendirildiğini tahmin edenler . Çünkü benim yaptığımı düşünenlerde var.

Biz 1 Nisanlarda işte genelde ben şaka yaparım işte bugün sivrisineğin kimliğini açıklıyoruz diye bir gün Mehmet Ali Erbil dedim,  bir gün Suheyl Uygur dedim onuda yedi insanlar. Hala öyle zannedenler var ama tamamen başka bir karakter. Kimliğinin açıklanmasını istemeyen bir insan. Başka bir işle meşgul olan bir insan aslında kendisi bir yönetici pozisyonunda olduğu için kendisi doğal olarak  hayvan olduğunu bilinmesini istemiyor. O yüzden saklıyoruz.


BŞ: Şimdi gençlerimizden o kadar çok Türklider Nihat Sırdar'a soru geldiki onların içinden seçmek zorunda kaldık. Bir tanesi çok ilginç ben onun için o soruyu seçtim o soruda burada size küçük bir oyun oynatmak istiyor. Radyo programı radyo programı sunuyorsunuz öyle bir radyo programı sunar gibi sizden bir talebi isteği olacak. Alpay Akdemir bu soruyu size sormak istiyor. Alpay

ALPAY AYDEMİR: Merhabalar Nihat bey , öncelikle gençlere bu fırsatı tanıdığınız için bizlerle beraber bu atmosferi yaşama fırsatı verdiğiniz için teşekkür ediyoruz. Sizleri sabah programlarınızdan tanıyoruz bizleri çok eğlendiriyorsunuz . Bunun yanında toplum içerikli,  insanları düşünmeye sevk ettiren konularda seçiyorsunuz. Sabah gazeteyi açıyorsunuz , o günün ilginç bir haberini seçip o haber hakkında insanlar ne düşünüyor tarzında mutlaka insanların tepkilerini ölçüyorsunuz bir anlamda. Bu konuda ben istiyorum ki bir canlandırma yapalım . Sizde aynen bir programdaymışçasına bir konu seçin ve biz gençlere o konu hakkındaki fikirlerimizi sorun. Aynen şu anda televizyon karşısında değilde radyo karşısındaymışçasına yapalım.

NS:Yapalım yapalımda radyo stüdyosunun atmosferi çok başka şimdi bu kadar büyük bir yerde

BŞ:Işıklar çok mu?

NS:Işıklardan değilde . Radyo stüdyosu her zaman çok ufaktır. Bildiğiniz en fazla sizin oturma odanız kadar bile diyemiyeceğimiz mutfağınız kadar bir yerdir. Kimi zaman ben bunu buradaki stüdyoda yapıyorum.  Alem Fm stüdyolarında yapıyorum orasıda ufak ama şimdi mesela bir otobüsümüz var bizim,  o otobüsümüzde aynı şekilde aynı boyutta . Dolayısıyla böyle çok küçük bir dünyanın içinde konuşuyormuş ve insanlara o şekilde ulaşıyormuş gibi bir durum var . Şimdi burada o doğallığı yakalamak tabiki mümkün değil ama bir konu seçip dediğiniz gibi yapabiliriz aslında .

BŞ:Tabii hemen yapalım  ne konuyu seçelim.

NS:Şimdi beni çok ilgilendiren ve bu günlerde de insanların nedense üstünde çok fazla konuşmadığı bir konu var. RTÜK üyelerini bundan sonra meclis belirleyecek. Şu anda var olan RTÜK üyelerinin görevi bitiyor ve bundan sonra siyasi partiler sandalye sayısına göre RTÜK ütesi belirleyecekler. Şu anda en çok kimin sandalyesi var AKP'nin sandalyesi var. En fazla RTÜK üyesi AKP'den seçilecek. Yanılmıyorsam yedi RTÜK üyesi var belki yanılıyorumdur ama.  İşte bu yedi RTÜK üyesi'nin kuvvetle muhtemel  dördü AKP'den olacak iki tanesi CHP'den olacak, bir taneside kalan diğer partilerden olacak.

BŞ:Bunun sonucu ne olur o zaman?

NS:Bunun sonucu felaket olacak benim için özellikle. RTÜK zaten siyasi bir kurumdu , şimdi daha da siyasi bir kurum haline geldi. Benim atıyorum,  Başbakan'la ilgili yaptığım bir eleştiri misal vereyim size; Yeni bir uçak alındı Başbakan'a  bu uçağın ismi "Ana"  konuldu. Niye Ana?  Ata diye bir uçak var ve Ata 2 olabilirdi bu uçak fakat Ata konmamak için Ana konuldu bu uçağın ismi.Hadi bunu bir kenara bırakalım. Uçak Almanya'da revizyondan geçirildi ve içindeki bar kısmı kaldırıldı yerine mescit yapıldı . Böyle bir durum da var yani hareket halindeki bir uçakta kıblenin tahmini tabii çok zor olacaktır.

Dolayısıyla manyetolu bir mescit olup olmadığını bilmiyoruz. Eğer öyleyse bu uçağa ne kadar masraf edildi?  Çünkü bu uçağın parasını ödeyen benim ve biziz. Bizleriz aslında bu uçağın ücretini ödeyen , bizim vergilerimizle alındı. Bunun üzerine bir milletvekili ki milletvekillerinin görevi budur,  gerçekten milletin yani bizim merak ettiğimiz soruları sormaktır ve bunlara çözüm bulmaktır .

Bir milletvekilinin görevi bir milletvekili sordu dediki "Bu uçak kaç paraya alınmıştır ?" Bu uçağı  Türk Hava Yolları aldı. Türk Hava Yolları yanıt verdi "Bu sırdır  size söyleyemeyiz" dedi. Şimdi ben bunu radyoda yaptığım vakit eğer Başbakan bundan rahatsız olup RTÜK'e başvurursa  RTÜK'e bu dosya gittiğinde doğal olarak o dört üye AKP'den seçildiği için benimle ilgili bir kapatma kararı bir durdurma kararı alınabilir . Bu dolayısıyla bence Türk basını üstünde ciddi bir sansürdür. Mesela bu sansür üzerine ben dinleyicilerimin ne düşündüğünü çok merak ediyorum.

BŞ:Buyrun sorun telefon numaralarınız verin hemen gençler arasın.

NS: 481 96 05  telefon numaramız ki bu kadar hızlı telefon bağlantısı kurmak teknolojik olarak mümkün değil ama hemen ilk telefon bağlantısını kuralım.Buyrun

HÜSEYİN:Aloo,  günaydın Nihat Bey.

NS:Günaydın buyrun.İsminizi öğrenelim hemen

HÜSEYİN: Hüseyin ben.

NS:Nerden arıyorsunuz?

HÜSEYİN: İzmir'den

HÜSEYİN: RTÜK üyelerinin meclis tarafından düzenlenmesi siz ve sizin gibi basın mensuplarının önüne çok büyük engeller açacak, kaçınılmaz bir gerçek. Öyleki TCK'da yapılan yeni değişikliklerle gazetecilere  hapis cezalarıda getiriliyor. Bunun birazda sistematik bir şey olduğunu basamak basamak bir şey olduğunu düşünüyorum . Aslında ben konuşmanızı baştan beri dinliyorum  Türkiye'nin geriye gittiğini gösteren başka bir gösterge olduğunu düşünüyorum.

NS:Böyle gidersek bizim çok ileriye gidemeyeceğimizi düşünüyorum diyorsunuz öylemi?

HÜSEYİN: Öyle gözüküyor.

NS:Çok teşekkür ederim aradığınız için sağolun.

BŞ:Nihat abi kol böreği gelmiş sucuklu yumurtada var.

NS:Tabii bir de böyle bir şey var değilmi biz  İzmir'den mesela yayın yapıyorsak eğer İzmir'de bulunduğumuz noktayı söylediğimiz vakit insanlar İzmir'de ne varsa, İzmir'in nesi var kumrusu var işte işte başka bir şeyleri var ne varsa kahvaltılık onlardan getiriyorlar.

O çok güzel bir duygu Alem fm de ben bunu çok sık yaşıyorum, bir canlı yayın arabasıyla insanların beni yıllardır dinlediği yoldan ben yayın yapıyorum yani Kayseri meydanından şehir meydanından yayın yapıyorsunuz misal tabii ben espiri olsun diye söyledim insanlar çok ciddiye aldılar orada pastırmalı yumurta dedim,   bir müddet sonra tepsilerle pastırmalı yumurtalar geldi.

Antep'e gidiyorsunuz  Antep'de katmerler geliyor.  Adana'ya gidiyorsunuz sabahın köründe kebap getiriyorlar böyle şeyler oluyor bu güzel bir duygu.

BŞ:Bir telefon bağlantımız daha var.

NS:Bir telefonumuz daha var bakalım kiminle görüşüyoruz?

ALPAY:Alo merhaba ben Alpay

NS:Nereden arıyorsunuz?

ALPAY: Afyon'dan arıyorum.

NS:Geçen gün ben oradaydım Afyondaydım. Kocatepe Üniversitesinde

ALPAY: Konuşmanız mı vardı?

NS:Tabii canım çok güzeldi.

ALPAY: Kusura bakmayın kaçırmışım.

NS:Gelseydiniz kaçırmazdınız. Ne düşünüyorsunuz siz bu RTÜK değişikile ilgili RTÜK üyelerinin meclis tarafından belirlenmesine.

ALPAY: Ben bu sene üniversiteden  mezun olacağım . Bende kendime basında bir kariyer düşünüyordum,  bu yasalardan sonra benim basın kariyerim noktalanmıştır diye düşünüyorum. Sizde noktalamayı düşünüyormusunuz acaba?

NS: Ben noktalamayı düşünmüyorum ama çizgi çekmeyi düşünenler var anladığım kadarıyla. Biz tabii ben ve benim gibi düşünenler bu işi gerçekten severek yapanlar sonuna kadar da yapmaya devam edecektir. Ama böyle engeller çıkmaya devam ettikçe tabii bayağı bir sorun yaşanacak herhalde. Çok teşekkür ederim aradığınız için sağolun.

ALPAY:Ben teşekkür ederim.

BŞ:Türklider Nihat Sırdar çok teşekkür ediyoruz burada bir canlandırma yaptınız.

NS:Şimdi radyo programında üç aşağı beş yukarı böyle tabii şimdi dediğim gibi konuştuğum insanı normalde karşımda görmüyorum. Öyle olunca bir konsantrasyon bozukluğu oluyor. Radyo da her şeyi kendi başınıza organize ediyorsunuz,  televizyon gibi değil . Çıkan ses, giren efek, reklamlar, müzikler telefon bağlantısının kurulması hepsini tek başınıza yapıyorsunuz haliyle o konsantrasyon bambaşka bir şey.

BŞ:Şimdi size Cömert Tülümen bir soru hazırlamış sizin Trafik konusundaki  hassasiyetiniz ile ilgili bir soru bu Cömert.

CÖMERT TÜLÜMEN: Merhaba Nihat bey. Siz radyo programlarınızda sık sık emniyet şeridinden gidenleri uyarıyorsunuz. Radyoda size bildirilen numaraları okuyorsunuz. Hatta zaman zaman dayanamayıp onlara ayı diye hitap ediyorsunuz

NS:Dayanamayıp değil çoğu zaman söylüyorum çok rahat olarak yani.

CÖMERT TÜLÜMEN: Ama bütün kurallar  önemli değil mi yani trafikte emniyet şeridi ihlaline özel olarak kızmanızın bir  nedeni var mı?

NS: Var. Emniyet şeridinden gidiyor olmak direk bence insan hayatına kastetmektir. Yani şöyle bir düşünün çok basit bir örnek vereyim ben size. Bu benim başıma gelmiş bir şey değil aslında ama her an hepimizin başına gelebilecek bir şey. Bir otobanda gidiyorsunuz ve önünüzdeki araçlar kaza yaptılar ve sizde onlarla birlikte kaza yaptınız. Aracınızın içinde sıkıştınız.

Emniyet kemeri de olsa ne olursa olsun arkadan gelen arabanın büyük bir zincirleme kazanın içinde olduğunuzu düşünün . Yanınızda eşiniz yada çocuğunuz var. Bir de böyle olduğunu düşünün ve onlarında hayatı tehlikede . O esnada tek düşündüğünüz size yardım gelmesi. İnsanların gelmesi yardım etmesi , yardım ekiplerinin gelerek profosyonel bir şekilde çocuğunuzu eşinizi ve sizi o aracın içinden çıkarması ve hayatınızı kurtarması.

 Siz böyle düşünürken sizin gibi düşünmeyen, sizin gibi kurallara uymayan benim radyodan ayı dediğim, öküz dediğim ki bu sıfatlarıda hediye etmeyecek ki hayvanlara bir yerde hakaret oluyor bu tipler 3 km arkadan gelirken trafiğin tıkandığını görüyorlar ve diğerlerinden daha zeki olduklarını düşündükleri için emniyet şeridine geçiyorlar. Ve emniyet şeridinden gidiyorlar bir müddet sonra o yoluda tıkıyorlar. Dolayısıyla arkadan gelen ambulanslar ve kurtarma ekipleri size ulaşamıyor. Eşiniz ve çocuğunuz sizin gözünüzün önünde ölüyor.

Şimdi bu açıdan emniyet şeridi çok önemli. Dünya'nın medeni hiçbir ülkesinde emniyet şeridi asla kullanılmaz. Trafik tamamen kapansa bile. Araştırmalar var bu konu ile ilgili tıbbi araştırmalar,  emniyet şeridini kullanan erkeklerin iktidarsız olduğunu ortaya koyuyor. Bu da bir gerçek. Ben özellikle bu konunun üzerinden giderek çok fazla emniyet şeridi üzerinden gidenlere hakaret ediyorum.

Emniyet şeridinden giden birisi çıksın desinki bana hakaret etti,  dava etsin beni. Kazanır artı  o da emniyet şeridinden gittiği için oda ceza alır. Yeni Türk Ceza Kanununda emniyet şeridinden gitmek para cazasının yanı sıra mahkemeye de veriliyorsunuz iki senede hapis cezası yatıyorsunuz. Bu nedenle emniyet şeridi çok önemli.

Gerçekten hayati bir önem taşıyan bir durum trafikte, o yüzden ben dönem dönem şarkılar çalıyorum. Çünkü emniyet şeridinden giden adamlarında ne olduğuda belli değil , onun yolunu kestiğinizde şeridi ortaladığınızda çıkarıp size ateş de edebilir , böyle şeylerde yapabilir, o yüzden siz bulaşmayın diye ben arabanızın sağ camını açın diyorum radyonuzunda sesini açın diyorum,  bir şarkı çalıyorum mesela Barış Manço'dan ayı olabiliyor bu ve ben bu ayı şarkısını bağıra bağıra radyo'dan emniyet şeridinden gidenler için söylüyorum.

Ben bu işe başladığımda ilk emniyet şeridi ile ilgili mücadeleye başladığımda bundan belki 7-8 sene önceydi bu o zamana göre bugün emniyet şeridinden gidenlerin sayısında çok ciddi bir azalma var. Bu da bir fayda sağlıyor mu? Evet bariz olarak insanların hayatına çok net bir katkıda bulunuyor bence.

BŞ:Türklider Nihat Sırdar bir soruda Rüstem Azimov'dan gelmiş, Rüstem Azimov size ciddi bir görev yakıştırmış. Sizi Ankara'ya götürmüş ve sizi orada bir bakan yapmış, bakalım Rüstem'in bakanlıkla ilgili sorusu nedir?

RÜSTEM AZİMOV: Merhabalar Nihat Bey. Nihat Bey,  siz radyo programlarınızda  kimi zaman Milletvekillerini kimi zaman bakanları hatta Başbakanları bile değiştiriyorsunuz. Size bir soru soracağım ve sizin bu soruya hayal gücünüzü kullanarak cevap vermenizi isteyeceğim. Siz birgün Kültür Bakanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığının toplam birleştiği Bakanlıkta bakan olarak çalışsanız Türkiye'de hangi önemli  icraatları, ne tür değişiklikleri , ne gibi yenilikleri getirmek istersiniz?

NS:Kültür ve Milli Eğitim Bakanı şimdi  Milli Eğitim Bakanı bence Türkiyede ki Bakanlar içinde en önemli Bakandır çünkü tamamen Türkiye'nin geleceğini yöneten insandır Milli Eğitim Bakanı . Fakat bugüne kadar Türkiyede göreve gelmiş Milli Eğitim Bakanları asıl işleri yani Türkiye'nin eğitimiyle ilgili reformlar ki Türkiye'de eğitim çok kötü yani her sorunun temeli eğitim diyoruz ya biz bunun temelide ilkokuldan başlayan eğitim geliyor. Ezberci,  tamamen ezbere dayanan , doğru düzgün bir şey öğretmeyen,yalnızca sınavı geçmeye ve o sınavı vermeye gençleri ve  eğitim alanları yönlendiren bir eğitim sistemine sahibiz biz. Fakat Milli Eğitim Bakanları göreve geldiklerinde ilk önce böyle bir göz boyamak için sistem değiştiriyoruz derler, not sistemini değiştirirler kafadan bir kere zaten .

Ben ilkokul, ortaokul ve lisede okurken dört sefer değişti not sistemi en son kredili sistem geldi, ben kredili sistemden son yırtanlardanım en son o normal sınıf geçme sistemiyle geçtim. Ondan sonra her gelen Milli Eğitim Bakanı böyle bir değişiklik yapar. Ardından bu değişikliği yapıp böyle bir reform çabası içindeymiş gibi görünürken,  ardından da kadrolaşmaya gider. Kendi düşüncesinde kendi siyasi fikrinde olan insanları Bakanlık kadrolarına getirir, hemen il müdürleri il ilçe eğitim müdürleri değişir, kim varsa o öğretmen olarak onun fikrine yakın insanlar onlar o noktalara gelirler, nitekim bu dönemde de yaşadığımız gibi.

Kültür Bakanı ise oda çok önemli bir konumdadır ama işte bugün görev yapan Kültür Bakanı'nın biz neler yaptığını görüyoruz. Güzel çok güzel uyuyor kendisi her ortamda uyuyabilen, her ortamda rahatsız olmadan kendinden geçebilen, kendisi'nin karşısında Avustralya'lı , Avusturalya yerlileri haka dansı yaparken ki haka dansının el hareketleri biliyorsunuz çok enteresandır o hareketleri yaparken onlara Muazzez Ersoy konserindeymiş gibi onlara alkış tutabilen bir Kültür  Bakanımız var .

şimdi bu iki görevi birden birleştirdiğiniz vakit çok önemli bir bakanlık yaratmış oluyorsunuz ve orada Milli Eğitim Bakanı olarak benim orada yapmam gereken ilk iş bütün eğitim sistemini silme tamamen baştan değiştirmektir.

Çok ciddi bir çalışmayla ve ilk Milli Eğitim Bakanı'nın  Türkiye'deki en büyük bütçeyi kendi bakanlığına almaktır. Bunun mücadelesini vermelidir her şeyin ötesinde en başta çıkıp mecliste konuşmalıdır, şehir şehir gezmelidir, bütün gazetelere televizyonlara bunun demecini vermelidir.

Benim Milli Eğitim Bakanlığımın bütçesi yada Kültür ve Milli Eğitim Bakanlığının bütçesi Türkiye'nin en büyük bütçesi olmalıdır demelidir. Milli Savunma Bakanlığı'nın  bütçesininde üstüne çıkmalıdır Milli Eğitim Bakanlığı'nın bütçesi. Kültür konusunda da yapması gereken her şehirde mutlaka çok güzel bir tiyatro salonu olması gerekir. Tiyatro çok önemli bir şey. Kültür bakanlığı'nın kitabın daha ucuz satılabilmesi korsan kitaba insanların yönelmemesi adına, kitap çıkaranlara, yayınevlerine büyük teşfikler vermesi gerekir.

.
.

Bülent Şenver ve Nihat Sırdar gençlerle
.
.

Bülent Şenver, Nihat Sırdar
.
.
.

Kötü         Çok İyi  Oyla  
  Geri  |  Arkadaşıma Gönder  |  Yazıcı Dostu
 
Tüm yazıları
ShareThis

    Hayat Verenler : Microsoft    HP Türkiye    PBS Bilişim    SAY Ajans    SFS - MAN    Superonline       

Türk Liderler:

Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem

Tecrübeleriniz ve birikimleriniz toprak olmasın @ Copyright 2004 turklider.org