Ziynet Odası       Odam Olsun       Türklider Odaları       Sizin Odalarınız       Sohbet Odası       TV Odası       E-Kitap Odası       BŞenver       Gazete Odası       iPad       Hakkımızda       Şifremi Unuttum   

 

Nihat Sırdar Gözüyle 



Tüm Yazıları
       ShareThis

 

NİHAT SIRDAR Türklider Televizyon Programı
26.02.2007
Okunma Sayısı : 196084
Oy Sayısı : 53
Değerlendirme : 4,55
Popülarite : 7,84
Verdiğiniz Puan :
 

 

NİHAT SIRDAR Türklider Televizyon Programı
.

.
Türkiye'de bir çok yeni bankacılık ürün ve hizmetini yaratmış olan, ilk resimli kredi kartı, ilk telefon bankacılığı, ilk Migros kartı ve ilk Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş ve Trabzobspor taraftar kartı yaratıcısı, Türkiye'de ilk Varlığa Dayalı Menkul Kıymet VDMK ihracı yapan, duayen bankacı Bülent Şenver beni gençlerle buluşturan hoş bir televizyon programı yaptı.

Bu programı sizlerle paylaşmak istedim.
.
.

iPhone ve iPad ile izlemek için 

.
.

Nihat Sırdar Türklider televizyon programını seyretmek isyetseniz, hızlı internet bağlantınız varsa, bilgisayarınızın sesini açıp,
lütfen yandaki ikonu tıklayın.
    tıklayın izleyin


.
.

 Nihat Sırdar ve Bülent Şenver Dinlemek için

.
.

NİHAT SIRDAR Türklider Televizyon Programı Deşifresi
.
.
Nihat Sırdar (NS)
Bülent Şenver (BŞ)
.

.

BŞ:Türklider programına hoşgeldiniz.

Türkiye'nin genç liderlere ihtiyacı var her alanda her konuda gençlider yetiştirmeliyiz.

Genç liderleri yetiştirmek ise hepimizin sorumluluğu.

Gençlerin önünü açmalıyız. Gençlere el vermeliyiz.

Gençlerle tecrübelerimizi birikimlerimizi paylaşmalıyız.

Bu programda gençlere örnek olmuş bir lider konuğumuz olucak gençlerle tecrübelerini paylaşıcak. İnsanları güldüren, eğlendiren, güldürürken ve eğlendirirken onları düşünceye sevk eden, bilinçlendiren, radyo programları yaptığı ve köşe yazıları yazdığı, gençlerle üniversiteleri birer birer dolaşıp çeşitli bilinçlendirme aktiviteleri gerçekleştirdiği için radyo programcılığı ve toplumsal sorumluluk konusunda Nihat Sırdar Türklider seçilmiştir. Bu programda konuğumuz Nihat Sırdar.

Hoşgeldiniz Nihat bey.

NS:Hoşbulduk. Merhabalar.

BŞ: Siz radyo programcısı olarak hem gençsiniz, hem insanları eğlendirerek düşünmeye sevk ediyorsunuz, sizi dinlerken insanlar bazı toplumsal sorumluluklarının farkına varıyorlar, hem farkına varıyorlar, bir tarafta belki istedikleri olmuyor diye üzülüyorlar ama bir taraftan da sizin o tatlı bulduğunuz espirilerle de yaşadıklarına gülüyorlar ve espiriyi bir şekilde ciddiyetle birleştirerek ne güzel bir kıvam ki o bu kıvamı bir güzel yemek olarak her sabah radyoda siz dinleyicilerin kulağına gönderiyorsunuz.

Birde onunla yetinmiyorsunuz ben izlediğim bildiğim kadarıyla İyi Uykular Türkiye diye ben sanat diyorum ben ona siz ama onu herhalde kabul etmiyorsunuz mütevazı olarak onu bir aktivite diyorsunuz

NS:Gösteri demek daha doğru olucak.

BŞ:Gösteri diyorsunuz ona ama yine de o gösteri ile ilgili benim dikkatimi çeken konu şu oldu başlık iyi uykular Türkiye.

Türkiye uyuduğu için mi başlığını iyi uykular dediniz?

Yoksa Türkiye'yi uyandırmak için mi dediniz?

Niçin böyle bir isim koydunuz iyi uykular Türkiye .

NS:İyi uykular Türkiye'yi ben yaklaşık ikiyüz kez sahneledim.

99'un sonuda yani 2000 senesinde zannediyorum başladım tam tarih olarak 2000'nin Haziranıydı herhalde.

İkiyüz kere oynadım şimdi başka bir oyunla

BŞ:İkiyüz oyun bitti.

NS:Evet ikiyüz gösteri yaptım.

Şimdi iyi uykular Türkiye'nin bir kere isim babası şeydir Musa Özoğlu'dur aslında benim çok sevdiğim bir arkadaşım o her sabah radyo programına başlarken iyi uykular Türkiye diye başlardı.

Çünkü hakkatten de Türkiye'nin oda yanı fikirde bende aynı fikirdeyim bu gerçekten de Türkiye'nin uyuduğu  kanaatinteyiz biz.

Türkiye uyuduğu için ismi iyi uykular Türkiye aslında ve ben uyuyun diye değil aksine siz uyuyorsunuz farkına varın bakın bunlar oluyor, demek için o gösterinin ismini iyi uykular Türkiye koyduk.

BŞ:Türkiye'de yaşayanlar mı uyuyor?

NS:Evet uyuyorlar çok bariz bir şekilde uyuyorlar Türkiye'de

BŞ:Siz de uyuyormusunuz?

NS:Hayır ben uyumuyorum.

BŞ:Evet.

NS:Ben uyuyor olsan bu radyo programını yapıyor olmam, ne biliyim ben işte köşe yazısı yazıyor olmam, bu gösterileri yapıyor olmam, ve işin enteresan tarafı yani şimdi az önce söylediğiniz şey doğru.

Siyasi mizah yada güncel mizah diyebiliriz aslında benim yaptığım işe.

İlla bir isimlendirme yapmak gerekirse ki dünyanın bir çok yerinde bu var.

Türkiye 'de de bir dönem yapılmış bir dönem insanlar bundan uzaklaşmış, yani mizah'ın Türkiye'de çeşitli evreleri var.

İşte Gırgır mizah dergisinin olduğu bir dönem.

Gerçekten toplumsal mizah, siyasi  en üst seviyelere çıkmış.

Fakat bugün geldiğimiz noktaya baktığınız vakit bugün işte karikatürleri çizilen siyasiler Başbakan'lar o karikatür dergilerine tazminat davaları açıyorlar.

Yani Türkiye gelişiyor mu?

Hayır.

Türkiye gelişmiyor.

Aksine giderek daha bağnaz, giderek böyle nasıl diyeyim ben giderek daha kapalı bir toplum haline geliyor .

Burada bu işte bir Başbakan'ın kendisi ile ilgili çizilen karikatüre böyle bir dava açmasına da cesaret veren uyuyan Türk halkıdır.

Türkiye'de hala hazırda uyumaya devam ediyor bence.

BŞ:Şimdi biz sizin için sizi tanıtan kısa bir kaset hazırladık, isterseniz hep birlikte öncelikle Türk lider Nihat Sırdar'ı tanıtmaya çalışan bir kasedimiz var elimizde hep birlikte bu kasedimizi izleyelim.

BŞ:Türklider programındayız, Türklider Nihat Sırdar ile birlikteyiz.

Biz sizi kısaca da olda bu hazırlanan filmden tanımaya çalıştık ama sizin radyo programlarınız içerisinde yarattığınız bir karakteriniz var sivrisinek diye.

Nihat ve sivrisinek nereden  aklınıza geldi bu sivrisinek niye böyle bir hayvanı seçtiniz?

NS: Şimdi bir kere küçük olması maliyeti düşürüyor bir hayvan olduğu için.

Sivrisinek çok tesadüfi bir şekilde ortaya çıktı.

1197 senesinde zannediyorum 96 yada 97 'di bir gün programına gelmeyen bir arkadaşımız vardı. 

O  esnada benim de çok sevdiğim bir arkadaşım radyodaydı birlikte bir program yapalım onun yerine istedik birlikte ama ses değiştiren bir cihaz vardı basit bir sintizayzırdır .

Onunla sesini deforme ettik arkadaşın ve bir ara sesi sinek gibi çıktı.

Bende birlikte dedikki tamam sinek ol o zaman oda sinek oluyum dedi öyle bir program yaptık.

Tamamem doğaçlama çıktı bu program çok beğenildi çok dinleyen oldu insanlar çok beğendiler ve kuşak program olurmu,olmazmı diye tartışma yaşandı bir müddet ve hafta içi 17-18 arası o programı yapmaya başladık.

Biz bu programı yapmaya başladıktan sonra bizden yaşça büyük olanlar muhtemelen sizde hatırlayacaksınızdır Orhan Boranla Yuki'yi bize hatırlattılar.

Oradan mı acaba dediler halbuki bizim yaşımız yetmiyor Orhan Boran'la Yuki'yi ben dinlemedim.

Ben hatırlamıyorum.

En azından belki dinlemişimdir.

Ama fikir oradan değil.

Bu tamamen tesadüfi çıktı ve ondan sonra hayvanla bir radyo programı oldu. 

Hayvanı diyorum ben ona.

Sivrisineğe.

Onunla birlikte bayağı uzun zamandır, yıllardır radyo programı yapmaya aynı saatte devam ediyoruz.

BŞ: Bu sivrisineği bir başka kişi konuşuyor o makinede sintizayzır benzeyen bir makinede sesi inceltiliyor.

NS:Aynen öyle.

Normal insan sesini deforme ediyor.

Şimdi çok ilginç gelecek size ama o konuşanın gerçekten sinek olduğunu zannedenler var.

Yani yok değil.

Öyle mesaj çok geldi bana.

Herkes kimliğini merak ediyor.

Başka birisi tarafından seslendirildiğini tahmin edenler çünkü benim yaptığımı düşünenlerde var.

Biz 1 Nisanlarda işte genelde ben şaka yaparım işte bugün sivrisineğin kimliğini açıklıyoruz diye bir gün Mehmet Ali Erbil dedim bir gün Süheyl Uygur dedim onuda yedi insanlar.

Hala öyle zannedenler var ama tamamen başka bir karakter.

Kimliğinin açıklanmasını istemeyen bir insan.

Başka bir işle meşgul olan bir insan aslında kendisi bir yönetici pozisyonunda olduğu için kendisi doğal olarak  hayvan olduğunu bilinmesini istemiyor.

O yüzden saklıyoruz.

BŞ: Şimdi gençlerimizden o kadar çok Türklider Nihat Sıradr'a soru geldiki onların içinden seçmek zorunda kaldık.

Bir tanesi çok ilginç ben onun için o soruyu seçtim o soruda burada size küçük bir oyun oynatmak istiyor madem radyo programı radyo programı sunuyorsunuz öyle bir radyo programı sunar gibi sizden bir talebi isteği olacak.

Alpay Akdemir bu soruyu size sormak istiyor. Alpay

ALPAY AYDEMİR: Merhabalar Nihat bey öncelikle gençlere bu fırsatı tanıdığınız için bizlerle beraber bu atmosferi yaşama fırsatı verdiğiniz için teşekkür ediyoruz.

Şöyle sizleri sabah programlarınızdan tanıyoruz bizleri çok eğlendiriyorsunuz .

Bunun yanında toplum içerikli insanları düşünmeye sevk ettiren konularda seçiyorsunuz.

Sabah gazeteyi açıyorsunuz o günün ilginç bir haberini seçip o haber hakkında insanlar ne düşünüyor tarzında mutlaka insanların tepkilerini ölçüyorsunuz bir anlamda.

Bu konuda ben istiyorum ki bir canlandırma yapalım.

Sizde aynen bir programdaymışçasına bir konu seçin ve biz gençlere o konu hakkındaki fikirlerimizi sorun ama aynen şu anda televizyon karşısında değilde radyo karşısındaymışçasına

NS:Yapalım yapalımda radyo stüdyosunun atmosferi çok başka şimdi bu kadar büyük bir yerde

BŞ:Işıklar çok mu?

NS:Işıklardan değilde . Radyo stüdyosu her zaman çok ufaktır.

Bildiğiniz en fazla sizin oturma odanız kadar bile diyemiyeceğimiz mutfağınız kadar bir yerdir.

Kimi zaman ben bunu buradaki stüdyoda yapıyorum.

Alem fm stüdyolarında yapıyorum.

Orasıda ufak.

Ama şimdi mesela bir otobüsümüz var bizim. 

O otobüsümüzde aynı şekilde aynı boyutta.

Dolayısıyla böyle çok küçük bir dünyanın içinde konuşuyormuş ve insanlara o şekilde ulaşıyormuş gibi bir durum var.

Şimdi burada o doğallığı yakalamak tabiki mümkün değil.

Ama bir konu seçip dediğiniz gibi yapabiliriz aslında .

BŞ:Tabii hemen yapalım  ne konuyu seçelim.

NS:Şimdi beni çok ilgilendiren ve bu günlerde de insanların nedense üstünde çok fazla konuşmadığı bir konu var.

RTÜK üyelerini bundan sonra meclis belirleyecek.

Şu anda var olan RÜTÜK üyelerini görevi bitiyor ve bundan sonra siyasi partiler sandalye sayısına göre RÜTÜK ütesi belirleyecekler.

Şu anda en çok kimin sandalyesi var AKP'nin sandalyesi var.

En fazla RÜTÜK üyesi AKP'den seçilecek.

Yanılmıyorsam yedi RÜTÜK üyesi var belki yanılıyorumdur ama. 

İşte bu yedi RÜTÜK üyesi'nin kuvvetle muhtemel  dördü AKP'den olucak iki tanesi CHP'den olucak, bir taneside kalan diğer partilerden olucak.

BŞ:Bunun sonucu ne olur o zaman?

NS:Bunun sonucu felaket olacak benim için özellikle. RÜTÜK zaten siyasi bir kurumdu şimdi daha da siyasi bir kurum haline geldi.

Benim atıyorum Başbakan'la ilgili yaptığım bir eleştiri misal veriyim size yeni bir uçak alındı Başbakan'a  bu uçağın ismi ana konuldu niye ana yani Ata diye bir uçak var ve Ata 2 olabilirdi bu uçak fakat Ata konmamak için Ana konuldu bu uçağın ismi.Hadi bunu bir kenara bırakalım.

Uçak Almanya'da revizyondan geçirildi ve içindeki bar kısmı kaldırıldı yerine mescit yapıldı böyle bir durum da var yani hareket halindeki bir uçakta kıblenin tahmini tabii çok zor olacaktır. Dolayısıyla manyetolu bir mescit olup olmadığını bilmiyoruz.

Eğer öyleyse bu uçağa ne kadar masraf edildi çünkü bu uçağın parasını ödeyen benim ve biziz bizleriz aslında bu uçağın ücretini ödeyen bizim vergilerimizle alındı.

Bunun üzerine bir milletvekili ki milletvekillerinin görevi budur gerçekten milletin yani bizim merak ettiğimiz soruları sormaktır ve bunlara çözüm bulmaktır bir milletvekilinin görevi bir milletvekili sordu dediki bu uçak kaç paraya alınmıştır ve Türk Hava Yolları bu uçağı aldı.

Türk Hava Yolları yanıt verdi bu sırdır  size söyleyemeyiz dedi.

Şimdi ben bunu radyoda yaptığım vakit eğer Başbakan bundan rahatsız olup RTÜK'e başvurursa  RÜTÜK'e bu dosya gittiğinde doğal olarak o dört üye AKP'den seçildiği için benimle ilgili bir kapatma kararı bir durdurma kararı alınabilir.

Bu dolayısıyla bence Türk basını üstünde ciddi bir sansürdür.

Mesela bu sansür üzerine ben dinleyicilerimin ne düşündüğünü çok merak ediyorum.

BŞ:Buyrun sorun telefon numaralarınız verin hemen gençler arasın.

NS: 481 96 05  telefon numaramız ki bu kadar hızlı telefon bağlantısı kurmak teknolojik olarak mümkün değil ama hemen ilk telefon bağlantısını kuralım.

Buyrun

HÜSEYİN:Alo günaydın Nihat bey.

NS:Günaydın buyrun.İsminizi öğrenelim hemen

HÜSEYİN: Hüseyin ben.

NS:Nerden arıyorsunuz?

HÜSEYİN: İzmir'den

NS: Güzel bende oradayım şu anda ne düşünüyorsunuz siz bu RTÜK üyelerinin meclis tarafından belirlenmesiyle ilgili.

HÜSEYİN: RÜTÜK üyelerinin meclis tarafından düzenlenmesi siz ve sizin gibi basın mensuplarının önüne çok büyük engeller açacak kaçınılmaz bir gerçek.

Öyleki TCK'da yapılan yeni değişikliklerle gazetecilere  hapis cezalarıda getiriliyor.

Bunun birazda sistematik bir şey olduğunu basamak basamak bir şey olduğunu düşünüyorum .

Aslında ben konuşmanızı baştan beri dinliyorum  Türkiye'nin geriye gittiğini gösteren başka bir gösterge olduğunu düşünüyorum.

NS:Böyle gidersek bizim çok ileriye gidemeyeceğimizi düşünüyorum diyorsunuz öylemi?

HÜSEYİN: Öyle gözükmüyor.

NS:Çok teşekkür ederim aradığınız için sağolun.

BŞ:Nihat abi kol böreği gelmiş sucuklu yumurtada var.

NS:Tabii bir de böyle bir şey var değilmi?

Biz  İzmir'den mesela yayın yapıyorsak eğer İzmir'de bulunduğumuz noktayı söylediğimiz vakit insanlar İzmir'de ne varsa, İzmir'in nesi var kumrusu var işte işte başka bir şeyleri var ne varsa kahvaltılık onlardan getiriyorlar.

Sabah ta biz hep böyle o çok güzel bir duygu.

Alem fm de ben bunu çok sık yaşıyorum.

Artık bir canlı yayın arabasıyla insanların beni yıllardır dinlediği yoldan ben yayın yapıyorum.

Yani Kayseri meydanından şehir meydanından yayın yapıyorsunuz misal tabii ben espiri olsun diye söyledim.

İnsanlar çok ciddiye aldılar orada pastırmalı yumurta dedim  bir müddet sonra tepsilerle pastırmalı yumurtalar geldi.

Antep'e gidiyorsunuz işte Antep'de katmerler geliyor.

İşte Adana'ya gidiyorsunuz sabahın köründe kebap getiriyorlar böyle şeyler oluyor bu güzel bir duygu.

BŞ:Bir telefon bağlantımız daha var.

NS:Bir telefonumuz daha var bakalım kiminle görüşüyoruz?

ALPAY:Alo merhaba ben Alpay

NS:Nereden arıyorsunuz?

ALPAY: Afyon'dan arıyorum.

NS:Geçen gün ben oradaydım Afyondaydım. Kocatepe Üniversitesinde

ALPAY: Konuşmanız mı vardı?

NS:Tabii canım çok güzeldi.

ALPAY: Kusura bakmayın kaçırmışım.

NS:Gelseydiniz kaçırmazdınız. Ne düşünüyorsunuz siz bu RTÜK değişikile ilgili RÜTÜK üyelerinin meclis tarafından belirlenmesine.

ALPAY: Bu sen mezun olucağım bende kendime basında bir kariyer düşünüyordum bu yasalardan sonar benim basın kariyerim noktalanmıştır düşünüyorum.

Sizde noktalamayı düşünüyormusunuz acaba?

NS: Ben noktalamayı düşünmüyorum ama çizgi çekmeyi düşünenler var anladığım kadarıyla.

Biz tabii ben ve benim gibi düşünenler bu işi gerçekten severek yapanlar sonuna kadar da yapmaya devam edicektir.

Ama böyle engeller çıkmaya devam ettikçe tabii bayağı bir sorun yaşanacak herhalde.

Çok teşekkür ederim aradığınız için sağolun.

ALPAY:Ben teşekkür ederim.

BŞ:Türklider Nihat Sırdar çok teşekkür ediyoruz burada bir canlandırma yaptınız.

NS:Şimdi radyo programında üç aşağı beş yukarı böyle tabii şimdi dediğim gibi konuştuğum insanı normalde karşımda görmüyorum.

Öyle olunca bir konsantrasyon bozukluğu oluyor.

Radyo da her şeyi kendi başınıza organize ediyorsunuz.

Televizyon gibi değil.

Yani çıkan ses, giren efek reklamlar, müzikler telefon bağlantısının kurulması hepsini tek başınıza yapıyorsunuz.

Haliyle o konsantrasyon bambaşka bir şey.

BŞ:Şimdi size Cömert Tülümen bir soru hazırlamış sizin Trafik konuyla hassasiyetiniz ile ilgili bir soru bu Cömert.

CÖMERT TÜLÜMEN: Merhaba Nihat bey.

Siz radyo programlarınızda sık sık emniyet şeridinden gidenleri uyarıyorsunuz.

Radyoda size bildirilen numaraları okuyorsunuz.

Hatta zaman zaman dayanamayıp onlara ayı diye hitap ediyorsunuz

NS:Dayanamayıp değil çoğu zaman söylüyorum çok rahat olarak yani.

CÖMERT TÜLÜMEN: Ama bütün kurallar  önemli değil mi yani trafikte emniyet şeridi ihlaline özel olarak kızmanızın bir  nedeni var mı?

NS: Var emniyet şeridinden gidiyor olmak direk bence insan hayatına kastetmektir.

Yani şöyle bir düşünün çok basit bir örnek veriyim ben size.

Bu benim başıma gelmiş bir şey değil aslında ama her an hepimizin başına gelebilecek bir şey.

Bir otobanda gidiyorsunuz ve önünüzdeki araçlar kaza yaptılar ve sizde onlarla birlikte kaza yaptınız. Aracınızın içinde sıkıştınız.

Emniyet kemeride olsa ne olursa olsun arkadan gelen arabanın büyük bir zincirleme kazanın içinde olduğunuzu düşünün yanınızda eşiniz yada çocuğunuz var.

Bir de böyle olduğunu düşünün ve onlarında hayatı tehlikede .

O esnada tek düşündüğünüz size yardım gelmesi.

İnsanların gelmesi yardım etmesi yardım ekiplerinin gelerek profosyonel bir şekilde çocuğunuzu eşinizi ve sizi o aracın içinden çıkarması ve hayatınızı kurtarması.

Siz böyle düşünürken sizin gibi düşünmeyen, sizin gibi kurallara uymayan benim radyodan ayı dediğim, öküz dediğim ki bu sıfatlarıda hediye etmeyecek ki hayvanlara bir yerde hakaret oluyor.

Bu tipler 3 km arkadan gelirken trafiğin tıkandığını görüyorlar ve diğerlerinden daha zeki olduklarını düşündükleri için emniyet şeridine geçiyorlar.

Ve emniyet şeridinden gidiyorlar bir müddet sonra o yoluda tıkıyorlar.

Dolayısıyla arkadan gelen ambulanslar ve kurtarma ekipleri size ulaşamıyor.

Eşiniz ve çocuğunuz sizin gözünüzün önünde ölüyor.

Şimdi bu açıdan emniyet şeridi çok önemli.

Dünya'nın medeni hiçbir ülkesinde emniyet şeridi asla kullanılmaz.

Trafik tamamen kapansa bile.

Araştırmalar var bu konu ile ilgili tıbbi araştırmalar emniyet şeridini kullanan erkeklerin iktidarsız olduğunu ortaya koyuyor.

Bu da bir gerçek.

Ben özellikle bu konunun üzerinden giderek çok fazla emniyet şeridi üzerinden gidenlere hakaret ediyorum.

Emniyet şeridinden giden birisi çıksın desinki bana hakaret etti dava etsin beni.

Kazanır artık o da emniyet şeridinden gittiği için oda ceza alır.

Yeni Türk Ceza Kanununda emniyet şeridinden gitmek para cazasının yanı sıra mahkemeye de veriliyorsunuz.

İki senede hapis cezası yatıyorsunuz.

Bu nedenle emniyet şeridi çok önemli.

Gerçekten hayati bir önem taşıyan bir durum trafikte o yüzden ben dönem dönem şarkılar çalıyorum. 

Çünkü emniyet şeridinden giden adamlarında ne olduğuda belli değil , onun yolunu kestiğinizde şeridi ortaladığınızda çıkarıp size ateş de edebilir böyle şeylerde yapabilir, o yüzden siz bulaşmayın diye ben arabanızın sağ camını açın diyorum radyonuzunda sesini açın diyorum bir şarkı çalıyorum mesela Barış Manço'dan ayı olabiliyor bu ve ben bu ayı şarkısını bağıra bağıra radyo'dan emniyet şeridinden gidenler için söylüyorum ya da kazma.

BŞ:Nasıl dı o şarkı?

NS: Özellikle ayı kısmını a de bakıyım a, bir de y de şeklinde birde sonra ı var tabii oku bakıyım ayı diye evet o kısmını ben özellikle bağırarak söylüyorum .

Bir de kazma şarkısında mesela çok sever onlar için söylerim.

Bu etkili oluyor mu evet etkili oluyor.

Ona eminim ben.

Ben bu işe başladığımda ilk emniyet şeridi ile ilgili mücadeleye başladığımda bundan belki 7-8 sene önceydi bu o zamana göre bugün emniyet şeridinden gidenlerin sayısında çok ciddi bir azalma var.

Bu da bir fayda sağlıyor mu? Evet bariz olarak insanların hayatına çok net bir katkıda bulunuyor bence.

BŞ:Türklider Nihat Sırdar bir soruda Rüstem Azimov'dan gelmiş, Rüstem Azimov size ciddi bir görev yakıştırmış.

Sizi Ankara'ya götürmüş ve sizi orada bir bakan yapmış, bakalım Rüstem'in bakanlıkla ilgili sorusu nedir?

RÜSTEM AZİMOV: Merhabalar Nihat bey. Nihat bey siz radyo programlarınızda  kimi zaman Milletvekillerini kimi zaman bakanları hatta Başbakanları bile değiştiriyorsunuz.

Size bir soru soracağım ev sizin bu soruya hayal gücünüzü kullanarak cevap vermenizi isteyeceğim. Siz birgün Kültür Bakanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığının toplam birleştiği Bakanlıkta bakan olarak çalışsanız Türkiye'de hangi icraatları, ne tür değişiklikleri , ne gibi yenilikleri getirmek istersiniz?

NS:Kültür ve Milli Eğitim Bakanı şimdi  Milli Eğitim Bakanı bence Türkiyede ki Bakanlar içinde en önemli Bakandır çünkü tamamen Türkiye'nin geleceğini yöneten insandır Milli Eğitim Bakanı .

Fakat bugüne kadar Türkiyede göreve gelmiş Milli Eğitim Bakanları asıl işleri yani Türkiye'nin eğitimiyle ilgili reformlar ki Türkiye'de eğitim çok kötü yani her sorunun temeli eğitim diyoruz ya biz bunun temelide ilkokuldan başlayan eğitim geliyor.

Ezberci tamamen ezbere dayanan , doğru düzgün bir şey öğretmeyen,yalnızca sınavı geçmeye ve o sınavı vermeye gençleri  eğitim alanları yönlendiren bir eğitim sistemine sahibiz biz.

Fakat Milli Eğitim Bakanları göreve geldiklerinde ilk önce böyle bir göz boyamak için sistem değiştiriyoruz derler.

not sistemini değiştirirler.

kafadan bir kere zaten ben ilkokul, ortaokul ve lisede okurken dört sefer değişti not sistemi en son kredili sistem geldi, ben kredili sistemden son yırtanlardanım en son o normal sınıf geçme sistemiyle geçtim.

Ondan sonra her gelen Milli Eğitim Bakanı böyle bir değişiklik yapar.

Ardından bu değişikliği yapıp böyle bir reform çabası içindeymiş gibi görünürken ardından da kadrolaşmaya gider.

Kendi düşüncesinde kendi siyasi fikrinde olan insanları Bakanlık kadrolarına getirir, hemen il müdürleri il ilçe eğitim müdürleri değişir, kim varsa o öğretmen olarak onun fikrine yakın insanlar onlar o noktalara gelirler, nitekim bu dönemde de yaşadığımız gibi.

Kültür Bakanı ise oda çok önemli bir konumdadır ama işte bugün görev yapan Kültür Bakanı'nın biz neler yaptığını görüyoruz.

Güzel çok güzel uyuyor kendisi her ortamda uyuyabilen, her ortamda rahatsız olmadan kendinden geçebilen, kendisi'nin karşısında Avustralya'lı , Avusturya yerlileri haka dansı yaparken ki haka dansının el hareketleri biliyorsunuz çok enteresandır o hareketleri yaparken onlara Muazzez Ersoy konserindeymiş gibi onlara alkış tutabilen bir Kültür  Bakanımız var şimdi bu iki görevi birden birleştirdiğiniz vakit çok önemli bir bakanlık yaratmış oluyorsunuz ve orada Milli Eğitim Bakanı olarak benim orada yapmam gereken ilk iş bütün eğitim sistemini silme tamamen baştan değiştirmektir.

Çok ciddi bir çalışmayla ve ilk Milli Eğitim Bakanı'nın  Türkiye'deki en büyük bütçeyi kendi bakanlığına almaktır.

Bunun mücadelesini vermelidir her şeyin ötesinde en başta çıkıp mecliste konuşmalıdır, şehir şehir gezmelidir, bütün gazetelere televizyonlara bunun demecini vermelidir.

Benim Milli Eğitim Bakanlığımın bütçesi yada Kültür ve Milli Eğitim Bakanlığının bütçesi Türkiye'nin en büyük bütçesi olmalıdır demelidir.

Milli Savunma Bakanlığı'nın  bütçesininde üstüne çıkmalıdır Milli Eğitim Bakanlığı'nın bütçesi.

Kültür konusunda da yapması gereken her şehirde mutlaka çok güzel bir tiyatro salonu olması gerekir. Tiyatro çok önemli bir şey.

Kültür bakanlığı'nın kitabın daha ucuz satılabilmesi korsan kitaba insanların yönelmemesi adına, kitap çıkaranlara, yayınevlerine büyük teşfikler vermesi gerekir.

Bugün abuk sabuk işler yapanlara devlet milyar dolar teşfikler verirken bu teşfikleri bu tarafa yönlendirmesi gerekir yani Kültür Bakanı ya da Milli Eğitim Bakanı  olarak yapacağım iler bunlar olur. Bu siyasi yapıda ben bu görevleri yaparmıyım diye soracak olursanız en başta yapmam zaten o noktaya  gelmemize müsaade etmezler.

BŞ:Türklider Nihat Sırdar Yavuz Karadağ size öyle bir şey sormak istiyor ki hem burada stüdyodaki bizler hem ekranları başında bizi izleyecekler biraz neşelensin diye.

YAVUZ KARADAĞ: Benimki bir soru olmayacak aslında sizden bir ricada bulunacağım radyo programlarınızda insanları bilgilendirirken aynı zamanda düşündürmeye sevk ediyorsunuz bunu yaparken de eğlendiriyorsunuz.

Mizah ile birlikte ciddi konuları çok güzel bir uyum içinde sergiliyorsunuz bu yüzden de sevilerek dinleniyorsunuz.

Benim sizden ricam sizin oyununuz olan iyi uykular Türkiye adlı programdan bir bölüm bize sergileye  bilirmisiniz?

NS:Şimdi iyi uykular Türkiye'nin içinde ve şimdi yaptığımız gösterinin içinde bayağı bir görsel etkinlik var işte bir sahne bir dekor tiyatro düzeni her ne kadar bizim oynadığımız oyun bir tiyatro olmasada bir tiyatro düzeni var ama orada anlattığım şeylerden bir tanesini örnek veriyim ben. 

Televizyon izlemekle ilgili özellikle diziler konusunda biliyorsunuz haklımızın çok ciddi bir isteği arzusu var yani  işte Bandırma'da deprem oluyor örneğin pazartesi gecesi bundan iki sene önce ikibuçuk sene önce saat 20.18'de deprem var herkes dışarı çıkıyor , tabii ne oluyor herkes battaniyelerde dışarıdaki sabaha kadar bekleyecekler bizde genel kanı bu.

Bir de şey var sabah  altıya kadar herkes dışarıda olur altıdan sonra eve girerler insanlar çünkü altıdan sonra deprem olmayacağını düşünürler öyle bir genel kanıda var.

Bandırma'da da yine böyle olacağını düşünüyorsunuz 20:18  de deprem oluyor herkes dışarıda  saat 21:15 de tekrar herkes evde kimse kalmıyor sokakta niye çünkü o akşam asmalı konak yayınlanıyor.

Asmalı konak yüzünden herkes ve giriyor kimsenin umurunda değil ev yıkılacak falan aman Bahar'a bir şey olmasın diye herkes eve giriyor .

O yüzden ben diyorum ki farklı televizyon kanalları farklı televizyon programları izlenebilir alternatif olarak.

mesela  TRT3  bol bol seyredilebilir.

meclis televizyonunu seyretmek gerekir bence.

ben bir mizahçı olarak kendi adıma gerçekten meclis televizyonunu seyrederek çok malzeme yakaladım.

Bundan üç sene önce bir gece Milli Eğitim Bakanlığı bütçesi görüşülüyordu.

yine Milli Eğitim Bakanlığının çok sınırlı bütçesi üzerine eleştiriler alınıyor.

Milletvekilleri söz alıyorlar.

İşte milli eğitim bakanı bakanlık sırasında oturuyor.

Meclis başkanı oturumu yönetiyor.

Bir meclis başkanı söz aldı.

Bir Milletvekilide o dönem  Kamer Genç şimdi taç'a çıktı kendisi biliyorsunuz

Kamer Genç söz aldı.

eleştiriler yöneltiyor Milli Eğitim Bakanlığına.

İşte bakanlığınızdaki bilmem ne bütçesi diye anlatıyor.

Fakat Milli Eğitim Bakanı da dinlemiyor Kamer Genç'i.

Yanındakiyle konuşuyor.

Bu arada Kamer Genç farkına vardı bakanın dinlemediğini.

Şöyle bir sustu.

Sonra Meclis Başkanına döndü.

Şey dedi.

Bakan bey beni dinlemiyor dedi.

Şikayet etti resmen.

Milli Eğitim Bakanı'da şaşırdı.

Olur mu sayın Genç dinliyorum buyrun devam edin dedi.

Kamer Genç böyle yaptı.

Gece 2:30 dolaylarında oldu bu.

Ben seyrediyorum.

Kamer genç Milli Eğitim Bakanına döndü;

"Demek dinliyorsun. En son ne dedim söyle bakıyım?" dedi.

Yani bu canlı yayında TRT3 de yaşanmış bir şey.

Şimdi bunun için insanları özellikle TRT3 seyredin diyorum ve oyunun bundan sonrası böyle devam ediyor.

BŞ: Ben şimdi gördümki kasedinizi hazırlamışsınız biz size bir ev ödevi yapmanızı istedik dedikki bize bir sürpriz kaset hazırlayın içinde bazı görüntüler olsun ve bu görüntülerlede gençlerimize üç tane değişik mesaj verin. Ben o hazırlanmış kasedi sizden alıyım biz bu kasedi yayına hazırlarken hep birlikte kısa bir ara verelim ardan sonra bakalım süprizin içinden neler çıkıcak.

BŞ: Türklider programında Nihat Sırdar'ın sürpriz kasedini izledik . Nihat bey bu kasetle gençlerimize hangi üç değişik mesajı vermek istiyorsunuz?

NS: İlk olarak bir kere gençlerin Türkiye'nin yakın tarihi ile ilgilenmesini istiyorum ben çünkü biliyorsunuz bizde 10 Kasım 1938 'e kadar öğretilir tarih Mustafa Kemal ölür ondan sonra doğru düzgün bir şey olmazmış  gibi gelir tarihimizde hayır halbuki 38 yılından sonra Türkiye'de yaşananlar özellikle Türkiye'nin bugünkü durumunu hazırlamıştır Türkiye'nin bugünkü konumuna getirmiştir.

Dolayısıyla 1938 ile 2005 arasında olan biteni gençlerin çok ciddi manada okumasını istiyorum yani yakın tarihi anlatan kitaplar var buralardan okumalarını arzu ederim ben .

İkincisi her genç Türkiye'de yetişen her insan mutlaka çok iyi bir yabancı dil konuşmalı yani bu gerçekten çok önemli şimdi dünya'nın neresine giderseniz gidin artık ortak dil İngilizce gibi görünüyor, en azından bir İngilizce'nin en azından İngiliz lisanının öğrenilmesi gerektiğini düşünüyorum.

Çünkü giderek globalleşen bir dünya var ve bunun önüne geçmek mümkün değil artık .

BŞ:Belki bir tane bile yetmeyebilecek.

NS: Bir tane bile yetmeyebilecek ama en azından bir tanenin olması lazım yani bugün biz Antalya'ya gittiğimizde çok fazla Rus turist'le karşılaşıyoruz, hangi meslek grubunda olursa olsun bir bakıyorsunuz ki bütün Ruslar mutlaka bir yabancı dil biliyorlar en azından İngilizce konuşuyorlar ve biz yıllarca 100 dolar maaşla geçinen insanlar vay vay diye dalga geçtik Ruslar'la halbuki onlar bizden çok daha iyi yabancı dil konuşuyorlar bizimde mutlaka bir yanancı dil konuşmamız gerekiyor.

Birde ideallerini ve gitmek istedikleri noktaya karar vermek için Türkiye gibi bir ülkede biraz erken karar vermeliler bence .

Ben radyocu olmaya 17 yaşında karar verdim ve 18 yaşında bu mesleğin içine girdim. Türkiye'de kariyer oluşturmak gerçekten çok zor, ve çok uzun bir çaba gerektiriyor.

Koşullarda zor sürekli sekteye uğrayan bir Türkiye'de yaşıyoruz o yüzden mümkün olduğunca erken hangi meslekte ilerlemek isteyeceklerine ve kariyer yapacaklarına karar vermeleri gerekiyor.

BŞ:Türklider Nihat Sırdar ben size bir değerler çizelgesi gönderdim içerisinde 37 tane eğerimiz vardı bunların içerisinden ilk altı tanesini sizin için önemli olan seçermisiniz dedim sizde seçtiniz e-mail ile de bana  gönderdiniz ben şimdi seçtiğiniz değerleri üstünden geçmek istiyorum birinci olarak dürüstlüğü seçerim dediniz, ikinci olarak cesaret, sonra erdemli olmayı seçtiniz dört aile yapısı aile ilişkisi beş istikrar altı duyarlılık.

Sonra biraz zorlaştırdım dedim ki sadece üç değer yanınıza alma zorunluluğu olsa hangi üçünü içinden eleyebilirsiniz?

Dedinizki bir dürüstlük, iki cesaret, üç aile, şimdi ben size kısa kısa sorucağım birer ikişer cümleyle niye olduğunu niye seçtiğinizin cevaplamanızı istiyorum. Dürüstlüğü seçtiniz niçin?

NS: Dürüst olmayan insan mutlu olamaz bir kere yani yalan söyleyen hayatında dürüst olmayan insan sürekli yalanlarla yaşamak zorunda kalır ki buda ciddi bir rahatsızlık yaratır.

Mutlu bir insan olamazsınız dürüst bir insan olmanız gerekir.

BŞ:Peki cesareti seçtiniz niçin cesareti seçtiniz?

NS: Dürüst olabilmek için Türkiye'de cesaret gerekiyor biraz o yüzden ben cesareti seçtim.

Yani cesaretli olmadığınız vakit doğru bildiğiniz şeyleri söyleyemezsiniz onun için de mutlaka cesarete ihtiyacınız var.

BŞ:Aile dediniz ne anlatmak istiyorsunuz aileden.

NS:Oradan da kastım şu şimdi insan bütün hayatı boyunca bir çok insanla çalışmak onunla  görüşmek dost olmak durumunda kalıyor ama en dost dediğiniz insanlara bile güvenemiyorsunuz zaman zaman .

Mutlaka her koşulda koşulsuz asla art niyeti olmayan birilerine güveniyor olmanız lazım buda ailedir.
Yani aile bağları aile ilişkileri bu konuda çok önemlidir,  mutlaka her zaman yanınızda olduğunu bildiğiniz bir aileniz olması, ailenizle ilişkilerinizi iyi tutarakt bunu  gerçekleşebilir ancak o yüzden aile bence çok önemli.

Gerçekten aile hayatında güvenebileceği koşulsuz güvenebileceği insanların yanında olması ki buda ailedir işte. Aile'nin yanında olması çok önemli bence.

BŞ: Her liderin bir projesi vardır hayatta birçok projelerle uğraşır sizinde muhakkak şu anda üzerinde uğraştığınız bir proje birden fazla projeniz vardır ama içinden en önemli şu anda Nihat Sırdar olarak şu projem var bu projeyi gerçekleştirmek istiyorum diyeceğiniz hangi projeniz var?

NS: Şu anda gerçekten çok gerçekleştirmek istediğim proje dediğiniz gibi bir sürü proje var ama bir kitap hazırladım ben daha doğrusu kitap yazdım hazırladım dosya haline getirdim onu bir ara bir süre üstünde çalışıp bir kitap haline getirmem gerekiyor.

Burada mahcubumda hatta ben Aydın Ugaz'a ona ben dosyayı teslim ettim üstünden birlikte geçiceğiz dedim Çınar yayınlarından çıkacak kitabım yayınlanacak ama bir türlü ona vakit ayıramadım ve o projeyi gerçekten çok gerçekleştirmek ve en azından önümüzdeki kitap fuarına yetiştirmek istiyorum çünkü biliyorum ki beni dinleyenler okuyanlar da çok arzu ediyorlar bir kitabım olmasını ben çok istiyorum o yazdıklarımın kitap haline dönüşmesini şu anda benim için en önemli proje kitabım.

BŞ:Bu kitabınız makalelerinizin toplandığımı yoksa başka bir.

NS:Yok tamamen başka denemelerim var benim deneme yazılarım var onların bir araya geldiği bir kitap olucak.

BŞ: Bizleri eğlendirecekm mi? düşünderecek mi?

NS: Düşündürecek hatta hep güldüren insanın aslında hüzünlendire bileceğinide ispat eden bir kitap olucak öyle söyleyeyim.

BŞ:Hayırlı olsun.

NS:Duygusal yazılarında olduğu bir kitap olucak öyle söyleyeyim.

BŞ: Yine projenizden sonra sormak istediğim konu her lider bir şeyleri değiştirmek için hayatta uğraşır, çaba verir  bazen başarılı olur bazen başarısız olur ama ümitlerini hiçbir zaman kaybetmez.

Sizinde bu dünyada özellikle Türkiye'de değiştirmek istediğiniz şeyler vardır. Size güç verilse Türkiye'de değiştirebilirsiniz diye o gücünüz olsa Türkiye'de neyi değiştirmek isterdiniz?

NS: Neyi değiştirirseniz değiştirin Türkiye'de çok sipesifik olur yani bir grup insanı yada bir grup kitleyi kurtara bilmeniz mümkün olabilir o yüzden Türkiye'nin temeli'nin ve herkesi çok mutlu edebilecek bir değişiklik , Türkiye'nin iyi bir noktaya gelmesini sağlayacak değişiklik bence eğitimdir

.Benim elimde gerçekten öyle bir güç olsa yani dünya'nın  en güzel ve en doğru  en iyi insan yetiştiren eğitim sistemini Türkiye'ye getirirdim.

Türkiyede'ki eğitim sistemini baştan siler yok ederdim ve gerçekten üzerinde çalışılmış akıllı ve doğru düzgün insanlar yetiştiren, çalışkan insanlar yetiştiren ve dürüst insanlar yetiştiren bir eğitim sistemi getirmeyi isterdim Türkiye'ye .

Bu değiştirmek  istediğim  bütün sorunların çözümü olur diye tahmin ediyorum.

BŞ:Türklider Nihat Sırdar şimdi ben size bir obje göstereceğim ve diyeceğimki bu objeye beş saniye bakın ve bu objeyle ilgili gençlerimize onların kulaklarına küpe olacak ve hayatları boyunca unutamayacakları birkaç cümle söyleyin o objeyle ilgili.

Ne gösterdiğim şeyi unutsunlar ne söylediklerinizi unutsunlar, nede burada bulunduğumuz hoş havayı ve atmosferi unutsunlar. Hazırmısınız?

NS:Hazırım.

BŞ: Evet objemi size gösteriyorum. Size göstermek istediğim orkestra şefinin kullandığı baget. Bu orkestra şefinin belki bazılarına göre ne işe yarar dediği bu kadar basit bir çubuk gibi bir şeyin bu kadar önemli bir görevinin belki olmayacağını düşünenler olabilir ama buna bir bakın bakalım birazcık düşünün gençlerimize unutamayacakları bununla ilgili bu orkestra şefi bageti ile ilgili bir mesaj söyleyin.

NS: Orkestra şefide bir yöneticidir.

Ben yaklaşık 12, 13 yıldır iş dünyasının içinde olan bir insanım ve şunu söyleyebilirim size yönetici olmak çok zor.

Ben hayatımın hiçbir döneminde yöneticilik yapmadım .

Yarın eğer bir yönetici olursanız yönetici olmaya niyet edersiniz aklınızdan çıkarmayacağınız tek cümle bu olsun.

Yönetici olmak çok zor.

Çok zor.

Yalnızca bu cümleyi aklınızdan çıkarmayın.

Yönetici olduğunuz vakit yada olmaya çalıştığınız vakit her yaşadığınız şeyde, her attığınız adımda mutlaka bu cümle aklınıza gelir diye tahmin ediyorum.

Yönetici olmak gerçekten çok zor.

BŞ:Yönetici olmak çok zor o nedenle yönetici olmak isteyin değil mi?

NS: Onu düşündüm.

Hani ben aslında şunu da demek istedim.

Yönetici olmayın demek isteyecektim.

Ama şimdi herkesin idealleri farklı.

Tabi ki böyle büyük bir organizasyonun başında orkestra gibi bir televizyon gibi bir yerin başında mutlaka olmak istesiniz.

Ama o kadar çok zorlukla karşılaşıyorsunuz ki.

Yalnızca mesleki olarak değil.

Yanında o kadar çok zorlukla karşılaşıyorsunuz ki.

Ben hep dışarıdan yöneticileri izlemiş bir insan olarak söylüyorum bunu.

Yönetici olmak çok zor.

Bu zorluğu bilerek en azından bu idealin peşinden koşun istiyorum.

Uyarmış oluyum ben .


BŞ:
Ama yine herhalde sizde kabul ediyorsunuz ki hayatta herkes ufak yada büyük bir yöneticidir.

Ev hanımı evini yönetir, bazıları iki kişiyi yönetir .

Kimbilir belki sizde o canlı yayın arabası içerisinde yönetmek zorunda olduğunuz etrafınızda değilmi bazı kişiler oluyor bazı aletler oluyor yani yöneticilikten kaçış yok gençler, eninde sonunda yönetici olucaksınız.

Onun için ondan korkmayın, yöneticilik yaparken hangi doğru aletleri ne şekilde
kullanmanız gerekiyor, bunları bilinki bunları doğru bir şekilde kullanırsanız iyi yönetici sizlerde olursunuz.

Ben şimdi size birazcık böyle oyun ve eğlence havası içerisinde önünüzdeki torba ile ilgili küçük bir aktivite yaptırmak istiyorum.

Önünüzdeki torbayı almanızı istiyorum.

Bu torbanın açarak içinden içinde ne var diye merak ederseniz harfler var içinde bizim Türkçe'deki bir harfimizi içinden lütfen alın çekin ve onunla ilgili bakalım hangi harfimiz çıkıyor, harfimize bakalım.

NS: R

BŞ:R harfi onu gösterin bakıyım r . R harfi ile başlayan bir iyi bir doğru davranış hatırlayabilirmisiniz. Eğer hatırlayamazsanız ikinci harfi çekebilirsiniz.

NS:İyi ve doğru davranış r ile ilgili içinizde var mı hatırlayan? Rasyonel olmak

BŞ: Rasyonel olmak güzel bir örnek rasyonel olmak bir tane daha çekin.

Onunla da ilgili size benzer bir soru yönelteceğim. Harfiniz

NS:Z

BŞ: Z harfi ile Zonguldağın Z si

BŞ:Bu sefer kötü bir davranış iyi olmayan kötü bir davranış.

NS:Zalim olmak olabilir mi?

BŞ:Zalim olmak evet bu güzel torba oyunumuzu da bitirdik.

Şu anda ben size bir etik sorusu sormaya hazırım.

Size bir etik vakası yazdım .

Etik vakasını size hemen okumak istiyorum onunla ilgili bu durumda siz olsaydınız ne yapardınız diye size soracağım.

Vakamızı şu şekilde yazdım Mehmet bey siyasete atıldıktan sonra partisi iktidar olmuş ve kurulan hükümette de bizim Mehmet bey'e ulaştırma bakanlığı görevi vermişler.

Özelleştirmelerle ilgili büyük ihaleler yapılmaktaymış ve bizim bakanımızda bu ihalelerle yakından ilgiliymiş.

Çünkü bütçe gelirlerimizin artırılması için özelleştirme şartmış başarı şartmış .

Yine bizim ulaştırma bakanı İstanbul'a Ankara'dan gidip toplantı yapması gerekmiş.

İstanbul'a gelmiş.

Toplantılarını yapmış ve geri dönecek.

Ankara'ya dönmesi lazım.

Çünkü Ankara'da Bakanlar Kurulu toplantısı var ve Bakanlar Kurulunda da bizim bakan muhakkak Başbakan'a bir rapor sunmak zorunda.

Böyle bir zorunluluğu var.

Şimdi bu alana gidipte alanda ona öyle bir haber gelmişki şok olmuş.

Gelen haber şuymuş tarifeli uçak iki saat rötar yapacak, gecikecekmiş .

Eyvah demiş ben şimdi ne yapacağım kaçıracağım çünkü bir rapor sunmak zorundayım.

O arada kendisini Özel Kalem müdürü telefonla aramış.

Aynen şunu söylemiş.

Sayın Bakanım ben abc şirketi ile konuştum onların özel jet uçağı sizi götürebilirmiş.

Emrederseniz şirkete söyleyelim onların özel uçağı ile Ankara'ya gelin.

Bakan abc şirketini hatırlamış abc şirketi Bakanlığın açtığı özelleştirme ihalelerinden birine katılan çok büyük bir şirketmiş.

Ne yapsam diye düşünmüş.

Teklifi kabul edip Bakanlar Kurulu toplantısına yetişsem mi?

Yoksa hayır hayır bunu yapamam deyip toplantıyı kaçırsam mı?

Türklider Nihat Sırdar bakanımız yerinde siz olsaydınız bu durumda ne yapardınız?

NS: Ben ilk olarak telefonu kapatmadan Özel Kalem müdürünü işten kovardım.

İlk iş çünkü abc şirketiyle ilişkisi olduğuna delalettir.

O şirketin yöneticileriyle irtibata geçip bana uçak ayarlayabildiğine göre benim özelleştirmeme giren şirketin yöneticileriyle irtibatta olan bir Özel Kalem müdürünü yanımda çalıştırmak istemem ilk önce onu kovardım.

İkinci olarak Başbakan'ı arardım derdim ki böyle bir geçikme var ya Bakanlar Kurulunu biraz erteleyelim ana konu benim özelleştirmelerim o zaman beni beklemek durumundasınız.

Neticede ben ulaştırma bakanı olduğum için ve havaalanında olduğum için Türk hava y
olları'nın bir başka seferi ile gidebilirdim belki bir başka sefer yaratabilirdim.

Belki Başbakan derdi ki hayır bu toplantı çok önemli devletin uçağı var o uçağı ben yönlendiriyorum onunla hemen gelin diyebilirdi.

Yada Bakanlar Kurulu toplantısı ertelenebilirdi ama kesinlikle böyle bir şey yapmazdım.

Sizin bu verdiğiniz örnek Türkiye'de yaşandı Bayındırlık Bakanı Zeki Ergezen bayındırlık ihaleleri alan çok büyük ihaleler alan bir şirketin özel uçağıyla gitti açılışlar yaptı, temeller attı, kendisine yönelik bu tür eleştirilerede ne var kardeşim gideceğim tabii dedi.

Bu Türkiye'de yaşandı ama o Zeki Ergezen işte o kendisi hala bakanlık koltuğunda oturmaya devam ediyor.

Türkiye'de siyasetçi olma biraz da onu gerektiriyor belki ben o yüzden siyasetçi olmam, olamam zaten.

BŞ:Türklider Nihat Sırdar ben şimdi sizlere bu ciddi konuşmaların birazcıkta sizle yaptığımız küçük şakaların espirilerin bir şekilde devamı olarak diyeceğim ki gençlerimize sizde gençsiniz onlar da genç biraz sosyal hayattan tavsiyelerde bulunur
musunuz?

 İşte şu lokantaya gidin şu bar güzeldir, şuraya takılın , yada ben size şunu tavsiye ediyorum, şunu okusanız gibi şeyler söylermisiniz?

NS: Valla ben şimdi size benim o konuyla ilgili bir kitap yazmak gibi bir projem var.

Nerde ne yenir hangi şehirde ne zaman nerde yemelisiniz nerede eğlenirsiniz diye örneklerin  sınırı yok.

Ama bir kitap önerebilirim.

Ben size benim en son okuduğum Ferhan Şensoy'un Hacı Kominist diye okumadıysanız Hacı Kominist kitabı bu şans

kapıyı kırınca filminin Kübay'ya yolculuğu ve Küba'da yaşadıklarını anlatıyor.

Hem çok güzel bir şekilde Küba'yı anlatıyor, Ferhan usta Ferhan Şensoy hemde aynı zamanda gerçekten de Küba ve tarihi ile ilgili bir çok bilgi veriyor yani Küba'da nasıl işte şeyden tutunda Fidel Castro'nun o hareketi içinde olmasına ve bugün ülkeyi nasıl yönettiğine kadar hem eleştirilerin olduğu hem de sistemin Ferhan Şensoy'a göre nasıl doğru olduğu bir kitap o yüzden ben kitap tavsiye etmek istedim.

Hacı Kominist kitabını okumalarını tavsiye ederim gençlere.

BŞ:Türklider Nihat Sırdar ben size çok teşekkür ediyorum.

NS:Ben teşekkür ederim.

BŞ:Gençlerimizle tecrübelerinizi, zenginliklerinizi paylaştınız, Allah size ileride daha büyük zenginlikler versin, ve bu zenginlikleride yine gençlerle paylaşın. Diyorum ki bazen lider bir avukattır, bir doktordur,bir radyo programcısıdır.

Bazen bir erkek bazen bir kadın bazen bir  basketbol takımıdır ama lider her zaman liderdir.

Ve biz bilmeliyizki gençlerimiz bizim her şeyimiz .

Gençler bizim her şeyimiz, en değerli hazinemiz, gençlerimize sahip çıkalım.

Bir başka programda birlikte olmak dileğiyle tecrübeleriniz ve birikimleriniz toprak olmasın

Hoşçakalın.
.

.


Türklider Nihat Sırdar


Nihat Sırdar Türklider Gazetesi


Nihat Sırdar'dan Gençlere Mektup


Türklider Nihat Sırdar


Nihat Sırdar


Nihat Sırdar


Nihat Sırdar Türklider TV programından önce gençlerin sorularını dinledikçe düşündü. Ne desem diye düşünürken elini bir bir sol şakağına bir sağ şakağına koydu. Düşündü...


Bülent Şenver, esprileriyle Türklider Nihat Sırdar'ı nadir de olsa güldürmeyi başardı... 


Nihat Sırdar, çekim öncesi zaman zaman masanın köşesindeki yerinde sessiz, sakin oturup hem dinledi hem dinlendi... 


Nihat Sırdar, stüdyoya indiğinde çekim öncesi canlandı.....


Bülent Şenver ile hatıra fotoğrafı çektirdi...


Gençler de fotoğraf çektirmek için fırsatı kaçırmadılar...


Bir kareye herkes sığmayınca, 'Hadi beyler, biz de çektirelim' diyen gençler Nihat Sırdar'ın arkasına sırayla toplandılar...


Masanın üzerinde Doğru/Yanlış HArf Torbası ve Şeref Defteri durmasına rağmen, resim çektirmekten onları incelemye henüz zaman gelmedi. Kapıdan içeri Yönetmen Yardımcısı Eylem Erarsla kafasını uzattığında  deklanşöre çoktan basılmıştı bile.... 


Gençlere Mektup Yazmak için Nihat Sırdar HP Tabloid PC'yi eline aldığında ne yazsam diye bir süre düşündü. Önünde duran cep telefonu ile HP Tabloid PC de birbirlerine çok yakışmıştı.... 


Bülent Şenver, Nihat Sırdar'ı çekim öncesi Makyaj Odasında götürdüğünde, Sırdar başına gelecekleri anlamış gibiydi. Gözlerini kapadı ve yüzünü makyöze emanet etti.


Eh! Makyaj sonrası Bülent Şenver ile bir askerleik hatırası çektirmek zamanı gelmişti. Her ikisi de tebessüm etti. Ancak, Nihat Sırdar'ın dişleri görünmedi..... 


Bülent Şenver ile Nihat Sırdar, stüdyoya gitmek için merdivenlerden inerken neşeli görünüyorlardı..... 


SKY Türk TV Stüdyosundaki kendisine ayrılan koltuğa oturunca Sırdar çekimin ciddi ciddi gerkeçleşeceğini anladı....


Stüdyodaki bayanlar Nihat Sırdar ile hatıra fotoğrafı çektirmek için toplandı. Yönetmen Aybike Savaşır, bu anı kaçırmak istemedi. Önce fotoğraf, sonra iş diyerek, o da gruba katıldı....


Bayanlar toplanır da erkekler toplanmaz mı? Bayanların resim çektirdiğini gören erkekler de aralarında bir grup yapıp Nihat Sırdar'ın etrafına geçti. Sırdar'a da  gençler arasında oturup  objektife bakıp tebessüm etmek düştü....


Bir genç 'Durun! Durun! Ben Bülent Hocamın arkasında kaldım. Yüzüm gözükmedi. Bir defa daha çekelim' deyince, deklanşöre bir kez daha basıldı. İşte bu poz ortaya çıktı... 


Yönetmen Aybike Savaşır ve Yardımcısı Eylem Erarslan 'Birlikte hiç poz vermedik' deyince, onları da kırmadılar. Bayanlarla birlikte bir poz daha verildi......


Bir resmi bir başka resim takip etti.......


Nihat Sırdar, sabırla poz verdi. Bir elini baldırına dayayıp öteki eli ile cep telefonunu döndürse dahi, hiç bir zaman 'Sıkıldım' kelimesi ağzından çıkmadı......


Sabırla poz verdi. Bazen objektife bakmasa da makineye iyi görüntüler verdi.......


Şenver önden, Sırdar yandan artistik pozlar verdiler.......


Gençler de Sırdar ile mümkün olduğu kadar çok fotoğraf çektirmek için yarıştılar......


Sıdar'ın bir soluna bir sağına geçtiler. 'Burdan da çek. Bir de bu taraftan çek' deyip durdular.


Fotoğrafçımız da onları kırmadı. Bol bol,her taraftan, hem zoom yaparak, hem flaş kullanarak fotoğrafları çekti.........


Nihat Sırda ile Bülent Şenver anlaştılar. Bu programi artık çemek zamanı geldi diye. El sıkştılar....


Birlikte güldüler.......


Neşeli anlar yaşadılar.......


Şenver, program akışını anlatırken Sırdar ciddi ciddi dinledi.......


Hayırlısıyal bu programı da bitirsek der gibi parmaklarını çekiştirdi.....


Sırdar'ı programa hazırladığına inan Şenver'in keyfine diyecek yoktu.....


Gençler de bu haırlığa katıldılar.......


Nihat Sırdar HP Tabloid PC'ye Gençlere Mektup yazarken dikkatliydi.......


Gençlerin sorularına cevap verirken düşünceliydi......


Gençlerin hiç bir sorusnu cevapsız bırakmadı........


MAkyaj odasında bile soulara detaylı cevap vermeyi ihmal etmedi......


Şenver ile birlikte çekim öncesi objektiflere baktılar.....


Hiç kimseyi kırmadan poz vermek için gülmeyi ihmal etmediler........


Şenver ve Sırdar el sıkarken Şenver yine dişlerini gösterdi. Sırdar'ın ise ağzı yine kapalıydı......


Nihat Sırdar'ın hoş bir tebessüm etme stili vardı.......


Gençleri dinlerken düşüncelere dalıyordu.......


Gençlerin yaptığı esprilere de gülmeden yapamıyordu........


Bir ara kamera onu Turizm ve Kültür Banakı Atilla Koç gibi yakaladı!
Şaka şaka. Bu, flaşla çekilen fotoğrafların azizliği idi. Sırdar'ın gözü bir salise kapanmıştı. O sırada da denlenşöre basılmıştı.....


Sırdar yoksa aslında işte hep böyle bakıyordu......


Şenver anlattıkça Nihat Sırdar programın ciddiyetini anlayıp, 'ne yapacağız bakalım' der gibi sol baş parmağını alt dudağı ile çenesinin arasındaki çukura yerleştirip derin derin düşünüyordu.......


Şenver havaya girip soruları, göz kaş hareketleriyle okudukça Sırdar da sanki  'Ayvayı yedik. Nasıl cevap vereceğim ben bu sorulara' der gibi kara kara düşünüyordu......


Sıradar bir taraftan verceği cevapları düşünürken bir taraftan da sağ elini sol elinin üzerinden geçirip el bağdaşı kurup, sağ el parmakları ile sol el dirseğini kaşıyordu..........


Sırdar'ın cep telefonu çaldığında, yüzünde nihayet tebessüm belirdi. Bu cidi ortamı bozan zil sesi nedeniyle mi yoksa konuşmaya ara verieceğiiçin mi nedenini anlayamadık.....  


Sırdar, tekrar dinlemeye başladığında eski ciddiyeti yüzüne tekrar geldi.....


Şenver izahatlarına yeniden başladı........


Nihat Sırdar, sevimli yüzü ile hoş tebessümünü bizlerden esirgemedi.....


Şenver anlattı, Sırdar dinledi.....


Sırdar iyi bir dinleyici olduğunu sol elinin baş parmağı ile sol yanağında oluşturturduğu büyükçe bir çukur ile ispat etti........ 


Şenver de öyle sorular hazırlamıştı ki. Sırdar'ın sol el baş parmağıyla sol yanağında oluşturduğu çukur giderek derinleşti ve kırmızılaştı.....


Sorular bitince Nihat Sırdar bizlere yine tatlı tebessümünü gösterdi.....


Gençler fırsat bu fırsat diyerek yine hatır fotoğrafları için Nihat Sırdar'ın arkasında sıralandılar......


Sırdar bazen soldaki makinaya bazen de sağdaki makineye bakarken, bakacağı makineyi tam kestiremediği pozlar da oldu..... 


Hangi makinenin objektifine bakacağını şaşıran sırf Sırdar olmadı. Ona başkaları da iştirak etti......


Güzel pozlar, hoş anılar fotoğraflandı.....


Nihat Sırdar bir gün önce Bodrum'dan ALEM FM canlı yayın otobüsü ile yayın yaptığıdan yorgun ve uykusuz görünüyordu.  Esnediğini gençlere belli etmemek için  zaman zaman sağ eliyle ağzını kapatmak zorunda kaldı..... 


Şenver'i Şeref Defterine yazılanları okurken dikkatle dinledi. Türklider Şeref Defterine yazacağı duygularını ellerini birbirine sıkı sıkı kenetleyip düşündü.....  


Kalemi eline alıp Şeref Defterine duygularını yazmaya koyuldu....... 


Nihat Sırdar, kendisine verilen her görevi eksiksiz tamaladı......


Stüdyoya çekime indiğinde gençlerle tecrübe ve görüşlerini paylaşmaya hazırdı......


Düşünceli gözükse de iyi bir program yapmak için hazırdı......


Gençler hatıra fotoğrafı çektirmeden durur mu? 


Yine Sırdar'ın etrafı gençlerle doldu.........


Bayanlar ayrı......


Yönetmen Aybike Savaşır ayrı.......


Erkekler ayrı........


Hatıra fotoğraflarını çektirdiler.......


Sırdar sabırla herkesle poz verdi....


Yönetmen Aybike Savaşır ve Yardımcısı Eylem Erarslan birlikta poz verirken, Eylem hanımın sol gözü kaşınıca fotoğraf bozuldu.


Yönetmen Yardımcısı Eylem Eraslan önceki pozda gözümü kaşıyordum bir kez daha çekelim dedi. Bu kez de Nihat Sırdar'ın burnu kaşınmaz mı?


Son defa dediler ve Eylem hanımın gözünü ve Nihat Beyin de burnunu kaşımadığı bir pozu yakalayabildiler....


Güzel bir proğram oldu. Bülent Şenver tüm gençler adına Nihat Sırdar'a gençler ile tecrübe ve birikimlerini paylaştığı için teşekkür etti.


Proğram bitti ama iki üstat sohbete devam etti......


Anlaşılan iki üstadın da paylaşacakları daha çok zenginlikleri vardı....... 

.
.
Nihat Sırdar Gözüyle Kimdir Başarıları Linkler Kendi Sesiyle Fotograf Albüm Kitap Tavsiyeleri TV Tüm Yazıları Nihat Sırdar Odası Lider Arama

.
.

Kötü         Çok İyi  Oyla  
  Geri  |  Arkadaşıma Gönder  |  Yazıcı Dostu
 
Tüm yazıları
ShareThis

    Hayat Verenler : Microsoft    HP Türkiye    PBS Bilişim    SAY Ajans    SFS - MAN    Superonline       

Türk Liderler:

Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem

Tecrübeleriniz ve birikimleriniz toprak olmasın @ Copyright 2004 turklider.org