Ziynet Odası 
 Odam Olsun 
 Türklider Odaları 
 Sizin Odalarınız 
 Sohbet Odası 
 TV Odası 
 E-Kitap Odası 
 BŞenver 
 Gazete Odası 
 iPad 
 Hakkımızda 
 Şifremi Unuttum 

 

Ali Adnan İnal Gözüyle 


     

 



Tüm Yazıları

       ShareThis
QUANTUM üzerine çeşitlemeler
14.11.2014
Ali Adnan İnal
Okunma Sayısı : 6438
Oy Sayısı : 2
Değerlendirme : 5
Popülarite : 1,51
Verdiğiniz Puan :
 

 

 

Quantum'u öğrenmeyen, bilmeyen kalmadı. Herkes Quantum ustası oldu, quantuma göre şöyle, quantuma göre böyle…Neredeyse quantum usulü yemek tarifleri falan yapacaklar…Biraz da ben ukalalık edeyim müsadenizle. Sürç-ü lisan edersem affola…

Efendim, quantumu anlamak için belki en iyi referans klasik fizik olabilir. Quantum fiziği belki en iyi olarak klasik fizikle mukayeseli olarak anlatılabilir. Bildiğiniz gibi klasik fiziğin babası (veya babalarından biri) meşhur İngiliz matematikçisi ve fizikçisi Newton. Malüm matematik bilmeden fizik olmaz. Newton'un meşhur kitabı "Matematiğin Prensipleri – Principia Mathematica…"ni bugün dahi dünyada layikiyle anlayabilen az kişi olduğu söylenir. Meşhur quantum fizikçisi Stephan Hawkins bile kendisi koskoca fizik profesörü iken, quantum fiziği ile ilgilenmeye başlayınca, matematik bilgisinin yeterli olmadığını görüyor, fiziği bırakıyor, iki yıl sadece matematik çalışıyor, ileri derecede matematik öğreniyor ondan sonra quantum fiziğine dönüp üzerinde çalışmaya başlıyor. Yani quantum fiziği öyle bir şey ki , koskoca bir fizik profesörünün bildiği matematik yetmiyor, adam işi gücü bırakıp iki yıl daha ileri derecede matematik öğrendikten sonra ancak dönüp quantum fiziği üzerinde çalışmaya başlayabiliyor.

Klasik fizik büyük objelerle ilgileniyor, gözle görülür, elle tutulur objelerle, gök cisimleri dahil. İkincisi klasik fiziğin kanunlarında belirlilik ve kesinlik var. Newton'un kanunlarından bazılarını hatırlayalım. Bir tanesi atalet kanunu (law of inertia). Buna göre bir cisme bir hareket verirseniz, yani onu bir defa ittirirseniz o cisim sonsuza kadar bu hareketine devam eder, sonsuza kadar gider, ta ki önüne bir engel çıkıncaya kadar veya başka bir kuvvetin etkisi altına girinceye kadar. Başka bir kanunu her amelin eşit ve aksi yönde bir aksülameli vardır (every action has an equal and opposite reaction). Gerçi Einstein bu reaksiyonun mutlaka aksi yönde olmayabileceğini veya eşit derecede olmayabileceğini söylemiştir.

Newton'un başka bir kanunu cisimler birbirlerini kütlelerinin çarpımıyla direk, aralarındaki mesafenin karesiyle endirek orantılı olarak çekerler. Bir başka kanunu yer çekimi kanunu, hani şu 9,8 metre bölü saniye kare kanunu, vs vs. Bu kanunlarda, iki özellik var, birincisi gözle görülür büyük cisimler söz konusu, ikinci özellik ise belirlilik ve kesinlik söz konusu, yani çarpıyorsunuz, bölüyorsunuz, topluyorsunuz, çıkarıyorsunuz ve kesin sonuca, kesin rakama ulaşıyorsunuz. Quantum fiziği ise, madde bir, gözle görünmeyen küçük parçacıklarla ilgileniyor, mesela elektronlarla, hatta elektrondan da küçük parçacıklarla. Bunlar bazen öyle küçük parçacıklar ki kütleleri bile yok, fotonlar gibi. Nasıl Einstein'ın izafiyet teorisinde madde enerjiye dönüşebiliyorsa, bu küçük fotonlar da bazen parçacık oluyor bazen dalgaya dönüşebiliyorlar.

Quantum fiziğinin ikinci özelliği ve klasik fizikten ikinci farkı ise burada söz konusu olan küçük parçacıkların davranışlarında belirlilik ve kesinlik yok. Mesela bir elektronun geçebileceği iki delik varsa, bazen birinden, bazen diğer delikten, bazen her iki delikten birden geçebiliyor. Dolayısıyla hangi delikten geçebileceğini söylerken ancak ihtimal hesaplarına göre, belki geçmiş istatistiklere göre falan rakamlar verebiliyorsunuz.

Klasik fizikte bir cismin konumunu, hızını, ve yönünü bilirseniz, onun geleceğini de bilebilirsiniz, yani ne zaman nerede olacağını da bilebilirsiniz, hatta geçmişini de yani ne zaman neredeydi ise onu da bilebilirsiniz. Örneğin gök cisimleri için bu çok önemli ve yararlı bir bilgi olabilir. Quantum fiziğinde ise bu mümkün değil. Quantum fiziğinin ilk kanunlarından biri, "bir parçacığın konumu ve hızı aynı anda belirlenemez". Gördüğünüz gibi quantum fiziğinde klasik fizikte ki belirlilik ve kesinlik yok.

Klasik fiziğe süje olan cisimler aynı anda iki yerde birden olamaz. Quantum fiziğinde ise bir elektron aynı anda iki ayrı yerde birden olabiliyor. Yani diyelim ki, bir elektronu bir kutuya koydunuz sonra o kutuyu sol ve sağ olarak iki ayrı bölmeye böldünüz. Elekron hem sol bölmede hem sağ bölmede, aynı anda iki ayrı yerde birden olabiliyor. Hadi biraz yumuşatalım, en azından her iki bölmede birden varmış gibi belirtiler veriyor, yani her bir bölmede ayrı ayrı olsaydı her birinde nasıl belirtiler verir idi ise aynen öyle belirtiler veriyor. Pek aklınızı karıştırmak istemiyorum ama şu kadarını söyleyeceğim, elekronlar o kadar tuhaf ki, gözlemcisine göre davranıyor. Mesela bu misalde gözlemcinin nerede olduğuna göre davranıyor ve mesela gözlemcisi kutuyu açarsa elekron da hangi bölmede olacağına karar veriyor ve diyelim ki sadece sol bölmede boy gösteriyor.

Quantum fiziği kainatın yaradılışı ile de ilgileniyor. Çünkü kainatın yaratıldığı ilk büyük patlama anında evren çok hızla genişleyen ve çok sıcak elektron ve proton gibi küçük parçacıklardan ibaretti. İlk atomlar, hidrojen, helium dahi nispeten sonra oluştu. Bugün dahi evrenin büyük kısmı hala plazma denilen ve henüz atom haline gelmemiş böyle küçük parçacıklardan oluşuyor. Quantumcular (örneğin Einstein) ışık hızıyla da ilgileniyorlar, çünkü evrende değişmeyen sabit olan tek şey ışık hızı. Einstein evrenin bükülebilir olduğunu, esasen yer çekiminin bundan kaynaklandığını söylüyor. Einstein bununla da kalmıyor, zamanın da izafi (relative) olduğunu hatta zamanın da bükülebilir olduğunu söylüyor. Buna göre evrenin değişik noktalarında zaman farklı olabilir, hatta evrenin değişik evrelerinde zaman farklı olabilir. Mesela ilk patlama zamanında bir gün (patlamanın birinci günü) bugünkü ölçülere göre sekiz milyar yıla, ikinci gün dört milyar yıla, üçüncü gün iki milyar yıla vs tekabül ediyor. Böyle böyle hesap edilince (ne tesadüf ama) dünyanın yaratılışı altıncı güne denk geliyor. Hani hep derler ya, tanrı dünyayı altı günde yarattı, yedinci günde de dinlendi diye. Diğer bir açıdan bakınca bu şekilde hesaplanınca ilk patlamadan günümüze 14 -15 milyar yıl geçti gibi bir sonuç çıkıyor. Ne tesadüf ki bilimsel hesaplamalara göre de ilk patlamadan günümüze 13,8 milyar yıl geçtiği bulunuyor.

Dedik ya, quantumcular, evrenin yaratılışıyla, ilk patlama ile, zaman-mekan kavramıyla, evrenin bugünkü durumuyla, mesela hala genişlemekte olup olmadığıyla, evren sonlu mu sonsuz mu, evrenin sonu ne olacak sorusuyla da ilgileniyorlar ve tabi bunlarla ilgili olarak eğer bir yaratılış varsa bir yaratan (tanrı) da var mı gibi sorularla da ilgileniyorlar. 1920 Yılında Edwin Hubble, Samanyolu'nun dışında da galaksiler olduğunu, bunların gittikçe uzaklaştıklarını, ve hatta en uzaktakilerin en hızlı bir şekilde uzaklaştıklarını, yaydıkları ışıkların spektrumunu ölçmek suretiyle ispatladı. Ve böylece Edwin Hubble bir açıdan büyük patlama (big bang) teorisini de ispatlamış oldu. Öyle ya, evren 13.8 milyar yıl sonra hala genişliyorsa, biz günümüzden geriye doğru gidersek, giderek küçülerek, gide gide (ilk patlama anında) bir nokta küçüklüğüne ulaşması da mantıklı bir sonuç olur.

Evrenin sonu ne olacak sorusuna gelirsek burada da iki ihtimal var. Ya genişleye genişleye enerjisi bitecek (termodinamiğin ikinci kanunu) ve soğuk bir kütleye dönüşecek ya da tersine bir hareketle büzüşerek çok yoğun bir kara delik haline gelecek.

Lafı daha fazla uzatmayacağım. Yukarıda da dediğim gibi quantumcular yaratılış ile (big bang) yakinen ilgilendikleri için ister istemez yaratan fikriyle de, hadi daha açık söyleyelim, "Allah var mı yok mu" sorusuyla da ilgileniyorlar. Buna Stephan Hawkins de, Einstein da dahil. Ama henüz Tanrının varlığını da yokluğunu da bilimsel olarak ispat edemediler.

Kalın sağlıcakla….

Kötü         Çok İyi  Oyla 
           
Tüm yazıları        ShareThis
  Geri  |  Arkadaşıma Gönder  |  Yazıcı Dostu
                 

    Hayat Verenler : Microsoft    HP Türkiye    PBS Bilişim    SAY Ajans    SFS - MAN    Superonline       

Türk Liderler:

Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem

Tecrübeleriniz ve birikimleriniz toprak olmasın @ Copyright 2004 turklider.org