Ziynet Odası 
 Odam Olsun 
 Türklider Odaları 
 Sizin Odalarınız 
 Sohbet Odası 
 TV Odası 
 E-Kitap Odası 
 BŞenver 
 Gazete Odası 
 iPad 
 Hakkımızda 
 Şifremi Unuttum 

 

Bahattin Karagöz Gözüyle 


     

 



Tüm Yazıları

       ShareThis
KIRMIZI PAZARTESİLERİMİZ OLMASIN
02.11.2014
Bahattin Karagöz
Okunma Sayısı : 2599
Oy Sayısı : 0
Değerlendirme : 0
Popülarite :
Verdiğiniz Puan :
 

 

 

CUMHURİYETİMİZİN KIRMIZI PAZARTESİ'LERİ OLMASIN!

29 Ekim, devlet yönetim şekli olarak cumhuriyeti ilan edişimizin 91. Yıl dönümüdür. Bize bu güzel günü kutlamayı miras bırakan başta Mustafa Kemal ATATÜRK olmak üzere, onunla birlikte olan, şehit-gazi bütün ecdadımızı hayırla, rahmetle, minnetle ve dualarla anıyoruz.

Bu vesileyle ''Ne mutlu Türk?üm!'' diyebilen, bu günün kıymetini müdrik, ama ülke sınırlarımız içinde, ama dünyanın değişik her yerinde bulunan cümle gönüldaşlarımızı hararetle kutlarım. Cumhuriyetimizin sonsuza dek yaşayacağına dair olan inancımıza hiçbir endişenin ortak olmamasını dualarımla niyaz ederim.

Mensubu olmakla ve taşıdığı değerlere aidiyet göstermekle şeref duyduğumuz Büyük Türk Milleti, tarihi boyunca pek çok büyük badireler atlatmıştır. Zaman kaydı kesin olmayan Ergenekon destanı bu tükenişin ve ardınca yeniden yükselişin bir hatırasıdır.

Önünde Çinliler tarafından 6259 km.si duvar, 360 km.si hendekler, 2233 km.si yamaç ve nehirlerden meydana gelen toplam 8852 km. set yapılan bu büyük ve hareketli millet, hile ve desiselerle birbirine düşürülüp Ötüke'den ayrılmak ve bozkırlardan batıya doğru azalarak akmak zorunda kalmıştır. Kendi vücut verdiği yapılarla yine kendisine zarar verir olmuş, Cengiz Han'ın coğrafya tanımayan tasallutlarına uğrayarak devlet ve insan kaynaklarını yitirmiştir. Doğudan Batıya doğru Moğol istilası, Türk illerinde Yecüc-Mecüc kavmini çağrıştırır bir zulüm rüzgarı estirmiştir.

Bir başka felaketimiz de Haçlılar'ın Kudüs yolu üzerinde bulunmamız ve onları bu seferlerinden engellemeye kalkışmamızla iki yüz yıllık bir mücadelenin örtülü olarak bugün hala devam eden unsuru haline gelmemizdir.

Nihayetinde Osmanlı adıyla Batıya olan üstünlüğümüz 1683 yılındaki talihsiz Viyana Bozgunuyla sona ermiş, çekile çekile Trakya (Rumeli ve Balkanlar) topraklarından da atılarak Anadolu yarımadasında sıkıştırılmışızdır.

Şairin;
Yol O'nun, varlık O'nun, gerisi hep angarya.
Yüz üstü çok süründün, ayağa kalk, SAKARYA!
Dediği bu millet, görünürde Yunan'a, ama gerçekte yed-i düvele karşı verdiği istiklal savaşıyla kendi küllerinden yeniden devlet olabilme ve kapitülasyonsuz yaşayabilme hakkını, Çanakkale ve Kuttülammare destanlarına eklemlenen Sakarya ve Dumlupınar Meydan Muharebeleri sonucunda, kendi öz gücü sayesinde elde etmiştir.

Cumhuriyet dönemimizde millet iradesine Cuma günleri yapılan darbelerle cumaları eylem günü olarak anageldik. Birileri cumartesileri parselleyip milletin huzuruna anneler eliyle saptırmalar soktular. Birileri döviz-faiz-borsa üç kağıtçılığında doyum tanımayıp 4 Nisanlarda veya başka günlerde kara çarşambalar yaşattılar. Birileri geliyorum diyen kanlı pazarlar tertiplediler. Salıları sallandırdık, perşembeleri çarşambalardan göre göre yaşadık. Kala kala elimizde çalışmak için haftaya isteksiz isteksiz başladığımız pazartesiler kaldı.

Şimdi pazartesilerin ''kırmız pazartesi'' olacağı endişelerini taşımaya, böyle kaygılar edinmeye başladık.

Bilenler bilmeyenlere anlatsın demeden ''kırmızı pazartesi'' konusunu biraz açmakta yarar var:
''Kırmızı Pazartesi'', Nobel edebiyat ödülü sahibi, Kolombiyalı yazar Gabriel Garcia Marquez (1928-2014)'in 1981'de yayımlanmış, ona 1982'de Nobel kazandırmış bir romanıdır. Roman, bir cinayet üzerine konumlandığı halde, daha ilk sayfasında kimin öldürüleceğini ifşa etmesine rağmen, 107. sayfada bitinceye kadar sürükleyiciliğinden bir şey kaybetmeden nihayetinde cinayetin en ayrıntılı biçimde işlenişini okuyucunun dikkatine sunar. Bir zengin Arap asıllı İspanyollaşmış genç olan Santiago Nasar, yine zengin bir ailenin genci tarafından gelin alınan güzel kız Angela Vicario?nun bakire çıkmayışından dolayı baba evine gönderilmesiyle, bir namus temizleme konusunun nesnesi haline gelir. Şerefleri lekelenen Vicario ikiz kardeşler (Pedro ve Pablo) kasaptırlar ve öfkeyle kaptıkları satırlarını bileğilemek için gittikleri esnafta ve yol üzerinde rastladıkları kişilere Santiago Nasar'ı, namus yüzünden öldüreceklerini söylemekte ve belki de engellenmelerini istemektedirler. Ancak ne var ki, kader bazen ağlarını göstermemek üzere örer. Tıpkı bu şekilde endişe edenler her yolu kullanarak kurban seçilen genci haberdar etmek istemişlerse de, bazı gizli düşmanlıklar ve iyi niyetlilerin ihmali, yahut ters etki yaratan gafilce çabaları sonucu, avcısının eline ansızın düşen bir av hayvanı gibi, Santiago Nasar, sığınmak istediği kendi evinin her zaman açık bırakılan ve fakat bu defa annesi tarafından sürgülenen kapısı önünde sıkışıp saldırıya hedef olur. Bu trajedi, kasabanın yıllarca unutamayacağı ve etkisi altında kalacağı bir konu haline gelir.

Şimdi bizim memleketimizde, iyi niyetlerle, hayra yorularak başlatılmış olan malum konudaki ''çözüm sürecinin'' nerelere evrildiğini görünce ve görmeye devam ettikçe, bu kırmızı pazartesinin ülkemiz için de önlenemeyen bir esef verici olay haline gelmemesini diliyorum.

Tarih yarın kimlerin ne konuştuğuna an be an ışık tutacaktır. Kimlerin nerede, nasıl, niçin ve ne şekilde durduğuna değinecektir. Her toplumda çok kişi- özellikle aydınlar, yazarlar, gazeteciler vs.- için, tarihin sadece önemli bir anında fotoğraf çekildiğini söylerler. İşte o anlardan birini yaşamakta olduğumuza inanıyorum ve ben, bu esnada gözü kapalı çıkanlardan olmamak istediğimden dolayı, zülf-i yâre dokunsa da, bu gerçeği açıkça vurgulamak istiyorum. Çözüm düğümü halledilmiş, çözülme süreci başlatılmıştır!...

Canhıraş yalvararak uyarıyorum: Lütfen, ülkemize meşum bir ''KIRMIZI PAZARTESİ''yaşatmayalım.Akil zannedilenler akıllarına bunu soksun, vesselam!...

Kötü         Çok İyi  Oyla 
           
Tüm yazıları        ShareThis
  Geri  |  Arkadaşıma Gönder  |  Yazıcı Dostu
                 

    Hayat Verenler : Microsoft    HP Türkiye    PBS Bilişim    SAY Ajans    SFS - MAN    Superonline       

Türk Liderler:

Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem

Tecrübeleriniz ve birikimleriniz toprak olmasın @ Copyright 2004 turklider.org