Ziynet Odası 
 Odam Olsun 
 Türklider Odaları 
 Sizin Odalarınız 
 Sohbet Odası 
 TV Odası 
 E-Kitap Odası 
 BŞenver 
 Gazete Odası 
 iPad 
 Hakkımızda 
 Şifremi Unuttum 

 

Silvan GÜNEŞ Gözüyle 


     

 



Tüm Yazıları

       ShareThis
İNSANOĞLU KENDİSİNDE VAR OLAN UZUVLARININ HAKKINI VEREMİYORSA!
07.06.2015
Silvan GÜNEŞ / Biyografi Yazarı
Okunma Sayısı : 3172
Oy Sayısı : 0
Değerlendirme : 0
Popülarite :
Verdiğiniz Puan :
 

 

 

Hayatım boyunca sadece makamın önünde -Türkiye Cumhuriyeti devletime ve onun kurucusu olan Ulu Önder Atatürk'e olan saygımdan- önümü ilikledim.

O makamı iyi taşıyan insanlara ise saygı duydum. Çünkü o makam kutsaldı ve bulundukları mevkinin hakkını verecek bilgi, birikim, görgü ve üsluplarıyla, ne yaptığını bilen dürüst, etik ahlaka sahip insan olduğu kadar, devletin/kurucusunun ve milletin bir temsilcisiydiler... Bu yüzden makama saygı şarttır...

Elbette bu değerleri taşıyamadığı halde ilişkilerinin gücüyle taçlandırılmış insanlar da tanıdım. Bu gibiler, benim ve benim gibi kendi alanında uzman insanların ideallerine ulaşmak için verdikleri özverinin yanı sıra kendi zamanlarını hayatlarını hiçe sayacak ölçüde harcadıkları yıllarının farkına varabilecek algıya-takdir edecek görgüde kimseler değildiler. Bu tutumların sebeplerini ise ben her zaman (insana, algıya, zamana, makama, yetkiye, kapasiteye, inisiyatif kullanabilme kabiliyetine, eğitime, olaylara, amaçlara, sosyal ilişkiye, vizyona, değerlere... bakarak çok yönlü değerlendirmeler yaptım. Çünkü benim için "kim" sorusu çok önemliydi...)

Açık söylemek gerekirse ben de bunlara saygı duyamadım. Çünkü bilgiye, birikime, bilime, çalışmaya/emeğe, hayatımdan giden ömrün saliselerine ve azmin peşinden koştuğu hedefe saygısı olmayan, takdir edemeyenlerin varlığı da benim için bir şey ifade etmiyordu. Yanı sıra yapılması gereken bir işin iki dudak arasına sıkışıp kalmasını izleyerek, koskoca bir emeğin ve birikimden elde edilecek olan sonucun beyinlerde hapsolmasına müsaade edecek değildim...

O nedenle, hayatım boyunca beni ne kadar; anlamayan, anlamaya çalışmayan, takdir etmeyen, hakkımı vermeyen, yolumu açmayan, görmezden gelen, yokmuşum gibi davranan, hatta önüme bilerek engeller koyan... kim/kimler varsa bunlar beni yıldıramadı. Çünkü çok iyi biliyordum ki hayatımın hangi evresinde olursa olsun karşıma çıkan bu zavallılar, aslında benim daha sık hedef atışları yapmam için kimi zaman bir ok, mızrap, kurşun, ateş gibi gereçlerimden başka bir şey değildiler.

Bir insanı insan yapan prensipler vardır ki benim hayatım hep, kendime seçip yolumuz çizerek kurduğum o temeller üzerine kurulmuştur. İnsanlardan vazgeçerim ama onlardan asla vazgeçemem...

* Bildiğim en iyi şey ne ise onu yapar, geliştirir, yayar/yaşarım.

* Bildiğim doğruyu söylerim.

* Uğruna düştüğüm hedefin yolunda; sürünürüm, emeklerim, yürürüm, koşarım, uçarım, batarım, çıkarım, aç kalırım, herkesi karşıma alırım, her şeyden vazgeçerim, umursamam, değerini biçerim, tutsak olurum, ölürüm...

* Yanlış yaptığını gördüğüm birini bana tepki vereceğini bile bile uyarırım.

* Yanlışını söylediğim insanın kendini eleştirdiğimi sanması karşısında onu değil algısını suçlarım. Ne korkunç ki, böyleleri için yapacak bir şey yok! Çünkü bunun akıl (kapasite) ve zeka (anlama)yla bir ilişkisi var.

* Menfaatlerimle ilişki kurmadığım gibi, bana bir fincan kahve ikram etti diye ona kırk yıl minnettar yaşayamam. O zaman kahveyi ikram edenin hatır için değil menfaat için insanları ağırladığını düşünür, kahveyi rüşvet ikramı sayarım.

* Benim için ilk etapta bir insanın insan olması dışında diplomanın bir önemi yoktur. Her insanın kendi yaşam verdiği çanak içinde edindiği tecrübelere saygı duyarım. Çünkü hepimizin farklı tecrübeleri vardır ve birbirimizin haberdar olmadığı nice tecrübeler karşısında bizler de cahilizdir; eğer cahillik -geleneksel anlamda/bilmediğin bir konu karşısında yüz yüze kaldığın bir durum- ise... Eğitimi ise mezun olduğun üniversite ve fakültenin adındaki ederden, çok daha başka niteliyorum. Belli bir olgunluğa erişmemiş, insani değerleri genelin onay ve saygısını sunamayacağı üslup, tavır ve davranış içinde olanların bu karakter yapıları ile aldıkları diplomayı iyi kullanamayacaklarını düşünüyorum. Bunu, araba kullanmasını bilmeyen ama arabayı nasıl kullanması gerektiğini bir eğitimle öğrenen bir bireyin, kontağı çevirip aracı çalıştırma marifeti gösterse dahi, trafiğe çıkamayacağı örneği ile anlatabilirim! Zaten okumuş cahil dediğimiz insanlar da bu tüm uzuvlarının hakkını veremeyen insanın ezber ettiği bir takım lafların karşılığında verilen bir kağıt parçasından ibaret değil mi? Öyleyse diploma da sadece uzmanlık ettiğimiz dalda en iyisini yapacak olmamızın bir leferansı... Demek ki ancak o işi ortaya hakkıyla koymabildiğiniz müddetçe o diplomanın adamıyız...

* Abraham Lincolkn "Köpeğe yol vermek, onun tarafından ısırılmaktan çok daha iyidir." demiş. Ben bu sözü ilk defa lise yıllarımda okumuş ve o zamanki duygu ve düşüncelerimle, bu tür insanlardan kuduz bir köpekten nasıl kaçacaksak öyle kaçmamız gerektiğini düşünmüştüm. Üniversite yıllarımda ise bunun tam tersini düşünmeye başladım. Çünkü köpeğe yol vermek sorunu çözemeyeceği gibi onu durdurmamak; bencilliğin, duyarsızlığın, en önemlisi de -sende var olduğunu iddia ettiğin tüm insani duygularınla- varlığının inkarıdır. Evet, sen o köpek tarafından ısırılmaktan kurtuldun ama biraz sonra o köpek karşısına çıkan başka birini ısırarak, kimbilir onun hayatında nelere mal olacaktır. Burada "kuduz" temsili bir yakıştırmadır. Bu, bir ahlaksıza, hırsıza, küfürbaza, tecavüzcüye, işini adam gibi yapmayanlara, başkasının hakkını gasp ederek kişisel menfaatler güderek adil olamayanlara, başkalarına değer vermeyip kendini her şeyden üstün sayana... -gibilere karşı- hepimizin; kendimize güzel bir dünya, çocuklarımıza temiz bir gelecek sağlamak için göstermemiz gereken, sosyal sorumluluklar taşıyan bir tavır, duruş, farkındalıktır...


Silvan Güneş
Biyografi Yazarı

Kötü         Çok İyi  Oyla 
           
Tüm yazıları        ShareThis
  Geri  |  Arkadaşıma Gönder  |  Yazıcı Dostu
                 

    Hayat Verenler : Microsoft    HP Türkiye    PBS Bilişim    SAY Ajans    SFS - MAN    Superonline       

Türk Liderler:

Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem

Tecrübeleriniz ve birikimleriniz toprak olmasın @ Copyright 2004 turklider.org