Ziynet Odası       Odam Olsun       Türklider Odaları       Sizin Odalarınız       Sohbet Odası       TV Odası       E-Kitap Odası       BŞenver       Gazete Odası       iPad       Hakkımızda       Şifremi Unuttum   

 

Yusuf Ziya HALEFOGLU Gözüyle 


     

 



Tüm Yazıları

       ShareThis
HAYATIN İÇİNDEKİ TİK TAKLAR...
05.11.2014
Yusuf Ziya HALEFOGLU
Okunma Sayısı : 6790
Oy Sayısı : 18
Değerlendirme : 4,83
Popülarite : 6,07
Verdiğiniz Puan :
 

 

 

Yola çıkmak kaygıyı çoğaltmaktır; yola çıkmamaksa kendini kaybetmektir... Ve en üst anlamıyla yola çıkmak kendi benliğinin farkına varmaktır, der filozof Kierkegaard.
Hangimiz yola çıkmak için cesaret gösterebiliyoruz?
Yoksa konfor alanımız bize yetiyor veya onu bozmak işimize mi gelmiyor?
İlişkilerimize bakıyorum kendimizi kaybetmişiz.
İşlerimize bakıyorum orada da kaybetmişiz.
Peki neredeyiz biz, hiç dönüp baktık mı kendimize?
Sorduk mu cesaretle, var mısın yola çıkmaya diye?...
Yola çıkmak o kadar kolay mı? Herkes bu yolculuğa çıkabilir mi? Yolculuklar hazırlık istemez mi? Gideceğiniz yerin iklimine, yaşam koşullarına her şeye bakarak bir hazırlık yapmaz mıyız?
Yanımıza ne almamız gerektiğini tek, tek düşünüp hazırlıklarımızı tamamlar ve yolculuğa başlayabiliriz.
Peki bu yolculuğumuza başlarken yanımızda neler olmalı? Ya da istediğimiz zaman yola çıkabiliyor muyuz?
Bu yolculuk akarsuyun kaynağına doğru, akıntıya kürek çekmektir. Bu yolculuk biraz zordur, çünkü önünde kendimiz olan bir engel vardır.
Ne ilginçtir ki, insanlar özgürlükleri için ölüyor, ama kendi yarattıkları tutsaklıklardan özgürleşmek için yapabileceklerini merak dahi etmiyorlar!
Farkındalık en büyük kulaçtır aslında. Yaşamda farkında olmak, fark etmek, en önemli adımlardır. Anı ıskalamadan, geçmişi ve geleceği bir yana bırakarak yaşamaktır. Bulunduğumuz andaki güzellikleri, ertesi günü ve dünü düşünerek mahvetmeden.
Bazen hepimiz duygu ve düşüncelerimizin tutsağı oluruz. Bu düşüncelerimiz sürekli olarak zihnimizi kurcalar durur ve bizleri rahat bırakmaz. Bir süre sonrada bütün hayatımızı düşüncelerimiz yönlendirmeye başlar. Anın içinde olup biteni fark edeceğimiz yerine, sürekli olarak düşüncelerin bizde yarattığı ön yargılarımızla hareket etmeye başlarız. Her şeyi görünenin dışında analiz edip, düşüncelerimizle olaylara bakmaya başlarız. Çok sevdiğimiz bir arkadaşımızın yanında daha önce hiç görmediğimiz birini görsek, ona karşı olabildiğince iyi duygularla yaklaşırız. Ancak, bir de hiç hoşlanmadığımız birinin yanında bir birini görsek, hemen ondan da hoşlanmayız. Gözümüzle değil beynimizle bakarız. Bu yoğun düşünce karmaşası içinde olan biteni kendimizce anlamlandırmaya çalışırız. Farkına varmaya uğraşırız.
Farkındalık; yargısız bir şekilde şimdiki ana odaklanabilmek amacıyla, dikkatinizi toplayabilmektir der John Kabat Zinn.

Bir gün bir fabrika sahibi, fabrikada çok değerli saatini kaybediyor. Bulana ödüller vaat ediyor. Bütün çalışanlar saati aramaya başlıyor. Ertesi gün fabrikaya küçük bir çocuk geliyor. ?Saatinizi bulabilirim? diyor. Patron, ?Oğlum bu kadar işin arasında bir de seni ayak altında istemiyorum. Fabrikanın üretimine mani olursun. Birkaç gün sonra herkes gittiğinde fabrikaya gel ve ödülü kazan.? Birkaç gün sonra çocuk fabrikaya geliyor. Fabrika sessiz, herkes evine gitmiş. Çocuk patronun saatini kaybettiği katta biraz dolaşıyor ve on dakika sonra saatle geri dönüyor. Patron şaşkın vaziyette çocuğa saati bulmayı nasıl başardığını soruyor. ?Kaç gündür herkes bu saati aradı. Sen nasıl çabucak buldun?? diyor. Çocuk yanıtı veriyor: ?Sadece saatin tik taklarını dinledim.? Çoğunlukla hepimiz günlük yaşamın gürültüsüyle öyle meşgulüz ki, etrafımızdaki olanakların tik taklarını duymayız bile. Tıpkı kendi öz değerimizin tik taklarını duyamadığımız gibi. Kaçımız öz değerlerimizin farkındayız ve bu değerlerimizle yaşıyoruz.
Farkındalık, etrafımızda olan bitene dikkat edebilmektir. Farkındalık, düşünebilme kabiliyetinin hakimi olabilmektir.
Bilgi, farkındalığa giden yolcuğun en büyük aracıdır. Ama farkındalığın garantisi değildir. Farkındalık, bilinci arttırır ve bilinç de algıyı artırır. Bilinci bir birim olan birisi, okuduğu bir kitabı ya da yaptığı işi bir birim bilinçle anlar. Bilinci beş birim olan ise, beş kat daha fazla anlayışa sahip olur.
Farkındalık arttıkça, anlayış artacak ve hayattaki sıradan gibi görülen, aslında hiç de sıradan olmayan olaylar daha iyi algılanacaktır...
Var mısınız, böylesine anlam, derinlik ve heyecan dolu güzel bir yolculuğa?


Kötü         Çok İyi  Oyla 
           
Tüm yazıları        ShareThis
  Geri  |  Arkadaşıma Gönder  |  Yazıcı Dostu
                 

    Hayat Verenler : Microsoft    HP Türkiye    PBS Bilişim    SAY Ajans    SFS - MAN    Superonline       

Türk Liderler:

Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem

Tecrübeleriniz ve birikimleriniz toprak olmasın @ Copyright 2004 turklider.org