Ziynet Odası       Odam Olsun       Türklider Odaları       Sizin Odalarınız       Sohbet Odası       TV Odası       E-Kitap Odası       BŞenver       Gazete Odası       iPad       Hakkımızda       Şifremi Unuttum   

 

Yusuf Ziya HALEFOGLU Gözüyle 


     

 



Tüm Yazıları

       ShareThis
Nereye Savrulduk?
02.04.2020
Yusuf Ziya HALEFOGLU
Okunma Sayısı : 5750
Oy Sayısı : 27
Değerlendirme : 5
Popülarite : 7,16
Verdiğiniz Puan :
 

 

 

Hayat bazen biz yaşayıp giderken, bize başka yönlerden planlar yapabiliyor.

Yaşamdan birileri söküp attı bizleri, nereye savrulduk bilmiyoruz şu an.
En beklenmedik durumda ansızın yakalandık sanki. Her şeyimiz alt üst oldu. Önümüzdeki birkaç hafta veya ay içinde hayatımızın nasıl olacağı konusunda hiç birimizin fikri yok. Ve hayatımızı düzgün olarak planlayamıyoruz.

Ne geçmişe bakarak ileriyi, ne ileriye bakarak bugünü planlayamadığımız günler.

Tam bir VUCA dünyası içindeyiz.

Kaygı ve endişe kendisine bu VUCA dünyasında çok yer buluyor, besleniyor bu belirsizlikten. Bizler bununla nasıl baş edeceğimizi bilemiyoruz. Düşününce, belirsizlik ortaya çaresizliğimizi çıkarıyor, çaresizlik duygumuz da, korku ve kaygıya yol açmakta bizlerde. O nedenle belki de biraz duygularımızı kontrol etmeliyiz.
Kolay mı duygularımızı kontrol etmek? Korkularımız, endişelerimiz, kaygılarımız hepsini kaldırıp atamıyoruz da. Bu duygularımızı kontrol edebilmenin yolu aslında biraz şu ana odaklanmaktan geçiyor.
Şu an neler yapabiliriz;

"Yalnız bizim için değil tüm insanlar için..." Mutlaka yapacak bir şeylerimiz vardır.

İnsanoğlunun kibri karşısında, onun milyarda biri büyüklüğünde, göremediğimiz bir mikroorganizmanın sebep olduğu durum. Hani o kibirle övündüğümüz, her şey kendimiz için, sahibiyiz dediğimiz dünyada?
Öyle bir salgın oluştu ki, insanoğlunu çaresiz ve aciz bıraktı. Buna sebep virüsün aşısı ne zaman bulunur, etkisi ne zaman biter hepsi belirsiz. Önümüzü göstermez oldu, yeni bir anlayış, yeni bir dünya yarattı bizlere.

Hadi bir de önümüzde bayram var, gerçekten bu bayramı nasıl geçireceğiz hiç birimiz kestiremiyoruz. Eskiden hep derdik, bir gün gelecek bu bayramları bile yaşayamayacağız. Gün o gün müdür?
Kültürel ritüeller de, küresel dünya içinde erimeye mahkum mu kalacak?
Bir şeyleri ileri taşıyalım derken, koskoca bir geçmişi mi eskiteceğiz?
Hani bayramı da evlerimizin içerisinde geçirirsek ne olur acaba. İnsanlar bayramlaşmazsa ne olur? Kendilerini nasıl hissederler?

Aslında fena bir duygu bakınca, insanın yalnızlaşması? Ama bununla baş edebilmek? Belki de bu kadar zenginleşmenin sonucu tüm bunlar? Her şeyi o kadar hızlı yaşadık ki, geriye bir şey bırakmadık. Ödüle boğduk kendimizi sürekli, aslında bilmiyorduk ki kendimizi ödülle cezalandırdığımızı. Yeninin anlamını yitirdiği, güzelliğin ve iyiliğin farklılaştığı bir dünya yarattık.
Aslında her şey değişirken, değişmeyen tek şey vardı insanın kendisi? Dünyamız değişti aslına bakarsak ama kendimiz buna ne kadar uyum sağlayabildik. O nedenle belki de her dönemin kendine özgü yeni değerler geliştirmesi ve olgunlaşması kaçınılmaz olacaktır. Öğreneceğimiz çok şey var diye düşünüyorum.

Kızım her gün tekrar okula ne zaman başlayacağını soruyor, şu anda üniversitede uzaktan eğitime başladık, tekrar yüz yüze eğitime başlayabilecek miyiz? Hiçbir şey bilmiyoruz.
Bir çoğumuz bu duruma katlanmak için kendimizce bir şeyler yapmaya çalışıyoruz. Ya da hiçbir şey yapmadan sadece bekliyoruz. Ne yapacağımızı bilmediğimiz bir dönemden geçiyoruz. Bu durumdan ne öğrenmeliyiz ve gelecekte kendimizin daha iyi olması için hangi adımları atmalıyız?

Hepimiz evlerimizin içerisinde yalnızlaştık, terkedildik biraz. Hani o eski günlerimizi arar olduk. Dostlarla içilen bir kahve, yemekler, ya da birlikte yapılan şeyler. Bütün bunlar bir süreliğine elimizden alındı; belki de biraz düşünmemiz için mi elimizden alındı bilmiyorum?
Belki de kendi iç evrenimize dönüp sorgulama zamanımız gelmiştir. Belki de buna çok ihtiyacımız vardı da, hepimiz koşuşturmaca ile ihmal ediyorduk. Ne oldu günlerdir işe gitmiyoruz, günlerdir evlerdeyiz. Sonunda bunun farklı yansımaları olacak fakat yine de yaşamak güzel deyip, belki yeni baştan başlayacağız. Tekrar gücümüzü toplayıp, en iyiyi ortaya koyacağız.

Ama bazılarımız için aslında kendi ile baş başa kalma, yazma, düşünme süreçleridir. Bulunmaz bir fırsattır belki de. Yüzleşmedir kendimizle. Belki bir kitapla veya müzikle kendimizi bulma, onunla yolculuklara çıkma zamandır.

Ama en sonunda biliyorum ki her şey bir anda dönecek, bambaşka bir şey olacak, her şey yoluna girecek. Hayallerimiz gerçek olacak... Ve biz eski günlerimize döneceğiz.
Ama hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.
O nedenle bugünden itibaren belki gelecekte nasıl olmalıyım, nasıl yaşamalıyımın derdine düşmeliyiz.

Geştalt teoride bir önerme vardır; bir gün evinize bir hırsız girer ve kafanıza bir silah dayar; "bu evden çıkıp gitmem için sorumu doğru cevaplaman gerekir" der.
Soru şudur; "seni niçin öldürmemeliyim?Niçin yaşamalısın?"

Evet belki de bugün korona virüsün bize sorduğu soru bu mudur, niçin yaşamalıyız?
Bir Kızılderili atasözünde dediği gibi; "Doğduğunda sen ağlamıştın, herkes bayram etmişti. Öyle bir hayatın olsun ki öldüğünde herkes ağlasın, sen bayram et."
Belki de hepimizin bugün tekrar düşünmesi gereken en önemli nokta burasıdır.

Yeniden yapılanacak değerlerimiz ve bu değerler üzerinde yeni yaşamalarımız?

Albert Camus Veba romanında salgınla mücadelenin tek yolunun düzgün olmaktan geçtiğini söyler. Romanın kahramanı Doktor Rieux için de düzgün olmak, işini en iyi yapmaktır.

Yaşadıklarımız satranç oyunu değil aslında. Bu yüzden bir sonraki hamleleri değil, çünkü onları öngörebiliriz, ama oyunun sonunu baştan hesaplayarak görmek imkanımız artık pek kalmadı gibi? O nedenle her türlü paradigmaya hazırlıklı olmamız ve farklı pencereler açma zamanımız? Değer katılıklarımızdan kurtulup, yeni bir düşünce sistemi yaratma zamanı?

Bugün belki bu konuda yapacağımız en iyi şey, farkındalığımız yükselterek yaşama farklı pencerelerden bakmayı öğrenmek olmalı. Belki o zaman bilinmeyene yolculuğumuzu daha iyi tanımlayabiliriz.

Bunun yolu belki felsefeden, belki başka bir yerden geçmektedir.

Ben, yaşamda sevinci yakalama, acılarımızı iyileştirmenin gücüne varmanın en önemli yolunun felsefeden geçmekte olduğunu düşünüyorum. Felsefe yaşamın kendisidir, bedenin hapsolmuş ruh ile imtihanı değil midir?

Yaşam ruhlarımızı iyileştirmektir?

Ruhları iyileştirmenin yolu en iyiyi yapmaktır.

Her ne yapıyorsak hem kendimiz, hem de başkaları için işimizi en iyi şekilde yapmalıyız belki de.

Ben buna Aşkla yapmak diyorum?

İşte o zaman kendimiz olmaya, ruhlarımızı iyileştirmeye başlayacağız belki de?


Kötü         Çok İyi  Oyla 
           
Tüm yazıları        ShareThis
  Geri  |  Arkadaşıma Gönder  |  Yazıcı Dostu
                 

    Hayat Verenler : Microsoft    HP Türkiye    PBS Bilişim    SAY Ajans    SFS - MAN    Superonline       

Türk Liderler:

Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem

Tecrübeleriniz ve birikimleriniz toprak olmasın @ Copyright 2004 turklider.org