Ziynet Odası       Odam Olsun       Türklider Odaları       Sizin Odalarınız       Sohbet Odası       TV Odası       E-Kitap Odası       BŞenver       Gazete Odası       iPad       Hakkımızda       Şifremi Unuttum   

 

Ahmet Kilicaslan Aytar Gözüyle 


     

 



Tüm Yazıları

       ShareThis
SIRANI BEKLE
14.11.2014
Ahmet Kilicaslan Aytar
Okunma Sayısı : 34734
Oy Sayısı : 572
Değerlendirme : 5
Popülarite : 13,79
Verdiğiniz Puan :
 

 

 

ABD'nin eski Ankara Büyükelçisi F.Ricciardone,Washington Büyükelçiliği'nde düzenlenen "ABD-Türkiye İlişkilerinde Atatürk'ün Mirası" konulu panelde konuştu.
Suriye'de hangi gruplarla çalışılması gerektiği konusunda ABD'nin Türkiye'den farklı düşündüğünü, Suriye'ye yabancı savaşçıların geçişinin Türkiye ile ABD arasındaki ilişkileri güçleştirdiğine vurgu yaptı.
"Ortadoğu'ya bakıldığında şu anda dünyanın en savunmasız bölgesi olarak görülüyor, bölge savaşlar yönünden büyük risk taşıyor.
Türkiye ve İsrail'in böyle bir bölgede ortak noktada buluşması çok önemlidir. Türkiye ve İsrail, işbirliği için ortak nokta buluncaya kadar bölgenin istikrar içerisinde olduğunu düşünmek imkansızdır" dedi.

*
Bir süredir Türkiye, AKP iktidarı ile küreselleşmenin ortaya çıkardığı beşerî durum dolayısıyla insanların barış, diyalog ve uzlaşma ortamı içinde demokrasi, insan hakları ve özgürlükler gibi ortak değerler etrafında bir araya gelmesi için zemin oluşturmaya çalışıyor.
Küreselleşmenin dinler, inançlar, kültürler, milletler kadar dünya ölçeğindeki sivil oluşumların aktif katılımına daha fazla açık olmasının, teminen başta Birleşmiş Milletler olmak üzere uluslararası kurumların demokratik bir şekilde yeniden yapılandırılması, mevcut duruma uygun yeni kurumların oluşturulması, bu kurumların kuruluş amaçları ve hukukun üstünlüğünü gözeterek davranmaları gereğini talep ediyor.

*
Ne ki Türk Demokrasi'si bu süreci, Atatürkçü ilkeler yönünde demokratik ve lâik siyaset, serbest piyasa ekonomisi, içte dışta barışa dayalı politikalara ilerlemesi ve sorunlarını çözerek geçirmesi gerekirken,baskın islamcı karakteriyle demokrasinin güvenliğine tehdit unsuru olan AKP iktidarı ve bölücü terör tehditi nedeniyle büyük zararlarla geçiriyor.
AKP iktidarının, hem Türkiye hem İslam ülkelerine yönelik yeniOsmanlı kurgusu ve bölücü terör örgütünün önünde yer alan ayrılıkçı Kürt siyasetinin "konfederal anayasa, ulus,vatan,siyaset" konsepti;

*
Birincisi,Ortadoğu'nun değişen sosyolojisinin de göz önüne alınmasıyla, çıkacak mezhepsel ve etnik kimliklerin ulusal ya da bölgesel çatışmalara neden olmaması için milliyetçi değil çoğunlukçu, otoriter ve siyasal ılımlı islama açık illiberal bir yapıyı,yeni bir rejimi ortaya çıkarıyor.
Zımnî üst kimliğin "İslam Milleti", fakat anayasal üst kimliğin "Türk Milleti" değil "Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlığı"nın olduğu yeni bir durum öngörülüyor.
Cumhuriyetin niteliğinde Atatürk milliyetçiliğine bağlılık ve Atatürk'ün inkilâp ve ilkeleri doğrultusu, devletin bölünmez bütünlüğü ve dilinin Türkçe oluşuyla ilgili hükümlerle ilgili algı zayıflıyor.

*
İkincisi, PKK terör örgütü "Terörle mücadele,siyasetle müzakere" stratejisine siyasal,örgütsel ve ideolojik tasfiyeye götürülmek istendiği inancıyla direnirken,
Devletin ulus bağlantısından koparılmış ve örgütlenmiş milyonlarca Kürt, seçimle işbaşına gelinmiş büyükşehirlerde etnik, kültürel ve dini faktörler altında kendi yönetim biçimini bizzat belirleyen Demokratik Toplum Kongresinin yerel parlamentoya dönüşmesi ve Demokratik Özerkliğin bu merkezden yaygınlaştırılmasının önünün açılması talebini seslendiriyor.
BDP/HDP, TBMM'nin gücünü kullanarak Türkiye'nin önceki anayasalarının tek kimliğe dayalı bir ulus yaratmaya yönelik bir anlayışla hazırlandığını,bunun haklı olarak tepkilere yol açtığını ve bu yüzden Kürt sorununun ağırlaşarak bugüne gelen bir isyan hareketi olduğunu uluslararası tüm platformlarda takdim ediyor.

*
Üçüncüsü; eski Başbakan Ehud Olmert'in,"Türkiye kaçınılmaz olarak İsrail'in düşmanı değildir. Zamanla Türkiye ile bir ilişki kurmayı başardık ve bizler bu ilişkiyi, İsrail için çok büyük bir stratejik önemi taşıyan bir ilişki olarak tarif ettik" dediği üzere Lâik düşünce; tüm vatandaşlara eşitlikçi yaklaşımı,Yahudilere yönelik ayrımcılığı engellemekteyken,
Bugünün İslamcı AKP iktidarı,Türk kamuoyunda İsrail'e yönelik ayrımcılığı geliştirmiş, Arap dünyasında da Osmanlı'yla birlikte İslam toplumunun parçalanması,yahudilerin bölge statüsünde gücü ve bu güce Batı güçlerinin ilişiklenmesiyle oluşan hakimiyet ve buna karşı yahudilerin statüsünü ele geçirmek üzere Yahudilere yönelik ayrımcılığın "nefret" mertebesine yükselmesine katkı vermiştir.

*
Fakat,devran dönüyor.
ABD, hem dünya liderliği sorgulanır hale gelirken ve statüko karşıtı devletler cesaretlenirken uluslararası sistemde normları belirleyen ve diğer aktörleri peşinden sürükleyecek bir süper güç eksikliğine yer vermek istemiyor,
Hem de Ortadoğu gibi dünyanın en savunmasız ve kan gölüne dönüşmüş bölgesinde muhteşem zengin kaynakların küresel ekonomiye entegrasyonu ve İsrail'in esenliği ve güvenliğinin daha fazla beklemede kalmasına tahammülü olmadığını gösteriyor.

*
Ortadoğu Barış'ı için zorlu adımlar atılıyor.
Birincisi; Ne olursa olsun tüm zorluklarına rağmen,İsrail'in azınlık olarak kabul ettiği Filistinliler arasında 1967 sınırlarına harfiyen uymak yerine aralarında toprak değişimi yapabilmeleri, İsrail Devleti'nin Yahudi devleti olarak tanınmasını esas alan barış anlaşması için yoğun çabalar sürüyor.
İkincisi; Suriye'de herhangi bir rejim değişikliğinin gerçekleşmesinin mümkün olmadığı anlaşıldığı için rejimin gücü Sünni güçle dengelenmeye çalışılıyor.
Üçüncüsü;Irak'ta gidişatın güç-gelir paylaşımına dayalı bir federalizme doğru gitmesinden başka bir yol görünmediği için Irak Kürtleri ve Sünnilerin Şii'leri dengeleyecek karşı bir ağırlık yaratmasına yön veriliyor.
Dördüncüsü;bölgede çatışan tüm dinci ve etnikçi terör örgütlerinin olmazsa-olmaz yokedilmesi için mücadele yürütülüyor.
Beşincisi;İran'ın bölge barışını altından kalkılamaz bir istikrarsızlığa düşürmemesine önem verilirken, nükleer programının müzakerele yoluyla mutlaka barış amacına evrilmesi öngörülüyor.

*
Dördüncü maddeyi oluşturan "bölgede çatışan tüm dinci ve etnikçi terör örgütlerinin olmazsa-olmaz yokedilmesi için mücadele yürütülmesi" konusu,
BM'nin üyesi tüm ülkelere, BM Güvenlik Konseyi kararı ve uluslararası hukuk çerçevesindeki sorumluluklarına uygun biçimde IŞİD ve benzeri terör örgütlerinin faaliyetlerine karşı gerekli tedbirleri alma çağrısı doğrultusunda Türkiye'ye yeni bir görev yüklemiştir.
Bu görev Irak- Suriye tezkeresi'nde Irak'ın kuzey bölgesinde silahlı PKK terör unsurlarının varlığı, Suriye ve Irak'ta diğer terör unsurlarının sayısı ve ortaya koydukları tehditte artış gerekçesi çerçevesinde başta PKK terör örgütüyle mücadeleyi gerektiriyor.

*
O yüzden AKP iktidarı başlattığı,"Terörle mücadele,siyasetle müzakere" sürecinde eksik bıraktığı Kamu Düzeni'ni ön plana alıyor.
Şimdi PKK terör örgütü'nün Şubat ayına kadar Türkiye'den çekilmesi,
Geri çekilmeye bağlı olarak PKK'nin Türkiye'ye karşı silah kullanmaktan vazgeçtiğini açıklaması,
Silah bırakanların geri dönüşlerinin sağlanması,
Geri dönenlerin rehabilitasyon ve topluma kazandırılması,
BDP/HDP 'nin ise bir siyasi partiye yakışır biçimde ve terörle ilgisi olmaksızın siyasete devam etmesini isteniyor.

*
PKK terör örgütü, hâlâ istediği kadar, "Kürt sorununda iki çözüm yolu vardır.
Birincisi, demokratik çözüm yolu, ikincisi ise Kürt halkının mücadeleyle kendi çözümünü yaratması yolu. AKP hükümeti birincisinin olmadığını ve olmayacağını ortaya koymuştur. Bu durumda Kürt halkına ve Özgürlük Hareketi'ne ikinci seçenekle özgür ve demokratik yaşamını gerçekleştirmesi kalmıştır" diyerek,pazarlık gücünü tuttuğu hevesinde olsun.

*
Bu kez Başbakan Davutoğlu, partisinin grup toplantısında, 2013 Mayıs'ında tamamlanması gereken fakat terör örgütünce uygulanmayan 'silah bırakma' ve 'yurtdışına çıkış' süreci için kararlı bir çağrı yapıyor.
"Ülkeyi terk etmesi gerekenler artık terk etmeye, silahları bırakmaya başlamalıdır.Silahları üzerimize tutmaya devam ederseniz, bunu çözüm süreci ile izah etmek mümkün olmaz. Provokasyonlara karşı dik durmaya devam edeceğiz. HDP'ye ve sürecin bütün taraflarına sesleniyorum; eğer çözüm sürecini kararlılıkla devam ettirmek hususunda iyi niyetliyseniz, bunu gösterin. Çıkın ve süreci sabote eden bu şiddet sarmalına, vandalizme karşı olduğunuzu ifade edin, maskelerin arkasına saklanmayın'' diyor.

*
Ne ki, o bir bağnazdır bir gün sıranın baskın islamcı karakteriyle demokrasinin güvenliğine tehdit unsuru olan iktidarına da geleceğini bilmiyor...

14.11.2014

Kötü         Çok İyi  Oyla 
           
Tüm yazıları        ShareThis
  Geri  |  Arkadaşıma Gönder  |  Yazıcı Dostu
                 

    Hayat Verenler : Microsoft    HP Türkiye    PBS Bilişim    SAY Ajans    SFS - MAN    Superonline       

Türk Liderler:

Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem

Tecrübeleriniz ve birikimleriniz toprak olmasın @ Copyright 2004 turklider.org