Ziynet Odası       Odam Olsun       Türklider Odaları       Sizin Odalarınız       Sohbet Odası       TV Odası       E-Kitap Odası       BŞenver       Gazete Odası       iPad       Hakkımızda       Şifremi Unuttum   

 

Ahmet Kilicaslan Aytar Gözüyle 


     

 



Tüm Yazıları

       ShareThis
PUTİN GELİYOR
30.11.2014
Ahmet Kilicaslan Aytar
Okunma Sayısı : 34903
Oy Sayısı : 547
Değerlendirme : 5
Popülarite : 13,69
Verdiğiniz Puan :
 

 

 

Almanya Şansölyesi A.Merkel'in,"Başka bir dünyada yaşıyor"dediği Devlet Başkanı Vladimir Putin, Türkiye-Rusya Üst Düzeyli İşbirliği Konseyi toplantısına katılmak üzere Türkiye'ye geliyor.
Putin'in, ABD Dış İlişkiler Konseyi Ortadoğu uzmanı S.A. Cook'un "Türkiye'yi tıka basa mideye indiren cumhurbaşkanı" olarak tanımladığı Recep Tayyip Erdoğan'la iki ülke ilişkilerinin yanı sıra, doğalgaz ve Suriye gibi konuları değerlendireceği bildiriliyor.

*
Sovyetler Birliği'nin ve ideolojisinin bitişi, hem Rusya'nın yeni kimliği ile yüzleşmesine yol açmış, hem de Batı'yı Rusya'yı yeniden algılama sorunuyla başbaşa bırakmıştı.
Batı'nın bir kısmı komünizmin çöküşüyle hiçbir şeyin değişmediğine, Rusya'nın Batı düşmanı Sovyetler Birliği'nin farklı bir yüzü olduğuna inanırken,
Bir kısmı da Rusya'nın Avrupa demokrasileri arasında yer alacağını bekliyordu.

*
Başlangıçta Rusya'nın iç politika yetersizliği,Çeçen Savaşı ve komünizm karşıtı reformcuların kitlesel desteğinin az olması, iyimser beklentilerinde Batı'yı hayal kırıklığına düşürdü.
ABD ise Soğuk Savaş'ın galibi ve tek lider oluşunun üstünlüğüyle, dış politikasında NATO'yu genişletiyor, Yugoslavya'nın bombalanması,Irak Savaşı süreçlerinde Rusya'nın kimlik belirsizliğini yararına kullanıyordu.

*
Batı Boris Yeltsin'e güveniyordu ama o daha ikinci başkanlık dönemi bitmeden görevini bırakmak zorunda kalmıştı.
Bu çerçevede V Putin, Batı ile ekonomik fayda getirebilecek ilişkiler isteği ama asıl önceliği Batı'nın Rusya'yı dikkate alması, Rusya'nın nüfuz alanlarını tanıması ve eski Sovyet ülkelerine karışmamasını sağlamak üzere Devlet Başkanı oldu.

*
Nihayet ABD'nin Kosova'nın bağımsızlık ilanına öncülük etmesi ve bu bağımsızlık ilanının dünyanın hiçbir yerinde hiçbir ülkeye emsal teşkil etmeyeceği açıklaması karşısında,
Putin güçlenmiş Rusya'nın lideri olarak Kosova'nın bağımsızlığı için verilen çabalara ve NATO'nun genişlemesine karşı çıktı, Batı'nın ayakları suya erdi...

*
Bugün Putin, Kırım ve Ukrayna krizinde bu bölgenin Avrasya Birliği Projesi'nin Avrupa ayağı ve Karadeniz Havzası'na açılan bir kapı olma niteliğini esas alıyor.
Kırım'ın Rusya Federasyonu'na katılması dolayısıyla Batı'ya, "SSCB'nin dağılması ve Soğuk Savaş'ın sona ermesi ardından Batı'da bize karşı oluşan hırsın ve tek kutuplu dünyanın sağırlık döneminin sözde değil uygulamada sona ermesi gereklidir" çağrısında bulunuyor.
Kırım'ın özgür iradesini açıklamasında Kosova bağımsızlığının tanınmasının emsal alındığı iddiasındadır, Kosova'nın Sırbistan'dan ayrılmasıyla ilgili "Bağımsızlık bildirgeleri,iç yasaları ihlal edebilir. Ancak bu,uluslararası hukukun ihlal edildiği anlamına gelmez" beyanında bulunan ABD mektubunu şahit gösteriyor...

*
Kırım'ın Rusya'ya katılma kararı ve Ukrayna krizi, ardından ABD'nin 500 milyar dolarlık karşılıklı ticaret hacmi bulunan Avrupa Birliği ülkeleri ile Rusya arasında çözülmesi oldukça zor karmaşık sorunlar yaratmayı başardığı bir süreçte bulunuluyor.
Yaptırımlar ve Devlet Başkanı Putin'in sert hamleleri Rusya'yı ekonomik olarak zayıflatırken, toplumsal çöküşü hedefliyor.
Ne ki Putin Rusya'sı , uluslararası sistemi oluşturan Avrupa-Atlantik odaklı işleyişe karşı, Soğuk Savaş döneminde sahip olduğu güce erişebilmenin yolunu sistemsel işleyiş ve rekabet çerçevesinde arıyor.
Avrupa-Atlantik hegemonyasını sorguluyor, söyleminde SSCB dönemine öykünüyor ve o yolda uygulamalar yapıyor.
Yakın çevre politikası ve Avrasyacı dış politika kalıpları doğrultusunda çok kutupluluk söylemini meşrulaştıracak yeni bir bölgesel yapılanma oluşturma çabasını gösteriyor.

*
Şansölye Merkel'in onun için "başka bir dünyada yaşıyor" demesi, Putin'in Rusya'nın ulusal egemenliğine verdiği değeri,bu uğurda savaşmaya hazır olduğu anlamına geliyor.
Nitekim ABD'nin yeni dünyayı uluslar ötesinde inşa edeceği fikrinin tartışılmasına yol açılmış, hele Rusya'nın Avrupalı ulusların egemenliğini ikinci sınıf olarak tanımlaması bu tartışmaları daha da pekiştirmektedir.

*
Putin karmaşık politik, sosyal ve ekonomik değişimlerin yaşandığı bu dönemde, çok yönlü diyalogun önemli bir mekanizması olan Arap Birliği'nin rolüne de önem veriyor ve ortaklığını sağlamlaştırarak yeni jeopolitik dengede güçlenmeyi hedefliyor.
Cenevre II Barış Konferansının başarısızlıkla sonuçlanmasına rağmen Suriye Devlet Başkanı Esad, şu anda uluslararası kamuoyundan önemli ölçüde bir meydan okuyuşa muhatap olmuyor.
Bu noktada Esad Rusya'dan aldığı güçlü destekle ilgili "Rusya'nın uluslararası arenada oynadığı önemli rol, çok kutuplu bir Dünya'nın yaratılmasına olanak tanımaktadır. Yine Rusya tarafından uluslararası hukuk ve adaletin korunmasına yönelik olarak aktif bir biçimde yürütmekte olan politika ise bağımsızlığını ve egemenliğini savunan ülkelerin çıkarlarına uygun düşmektedir" diyor...

*
"Başka bir dünyada yaşayan" Putin ziyareti öncesinde Türkiye'nin dış politikada bağımsız karar alma yeteneğine dikkati çekiyor.

*
Türkiye, Batı'nın tarihi bir hatasıyla ve İslam coğrafyasında da sahneye konan siyasi mizansenin ortağıdır.
Barışın ve adaletin dini inanışlar üzerinde inşa edilmesine dayanan ve sadece ekonomi değil, siyasal, kültürel ve sosyal boyutları da kapsayan Siyasi İslam Konseptini öngörüyor.
Bu uğurda İslamcı değer yargıları üzerinden islamcı burjuvazi oluşturulmuş, Recep Tayyip Erdoğan Ortadoğu uzmanı S.A. Cook'un tanımıyla "Türkiye'yi tıka basa mideye indiren cumhurbaşkanı" yapılmış,
Sonra buna denk kendi sivil toplum örgütleri, sendikaları, medyası ve anında harekete geçebilecek kamuoyu oluşturma mekanizmalarıyla bir parti-devlet kurulmuştur. Şimdi Erdoğan, Putin'i bekliyor...

*
Ne ki Erdoğan, Kırım'ın Rusya'ya katılma kararı ve Ukrayna krizi başladığından beri Batı'nın Rusya'ya uyguladığı yaptırımlara farklı şekillerde katılmaktadır.
Azerbaycan ile Bakü-Tiflis-Ceyhan Ham Petrol Boru Hattı, Bakü-Tiflis-Erzurum Doğalgaz Boru Hattı ve Trans Anadolu Projesi'yle somutlaşan,son derecede stratejik önemi olan enerji projelerinin küresel pazarların himayesine, işbirliği ve güvenlik ağına katarken,
ABD'nin Rusya'dan geçen hatlara bağımlılıklarının kaldırılması, alternatif ihraç yollarının bulunması sürecine taşeron olunmuştur,Rusya'nın bölgedeki jeopolitiğini yıkıma uğratmaya yönelik hamleler geliştirmiştir.

*
Ya da Erdoğan'a bağlı sivil toplum örgütleri; Başkan Putin'in,"Batı ültimatom ve yaptırımlar dili kullanıyor. Devlet egemenliği kavramı aşındırılıyor. Neden istenmeyen rejimler, bağımsız politika yürüten veya başkalarının çıkarları yolunda duran ülkeler istikrarsızlaştırılmaya çalışılıyor, anlayamıyoruz. Bu tür çabalar gizli servisler, sivil toplum kuruluşları ve sözde yumuşak güç mekanizmalarıyla yapılıyor. Görünüşe bakılırsa tüm bunlar, bazı ülkelerde demokrasi olarak kabul ediliyor ama umarız, bizim ulusal meşru çıkarlarımız dikkate alınır, kimse bizim işlerimize karışmaz. Biz bu meydan okumalara uygun bir şekilde tepki veririz" dediği yönde,
Rusya'nın toplumsal ve siyasal yaşamını ekonomik,siyasi ve askeri yaptırımların ötesinde etnik ve dinsel gerilimlerle karşı karşıya bırakıyor.

*
Rusya Kırım'da, Dağıstan'da, Astrahan ,Hantı-Mansi Özerk Bölgesinde, Volgograd, Rostov ve Başkurdistan'da, İnguşetya, Çeçenya, Nijnii Novgorod ve Perm'de giderek sistematikleşen etnik ve dini gerilimleri hissediyor.

*
Erdoğan Suriye İç Savaşının barışa evrilmesi halinde yargılanacağının da billincindedir.
Uluslararası yargıdan kaçabilmek için önünde biricik ihtimal Esad rejiminin düşmesidir, teminen sınır boyunca uçuşa yasak bölge,güvenlikli bölge oluşturulması,insani yardım diye Suriye içlerine sızıp rejimi düşürmenin hesabını yapıyor.
Ama Devlet Başkanı Putin,"Suriye İç Savaşında tek taraflı olarak tüm günahlardan Esad rejiminin suçlanması, teröristlerin yaptıkları zulüm, muhalif güçler ve komşu ülkeler tarafından işlenen insani hukuk ihlallerinin göz ardı edilmesi kabul edilemez" noktasındadır.

*
Erdoğan'ı tıka basa doyurmaktan tükenmiş durumda olan Türkiye'nin Putin'in ziyaretiyle, ancak Rusya'nın sebze,meyva,et,süt,balık ürünleri pazarında oluşan boşlukları dolduracağı anlaşılıyor.

30.11.2014

Kötü         Çok İyi  Oyla 
           
Tüm yazıları        ShareThis
  Geri  |  Arkadaşıma Gönder  |  Yazıcı Dostu
                 

    Hayat Verenler : Microsoft    HP Türkiye    PBS Bilişim    SAY Ajans    SFS - MAN    Superonline       

Türk Liderler:

Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem

Tecrübeleriniz ve birikimleriniz toprak olmasın @ Copyright 2004 turklider.org