Ziynet Odası       Odam Olsun       Türklider Odaları       Sizin Odalarınız       Sohbet Odası       TV Odası       E-Kitap Odası       BŞenver       Gazete Odası       iPad       Hakkımızda       Şifremi Unuttum   

 

Ahmet Kilicaslan Aytar Gözüyle 


     

 



Tüm Yazıları

       ShareThis
BAŞARI İLE ÇÖKÜŞ ARASINDA BİR NOKTA
03.04.2015
Ahmet Kilicaslan Aytar
Okunma Sayısı : 64532
Oy Sayısı : 1687
Değerlendirme : 5
Popülarite : 16,14
Verdiğiniz Puan :
 

 

 

İsviçre/Lozan'da, İran ile 5+1 ülkelerinin sürdürdüğü nükleer müzakerelerde taraflar, bir ön anlaşmanın yapılmasına yönelik olarak nihayet "başarı" ile "müzakerelerin çöküşü" arasında bir noktaya ulaşmayı başardı.
Nihai anlaşmanın yazılması için son tarih olarak 30 Haziran'ın belirlenmesi, tarafların bu yeni aşamada üç ay daha görüşmelere devam etmesi ve nihai mutabakatın sağlanması konusunda anlaşmaya varıldığı açıklandı.
Peki, taraflar neden bir türlü "başarı" ile "müzakerelerin çöküşü" arasında istenilen düzeyde uzlaşamadı?

*
Henüz İsviçre/Lozan'da 5+1 ülkeleriyle İran arasında nükleer müzakereler başlamamıştı.
ABD Dışişleri Bakanı J.Kerry, Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesinde kongre üyelerinin dış politika gündemine ilişkin sorularını yanıtlıyordu.
İran'a nükleer silah elde etmesine izin veren herhangi bir fırsatın sunulmadığını belirtti, "İran, nükleer silah elde etmekten ebediyen yasaklandı" dedi.

*
Sonra Lozan'da başlayan müzakerelerin son gününde İran Dışişleri Bakanı C.Zarifi, batılı taraflarda anlaşmaya varma konusunda siyasi iradenin olmadığını söyledi ve ''müzakerelerin sonucu "bildiri"nin ötesinde olmayacak'' ifadesini kullandı ki, yukarıdaki anlaşma bu bildiridir...

*
ABD Dışişleri Bakanı J.Kerry ise müzakerelere verilen arada, Tahran yönetimi ile gerçek bir ilerleme sağlamalarına rağmen, masadaki konuların riskli ve karmaşık olması nedeniyle anlaşmaya imza atmakta acele etmediklerini söylüyordu.

*
Nitekim 5+1 ülkeleri İran'ı nükleer silahtan uzak tutmaya çalışırken, İran nükleer hakları üzerinde kısıtlamayı kabul etmiyordu.
Anlaşmazlık konuları "santrifüj sayısı, ağır su reaktörlerinin durumu, nükleer işbirliği, yaptırımların kaldırılması ve sermaye piyasalarına katılma tarihinin belirlenmesi, Fordow ve Natanz nükleer tesislerinin faaliyetleri" olarak sıralanıyordu.

*
Esasen, nükleer silaha sahip olmak için yüzde 20 oranından daha yüksek oranla zenginleştirilmiş uranyum başlangıç noktası olarak kabul edilmekte,
Ancak etkili bir nükleer silaha sahip olmak için yüzde 90 zenginleştirilmiş uranyuma ihtiyaç bulunmaktadır.
Üstelik Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu, İran'ın uzlaşma uyarınca yüzde 5 zenginleştirilmiş uranyum gaz stoğunu düşürdüğünü,
İran'ın bir atom bombası imal edebilmesi için gereken nükleer zenginliğe sahip olmadığını,
Çünkü nükleer maddelerin büyük kısmını nükleer yakıta dönüştürüldüğünü, sonuçta İran'ın nükleer bomba yapma niyetinin olmadığının anlaşıldığını rapor etmişti.

*
Rağmen Batı müzakerelerde, İran'ın uranyum zenginleştirme oranını yüzde 5'in altında tutması,
elinde bulundurduğu uranyum zenginleştirme işleminin yapıldığı 10 bin adedi aktif olan 19 bin santrifüj cihazı sayısının 6 bini geçmemesii,
Natanz'daki zenginleştirme tesisinin çalışmaya devam etmesi fakat Fordow nükleer tesisinin ise nükleer fizik yerleşkesine çevrilmesi konularında anlaşma kaydetti.
Müzakereler sonrasında yapılacak nihai anlaşma ile İran'ın nükleer programının en az 10 yıl kontrol altına alınması sağlandı.

*
İran ise ABD, AB ve BM'nin uyguladığı yaptırımların tamamen kaldırılmasını istiyordu.
Tahran öncelikli talebi olan enerji ve finans alanındaki yaptırımların durdurulmasını sağladı.
BM Güvenlik Konseyi kararı gereğince uygulanmakta olan bu yaptırımların 30 Haziran'da imzalanacak olan anlaşmayla birlikte kaldırılacağı açıklandı.
Ancak Batı, ABD ve AB'nin uyguladığı yaptırımların ağır ağır kalkmasını, önce askıya alınmasını daha sonra tamamen iptal edilmesini savunuyor.
Batı'nın İran'ın uranyum zenginleştirmesine hangi oranda müsaade edileceği konusundaki kararsızlığı da sürüyor, bu yüzden Batı'nın bu konuyu uzun zamana yaymak istediği gibi bir izlenim oluşmuş bulunuyor.

*
Çünkü Başkan Obama'nın dış siyasetinin sorgulanır hale gelmesiyle ABD'nin dünya liderliğinin sorgulandığı ve statüko karşıtı devletlerin cesaretlendiği bir süreçten geçiliyor.
Uluslararası sistemde normları belirleyen ve diğer aktörleri peşinden sürükleyecek bir süper güç eksikliği hissediliyor.

*
Nitekim, Kasım 2014'de ABD ara seçimlerinde Cumhuriyetçi Parti'nin Temsilciler Meclisi'nin ardından Senato'da çoğunluğu ele geçirmesiyle,
Sert politikalar izleyen Cumhuriyetçilerin bir kriz durumunda Başkan Obama'ya destek verecekleri kabul edilse de, uluslararası konularda seslerini daha çok çıkaracakları ve ABD'nin dünyanın karşısına tek cephe olarak çıkmasının zor olacağı öngörülüyordu.

*
İşte bugün, ABD yönetimi Cumhuriyetçi senatörlerin Kongre'nin onayını almayan İran arasında varılacak bir nükleer anlaşmanın sadece Başkan B.Obama ile İran'ın dini lideri Ayetullah A.Hamaney arasında ve yürütme organlarını bağlayan bir anlaşma olmaktan öteye geçmeyeceği açıklamasıyla kıskıvrak kuşatılmış bulunuyor.
O yüzden Batı'nın İran'ın nükleer programı ile ilgili müzakerelerde konuyu uzun zamana yaymak istediği anlaşılıyor.

*
Öte yanda Suudi Arabistan öncülüğünde sürdürülen Yemen Operasyonu;
İran'ın Irak, Yemen ve Suriye'deki doğrudan, Lübnan'da ise Hizbullah Örgütü eliyle sürdürdüğü mücadeleye Sünni Arap ülkelerinin birlikte karşı çıkışı olarak kabul ediliyor ki, bu son zamanda gelişen ABD-İran ittifakının zedelendiği anlamına geliyor.

*
Dış politikası sürekli zarara yönelen Başkan Obama," bu anlaşma ile dünya artık daha güvenli" ifadesiyle İsrail'e teminat verirken,
İsrail Başbakanı B. Netenyahu, daha Lozan'da İran ile nükleer müzakereler sürerken "İran-Lozan-Yemen ekseni insanlık için tehlike arz ediyor, bu eksen durdurulmalı",
İstihbarat Bakanı Y.Steinitz "İran'ın nükleer silah edinmesi tehlikesine karşı askeri harekat da dahil tüm seçenekler masada" açıklaması yapıyor,

*
İran Meclis Başkanı Laricani ise Netanyahu'nun Tahran'ın nükleer programıyla ilgili 5+1 ülkeleri arasında bir anlaşma imzalanması durumunda İsrail'in bu anlaşmayı kabul etmeyerek İran'a tek başına saldıracağına yönelik ifadeleri üzerine;
"ABD hayırsız evladı İsrail'i tekerlekli sandalyede teslim almak istiyorsa İsrail, İran'a karşı askeri eylemde bulunsun" diyordu...

3.4.2015

Kötü         Çok İyi  Oyla 
           
Tüm yazıları        ShareThis
  Geri  |  Arkadaşıma Gönder  |  Yazıcı Dostu
                 

    Hayat Verenler : Microsoft    HP Türkiye    PBS Bilişim    SAY Ajans    SFS - MAN    Superonline       

Türk Liderler:

Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem

Tecrübeleriniz ve birikimleriniz toprak olmasın @ Copyright 2004 turklider.org