Ziynet Odası 
 Odam Olsun 
 Türklider Odaları 
 Sizin Odalarınız 
 Sohbet Odası 
 TV Odası 
 E-Kitap Odası 
 BŞenver 
 Gazete Odası 
 iPad 
 Hakkımızda 
 Şifremi Unuttum 

 

Ahmet Kilicaslan Aytar Gözüyle 


     

 



Tüm Yazıları

       ShareThis
SİYAH BEYAZ
03.05.2015
Ahmet Kilicaslan Aytar
Okunma Sayısı : 38698
Oy Sayısı : 1737
Değerlendirme : 5
Popülarite : 16,2
Verdiğiniz Puan :
 

 

 

ABD'de Afro-Amerikalı Freddie Gray'in gözaltında polis şiddeti nedeniyle ölümü Baltimore ve Philadelphia'da yüzlerce kişi tarafından protesto edildi.
Protestolar hızla New York, Boston, Washington ve Chicago'ya yayıldı.
Yer yer ayaklanmaya dönüşen protestolar nedeniyle Ulusal Muhafız Birlikleri göreve başladı.
Baltimore'da olayların kontrolden çıkması üzerine olağanüstü durum ilan edildi...

*
Eylemcilerden biri "Bizi daha önce de öldürdüler ama bu kez başka",
Bir diğeri "Bu ülkede siyah erkekseniz, polisten kasiyere kadar herkes sizi suçlu sayar",
Bir başkası "Burada vatandaş-polis çatışması yaşanıyor ama siyahlar bu çatışmayı daha ağır yaşıyor",
İnsan hakları savunucusu N.Hanrahan "Baltimore olayları, ABD'deki ırk ayrımcılığının sistematik özelliğinin yeni bir illüstrasyonudur" dedi.

*
20.yüzyılda Martinikli Frantz Fanon sömürgecilik, politik tahakküm ve ırkçılık psikopatolojisi konusunda yetkin bir düşünürdü.
Batının psikoloji anlayışını, köle-efendi diyalektiğini ve tahakkümünün psikolojik arka planını sorguladı, kolonileşme karşıtı kurtuluş hareketlerine ilham verdi.

*
1500'li yılların başından itibaren Afrika'da 12 yaş ve üzerindeki her insan köle olarak satılıyordu.
Toprak ve emek hırsı kıtaların işgal edilmesine, milyonlarca insanın köleleştirilmesine, her yerde şiddete ve kurbanlar verilmesine neden oluyordu.
Yahudi-Hıristiyan geleneğinde siyah adam kötülüğün simgesiydi ve günahı, lânetlenmişliği, ölümü, savaşı, kıtlığı simgeliyordu.
Dünya Efendiler-Köleler olarak ikiye bölünürken, toprak işgalleri siyah derililerin ruhlarının işgaline dönüştü.

*
Yıllar sonra Alman filozofu F.Hegel, "Efendi-Köle" diyalektiğinde öz farkındalığa ilişkin,"İnsan kendi bilincini ancak bir başkası tarafından tanınırsa fark eder.
Karşısındakini tanımak ihtiyacı duymaksızın tanınan Efendi, muhatabı tarafından tanınmadan onu tanıyan Köle olur" demişti.

*
Sonra F.Fanon da karşılıklı tanımanın insan hayatı ve ilişkisi için şart olduğunu söyledi.
"Karşılıklı tanıma olmaksızın, bir kimlik özdeğer ve saygınlık olamaz.
Bu imkândan mahrum bırakılan kişiler lânetli bir hizmetkârlığın ve nesneliğin zindanına hapsolurlar" dedi.

*
F. Fanon sömürge deneyimi içinde Batı tıbbının dahi nasıl bir tahakküm aracına dönüştüğünü farketti.
"Eğer psikiyatri insanın artık çevresine bir yabancı olmamasını mümkün kılan bir tıp tekniği ise, sömürgeleştirilen insan ya da hasta kendi gerçeklik duygusunun geçici olarak yitirilmesiyle ilgili kendilik algısını kaybetmiştir.
Halbuki bir sosyal yapının işlevi insanın ihtiyaçlarını karşılayacak kurumlar inşa etmektir.
Üyelerini ümitsiz çözümlere iten bir toplum yaşamayan, değiştirilmesi gereken bir toplumdur" dedi.

*
Onun sayesinde beyazların kendi içlerindeki kötülüğü siyahlara yansıttığı,
Böylece beyazın kendisinde kabul edemediği, kötü ve aşağılık bulduğu herşeyi siyaha yansıtarak rahatladığı anlaşıldı...

*
Siyahların ruhunu, bilincini söküp-atan köle ticareti yasaklandığında,hâlâ bilimsel ırkçılık Afrikalı siyahı " Biçimsiz bir ilkel insanlar kütlesi, çoğu zaman cahil ve ahmak, bizim düşünce biçimimize ve tepkilerimize çok uzak, bizim ahlâkî tutumlarımızın hiçbirini kavramış değil, en basit sosyal, ekonomik, siyasî ilgilerimizi dahi anlayamaz.
Yalancı, hırsız, ahmak, tembel, histerik ve dürtüsel biçimde öldürme, öldürmeye teşebbüse yatkın, bitkisel ve içgüdüsel hayatı olan ilkel yaratık " olarak tanımlıyordu...

*
Bugün, 20 milyon insanın hürriyetten köleliğe uğurlandığı, 6 milyon kişinin gemilerle götürülürken hastalıklardan hayatını kaybettiği Senegal/Dakar'ın açığındaki Gore Adası köleliğin bütün izlerini taşıyor ve köleliği sembolize ediyor.
Adanın zirvesinde, yaşatılan acılar için 1999'da ABD tarafından dikilmiş bir özür anıtı bulunuyor.
Ne ki milyonlarca zenciye uygulanan soykırımın hâlâ dünyaya anlatılamamış olması bir yana,
Yasaklanmasının üzerinden 200 yıl geçmesine rağmen işsizlik, yoksulluk ve savaşların körüklemesiyle kölelik hâlâ yaygınlaşarak sürüyor.

*
Dünkü kölelerin tahrip edilen dilleri, dinleri, kültürleri, kimlik ve özdeğerleri elbette onların hem bugününe, hem yarın ki nesillerine yansımaktadır.
Rağmen yüzlerce yıl travmaya uğratılan özbenlikte saklı isyanın, birden açığa çıkma korkusu; dünyaya demokrasi getirmeyi üzerine vazife sayan ABD'yi korkudan perişan etmeye yetiyor.

*
Çünkü Amerika güçlü bir merkezi hükümetin buyruğunda "Zengin azınlığı çoğunluktan korumak ilkesi üzerine kurulmuştur."
Birbirini dengeleyen üç ayrı yönetim alanı yasama,yürütme ve yargı oluşturulmuş,
Bu alanlarda özel mülkiyet, özel sözleşmeler, bilumum çıkarlar ve kendilerini koruyan, nesilden nesile geçen hizmetkârlarla dolu halis bir polis devletidir.
Vatandaşların çoğunluğu ekonomik elitler ya da organize olmuş çıkar gruplarıyla aynı görüşte olmayınca kaybeden taraf oluyor.

*
Gore Adasındaki "Utanç Evi'nde, belki bir ders alınır düşüncesiyle o günün kölelerine reva görülen akıl almaz işkence aletleri sergileniyor.
Ama eskinin Kölebaşı'sının bugüne ait illüstrasyonu olan Başkan Obama, Baltimore'da güvenlik güçlerine, bu anlamsız şiddet ve yıkımı durdurmak için gösterdikleri çalışmalardan dolayı teşekkür ediyor ve "Bu bir protesto değil, bir mesaj verme de değil, bir grup kişinin kendi amaçları için durumdan istifade etmesidir ve bu kişilere suçlu muamelesi yapılmalıdır" diyor.

*
Sanki birbirinin hık demiş burnundan düşmüşlerdir, size de kulaklarını çınlatmak düşüyor.
1500'lü yıllarda başlayan ve nesillerin genlerine işlemiş olan "Köle ve efendi" arasındaki mücadele hâlâ devam ediyor.
ABD dünyaya "Demokrasi" getireceğim iddiasını sürüklerken her yerde insanlar hayatlarını kaybediyor, her yer bir kan gölüdür...

3.5.2015

Kötü         Çok İyi  Oyla 
           
Tüm yazıları        ShareThis
  Geri  |  Arkadaşıma Gönder  |  Yazıcı Dostu
                 

    Hayat Verenler : Microsoft    HP Türkiye    PBS Bilişim    SAY Ajans    SFS - MAN    Superonline       

Türk Liderler:

Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem

Tecrübeleriniz ve birikimleriniz toprak olmasın @ Copyright 2004 turklider.org