Ziynet Odası 
 Odam Olsun 
 Türklider Odaları 
 Sizin Odalarınız 
 Sohbet Odası 
 TV Odası 
 E-Kitap Odası 
 BŞenver 
 Gazete Odası 
 iPad 
 Hakkımızda 
 Şifremi Unuttum 

 

Ahmet Kilicaslan Aytar Gözüyle 


     

 



Tüm Yazıları

       ShareThis
TOPRAK SATIŞI VE KENT DEVLETLERİ KONFEDERASYONU
02.05.2016
Ahmet Kilicaslan Aytar
Okunma Sayısı : 38477
Oy Sayısı : 758
Değerlendirme : 5
Popülarite : 14,4
Verdiğiniz Puan :
 

 

 

Tarih boyunca Ortadoğu ve İsrail- Arap savaşlarını bölgenin kıt su kaynakları ve tarım toprakları tetikledi.
Halbuki Orta Doğu'nun büyük bir kısmı artan nüfus, kötü yöneticiler, çarpık ekonomik teşvikler, altyapıyı tahrip eden savaşlar gibi kronik sorunlardan dolayı susuzlaşıyor...
İran'ın su kaynaklarının yüzde 70'i kurumuştur.
Mısır'da hidrolik kabus denilen yükselen deniz seviyeleri sadece kıyı şehirlerini su altında bırakmıyor, Nil Deltası su havzasını da kirletiyor.
Gazze'de deniz suyu girişi ve kanalizasyon sızıntısı sahil havzalarının yüzde 95'ini insan kullanımına kapatmıştır.
Yemen'de kişi başına günde bir litreden daha az su düşüyor.
Suriye'de yüzbinlerce yasadışı kuyunun tamamı kurumuş, antik sulama sistemleri çökmüş, yeraltı su kaynakları kuruyup tarım alanları çatlak çöllere dönüşmüştür.
Irak'ta Fırat Nehri'nin sularının yakında yarıya ineceği öngörülüyor.
İran Körfezi'nden gelen deniz suyu Şattülarap'ı yukarı itiyor ve tuzlu su balıkçılığı, hayvancılığı ve ekinleri tahrip ediyor.

*
Ama İsrail koruma, geri dönüşüm, yenilikçi tarım teknikleri, ileri teknoloji ve deniz suyunun arındırılmasıyla su içinde yüzüyor.
Ancak daha çok su ve tarım toprağı, jeopolitik ve itikadî nedenlerle İsrail'in; su kaynaklarının bulunduğu Golan Tepeleri, Batı Şeria ve Gazze'yi işgal altında tutması İsrail- Filistin ile İsrail- Suriye arasında esas sorunu oluşturuyor.
Golan Tepeleri, Batı Şeria ve Gazze'nin işgali Suriye ile İsrail arasında iki ülkenin azınlıkları sayılan Filistinliler ve Kürtler sorununu da körüklüyor.

*
Üstelik İsrail, Tevrat Yesu Bab'ta ki "Ayağının tabanının basacağı her yeri size verdim.
Sınırınız çölden ve Lübnan'dan büyük ırmağa Fırat ırmağına kadar Hitti'lerin bütün diyarı ve gün batısına doğru büyük denize kadar olacaktir "ayetinin gereğini yapıyor.
Böylelikle ABD ile birlikte ilgili toprakları ele geçirerek bölgedeki yer altı ve yer üstü kaynaklarına da sahip oluyor.
Öyle ki, Türkiye'nin Güneydoğu Anadolu Projesi (GAP) bir milli bir proje olmaktan çıkarak, "İsrail'in Arz-ı Mev'udu" olarak görülüyor...

*
Nitekim Türkiye; IMF, Dünya Bankası ve AB müktesabatına uyum sağlamak üzere yabancılara toprak edinme hakkı tanımıştır.
4 Ocak 2002'de Kamu İhale Kanunu: 9 Ocak 2002'de Endüstri Bölgeleri Kanunu: 27 Şubat 2003'te Yabancıların Çalışma İzinleri Hakkında Kanun: 5 Haziran 2003'te Doğrudan Yabancı Yatırımlar Kanunu?

*
Derken özellikle İsrail; Güneydoğu Anadolu'da Urfa?da, GAP ve Ceylanpınar'da ve Kuzeydoğu Anadolu'da büyük araziler kiralamış ya da satın almıştır.
Gürcistan Ahıska sınırında Posof Türközü sınır kapısı, Çıldır Aktaş sınır kapısı, Nahçıvan ve İran sınırında Iğdır Dilucu sınır kapısı ve Ermenistan sınırında Kars Akyaka sınır kapısı civarı bölge topraklarının yüzde 20'si yabancılara satılmıştır.
Yüzde 30 toprağı satılmış olan Akyaka'nın gayrı resmi olarak şu anda Ermeni toprağında olduğunu dikkatinize sunmak gerekiyor...
Türkiye'de maden şirketleri yoluyla elden çıkanlar dahil yabancı mülkiyetine geçen toprakların 100 bin kilometrekareyi bulduğu ileri sürülüyor.
Bu Türk vatan topraklarının yüzde 13'ünün yabancı mülkiyetine geçmiş olduğu anlamına geliyor...

*
İsrail ve ABD benzer bir planı Irak Kürdistan Bölgesinde de yürütüyor.
Nitekim ABD Kara Kuvvetleri Komutanı Ray Odierno, Irak'ta Şiiler ile Sünniler arasında bir uzlaşıya varmanın çok zor olduğunu ve tek çözümün bölünme olabileceğini boşuna söylemiyor.
Ya da Başkan Yardımcısı J. Biden, " ABD'nin Irak'taki toprak bütünlüğü politikasının değişmediğini ancak Bağdat'taki BM görevlilerinin uluslararası toplumun Irak'ın bölünmesini nasıl karşılayacağına dair bir çalışma yürütmekte olduğu " açıklamasının da bir karşılığı bulunuyor...

*
İşte, geçen hafta Irak Kürdistan Bölgesi Enerji Komisyonu Başkanı Şirko Cevdet,
"Kürdistan Bölgesi'nin yüzölçümü 78 bin 836 kilometrekaredir.
Bunun 41 bin 597 kilometrekaresi ya da Kürdistan Bölgesi topraklarının yüzde 53'ü yabancı petrol şirketlerince satın alındı.
Kürdistan Bölgesi hükümetinin kendi topraklarından çıkarılan petroldeki hissesi yüzde 20, petrol şirketlerinin payı ise yüzde 80 oldu.
Satılmayan yerler kentlerde ve köylerdeki yerleşim alanlarıdır" açıklamasında bulunuyor...

*
Bu suretle bir süre önce "Bağımsızlık Kürdistan halkının doğal hakkıdır. Son gelişmelerin ardından artık şunu saklamayacağız;
Kürdistan'ın nihai hedefi bağımsızlıktır.Bağımsızlık referandumuna gideceğiz ve Kürdistan halkının kararına saygı duyacağız" diyen,
Fakat mevcut konjoktürde referandum kararıyla pek zorlu bir durumda kalan Irak Kürdistan Bölgesi lideri Mesut Barzani'nin önü açılıyor.

*
Çünkü Barzani,
Birincisi; Eğer Kerkük'ü Kürdistan bölgesi içine alan ve böylece ekonomisi kendine yeten bağımsız bir Kürdistan kurguluyor- idiyse;
Bu hem ABD'nin konfederatif Irak argümanını reddetmesine hem de Irak, İran, Rusya, Çin gibi muhaliflerin elini güçlendirmesine yol açacak, bu durumda ise Kürdistan'ın tanınması çok zorlu olacaktı.
Ayrıca Rusya, Kırım ilhaki için mevcut uluslararası konjonktürde "Bağımsızlık Referandumu-Deklarasyon"larla ilgili süren tartışmalardan hareketle, BM merkezinde adalet ve ulusal çıkarlara saygı ilkelerine dayalı yeni bir küresel statü ve bunu belirleyen yeni bir uluslararası hukuk talebinde devam edecekti.
İkincisi; Barzani eğer Kerkük ve diğer tartışmalı bölgelerde askeri varlığını tutarak sadece Kürdistan bölgesinde bağımsızlık ilanını kastediyorsa,
Bu defa da Kürdistan ekonomisini ayakta tutabilmek için yaşanılan kaosu gerekçe gösterecek ve Irak Anayasasını ihlal etmek pahasına Kerkük petrollerinin satışına devam edecekti ki,
Bu durum da Kürdistan ve Irak arasında sorunlu tartışmalı bölgelerin uluslararası platforma taşınması sonucuna ulaşılacaktı.

*
Şimdiyse neo-liberalizmin ulus devlet kurumuyla sahip olunan toprak parçasının ötesinde, insanın ve toplumsal yapının da yönetilmesi,refah ve gelişime ortak edilmesi iddiası sürdürülüyor.
Artık sömürgecilik insandan geliştirip tüm dünyaya işliyor ve yeni hayat tarzını ulus devletlerin ötesinde dizayn ediliyor.
İşte ABD emperyalizmi, askeri gücünü yedekte tutuyor ve etkili ekonomik ve siyasi gücü ile sınırsız bir dünyayı ya da tek bir pazarı oluşturmayı hedefliyor.
Orta Doğu'da feodal grupların etkin gücünü giderek kent devletlerine çevirmeye çalışıyor.
Mülkiyet konusu kişisel haklardan siyasi haklara dönüşürken,küresel ekonominin güvenlik sağlayacağı kimi petrol üreten, kimi su kaynaklarının sahibi, kimi ekilebilir tarlaları olan kent devletlerini öngörülüyor.

*
Türkiye'de de stratejik öneme sahip kurumlar, madenler, limanlar, elektrik ve suyun özelleştirilmesi ile birlikte,
Enerjiden haberleşmeye, tarımdan sanayiye kadar tüm alanlarda yeniden yapılanma süreci sürüyor.
Bu alanlardan devletin çekilmesi,bu alanların küresel serbest piyasalara bırakılması ve yabancıların toprak edinmesi, eleştiri ile sınırlanmanın çok ötesinde öneme sahip bulunuyor.
Çünkü toprağın ele geçirilmesi ekonomik, siyasi ve kültürel bağımsızlığın elden çıkarılması anlamına geliyor.
Bizde Büyük Atatürk "Vatanın her karış toprağı vatandaşın kanıyla ıslanmadıkça terk edilemez" diyor...

*
Bu noktada Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun yad'edilmesi gerekiyor.
O, "Tekrar Saraybosna'yı Şam'a, Bingazi'yi Erzurum'a, Batum'a bağlayacağız.
Size şimdi apayrı ülkeler gibi gelebilir ama, bundan 110 yıl önce Yemen ile Üsküp aynı ülkenin parçalarıydılar ya da Erzurum ile Bingazi.
Bunu dediğimizde bize 'yeni Osmanlıcı' diyorlar.
Bütün Avrupa'yı birleştirenler yeni Romacı olmuyor, Orta Doğu coğrafyasını birleştirenler yeni Osmanlıcı oluyor...
Geçen yüzyıl bizim için bir parantezdi. Bu parantezi kapatacağız " diye heyheylenirken;

*
Meğer Osmanlı Devletinin yıkılması ve halifeliğin kaldırılmasıyla başsız ve karmakarışık kaldığı düşünülen İslam ülkelerini ümmet anlayışıyla güçlü kentler üzerinden devletler konfederasyonunda oluşturmayı hedefliyor;
Türk vatanı üzerinde neoliberal ABD emperyalizmince temin edilmiş bir adam olarak irticaî- bölücü tiynetini sergiliyormuş!

3.5.2016

Kötü         Çok İyi  Oyla 
           
Tüm yazıları        ShareThis
  Geri  |  Arkadaşıma Gönder  |  Yazıcı Dostu
                 

    Hayat Verenler : Microsoft    HP Türkiye    PBS Bilişim    SAY Ajans    SFS - MAN    Superonline       

Türk Liderler:

Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem

Tecrübeleriniz ve birikimleriniz toprak olmasın @ Copyright 2004 turklider.org