Ziynet Odası 
 Odam Olsun 
 Türklider Odaları 
 Sizin Odalarınız 
 Sohbet Odası 
 TV Odası 
 E-Kitap Odası 
 BŞenver 
 Gazete Odası 
 iPad 
 Hakkımızda 
 Şifremi Unuttum 

 

Ahmet Kilicaslan Aytar Gözüyle 


     

 



Tüm Yazıları

       ShareThis
STALİN' DEN PUTİN' E
27.06.2016
Ahmet Kilicaslan Aytar
Okunma Sayısı : 38707
Oy Sayısı : 1440
Değerlendirme : 5
Popülarite : 15,79
Verdiğiniz Puan :
 

 

 

1941'de Sovyet Ordusu ve İstihbaratı son bir yıldır Alman birliklerinin konuşlanması, güçleri, taktikleri ve saldırının tam gününe ilişkin ayrıntılı ve sürekli bilgi akışı sağlamıştı.
Sovyet çevreleri Sovyet-Alman saldırmazlık anlaşmasının şartlarının yerine getirildiğine inanıyordu.
Onlara göre Almanya'nın anlaşmayı bozma ve Sovyetler Birliğine karşı saldırı başlatma niyeti asılsızdı.
Stalin, saldırı konusunda hem Churchill hem Roosevelt tarafından da uyarılmıştı ama halâ Alman birliklerinin doğu ve kuzey bölgelerine doğru hareketlerinin başka nedenlerle açıklanması gerekir diye düşünüyordu.
Alman basını, Hitler'in Kavgam adlı kitabının Almanya'nın Ukrayna'ya ve Rusya'ya doğru genişlemesine değinen seçilmiş bölümlerini dizi halinde yayınlıyordu.
Giderek Alman uçaklarının Sovyet hava sahasını ihlâlleri arttı.
Almanya'nın SSCB'ye mal göndermesi durma noktasındaydı,askeri ihracatlar iptal edilmişti.
Stalin ise Hitler'e rekor seviyelerde tahıl, petrol, pamuk, kauçuk ve çeşitli metal teslimatlarıyla övünüyordu...

*
Bugün geçen yüzyılın çözülmemiş sorunları geri dönmüştür.
Almanya dünyanın yeniden paylaşılması ve hammaddeler ile pazarlar arayışı için yenilenen mücadeleden eli boş dönmeyeceğinden emin olmak istiyor.
Giderek Alman emperyalizmi ve militarizmi bir kez daha çirkin yüzünü gösteriyor.

*
İki yıl önce federal hükümet, askeri kısıtlamanın sonunu ilan etti.
O zamandan beri militarizm sistematik olarak teşvik ediliyor.
Alman ordusu "Bundeswehr" NATO'nun Doğu Avrupa'da Rusya'ya karşı konuşlanmasında, Ortadoğu'daki savaşlarda ve hatta Afrika'da ön cephede yer alıyor.

*
Federal hükümet askeri harcamaları önümüzdeki yıllarda 130 milyar Euro'ya çıkarma planlarını ilan etti.
Ultra-modern kara, hava ve deniz kuvvetleri ile "Siber vuruş gücü" oluşturuluyor...
Dışişleri Bakanı Frank-Walter Steinmeier, "Günümüzdeki durum Soğuk Savaş döneminde olduğundan daha tehlikelidir. Eski düzenin yerini halâ bir yenisi almış değil. Nüfuz ve egemenlik uğruna bu mücadele barışçıl bir ortamda gerçekleşmiyor" diyor.

*
Militaristleşme ABD ile sıkı işbirliği içinde uygulanıyor.
Başkan B.Obama Almanya'ya yaptığı son ziyarette, Suriye'de ve Libya'da yeni bir askeri saldırı hazırlamak için bir savaş zirvesi düzenlemiş,
Bunun hemen ardından Bundeswehr, Rusya'ya yönelik Batı saldırganlığını güçlendirmek için Litvanya'ya ağır askeri donanım konuşlandıracağını duyurmuştu.

*
Alman militarizminin yeniden canlanması, yalnızca Rusya ile karşılıklı cepheleşmeyi şiddetlendirmekle kalmıyor.
Aynı zamanda Avrupalı güçler arasındaki gerilimlerin artmasına da yol açıyor.
Bütün siyasi partiler ve sendikalar savaş politikalarını desteklerken; siyasi partiler ve medya birlikte halka karşı siyasi komplo kuruyor.

*
ABD ise medyada hiçbir tartışma yaşanmadan ve başkanlık kampanyasında hiç sözü edilmeden trilyon dolarlık nükleer silah modernleştirme programı ilerletiyor.
ABD'nin dünyadaki tüm ülkeler üzerindeki devasa nükleer üstünlüğü göz önünde bulundurulduğunda, yeni nükleer silahların ve gönderme araçlarının, özellikle de ordu kurumunun kimi kesimlerinin durup düşünmesine yol açacak kadar tehlikeli olanların geliştirilmesine her zamankinden fazla para akıtmak için neden acele ettiği, anlaşılamıyor?

*
ABD'nin Rus güçlerinin Letonya'ya yönelik müdahalesine yanıt verdiği bir Nükleer senaryonun taslağı konuşuluyor.
İki küresel nükleer güç arasındaki terör dengesi değiştiği için nükleer silaha başvurma konusundaki senaryolar değişmiştir.
Sonuçta, "İkinci Nükleer Çağ"; Nükleer bir silahı, bir çatışmada hem erkenden hem de ayrım yapmaksızın nasıl kullanabileceğini enine boyuna düşünen savaşçıları içeriyor.
Daha küçük ama daha yeni hassas yedek stoka: Daha düşük ve çeşitli ürünlere ve özel etkili silahlara: Daha değişik gönderme araçlarına: Daha büyük dağılıma ve sevkiyata: Nükleer olmayan yeteneklerle daha fazla entegrasyona yönelmeye: Esnekliği ve güvenirliği en üst düzeye çıkarmaya dayanıyor.

*
Bu planın bileşenleri arasında, geçen ay Romanya'da kurulmuş olan gibi Rusya ve Çin sınırlarına füze savunma sistemleri yerleştirmek ve Güney Çin Denizi'nde, Baltık Denizi'nde, Karadeniz'de olduğu gibi önemli su yollarına egemen olmakta bulunuyor.
Bu politikalar, Rusya'nın ve Çin'in, balistik füze taşıyan denizaltılar aracılığıyla gerçekleştirilecek olanlar dahil, bir nükleer ilk vuruşa misilleme yapmasını zorlaştırmayı amaçlıyor.

*
Ancak ABD'nin nükleer egemenliğine akıtılan paraya ve kaynaklara rağmen, Rusya'ya ya da Çin'e karşı bir nükleer savaşı kazanılabileceği düşüncesi bir çılgınlıktır.
Düşük verimli taktik nükleer silahların kullanılması dahi milyarlarca insanın, hatta bütün insanlığın öleceği bir çatışmaya dönüşebilecektir.

*
ABD militarizminde pervasız entrikacılığının derinlere giden tarihsel bir geçmişi bulunuyor.
İçeride artan toplumsal muhalefetle ve küresel ekonomik gücünün uzun süreli gerilemesiyle karşı karşıya olan Amerikan Plutokrasisi, zorlu krizini askeri yollarla çözmeye çalışıyor.
Onun pervasız eylemleri, daha şimdiden birbirini izleyen yıkıcı ve kanlı maceralarla sonuçlanmıştır.

*
Obama yönetimi, birbirini izleyen yaklaşık sekiz yıldır savaş sürdürmüş olmakla ayırt edilmesine karşın, Ortadoğu'da ve Rusya ile Çin'e karşı her zamandan daha saldırgan bir askeri güç sergileme peşinde koşan bir ordu ve siyaset kurumundan gelen baskı ile karşı karşıya bulunuyor.
Bu baskılar, Kasım seçimlerinden sonra, ister Clinton seçilsin isterse Trump, hesaplanamaz sonuçlarla patlayacaktır...

*
Bu noktada Rusya Devlet Başkanı V.Putin, St. Petersburg Ekonomik Forumu'nda gazetecilerin sorularını yanıtlıyor:
"ABD'nin Avrupa'da askeri varlığını arttırmasının nedenini bilmiyorum, ancak buna karşılık vermek zorunda kalacağımızı kesinlikle biliyorum.
Halbuki dünyayı tamamen farklı bir boyuta taşıyoruz.
Ama dünyadaki güç dengesini korumak bizim için de önemli.
ABD, Doğu Avrupa'ya 500 km. kadar uzaklıktaki bir hedefi etkileyebilen füze savunma sistemlerini yerleştiriyor.
Fakat teknoloji gelişiyor, bir yıla kadar ABD'nin ne zaman 1000 km. hatta daha uzun menzilli yeni bir füze alacağını biliyoruz.
O andan itibaren de bizim nükleer gücümüzü tehdit etmeye başlayacaklar" diyor...

28.6.2016



Kötü         Çok İyi  Oyla 
           
Tüm yazıları        ShareThis
  Geri  |  Arkadaşıma Gönder  |  Yazıcı Dostu
                 

    Hayat Verenler : Microsoft    HP Türkiye    PBS Bilişim    SAY Ajans    SFS - MAN    Superonline       

Türk Liderler:

Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem

Tecrübeleriniz ve birikimleriniz toprak olmasın @ Copyright 2004 turklider.org