Ziynet Odası 
 Odam Olsun 
 Türklider Odaları 
 Sizin Odalarınız 
 Sohbet Odası 
 TV Odası 
 E-Kitap Odası 
 BŞenver 
 Gazete Odası 
 iPad 
 Hakkımızda 
 Şifremi Unuttum 

 

Ahmet Kilicaslan Aytar Gözüyle 


     

 



Tüm Yazıları

       ShareThis
RUSYA' NIN ZOR ZAMANI
01.07.2016
Ahmet Kilicaslan Aytar
Okunma Sayısı : 39564
Oy Sayısı : 516
Değerlendirme : 5
Popülarite : 13,56
Verdiğiniz Puan :
 

 

 

Rusya Dışişleri Bakanlığı'nda büyükelçilerle gerçekleştirdiği toplantıda Devlet Başkanı V. Putin, Türkiye'nin Rus uçağının düşürülmesi nedeniyle özür dilediğini söyledi.
Putin "Bu ülkenin cumhurbaşkanıyla dün görüşmem oldu. Bu hususu dikkate alarak Türkiye ile aramızdaki ilişkileri normalleştirme sürecini çalıştırma kararını almış bulunuyoruz" açıklaması yaptı...
Ne ki, bu açıklama son yıllarda ulusal güvenliğine ciddi yatırımlar yapan ve büyük riskler alan Rusya'yı hiç anlatmadı!

*
ABD ve müttefiklerinin enerji kaynaklarını kontrol etmek üzere geliştirdikleri jeopolitikler, bu kaynaklara sahip ülkelerin eski Sovyetler Birliği üyesi olmaları yüzünden, Rusya'nın Transkafkasya ve Orta Asya'dan sonra Orta Doğu'da da nufuz genişletme çabalarına yol açmış,
Baltık Denizi ile Karadeniz arasındaki bölgeden, Orta Doğu'da da "Suriye İç Savaşına Siyasi Çözüm" başlığında manevra alanını genişletmişti...

*
Rusya, Suriye'de Ortadoğu'nun bölünmesini isteyen ABD, Fransa, Suudi Arabistan ve Türkiye'nin güdümünde faaliyet gösteren, dünyanın dört bir yanından bölgeye getirilen paralı askerlerden meydana getirilmiş özel bir ordu olan İŞİD'e karşı savaş veriyor.

*
Esasen bu ülkede işlenen suçların savaş hukukunun gelişmesini ivmeleyecek doğrultuda kategorize edilmesini,
Bu sistematik hukuk üzerinden BM'de yeni bir dünya statüsünün oluşmasına çaba gösteriyor.

*
ABD ise uluslararası düzenin kurucusu ve bu alanda sorumluluğunun daha fazla olduğuna dikkatle,
Son zamanda dile getirilen BM'i yeniden yapılandırma görüşünün doğru olmadığını vurguluyor.
BM değerlerine saygılı olmayan ülkeleri ekonomik ve siyasal yaptırım mekanizmalarıyla cezalandırmakla tehdit ediyor...

*
Sonuçta iki büyük nükleer güç arasında savaş ile siyasetin, asker ile sivilin, barış ile çatışmanın, cephe ile emniyetli bölgenin, dost ile düşman kavramlarının arasındaki hatların belirsizleşmesine yol açılmıştır...

*
Nitekim ABD, yaşam standartlarının oluşturulmasında ekonomisi ve geleceğini, lider ve bütün Avrasya'nın çekim merkezi olma yeteneğine bağlayan Rusya'yı ekonomik ve siyasi baskılarla kıskaca alıyor.
Soğuk Savaş döneminde Sovyetler Birliğini çevrelemek üzere bir askeri ittifak organizasyonu olarak kurulan NATO'yu Rusya'nın sınırları dibine kadar genişletiyor.
Daha geçen ay, NATO'nun "savunmacı", Rusya'nın "saldırgan ülke" olarak resmedildiği "Anakonda Operasyonunda" Rusya'nın karşısına onlarca ülkeyi dikiyor.
Rusya'nın nasıl kıskaca alınacağı, nasıl en fazla zarar verecek yerinden vurulacağını, nasıl fiziki ve moral olarak etkisizleştirilerek yıkılacağının pratiği yapılıyor...

*
Rusya "birleşik,bağımsız ve lâik Suriye" hedefiyle bulunduğu Suriye'de de her geçen gün dert büyütüyor.
ABD'nin herşeyi yokuşa sürmesinden,
Geçmişte Türkiye İslamcılarının Kafkasya'daki cihatçılara verdiği,
Bugün Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bizzat IŞİD'e verdiği destekten,
Son olarak Suriye'de bir Rus savaş uçağının düşürülmesinden rahatsızdır.
Türkiye-Suriye sınırı kapatılmadan Suriye krizinin çözülmeyeceği gerekçesinde de ısrarlıdır...

*
Hem yeni bir dünya statüsünün oluşmasına katkı sunmak amacıyla,
Türkiye'nin İŞİD ile ilişkilerini belirleyen istihbarat raporlarını araştırılması için BM Güvenlik Konseyine veriyor.
İşte, 29 Ocak'ta Irak'ta İŞİD ile birlikte yürütülen yasadışı petrol ticareti,
10 Şubat'ta, Suriye'ye gönderilmek üzere yabancı teröristlerin sınırdan geçmelerinin kolaylaştırılması ve Suriye'de harekât yürüten terörist gruplara silah tedâriki,
8 Mart'ta, IŞİD ile birlikte yapılan tarihi eser kaçakçılığı,
18 Mart'ta, Türkiye'den Suriye'deki IŞİD kontrolündeki topraklara yönelik silah ve cephane sevkiyatına ilişkin istihbarat raporları Güvenlik Konseyi'ndedir.

*
Hem de İŞİD'e verilen desteklerin, bilhassa Türkiye'nin sınırından İŞİD'e akıttığı her türlü desteğin kesilmesini öngörüyor.
Nitekim ilkin, 22 Şubat 2016'da, ABD ve Rusya Dışişleri Bakanları J.Kerry ve S.Lavrov;
Pentagon tarafından El Kaide ve IŞİD'e sağlanan silahların, bugün artık terk edilen eski bir program uyarınca verildiğine yönelik güvence karşılığında,karşılıklı olarak saldırılara son verilmesi konusunda anlaşıyorlar.
Karşılığında Rusya bombardıman uçaklarını geri çekiyor.

*
Bu noktada Rusya, Kürtleri Suriye İç Savaşına Siyasi çözüm bulunması görüşmelerine katılmasını,
ABD ise Kürtlerin giderek Suriye-Türkiye- Irak'ta güçlerini birleştirmesi, yaklaşık 30 milyon nüfusu olan birleşmiş Kürdistan'ı oluşturmasını ve Akdeniz'e bir koridor açmalarını öngörmektedir.
Bu bileşenlerle tam örtüşmeyen bir bileşkede; Başkan Obama ve Putin, IŞİD'e karşı "Suriyeli Kürtleri desteklemek" düşüncesinde anlaşmaları;
Suriye'de Rusya'nın konumunu yeniden pekiştiriyor.

*
PYD; Rojava'yı oluşturan üç kantonda: Cezire, Kobani ve Afrin'de ve kantonların dışında çok sayıda bölgeyi İŞİD'in elinden kurtarmıştır.
Şimdi Kürtler Rojava-Kuzey Suriye Demokratik Federasyonu içerisinde kantonların dışındaki yeni kurtarılmış alanlarda güvenlik, ekonomi, sağlık ve diğer hayati ihtiyaçların karşılanması için bir sistem oturtmaya çalışıyor.

*
9 Mayıs'ta, J.Kerry ve S Lavrov, ortak bir açıklamayla,
Bütün devletleri "IŞİD'e, El Nusra Cephesi'ne ya da BM Güvenlik Konseyince terörist olarak nitelenen diğer gruplara her türlü lojistik ve parasal desteği engelleyerek Güvenlik Konseyinin 2253 sayılı kararını uygulamaya ve bu grupların Suriye sınırını aşma girişimlerini engellemeye" çağırınca;
Erdoğan, bu gelişmeyi hemen kendi yararına dönüştürüyor.

*
Nasıl? Çünkü Erdoğan, YPG'nin gelişimini tehlikeli görmüyor, nitekim onu kendi stratejisinin bir parçası haline getirmekte gecikmiyor.
Suriye'de bir Kürdistan kurup buraya Türkiye'deki Kürtleri sürmek stratejisini kuruyor.
Bunun için ABD ve Rusya'nın silahlandırdığı PYD Eşbaşkanı Salih Müslim'i kullanacaktır.
Salih Müslim, 31 Ekim 2014'te Elize Sarayında Cumhurbaşkanları Hollande ve Erdoğan ile gizli toplantıda pazarlıklar yapmış bir işbirlikçidir...

*
Fransa, Türkiye'de terörü sınırlandırmak üzere hazırladığı bir program doğrultusunda,
Önce Elize Sarayında F.Hollande- Erdoğan- İşbirlikçi Müslim görüşmesini organize etmiş,
Ardından dönemin Dışişleri Bakanları Alain Juppe ve Ahmut Davutoğlu arasında imzalanan gizli mutabakat gereğince,
Paris ve Ankara, Türkiye'deki PKK'nın Kürtlerini Suriye'ye sürmek üzere yeni bir Devlet kurmak konusunda anlaşmıştır.

*
Doğrusu Fransa, geçmişte çok iyi tanıdığı bu bölgeyi, şimdi kendi geleceği için öngörmektedir.
Nitekim IŞİD ile mücadele bahanesiyle Fransa Kara Kuvvetleri Suriye'ye 150 özel asker gönderiyor.
IŞİD'e karşı operasyonlarda Kürtlerin oluşturduğu Demokratik Suriye Güçleri ve YPG'ye destek için gelen Fransız askerleri için Kobani'nin üs kurulacağı açıklanıyor.

*
Giderek tablo aydınlanıyor, Rusya'nın Suriye'de hiç ummadığı,etkisizleştiği sanki kıskaca alınmış bir durumla karşı karşıya olduğu görülüyor.

*
İsrail kıyı gaz sahalarının gelişimini destekleyecek büyük bir müşteriye ihtiyaç duymakta, Türkiye ise müşteri olmak isteğindedir.
Yakın zaman önce İsrail Başbakanı B.Netanyahu, Moskova'da V.Putin'le görüşüyor.
Rusya'nın enerji kazancı peşinde olmasını, en önemlisi Avrupa'ya gidecek bir boru hattı inşa edecek bir anlaşma arayışında bulunmasından hareketle,
Rusya'dan İsrail gazının ihracatında rol almasını öneriyor.
Hem de Şii ve Sünni eksende olası bir handikapa karşı engel oluşturmasını...
Bu suretle Rusya'yı Suriye hakkında kapsamlı bir stratejik diyaloğa mecbur bırakıyor.

*
Nitekim Rusya, hem Doğu Avrupa'da hem Suriye'de kıskaca alınmış bir görünüm arz ediyor.
Aslında Doğu Avrupa'daki ve Suriye'deki saldırganın Rusya değil, Batılı güçler olduğu açıktır ama Rusya bir türlü Batı'nın kendine koyduğu "Saldırgan Rusya " algısının üstesinden gelemiyor.
Ekonomisi yaptırımların kaldırılmasına ve savunma harcamalarının azaltılmasına bağlı olan Rusya zor günler yaşıyor, aleyhindeki gelişmelere karşı çıkamıyor.
Cenevre Barış Görüşmeleri mevzu dahi edilmiyor
Herşey, ya sadece küçük bir dikkatsizliğin doğrudan bir askeri çatışmayı kışkırtabileceği,
Ya da Türkiye'ye paralı askerlere güvenilmeyeceğini öğretircesine İŞİD'le arasındaki bir çatışmanın muhtemel komplikasyonları noktasında bulunuyor.

2.7.2016

Kötü         Çok İyi  Oyla 
           
Tüm yazıları        ShareThis
  Geri  |  Arkadaşıma Gönder  |  Yazıcı Dostu
                 

    Hayat Verenler : Microsoft    HP Türkiye    PBS Bilişim    SAY Ajans    SFS - MAN    Superonline       

Türk Liderler:

Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem

Tecrübeleriniz ve birikimleriniz toprak olmasın @ Copyright 2004 turklider.org