Ziynet Odası 
 Odam Olsun 
 Türklider Odaları 
 Sizin Odalarınız 
 Sohbet Odası 
 TV Odası 
 E-Kitap Odası 
 BŞenver 
 Gazete Odası 
 iPad 
 Hakkımızda 
 Şifremi Unuttum 

 

Ahmet Kilicaslan Aytar Gözüyle 


     

 



Tüm Yazıları

       ShareThis
ELİN ŞEYİYLE GERDEĞE GİRMEK
25.08.2016
Ahmet Kilicaslan Aytar
Okunma Sayısı : 40187
Oy Sayısı : 883
Değerlendirme : 5
Popülarite : 14,73
Verdiğiniz Puan :
 

 

 

TSK; Özgür Suriye Ordusuna (ÖSO) bağlı Feylek el Şam, Sultan Murat Tugayları, Ahrar Şam ve Şam Cephesi güçleriyle birlikte Cerablus'un IŞİD'den alınması için askeri harekâta başladı.
Türkiye Fırat Kalkanı operasyonuyla bir Rus uçağını düşürdüğü Kasım 2015'ten beri ilk defa Suriye'deki bir hedefi havadan vurdu.
Cerablus'ta tıpkı PYD güçlerinin eline geçen Menbic'i kuşatma altında tutan IŞİD militanlarının kayıp vermeden kenti teslim etmelerine benzer görüntüler dikkat çekti.
Yine İŞİD militanları elini kolunu sallayarak bu defa Cerablus'u terketti ve kontrol ÖSO'nun eline geçti.
IŞİD güçlerinin bir gün Esad'a karşı savaşmak üzere yedeğe çekildikleri söylendi...

*
Salı günü, ABD Başkan Yardımcısı Joseph Biden, Moskova ile Baltık devletleri arasında bir çatışma durumunda ABD'nin Rusya ile savaşa gireceği taahhüdünü yeniden doğrulamak için Letonya'daydı.
"Baltık devletlerinde yaşayan tüm insanlara, şunu tamamen açık hale getirmek istiyorum: ABD, NATO antlaşmasına ve 5. Madde'ye kutsal şeref sözü vermiştir" dedi...

*
Hangi "Kutsal Şeref" sorusunun yanıtının ABD'nin Irak'ı ve Afganistan'ı gayri meşru istila etmesinde,
Libya ve Suriye'de vekil savaşlarını kışkırtarak o ülkeleri ölüm ve yıkım cehennemine dönüştürmesinde,
Ebu Garip ile Guantanamo Körfezi kamplarında olduğundan idraki yoktu.
İdraksiz Biden, şimdi çıkmış insan uygarlığını defalarca yok etme kapasitesine sahip nükleer cephanelikleri bulunan ülkeler arasında bir savaşı hazırlamayı "şeref meselesi" diye adlandırmaktaydı.

*
Yine Salı günü Washington'da gündemi, Stratejik ve Uluslararası Araştırmalar Merkezi'nin (CSIS) yayınladığı,
ABD'nin Suriye'deki politikasının çözülmesi konusundaki raporu belirliyordu.
Rapor Ortadoğu ve Kuzey Afrika'nın geleceğinin ABD'nin stratejik çıkarlarını tehdit ettiğini belirtiyordu.
ABD, ulusal tarihinde ilk kez birden çok savaşın ortasındaydı ve savaşlarının nereye gittiğine ilişkin bir düşüncesi yoktu.
Çünkü onların uzun vadeli etkisinin ne olacağına dair ciddi bir tartışmayı yaşamıyordu...

*
Üstelik Rusya, Suriye/Halep'in kontrolü için İran'daki bir hava üssünü kullanmıştı.
Hükümet güçleriyle savaşan cihatçı milislere destek için kullanılan silah depoları ve komuta merkezleri hedeflerine,
SU-34 taktiksel bombardıman uçaklarıyla ve Tupolev-22M3 uzun menzilli bombardıman uçaklarıyla hava saldırıları düzenlemişti.
Daha önce de Hazar Denizi'nden, Doğu Akdeniz'deki gemilerden cihadçı milisleri vurmuştu...

*
Washıngton, CSIS raporu ve Rusya'nın bu son hamlesiyle çok rahatsız oldu.
CIA, Pentagon ve Suudi Arabistan, Türkiye ve Katar dahil ABD emperyalizminin bölgesel müttefikleri tarafından silahlandırılan ve finanse edilen,
İslamcı mezhepçi milislere dayanan Suriye'deki ABD destekli rejim değişikliği savaşının karşı karşıya olduğu apaçık bozguna ilişkin endişeler arttı.

*
ABD Dışişleri Bakanlığı, Rusya'yı bir İran üssünü kullanması nedeniyle kınadı.
Dışişleri Bakanlığı sözcüsü M.Toner, İran üzerinden yapılan Rus hava saldırılarına ilişkin Moskova'yı,
"Bu eylem, Halep'te ve çevresinde zaten çok tehlikeli olan durumu zorlaştırmaya devam ettiği için yardımcı değil " ifadesiyle eleştirdi.
Ama ABD medyasında Obama yönetimini Suriye'de daha saldırgan eylemler gerçekleştirmekte başarısız olmakla suçlayan yazılarda ciddi artışlar oldu...

*
ABD'nin kaygısı, Ortadoğu üzerindeki hegemonyasına potansiyel bir engel olarak Rusya ve İran ittifakının ortaya çıkmasıdır.
Üstelik yine Salı günü, Çin hükümeti Suriye'de Esad hükümeti ile daha yakın askeri işbirliğini amaçladığını ilan etti.
Çin yönetimi, Suriye'de arttırılmış müdahale arayışlarının bir nedeni olarak Şincan'daki Uygur nüfusundan İslamcıların hem IŞİD'e hem de El Kaide'nin Suriye koluna katılımına atıfta bulundu.

*
Bu noktada Halep'te yaşanan savaşın sonunda gerek uluslararası güçlerin gerek bölge güçlerinin geleceğinin belli olacağı,
Ya da kazanan tarafın tüm başarıların da sahibi olacağı bir konuma yükseldiğine dikkat çekilmelidir.

*
ABD'nin Halep'te desteklediği muhalifler ve onların cihatçı müttefikleri hükümetin kontrolüne yönelik meydan okumayı tırmandırmıştır.
Muhalifleri; ABD'den örtülü silah desteği alan ÖSO ile önceden Nusra Cephesi olarak bilinen Halep'e yönelik saldırıyı başlatmadan yalnızca bir hafta önce El Kaide'den onun olurunu alarak ayrıldığını ilan eden ve adını Fetih el Şam Cephesi olarak değiştiren grup ile İŞİD oluşturuyor.
Muhalif gruplar Halep'in kontrolü uğruna girişilen savaşta hükümetin kontrolünde olan ve halkın ezici çoğunluğunun yaşadığı batı bölgesini kuşatmayı başarmıştır.
El Kaide bağlantılı güçler, ABD ve onun bölgesel müttefikleri tarafından ağır silahlar dahil büyük çaplı silah akışıyla hazırlanmış olan saldırı aracılığıyla tüm kenti ele geçirmenin eşiğindeyken,
Lübnanlı Hizbullah hareketinin savaşçıları ve Rus hava saldırılarıyla desteklenen Suriye hükümet güçleri görünüşe göre Batı destekli İslamcıların başlangıçtaki kazanımlarını tersine döndürmüş durumdadır.
Halep'te şiddetli bir savaş sürüyor...

*
Bu noktada dikkatler Washington ve Almanya hariç müttefiklerinin halâ desteğine sahip olan Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın,
15 Temmuz'daki başarısız darbe girişimi ardından Saint Petersburg'ta, Rusya Devlet Başkanı V.Putin ile sağladığı uzlaşmaya yönelmiştir.
Erdoğan, Putin'e: Rusya'nın Suriye'ye girişindeki söylemini ki, bu yüzden asla reddedemeyeceği bir teklifte bulunuyor;
IŞİD'e karşı ortak operasyonlar gerçekleştirmeyi: Suriye ve Irak'ın demokratik bir devlet olarak bağımsızlığını, bölünmemesini: Suriye'nin geleceğini Suriyelilerin belirlemesini teklif ediyor!

*
Bu teklifin anafikri, ABD Dışişleri Bakanı J. Kerry'nin Rusya ile yürüttüğü müzakerelerde;
IŞİD ile mücadele odaklı konuların sonuçta Rusya'ya Esad'ı desteklemede hareket serbestliği vermekten başka bir şey sağlamadığıdır.
Üstelik bu müzakereler sonucunda İran da güçlenmiş ve eğer ABD, IŞİD'i yenilgiye uğratırsa Suriye'de gerçekte kimin kazanacağı üzerine son derece önemli bir soru doğmuştur.

*
Şimdi Obama yönetimi, Suriye'deki askeri çabalarını Rusya'yı kuşatma ve ona karşı savaş hazırlığı üzerine yoğunlaştırmayı sağlamak üzere,
Aslında Suriye'de Esad hükümetinin yeniden istikrar kazanmasını istemeyen,
Teminen Şam'da Rusya çizgisinde herhangi bir yönetimin sağlamlaştırılmasını kabul etmeye hazır olmayan Türkiye'yi kullanıyor.

*
15 Temmuz darbe girişimi ardından başarılı bir karşı darbe yapan Türkiye iktidarı,
ABD'nin bölgedeki çıkarlarına ya da bölgedeki 24 ülkenin rejimlerini ve sınırlarını değiştirme ve böylece tüm bölgeyi hakimiyeti altına alma girişimine ya da Halep Savaşından galip çıkmak üzere Türk Ordusunu "koç başı" yapmış bulunuyor.
TSK'nın kurumsal kimliği sıfırlanmış, bir başına hiçbir muktedirliği kalmamıştır.
Türkiye Cumhuriyetinin çıkarlarını değil ABD ve NATO'nun çıkarlarını savunan bir kuvvete dönüştürülmüştür.

*
Şimdi Türkiye, ABD ve NATO çıkarları doğrultusunda,"kaleyi içten ele geçirmek dıştan ele geçirmekten daha kolaydır" ilkesinde Truva atı olarak sahneye sürülmüş bulunuyor.
Nasılsa "İncirlik ABD ve Müttefiklerinin Askeri Üssü" önünde ABD'nin NATO antlaşmasına ve 5. Madde'ye kutsal şeref sözü geçerlidir!
Nitekim Başkan Yardımcısı J.Biden, Ankara'daki teftişinin ardından "Türkler, IŞİD'i çıkarmak için gerekli süre boyunca Suriye'de kalmaya hazırlıklıdır" diyor...

*
Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü M.Zaharova ise Türkiye'nin Cerablus operasyonunun iyice düşünüldüğünü, derin bir analiz sonucu olduğunu ve Savunma Bakanlığı bilgisinde değerlendirildiğini açıklıyor.
Ama "Suriye topraklarındaki tüm eylemler Şam'la koordinasyon içerisinde yürütülmeli" vurgusunu yapıyor...

26.8.2016

Kötü         Çok İyi  Oyla 
           
Tüm yazıları        ShareThis
  Geri  |  Arkadaşıma Gönder  |  Yazıcı Dostu
                 

    Hayat Verenler : Microsoft    HP Türkiye    PBS Bilişim    SAY Ajans    SFS - MAN    Superonline       

Türk Liderler:

Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem

Tecrübeleriniz ve birikimleriniz toprak olmasın @ Copyright 2004 turklider.org