Ziynet Odası 
 Odam Olsun 
 Türklider Odaları 
 Sizin Odalarınız 
 Sohbet Odası 
 TV Odası 
 E-Kitap Odası 
 BŞenver 
 Gazete Odası 
 iPad 
 Hakkımızda 
 Şifremi Unuttum 

 

Ahmet Kilicaslan Aytar Gözüyle 


     

 



Tüm Yazıları

       ShareThis
TECRİD EDİLMİŞ BİR ZAMANA DOĞRU
12.11.2016
Ahmet Kilicaslan Aytar
Okunma Sayısı : 37290
Oy Sayısı : 1057
Değerlendirme : 5
Popülarite : 15,12
Verdiğiniz Puan :
 

 

 

ABD emperyalizminin dünyevî din gibi yükselttiği serbest piyasa ve küreselleşmenin;
Sürekli ekonomik büyüme ve dünya halkları için artan yaşam standartları getireceğine ilişkin tüm perspektifi temel bir krizdedir.
Büyüme hedefleri aşağı çekilmiş, hâla üretimin nasıl sağlanacağı, istihdamın nasıl arttırılacağı sorunu çözülemiyor...

*
Halbuki, ABD'de şirketler rekor kârlar yapıyor, trilyonlarını offshore ve onshore vergi cennetlerinde saklıyorlar.
Ama yoksulluk içinde yaşayan 45 milyon Amerikalının dışında, yaklaşık yüzde 14'lük bir kesim ya da 6,3 milyon insan aşırı yoksulluk eliyle mahvedilmiş mahallelerde yaşıyor...
Kapitalist sistemin dünyadaki en zengin ülkedeki topyekün başarısızlığını ifşa eden bu tür olgular;
Anaakım medya tarafından görmezden geliniyor ya da hızla halının altına süpürülüyor...

*
Çin ise yönettiği Bölgesel Gelişmiş Ekonomik Ortaklık, Güneydoğu Asya Ülkeleri Birliği'nin neden olduğu çok sayıda serbest ticaret anlaşmasıyla, Asya'ya da güç kazandırıyor...
Çin, küresel ekonominin sorununun esasen yapısal nitelikli olduğunu savunuyor...
O yüzden; ABD'nin tek küresel sistemi içinde yer alan ve onun çevresinde birbirine bağlı yapıda ve ilgileri farklı ülkelerin benzer yaklaşımlarda değil kendilerine en uygun seçeneğin yükümlülüklerini üstlenecekleri yeni bir dünya mutabakatı istiyor.
Bu "Bir elin nesi var, iki elin sesi var" anlayışıdır.

*
Çin, küresel ekonomide yaşanan yapısal sorunlara çözüm için geliştirdiği; gelişmiş ülkelerle ve gelişmekte olan ülkelerle sanayide, ticarette, yatırımda ve sermaye akışında inşa ettiği dairesel ekonomik sistemin ikinci bir ekonomik motor olarak esas alınmasını öneriyor...
Bu yıllar boyunca oluşan ABD merkezli ekonomi dairesine yeni bir döngünün eklenmekte olduğu anlamına geliyor...

*
Halâ ABD dünyanın birinci konvansiyonel askeri gücü Rusya'nın ve dünyanın çok önemli ekonomik gücü Çin'in kalkınmasını tanımayı reddediyor...
Çin'in Batı Avrupa'ya yönelik yolunu kesmek amacıyla Ortadoğu'da ve Ukrayna'da savaşlarını sürdürüyor.

*
İşte,Başkan Obama, aşağıda okuyacağınız üzere, Rusya ve Çin'e karşı Ulusal Strateji Belgesi mekanizmasını kendi lehine çevirmek üzere bildik bir manevrayı daha da geliştirmenin adımını atmış bulunuyor.
Şüphesiz, ABD Seçilmiş Başkanı D.Trump'da, 2020 yılına kadar geçerli Ulusal Güvenlik Strateji Belgesi hedeflerinde olacaktır...

*
ABD Ulusal Güvenlik Strateji Belgesi; küresel krizlere karşı yapılacak ön müdahalenin krizin faturasını düşüreceği tezindedir.
Sisteme karşı yapılacak hareketleri "demokrasi karşıtı" olarak tanımlıyor.
Ulusal devletlerin sisteme başkaldırmasının engellenmesinin ideolojik aygıtı olarak "açık toplum" modelini geliştirmeyi öngörüyor...

*
Teminen "Savaş"ı zaman ve coğrafya ile sınırlandırmıyor.
"Adil Savaş" doktrini "Sonsuz Savaş Operasyonu"na dönüştürülmüştür...
Sonsuz Savaş Operasyonu, çevre devletleri tasfiye eden ama küresel devletin aygıtları ile sistemin amacına uygun olarak yeniden kurulması anlamına geliyor...

*
Sonsuz Savaş Operasyonu ile ABD sisteme karşı olan ulusal devlet aygıtlarının tasfiyesine yöneliyor, kendine bağlı ulusal devletler istiyor.
Ama dikkât! Bu noktada,Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin ABD'nin bugüne yansıyan küresel devlet hedeflerine ulaşmasında,
1900'lerde Başkan Wilson'un çıkardığı "Ulusların Self Determinasyonu" ideolojisini,
Türk Kurtuluş Savaşı ve Kemalist ideoloji ile yıkması biricik örnektir ve hayranlıkla selâmlanmalıdır...

*
ABD, kendine bağlı ulusal devletler oluşturmada yaptırımlara ya da tecrite çok sık
başvuruyor.
Yaptırım ya da tecrit ekonomik ve kültürel olarak yalnız bırakma suretiyle dış dünyadan koparılmadır.
Tarihsel sürecinde yöntemleri Auschwitz'lerden, Irak Ebu Gureyb'den, Afganistan Bagram'dan, Guantanamo'dan geliştirildi.
Bireyden geliştirilen bu deneyim bir ülkenin fikri ve uygulamalarının yasaklandırılması ve cezalandırılmasına yönelik uluslararası anlaşmalarla ülkelere de yansıtılıyor...

*
Nitekim 28 Ekim'de, Başkan B.Obama BM Güvenlik Konseyinden ABD ve müttefiklerine; Rusya ve Çin'in fiili olarak yer aldığı bölgesel örgütlerle, işbirliği yapmasını engelleyen bir kararı çıkartmış bulunuyor...

*
ABD bu kararla dünyayı iki farklı alana bölmüştür.
Bu, tek bir dünyanın ama iki ayrı yönetimin olduğu Soğuk Savaşa geri dönüş değil yeni bir yapılanma halidir.
Bir tarafta ABD tarafından yönetilen tek kutuplu bir dünya,
Diğer tarafta bağımsız ve baş eğmeyen Rusya ile Çin ve çevrelerinde kendi aralarında işbirliği yapan devletlerin dünyası...

*
İki farklı dünya arasında çok az geçiş düşünülüyor.
Böylece zorunlu olarak küresel serbest ticarete, dünya ticaret örgütüne, ekonomik küreselleşmeye en azından bir ara verilmiş olunuyor....

*
Ama bu yöntemin ABD emperyalizmine bir şey kazandırmayacağı peşinen açıktır.
Çünkü Çin ve Rusya; Batının ekonomik çıkış için ortaya koyabildiği bir programı olmamasına rağmen istihdamı arttırıcı yeni yatırım stratejileri yürütebiliyor.
Ekonomik büyüme, üretim ilişkileri ya da biçimini değil üretimin yapısını değiştirmek suretiyle sağlanıyor.
Öncelik kamu yatırımlarına veriliyor ama büyüme hızını kontrol altında tutmak ve gelir dağılımını düzenleyen mekanizmaları geliştirerek ucuz emeğe dayalı üretimin yapısını değiştiriliyor.
Bu suretle, büyüme dış taleple değil iç taleple sağlanabiliyor.
Rusya ve Çin bulundukları bölgenin ülkeleri arasında gümrükleri azaltarak Asya'da dünyanın en büyük ticaret bölgesini oluşturmuştur.
Dünya rezerv parası doların dışına çıkıp kendi paraları üzerinden ticari ilişkiler geliştiriyor, doların ticaret alanını daraltıyorlar.

*
Bu sorunsa, ABD'nin seçilmiş Başkan'ı D.Trump'ın en büyük meselesi olacaktır.
Başkan Obama'nın iki farklı dünyası, öncelikle ABD'nin yakın gelecekte yeni bir yapılanma çabasında olmasını gerektiriyor.
İlk iş olarak, Suriye Vekâlet Savaşının uluslararası hukuk kurallarına aykırı olan devletlerarası silahlı bir çatışma, bir çekişme olduğunun belgelenmesiyle başlatılacak yeni bir yapılanma döneminin başlatılması olacaktır...

*
Çünkü "Sonsuz Savaş Operasyonu" dahi çatışmaya katılan devletlerin savaş hukuku kurallarına uymalarını, çatışmaya katılmamış devletlerinde tarafsızlık hukuku kuralları içerisinde bulunmalarını gerektiriyor.

*
Ancak bu suretle Suriye'de sivil katliamlara neden olan savaşa adanmış medya kanallarıyla yapılan savaş propagandalarının: Militan kaynaklarının: Çeşitli merkezlerde islamcı ayaklanmaların: Hula katliamının: Kimyasal silahların: Varil bombalarının: IŞİD ve diğer özel orduların: Suriye'deki teröristlerden işadamlarına Suriye'den çalınıp başka ülkelere yapılan silah, petrol, antika eşya, uyuşturucu satışlarının, ırza geçmek, kafa koparmak, yürek yemek ya da tarihi eserleri yok etmek gibi suç mekanizmalarının, uluslararası hukuk kantarında tartılması mümkün olabilecektir.
Ancak bu suretle, savaş suçları işleyerek hukuku ihlâl eden Esad rejimi kadar muhalif taraflar, teröristler ve destekleyen ülkeler paylarını üstlenebilecektir...

*
Bu noktada son zamanda Türkiye'deki garipliklere dikkat gerekiyor.
Kimi çevreler Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı, dünyanın radikal terör örgütlerinin siyasi ideolojileriyle mücadelesinde siyasi lider olarak addediyor.
Erdoğan, Türkiye'deki basın özgürlüğünün olmadığını söyleyen ABD ve AB'ye karşı sonu gelmez tehditlerde bulunuyor.
Yabancı finans kuruluşlarından ardı ardına gelen ekonomik raporları hep Türkiye'nin aleyhinedir.
Çünkü,2003-2014'te yabancı sermaye yatırımı girişindeki büyük artış büyümeye pozitif katkı sağlamamış,
Yabancı sermayenin önemli bölümü inşaat sektörüne yatırım için gelmiş ve büyümeye bir defalık katkı yapmış,
Ya da yeni yatırımdan çok mevcut tesisleri ve şirketleri özelleştirmeler veya özel kesimin satışı nedeniyle satın almak için kullanılmıştır...
Şimdilerde gelen yabancı sermaye kâr transferlerine hız vermeye başlamış, yani büyümeye katkı yapmamakta sadece cari açığın finansmanına katkı sağlamaktadır
Bundan böyle de cari açığa ek finansman sorunu yaratacaktır...

*
Türkiye Suriye İç Savaşı'ndaki müdahaleleri ve mevcut ekonomik görünümüyle şimdi ekonomik yaptırımlar ya da tecritle karşı karşıyadır.
Bu durum, Türkiye'nin "enflasyonla,belirsiz bir uzun vadede büyümesi" süreci olacaktır.

*
Yaşasın Recep Tayyip Erdoğan...

13.11.2016

Kötü         Çok İyi  Oyla 
           
Tüm yazıları        ShareThis
  Geri  |  Arkadaşıma Gönder  |  Yazıcı Dostu
                 

    Hayat Verenler : Microsoft    HP Türkiye    PBS Bilişim    SAY Ajans    SFS - MAN    Superonline       

Türk Liderler:

Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem

Tecrübeleriniz ve birikimleriniz toprak olmasın @ Copyright 2004 turklider.org