Ziynet Odası 
 Odam Olsun 
 Türklider Odaları 
 Sizin Odalarınız 
 Sohbet Odası 
 TV Odası 
 E-Kitap Odası 
 BŞenver 
 Gazete Odası 
 iPad 
 Hakkımızda 
 Şifremi Unuttum 

 

Ahmet Kilicaslan Aytar Gözüyle 


     

 



Tüm Yazıları

       ShareThis
KIBRIS, KIBRIS, KIBRIS
24.11.2016
Ahmet Kilicaslan Aytar
Okunma Sayısı : 37067
Oy Sayısı : 1326
Değerlendirme : 5
Popülarite : 15,61
Verdiğiniz Puan :
 

 

 

ABD Başkanı B.Obama, geçen hafta Atina'dan Trump'ın seçilmesine büyük ölçüde tepki gösteren Avrupalı temsilcilere seslendi.
Sovyet sonrası dönemde ABD'nin küresel hegemonyası ve AB ittifakı eliyle sağlanmış siyasi yapının süreceğinin güvencesini verdi.
Yunanistan Başbakanı A.Çipras, Başkan Obama'ya Kıbrıs meselesinin çözümünün Avrupa ve bölge için özel bir anlam içerdiğini,
Kıbrıs müzakerelerinde bir dönüm noktasında bulunduklarını, adil bir sonuca ulaşmak için kararlılık ve cesur adımlar gerektiğini söyledi.
Obama, "Kıbrıs'ta ABD'nin yardımı,Yunanistan ve Türkiye'nin ortak çabasıyla çözüm bulunacaktır" dedi...

*
Bu sırada, KKTC Başbakanı H.Özgürgün, Güney Kıbrıs'ta Kıbrıslı Türklerle eşit bir ortaklık temelinde antlaşma niyetinin bulunup bulunmadığı konusunda şüpheleri bulunduğunu,
Demokrat Parti Genel Başkanı S.Denktaş ise çözüme yönelik Güney Kıbrıs'taki samimiyetsizliğin, iyi niyet yoksunluğunun devam ettiğini, Kıbrıs Türk halkının uluslararası kamuoyu tarafından Rum tarafının insafına terk edilmiş bir halk olduğunu açıklamaktaydılar ki;

*
BM gözetiminde İsviçre'nin Mont Pelerin kasabasında Kıbrıs Özel Temsilcisi E.B. Eide ile KKTC lideri M. Akıncı ve Güney Kıbrıs lideri N.Anastasiadis'in katıldığı müzakerelerde,
Somut bir adım atılamadığı ve sürecin tıkanma noktasına geldiği bildirildi...
Üstelik Güney Kıbrıs ve Yunanistan tarafı müzakerelerde son aşamaya geçilmesi için Türkiye, Yunanistan ve İngiltere'den oluşan garantör ülkelerin de katılacağı 5'li konferansa ilişkin net bir tavır da koymadı.
Bunun en önemli nedeni Kıbrıs Rum Kesimi'nden daha çok Yunanistan'ın "Garantiler ve Güvenceler" konusunun tamamen ortadan kalkması konusundaki ısrarıydı...

*
Türkiye "Garantiler ve Güvenceler " konusunda Cumhurbaşkanı R.T.Erdoğan'ın;
Türk dış politikasında "Yurtta Barış, Dünyada Barış" ilkesini,
"Lozan tartışılmaz bir metin değildir, kutsal bir metin asla değildir. Elbette daha iyisine ulaşmanın çabası içerisinde olacağız "pragmatizmiyle değiştirdiği ve ilkeleri asla kabul edilemez bir "Al-Ver" konusu haline getirdiği,
KKTC Cumhurbaşkanı M.Akıncı'da bu noktadan hareketle,
"Kimse 1960'daki şartların aynen geçerli olduğunu söylemiyor. Eskiden noktası virgülü değişmez deniyordu, bu çağda bunu diyemezsiniz.
Haklarınızı gözetip endişelerinizi giderecek yeni formüller, yeni düşünceler üretmelisiniz.
Garantiler ve Güvenceler konusunda aylardır konuştuğumuz ve TC yetkililerinin ağzında şekillenen, onların da öngördüğü bir iki husus var" dediği noktada bulunuluyor.

*
Nitekim M.Akıncı, garantörlük sistemi yerine garantör ülkeler Türkiye, Yunanistan ve İngiltere'den oluşan çok uluslu bir güç oluşturulması planını teklif etmiştir.
N.Anastasiadis ise Ada'da konuşlanacak askerlerin Türkiye veya Yunanistan'dan değil üçüncü ülkelerden olmasını öneriyor...

*
1960 Ankara Anlaşması'yla Türkiye, Kıbrıs, İngiltere ve Yunanistan garantör sıfatı taşıyor...
Garanti Anlaşması'nda 1.madde; "Kıbrıs Cumhuriyeti herhangi bir devletle tamamen veya kısmen herhangi bir siyasi veya iktisadi birliğe katılmamayı taahhüt eder.
Bu itibarla herhangi bir diğer devletle birleşmeyi veya adanın taksimini doğrudan doğruya veya dolaylı olarak teşvik edecek her nevi hareketi yasak ilan eder" biçimindedir.
Buna rağmen Rum Temsilciler Meclisi'nin, Şubat 2010'da tüm dünyada tanınmayı sağlamaya yönelik aldığı,"Avrupa Birliği'ne üye bir devlet olan Birleşik Kıbrıs Cumhuriyeti'nde garantiler ve garantörler düşünülemez" kararı;
Güney Kıbrıs Rum Kesimi'nin AB ve BM üyesi bir ülke olmasına yol açmıştır...
Doğrusu, Rumlar geçmişte bunun gibi bir çok konuda Garanti Anlaşması'nı delmekte deneyimli ve mahirdir...

*
Bu noktadan hareketle süren müzakerelerde taraflar arasındaki sorun;1960 Ankara Anlaşmasına rağmen 1963 Akritas Planının uygulanması ısrarından doğmaktadır.
Ankara Anlaşması Kıbrıs'ta " Türklerin" siyasi eşitliğini: İdareye etkin katılımını: Aynı toplumsal statülerle hak ve özgürlükleri: Lozan Anlaşması çerçevesinde Türk-Yunan dengesini: Yunanlı olduğunu iddia eden Rumlarla Türkler arasında 1960 Kıbrıs Ortaklık Devletini garantiliyor.
1963 Akritas Planı ise "Kıbrıs Halkı" anlayışına dayanıyor ve Rumların Türkleri zayıflatarak Kıbrıs'ın Yunanistan'a birleştirilmesinin yolunu açıyor...

*
Bu yüzden 1968'den beri süren müzakerelerde ortak devlet, toprak, mülkiyet hakları ve askeri düzenlemelerle ilgili uzlaşmalar sağlanamıyor.
Rumlar, BM ve AB'de Kıbrıs'ın yasal hükümeti ve temsilcisi olduklarını kabul ettirirken;
Türkler azınlık konumuna itilmiş, üstelik 2004' te Kıbrıs adına Kıbrıs Rum Yönetimi AB'ye katılmıştır.
O nedenle, Rum Yönetimi Kıbrıs Cumhuriyetini kendilerinin temsil ettiği iddiasındadır...
Yunanistan Başbakanı A.Çipras' da Kıbrıs sorununda çözümün herkesin kendisini güvende hissedeceği bir formülde olmasını gerektiğinden yanadır.
"Kıbrıs'ta garantilere ve garantörlere gerek yok, bunlar artık çağdışıdır " tavrını sürdürüyor...
İngiltere de Kıbrıs'ta bir anlaşma durumunda adadaki garantörlük haklarından vazgeçmeye hazır olduğunu açıklamıştır...

*
Türkiye'nin Kıbrıs üzerine tarihsel hakları bir yana,
Bugün Kıbrıs, NATO'nun geleceğini belirleyen Stratejik Konsept Belgesinde önemli bir stratejik merkezdir.
Doğu Akdeniz doğalgaz rezervlerinin Avrupa'ya transferinde merkez rolü oynuyor.

*
Bu çerçevede Cumhurbaşkanı M. Akıncı'nın teklif ettiği;
"Garantör ülkeler Türkiye, Yunanistan ve İngiltere'den oluşan çok uluslu bir güç oluşturulması planı";
1-Ankara Anlaşmasıyla kazanılan Kıbrıs'ta Türklerin siyasi eşitliğinden idareye etkin katılımından ve aynı toplumsal statülerle hak ve özgürlüklerinden feragat etmesi,
2- Lozan Anlaşması çerçevesinde Türk-Yunan dengesinin bozulması,
3- Yunanlı olduğunu iddia eden Rumlarla Türkler arasında 1960 Kıbrıs Ortaklık Devletinin garantilenmesi:Mülkiyet: Toprak gibi konularda zarara uğranması,
4- Güney Kıbrıs Rum Yönetiminin AB'ye "Kıbrıs Adası " olarak girmesi hâlâ tartışmalı bir konu iken,Türkiye'nin "Kıbrıs'ın karasularındaki ve münhasır ekonomik bölgesindeki egemenlik haklarından" vazgeçmesi anlamına geliyor.

*
Bu nedenle iki ülke bölgesel gerçeklik ve konjönktür çerçevesinde Kıbrıs sorununun çözümü yolunda,
Mayıs 2015'te yeniden başlayan toplumlararası müzakerelerde,
Gelinen noktada mültecilerin mülkiyet haklarını oluşturan mallarının iadesi: Verilecek başka bir konuta taşınmak: Tazminat konularında ciddi ayrılıklar bulunuyor.
Kıbrıs'ta ne Rum, ne de Türk tarafı finansal bakımdan tazminatların altından kalkamayacağı için gözler ABD ve AB gibi dış aktörlere çevrilidir.

*
Rumlar siyasi mülkiyet konusunu ise "Türkiye'nin Kıbrıs'ta İşgalci" olduğu noktasına taşımıştır.
Türkiye'nin Ada'daki 40 bin askerini geri çekmesi:Türkiye'den gelip adaya yerleşenlerin geri dönmesi ve Toprak değişikliklerinin yapılabilmesinde,
Türkiye'ye daha fazla baskı yapılması için de garantörlük konusunu uluslararası alanda askıya aldırma çabasındadır.

*
Bu bağlamda müzakerelerin tıkanmasında "toprak değişiklikleri-harita" konusu bir diğer sorundur.
Türk tarafı "Omorfo'yu yani Güzelyurt'u";
Federal bir yapıyla yönetilen Belçika'da başkent Brüksel'in statüsünün benzerinin Güzelyurt'a verilmesi ve her iki halkın da böylelikle kendi kentlerinde yaşayabilecekleri noktasında tamamen müzakere dışında tutuyor.
Rum tarafı ise "Güzelyurt Rum idaresine verilmeden Kıbrıs sorununun çözülemeyeceği" görüşüyle, KKTC devletinin bölgeyi "Türkleştirmeye çalışamayacağını" savunuyor.
Kıbrıs Rum tarafı en az 100 bin Kıbrıslı Rumun Kıbrıs Rum idaresi altında geri dönmesinde ısrar ediyor ve "bunda uzlaşılmazsa, çözüm söz konusu olmaz" noktasında bulunuyor...

*
Toprak-Harita konusunda şu ana kadar yapılan görüşmelerde,
M.Akıncı, iki oluşturucu eyaletin sınırlarının düz olmasından yanadır.
Karpaz'da Federal Hükümet idaresi altında kanton oluşturulması ihtimaliyle ilgili Rum önerisini reddetmiyor ama daha sonra incelensin diyor...
Anastaiadis'in bu öneriye yanıtı,"Annan planının Güzelyurt açısından tahrif edilmemesi ve aynı zamanda sadece boş tarlaların değil meskun bölgelerin de Kıbrıs Rum idaresi altına verilmesi"dir.

*
Bu noktada KKTC'den, "Müzakerelerin zeminini AB ilke ve değerleri belirlemelidir. Kıbrıs Cumhuriyeti AB'ye bütün olarak katıldı, müktesebatın Kuzey kesimde uygulaması ertelendi.
10. protokole göre, Anayasa tasfiye edilerek değil ama değiştirilerek, işgal altındaki bölgelerin Kıbrıs Cumhuriyeti çerçevesine entegrasyonu söz konusu olmalıdır" ilkesine riayet etmesi,
KKTC'nin bu çerçevede"Kıbrıs Cumhuriyeti'ne entegrasyonunun hukuki ve siyasi yönlerini, dönüşümü, devamı ve müteakip devletler sorununu açıkça ortaya koyması gerektiği" beklentisi ileri sürülüyor...

*
"Entegrasyon ifadesi"yle AB tarafından kabul edilen " Moldova emsaline" işaret ediliyor.
Moldova, 17 Eylül 2006'da Rusya'ya bağlanmak için referandum yapan ancak katılımı gerçekleştirmeyen ayrılıkçı Transdinyester için Entegrasyon Bakanlığı kurmuştu.
AB'de üyesi olmadığı için Transdinyester ile arasında ticari alış veriş yapılmasına izin vermeyen Moldova'nın bu bakanlığı ile görüşmeyi kabul etmişti...
Yani KKTC'den Türkiye'yi bypass etmesi,
Ya da Türkiye'nin Kıbrıs Cumhuriyeti'nin dönüşümü ve devamının garantisi için KKTC'yi tanıması isteniyor.

*
Şimdi Yunanistan Başbakanı A.Çipras'ın "Kıbrıs müzakerelerinde Türk tarafının büyük önem verdiği 5'li konferans tarihinin kesinleşmemesi durumunda adada varılan ve BM tarafından liderlere yazılı olarak iletilen mutabakat bozulacak ve süreç ilerleyemeyecek"dediği,
Ama gayri resmi söylemlere göre 4 Aralık'ta Yunanistan Başbakanı A.Çipras'ın Ankara'ya gelmesi ve Erdoğan'la gündemi " Kıbrıs'ta Al-Ver" olan bir görüşme yapması bekleniyor...

25.11.2016

Kötü         Çok İyi  Oyla 
           
Tüm yazıları        ShareThis
  Geri  |  Arkadaşıma Gönder  |  Yazıcı Dostu
                 

    Hayat Verenler : Microsoft    HP Türkiye    PBS Bilişim    SAY Ajans    SFS - MAN    Superonline       

Türk Liderler:

Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem

Tecrübeleriniz ve birikimleriniz toprak olmasın @ Copyright 2004 turklider.org