Ziynet Odası       Odam Olsun       Türklider Odaları       Sizin Odalarınız       Sohbet Odası       TV Odası       E-Kitap Odası       BŞenver       Gazete Odası       iPad       Hakkımızda       Şifremi Unuttum   

 

Ahmet Kilicaslan Aytar Gözüyle 


     

 



Tüm Yazıları

       ShareThis
YA SAVAŞ YA DA SAVAŞ
09.02.2017
Ahmet Kilicaslan Aytar
Okunma Sayısı : 43398
Oy Sayısı : 1066
Değerlendirme : 5
Popülarite : 15,14
Verdiğiniz Puan :
 

 

 

Dışişleri Bakanı S.Lavrov "Rusya ve ABD diplomatlarının bir mekanizma kapsamında temasları kesintisiz yürüyor."
Suriye Devlet Başkanı B.Esad "Son dönemde yaşanan gelişmeler Şam ve Moskova'nın istediği doğrultudadır" diyor.
ABD'de Cumhuriyetçi Parti ve Demokrat Parti'den bir grup senatör, Başkan D.Trump'ın Rusya'ya yönelik yaptırımları kaldırma kararı alması halinde Kongre'de veto hakkını kullanmada elini kolaylaştıracak bir yasa tasarısı sunmuştur.
Bu sırada Cumhurbaşkanı Erdoğan ABD Başkanı D.Trump ile bir telefon görüşmesi yapıyor...

*
Bu noktada;
1- Rusya Dışişleri Bakanı S.Lavrov'un "Batı, Ortadoğu'daki devrimler üzerinden siyasi rejimleri değiştirme girişiminden dolayı bedel ödeyecektir. Dış müdahaleler bölgeyi kaos ve istikrarsızlığa sürükledi. Rejimler çöktü ya da zayıfladı. Uluslararası terör örgütleri nüfuz kazandı ve mülteci sorununa yol açıldı" ifadesi geçerlidir.

2- Bu ifade çatışan tarafların önünde sonunda uluslararası hukukun terazisinden geçeceği, dengenin kurulacağı bir sürece girildiğini gösteriyor.
Nitekim ABD Başkanı D.Trump, bir röportajında "Putin bir katil. Siz ne düşünüyorsunuz?" sorusuna, "Putin bir katil de, ülkemiz masum mu?" yanıtı bu sürece işaret sayılıyor.

3- Bu işaret ABD eski Başkanı Obama yönetiminin Suriye ve Irak savaşını Amerikan halkına bir insani müdahale olarak satma girişimlerinin bütünüyle yanlış ve başarısız olduğunun teyidi anlamına geliyor.

4- Öyleyse ilerleyen süreçte dünyanın bir kez daha böyle bir katliam, saldırı ve yağma ile karşılaşmaması için savaş suçları işleyenlerin paylarını üstlenmeleri, suçların esaslı bir biçimde kategorize edilmesi, bu sistematik hukukun BM'de yeni bir dünya statüsüne yol açmasının zamanına yaklaşılıyor...

5- Hem ABD hem Rusya'nın bakış açısıyla fail Türkiye değildir.
Fail olarak, aynı zamanda bir günah keçisi olan küresel cihatçı hareketi örgütleyen, İslamcı Siyaset İdeolojisinin lideri R.T. Erdoğan'ın adı öne çıkıyor.
Bir zamandır, O'nun tıpkı Mısırlı M.Mursi ve Türkiye'de dini lider Fethullah Gülen gibi tasfiye edilmesi gerekir düşüncesi almış başını gidiyor.
Ne ki, F.Gülen ve devasa örgütünün tasfiyesinde yaşanan büyük sarsıntının, bu kez devleti her noktasında Gülen'den teslim alan Erdoğan'ın tasfiyesi halinde nasıl da büyük sarsıntılara yol açacağı düşüncesi beyinleri zorluyor...
Ama İslamcı Cihad ideolojisinin ve yarattığı terörün alt edilmesinin başka bir çözümü de bulunmuyor...

6- Ama Erdoğan; ABD'nin Esad'a karşı İslamcı isyanı destekleme stratejisinin yenilgiye gittiği: Batılıların kendi stratejik çıkarları peşinde aralarındaki rekabeti derinleştirdiği: ABD'nin YPG-PYD terör örgütlerine destek verdiği gibi bahanelere tutunmuştur.
Aslında ABD'nin kendisine hukukun terazisini hazırladığına inanıyor.

7-O yüzden Erdoğan stratejisini savaşta kazanan tarafın tüm başarıların sahibi olacağı bir konuma kurmuştur.
Rusya, İran ve Suriye Ordusu'yla birlikte Doğu Halep'in özgürleştirilmesi ardından Suriye'nin müzakere edilmesinin yolunun açılmasında etkin olmuştur.

8- Erdoğan bu durumu "Türkiye savunma durumunu terk edip hücum pozisyonuna geçmiştir. Suriye operasyonlarımızda buna başladık. Terör örgütleriyle mücadelemizi artık bu anlayışta yürütüyoruz. Irak'taki gelişmelere aynı yaklaşımla müdahil olacağız" ifadesiyle açıklıyor.

9- Bugün AB; ister istemez bu sahneye bağlanmıştır ama NATO; üyesi Türkiye ile Batının ideallerini ayaklar altına alan Erdoğan arasında gereken ayrımı da yapmıştır.
Erdoğan hem NATO'nun demokrasi savunucusu olarak sunulmaya devam edilebilmesi, hem de Washington'a meydan okuyan hiçbir liderin cezasız kalmaması için artık açık hedeftir.

10- Rusya ise Türkiye ile NATO'yu ayrıştırma çabasına yönelmiştir.
Bu suretle Türkiye; ya NATO'da kalarak sadece Suriye'de değil ama dünyanın her yerinde cihatçıları desteklemeye devam edeceği,
Ya da NATO, Türkiye ile arasına mesafe korken, bu durumda ABD ve Rusya nerede olurlarsa olsunlar cihadçılarla birlikte etkili bir şekilde mücadele etmek için ittifak yapacakları bir pozisyon oluşmuştur.

11-Üstelik R.T.Erdoğan, "Suriye'de ABD'ye suçüstü yapabilecek tek kişi Erdoğan'dır" biçiminde düşünen Rusya'nın tuzağına düşmüş;
Ne İsa'ya ne Musa'ya yaranamaz bir aralığa hapsolmuştur.

12- Yine de silahlı muhalif güçler; Rusya, İran ve Türkiye'nin arabuluculuğunda Astana'da,
Suriye krizinde askeri çözümün imkansız olduğunda mutabık kalmış,
Birlikte "Suriye Cumhuriyeti'nin egemenliğine, bağımsızlığına ve toprak bütünlüğüne" bağlılıklarını ilan ederek,
Ateşkese uyulmasını sağlamak, provokasyonları önlemek ve ateşkesin işleme kurallarını saptamak üzere bir mekanizmayı oluşturmuşlardır.

13- Fakat Türkiye, hele son zamanda Rusya ile birlikte Suriye'nin kuzeyindeki El Bab kasabası çevresindeki alanda, IŞİD'e karşı ortak hava saldırıları gerçekleştirmekte,
Ama NATO üyesi Türkiye'nin Rusya ile eşi görülmemiş ortak harekatı, Washington'la arasında şiddetli gerilimi daha da yükseltmeye neden olmaktadır!

14- Bugün Suriye Ordusu, Suriye'nin kuzeyini doğu bölgesiyle birleştiren stratejik öneme sahip yolun güvenliği sağlamış,
Türkiye ordusu ve Suriyeli muhalif grupların oluşturduğu Fırat Kalkanı güçleri de El Bab'ın kuzeyinden IŞİD'i tamamen çembere almış bulunuyorlar.
Öyle ki, Türk ve Suriye ordularının yüzyüze gelmeleri artık işten bile sayılmıyor...

*
Bu çerçevede Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD Başkanı D.Trump ile telefon görüşmesinde;
Kamuoyuna yansıdığı kadarıyla Müttefiklik ve yakın işbirliği: Terörden arındırılmış güvenli bölge: F.Gülen'in iadesi:Mülteci krizi: Mümbic ve Rakka operasyonları, İslamcı terör ve PKK terörüyle mücadele: PKK-PYD'ye destek verilmemesi başlıkları üzerinden şöyle bir geçiliyor.
Henüz hiçbir konuda net uzlaşı görülmüyor.

*
Ama görüşmenin ardından,bugün CIA Başkanı M.Pompeo Türkiye'dedir.
ABD,Türkiye ile ilişkisinde görülmemiş bir yöntem deniyor:
İlk kez bunca önemli konular bir istihbaratçının Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşmesi üzerinden kuruluyor...

*
Tarafların "Terörden arındırılmış güvenli bölge"den ne kastettikleri belli değildir.
Çünkü iki tarafta terörizmle mücadelede farklı tanımlamalara sahiptir.
Mesela ABD, İslamcı Cihad terörünün sona erdirilmesi için terörün siyasi ideolojisi odaklarının da mutlaka tasfiye edilmesi gereğini düşünüyor.

*
Öyleyse Cumhurbaşkanı Erdoğan da, Fırat Kalkanı operasyonuyla bilhassa El Bab'ta Suriye Ordusu ile karşı-karşıya gelirken;
Bu durumu bir savaş tehditi olarak sunuyor.
Bu noktada Rusya Dışişleri Bakanlığı, Türkiye'nin yürüttüğü Fırat Kalkanı operasyonuna ilişkin pozisyonunun değişmediğini, operasyonun Şam yönetiminin onayıyla düzenlenmesi gerektiğini,
Türkiye'nin şu anda Suriye'nin kuzeyinde tampon bölge kurmayacağını düşündüklerini açıklıyor...

*
Erdoğan'ın ise giderek Suriye Kürtleri ile F.Gülen'in Türkiye'ye iadesi konularında Kürtler ile F.Gülen'in trampası düşüncesine kaydığı düşünülüyor.
Bu düşüncenin taraf bulması halinde, Erdoğan'ın mütemadiyen yaptığı gibi bütün suçların gömleğini Gülen ve taraftarlarına giydireceği,
Bu aklanma ile beraber Türkiye'nin ABD, Batı ile müttefiklik ve yakın iş birliğini yürüteceği bir senaryodan bahsediliyor.
Üstelik FETÖ ile NATO arasındaki ilişkinin ne olduğunu da belgeli bir şekilde ortaya konulabilecek, Türkiye NATO ittifakında yeniden güvenirlik kazanacaktır.

*
Türkiye; Erdoğan ve ABD'nin getirdiği seçeneklerle özel bir durum yaşıyor.
Özel durumu "Ya Savaş, ya da Savaş" alternatifi oluşturuyor.
Ya İslamcı Cihad'ın Siyasi İdeoloji odağı bir savaşa eşdeğer tahribatın ardından imha edilecek ya da Türkiye savaşacaktır...
CIA Başkanı bunları görüşüyordur...

10.2.2017

Kötü         Çok İyi  Oyla 
           
Tüm yazıları        ShareThis
  Geri  |  Arkadaşıma Gönder  |  Yazıcı Dostu
                 

    Hayat Verenler : Microsoft    HP Türkiye    PBS Bilişim    SAY Ajans    SFS - MAN    Superonline       

Türk Liderler:

Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem

Tecrübeleriniz ve birikimleriniz toprak olmasın @ Copyright 2004 turklider.org