Ziynet Odası 
 Odam Olsun 
 Türklider Odaları 
 Sizin Odalarınız 
 Sohbet Odası 
 TV Odası 
 E-Kitap Odası 
 BŞenver 
 Gazete Odası 
 iPad 
 Hakkımızda 
 Şifremi Unuttum 

 

Ahmet Kilicaslan Aytar Gözüyle 


     

 



Tüm Yazıları

       ShareThis
BAŞKAN TRUMP SİMETRİSİ
15.04.2017
Ahmet Kilicaslan Aytar
Okunma Sayısı : 43389
Oy Sayısı : 1387
Değerlendirme : 5
Popülarite : 15,71
Verdiğiniz Puan :
 

 

 

ABD Başkanı D.Trump'ın, Suriye'ye Tomahawk füze saldırısı talimatı Kuzey Kore'ye bir mesaj olarak da anlaşıldı.
ABD'nin Kore yarımadasına gönderdiği Carl Vinson uçak gemisi bu mesajın teyidiydi.
Şimdi Trump yönetimi dış politikasında;
Suriye'deki iç savaş ve Kuzey Kore'nin nükleer silah programı gibi iki önemli krizle garip bir simetride yaşıyor.
Simetri Washington'un iki büyük jeopolitik rakibi Rusya ve Çin ile ilişkileri ikiye bölüyor.
Hiçbirinde kolay bir çözüm bulunmuyor...

*
Trump, esas olarak Kuzey Kore'de Kim Jong Un ve Suriye'de Beşar Esad'ın gitmesini istiyor.
Kuzey Kore'nin nükleer hırslarının bölgesel bir çatışma riskine neden olacağına,
Suriye iç savaşının ise Ortadoğu'da istikrarı bozduğuna, İsrail'in güvenliğini beklemede bıraktığına ve İslamcı militan gruplara bir cennet sağladığına inanıyor...

*
Suriye ve Kuzey Kore için askeri seçeneklerden hiçbirinin iyi olmayacağını,
Herkesin kaçınması gereken bir çatışmaya yol açılmaması için Kuzey Kore'nin nükleer programını terketmesini istiyor.
Eski Başkan Obama yönetimi Suriye'de B.Esad'ı yerel güçlere sınırlı destek vererek başarısız hale getirmeye çalışmıştı,
Şimdi Başkan Trump, kamuoyu baskısıyla böyle bir operasyonu ne Suriye ne de Kuzey Kore'de yapma kararını Kongre'den geçirmeye teşebbüs dahi etmiyor...

*
ABD'nin, Suriye ya da Kuzey Kore'de başlatacağı bir askeri harekâtın nükleer süper güçler arasında çatışma riskini besleyeceği şüphesizdir.
Bu yüzden ABD'nin Suriye'ye yaptığı saldırı, Esad'ın askeri açıdan devrilmesi yönünde daha geniş bir çabanın başlatılması gibi algılanmadı.
Nitekim, ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı HR Mc Master, Suriye'deki hedefin büyük ölçüde kimyasal silahların daha fazla kullanılmasını caydırmakla sınırlı olduğunu,
ABD ordusunun, Suriye'de Shayrat hava üssüne yaptığı Tomahawk saldırısı öncesinde Moskova'ya bilgi verildiğini açıkladı.

*
Bu sırada Başkan D.Trump'ın, Ortadoğu'yu istikrara kavuşturma projesinin çok kapsamlı olduğu da görülüyor...
Washington'un bazı Arap liderleri ve İsrail Başbakanı B.Netanyahu'yu Arap-İsrail barışı kurma ve Filistin sorununun kabul edilebilir bir çözüm bulma konferansına davet etmesi,
Başarılı olunursa; Ortadoğu güvenliğini pek çok bakımdan zenginleştirecektir.

*
Başkan Trump, Ortadoğu krizinin siyasi çözümüne yönelik başka önemli adımlar da atıyor.
Son Arap Zirvesinde Kral Salman ve Başkan Sisi bir araya getirilmiştir.
Suudi yetkililer Kahire'de iki ana Arap ülkesi arasındaki sorunların bir yolunu bulmaya çalışıyor...
Suudi Arabistan, Mısır'a yeniden indirimli petrol sevkıyatlarına başlamıştır.
Trump'ın, Ortadoğu yaklaşımı en azından algıda, bölgesel güç dengesinde bir değişikliğe işaret ediyor.

*
Al Shayrat hava üssünün vurulması yankısı Tahran'da da duyulmuştur.
İran, her zaman ki gibi özellikle Körfez Devletleri'yle barış çabalarını yoğunlaştırarak onları bölmek, onların kararlarını zayıflatmak, ABD'ye askeri olarak karşı koymak ve bölgesel meselelerde artan inat göstermek biçimindeki yaklaşımını takip ediyor.

*
ABD ise BM'deki temsilcisi Nikki Haley vasıtasıyla Ortadoğu'daki öncelik sıralamasını açıklamıştır.
İŞİD başta olmak üzere İslamcı terör örgütlerini yenmek: Esad'ı devirmek ve Suriye'de İran etkisini sona erdirmek.
Bu İran için Başkan Obama'nın müsaade ettiği Arap ödemeli, serbest sürüşün bittiği anlamına geliyor...

*
Dolayısıyla ABD; İran'ın müdahaleci politikasının fayda-maliyet kuramınca rejime elverişli olmadığını göstermeye çalışıyor.
Ne ki, bunun;
İran'ın genişleme politikasının rejimin varlığının yapısal bir parçası olması,
Buna militarist bir yaklaşım getirmeden rejimin siyasi iktidar dengesinin değiştirilmesi,
Rejimin yapısını değiştirmek için benimsenen planın tereddütsüz uygulanması,
Nükleer anlaşma sonrasında mevcut siyasi çizgide kalınması,
Devrim Muhafızlarının itibarının çökertilmesi,
Yeterli değişikliğin gerçekleştiği ve bu pozisyonların esnek hale geldiği görüldüğü andan itibaren,
Arap-İran anlaşmasına ulaşmak için küresel bir çabanın verilmesi gibi zorlukları bulunuyor.

*
Bu sırada Kore Yarımadası'nda gerginlik artmaya devam etmektedir.
ABD, Güney Kore ve Kuzey Kore sürekli olarak bahis miktarını yükseltiyor.
Durum belki de Kore Savaşı'ndan sonra en tehlikeli bir görünüm arzediyor.

*
D.Trump ve Çin Cumhurbaşkanı Xi Jinping arasında geçen hafta gerçekleşen görüşmelerde; kısmen farklılıkların giderilmesi, en azından her iki tarafın nerede durduklarının bilinmesi hedeflenmiştir.
Çinliler, Kuzey Kore'yi nükleer haklarından vazgeçmeye nasıl teşvik edecekleri konusunda ayrılmakta ancak yarımadada ki nükleer silahların nihai hedefi konusunda oldukça tutarlı davranmaktadır.
Pekin ise BM yaptırımlarına uyum konusunda kararlıdır ama dost Kuzey Kore politikasından vazgeçmeye de niyeti bulunmuyor, Pyongyang'ın siyasi güvenliğini de tehdit etmiyor.
Çin, Kuzey Kore'nin nükleer hırsının Washington ve Seul'un Kuzey üzerindeki radikal politikalarınca tetiklendiğine inanıyor.
Yine de Çin, Pyongyang'ın nükleer programlarına karşı bir muhalefet çağrısında bulunmuş ve Kuzey Kore'yi müzakerelere dönmeye çağırmıştır.
Ama Çin, Kuzeydoğu Asya'da ABD ve Güney Kore adına yaşanan en zahmetli sorunu ele almakta öne itilmeyi istemiyor...
Bunlar, Çin'in Kuzey Kore politikasının temelini oluşturuyor.

*
Güney Kore ise Kuzey Kore'ye güçlü bir biçimde muhalefet ediyor.
Pekin'den daha sert olmasını, hatta Pyongyang ile olan bağlarını koparmasını istiyor.

*
Bu durumda en iyi ihtimalde, Trump yönetimi, Moskova ve Pekin'le büyük bir pazarlık yaparak Suriye ve Kuzey Kore'yi kontrol altına almaya ikna edebilmeyi umuyor...
En azından, şimdi Moskova'nın Suriye ve İran'a, muhtemelen ABD'nin işini zorlaştıracak hava savunma silahlarının tedarik edilmesi de dahil olmak üzere askeri desteğini artırması ihtimali vardır.
Akdeniz'deki ABD savaş gemilerinden fırlatılan Tomahawk füzelerinin ardından, Rusya bir savaş gemisini aynı bölgeye devriye gezmesi için göndermiştir.
Çin'in tek uçak gemisi ise herhangi bir ABD askeri harekâtına karşı Kore Yarımadasında egzersiz yapmaya devam ediyor...

*
O yüzden ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson'un Çin ziyareti;
Kuzey Kore'ye bir saldırı halinde Çin ile olan ilişkilerin çökmesinin, Pekin'in Güney Çin Denizi'nde daha iddialı hale gelmesinin, siber alanda misilleme yapmasının,
Sonuçta kimsenin kontrol edemeyeceği yeni bir savaşın önlemesine yönelikti.
Tillerson'un Rusya'ya yaptığı ziyaret ise yanlışlıkla meydana gelebilecek olayların;
Rusya'nın Ukrayna'da ya da Doğu Avrupa'da misilleme yapmasının,
Sonuçta kimsenin kontrol edemeyeceği yeni bir savaşın önlemesini amaçladı.
Her iki ziyaret de ABD yönetiminin, Pekin ve Moskova ile aralarındaki ortaklık seçeneğinin engellenmemesine yönelikti...

*
Çünkü büyük güçler arasındaki koordinasyon kritik öneme sahiptir.
Bir anlaşmaya BM Güvenlik Konseyi tarafından ulaşılabilir ise riskler kontrol edilebilir.
Ama bunun şartı; Orta Doğu sahasında kuralları çiğneyen müdahalecilerin, teröristlere sponsor olan ve konvansiyonel tahrikte bulunanların hukuki yaptırımlara uğratılmasının önündeki engellerin kaldırılmasıdır.
Böylece suç ve ceza yeniden kategorize edilecek, yeni bir Savaş Hukuku ve Uluslararası Hukuk çerçevesinde BM'nin yeni bir statüye kavuşturulacaktır.

*
Aksi taktirde büyük güçler arasındaki ciddi ayrımlar gerçekçi bir sıkıntıya dönüşecektir.
ABD, fikir birliğine ulaşmaya çalışarak ana güçlerin sıcak nokta sorunlarıyla ilgili pozisyonlarını koordine etmek için daha fazla çaba göstermelidir.
Ancak bu takdirde Washington, sorunları çözmek için gerçekten inisiyatif kullanabilir...

16.4.2017

Kötü         Çok İyi  Oyla 
           
Tüm yazıları        ShareThis
  Geri  |  Arkadaşıma Gönder  |  Yazıcı Dostu
                 

    Hayat Verenler : Microsoft    HP Türkiye    PBS Bilişim    SAY Ajans    SFS - MAN    Superonline       

Türk Liderler:

Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem

Tecrübeleriniz ve birikimleriniz toprak olmasın @ Copyright 2004 turklider.org