Ziynet Odası       Odam Olsun       Türklider Odaları       Sizin Odalarınız       Sohbet Odası       TV Odası       E-Kitap Odası       BŞenver       Gazete Odası       iPad       Hakkımızda       Şifremi Unuttum   

 

Ahmet Kilicaslan Aytar Gözüyle 


     

 



Tüm Yazıları

       ShareThis
TÜRKİYE'NİN TECRİDİ
29.04.2017
Ahmet Kilicaslan Aytar
Okunma Sayısı : 44395
Oy Sayısı : 1546
Değerlendirme : 5
Popülarite : 15,95
Verdiğiniz Puan :
 

 

 

Türkiye, geçen Temmuz'da askeri darbenin acı verici deneyiminden geçti.
Hükümetin orantısız tepki vermesi ve önlemlerin bir çoğu;
Eleştirileri zayıflatma ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın iktidarı ele geçirme amacına hizmet ettiği izlenimi verdi.

*
16 Nisan referandumunda mevcut parlamenter demokrasiyi kaldırıp bir cumhurbaşkanı sistemi ile değiştiren bir dizi anayasa değişikliği onaylandı.
Avrupa Konseyi'nin demokrasi konusunda danışma organı olan Venedik Komisyonu'nun 11 Mart 2017 tarihli görüşüne göre bu değişiklikler;
Gerekli kontroller ve dengeler olmaksızın bir "Tek Adam Başkanlık Sistemi" kurmayı amaçlıyordu.

*
AGİT Demokratik Kurumlar ve İnsan Hakları Ofisi'de;
OHAL ortamında yapılan referandumda tarafların eşit olmayan koşullarda yarıştığını:
Oy sayım prosedüründe yapılan değişikliklerin önemli bir güvenceyi ortadan kaldırdığını:
YSK'nın mühürsüz pusulalar hakkındaki kararının yasa dışı olduğunu;
Bu hallerin demokratik siyasetin esasına aykırı olduğunu rapor etti...

*
Türkiye, AB üyeliği için şart olan Kopenhag ve Maastricht kriterlerini de yerine getirmiyordu.
Bu gelişmelerin tümü Cumhurbaşkanı Erdoğan ve hükümetinin üyelik müzakerelerinin temelini yok ettiğini gösteriyordu.
Türkiye demokrasinin mevcut durumuyla AB'ye tam üyeliği gerçekçi değildi...

*
Önce Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi, Türkiye'yi denetim sürecine aldı.
Ardından AB Dışişleri Bakanları da, Türkiye'deki genel sonuçların üyelik müzekerelerine etkisini görüşmek üzere Malta/ Valletta'da bir araya geldi.
Türkiye'nin AB ile üyelik müzakerelerinin kesilip kesilmemesi konusunda hararetli tartışmalar yapıldı...

*
Almanya Dışişleri Bakanı S.Gabriel, "Neden şimdi Türkiye'yi Rusya'ya yakınlaştırma yönünde bir atalım" diye sordu.
Türkiye ile AB üyelik müzakerelerinde yeni müzakere biçimlerinin aranması gerektiğini söyledi.
Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Marc Ayrault, mülteci krizi ve terörle mücadelede işbirliği nedeniyle Türkiye ile müzakerelerin devam etmesi gerektiğini savundu.
NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg ise NATO, Türkiye olmadan hiç kuşkusuz daha zayıf olur, dedi.
Sonuçta Bakanlar, Avrupa'nın daha ziyade hukuk devleti ve diğer AB değerlerine saygı konusunda Türkiye'ye yönelik uyarılarında ısrarcı olunması gerektiğinde birleştiler...
Aslında Türkiye,sessizce AB'den tecride alındı...

*
Şimdi, Türkiye'nin önüne çözülmesi gereken ciddi ekonomik, sosyal ve siyasal sorunlar getiriliyor.
Ekonomide sorunların başında; liradaki değer kaybı, yüksek enflasyon, artan işsizlik ve ekonomik büyüme konuları geliyor.
Halbuki Maastricht kriterleri, AB'ye üye ülkelerin ekonomik ve parasal birliğe katılabilmesinin koşullarını belirliyor.
AB'ye aday olan bir ülkenin;
Devlet borçlarının GSYH'ya oranının yüzde 60'ı, Bütçe açığının GSYH'ya oranının yüzde 3'ü geçmemesi:
Aday ülkenin yıllık enflasyon oranı ile en düşük yıllık enflasyona sahip üç ülkenin yıllık enflasyon oranları ortalaması arasındaki farkın maksimum 1.5 puan olması:
Aday ülkede uygulanan uzun vadeli faiz oranlarının 12 aylık dönem itibariyle fiyat istikrarı alanında en iyi performans gösteren 3 ülkenin faiz oranını 2 puandan fazla aşmaması gerekiyor.

*
Bu gereklilikler yerine getirilip ekonomik ve parasal birliğe katılmanın sonucunda artık üye olan ülke, kendi parasını terk edip Euro'yu para birimi olarak kabul ediyor...
Ama bunun için Türkiye'nin;
Ekonomi alanında; Enflasyon direnci: Büyümenin sürdürülememesi: Cari açık, Bütçe açığı: Cari açığa neden olan ithalatın ikame edilememesi: Vergi yapısının bozukluğu: Tasarrufların düşüklüğü gibi yapısal sorunlarına reformlar geliştirmesi zaruridir.
Mesela, İç tasarrufların artırılması ya da üretimin ithalâta dayalı yapısını yerli girdilere yöneltmenin reformunun,
Cari açığa olumsuz katkı yapan Enerji faturasının azaltılması için gerekli tasarruf önlemlerinin alınması reformunun,
Merkez Bankası ve diğer bağımsız kurumların gerçek anlamda bağımsız hale getirilmesine yönelik Kurumsal reformların,
Bankacılıktan reel sektöre kadar Sektörel reformların yapılması gerekiyor.

*
Kopenhag kriterlerini oluşturan Sosyal ve Siyasal reformlar konusunda da;
Mesela, Eğitim Sistemi'ne tümüyle bilimin egemen kılınmasını sağlayacak reformlar gerekiyor.
Ama İslamcı Erdoğan hükümetinin "tümden gelimci" eğitim modelini reforme etmesi düşünülemiyor bile...

*
Türkiye'nin batı ülkeleri düzeyine çıkabilmesi için demokrasiyi,düşünce özgürlüğünü, kişi haklarının korunmasını en üst düzeye çıkaracak,
Kısıtlamaları ise savaş hali gibi çok zorunlu hallerle sınırlı tutacak siyasi reformları yapması gerekiyor.
Mesela, neden 16 Nisan referandumunda Anayasa değişiklikleri kuvvetler ayrımını tam olarak vurgulamamış,
Neden yasama, yürütme ve yargı erklerinden birinin ötekine üstünlüğünü önleyecek bir yapı sağlanmamıştır?

*
Bütün reformlar can acıtır, bütün reformlar siyasi bir vizyonun da başarısını sağlamalıdır.
Nitekim İslamcı Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın davasına ulaşması yolunda;
Hem Erdoğan'ın konumunu kuvvetlendirmek için seçimden seçime koşulması,
Hem bu sırada AB idealinden uzaklaşılması bileşkesinde,
Ne Kopenhag ne Maastricht kriterleri gündeme alınmıştır...

*
Şimdi referandumda insanların yarısının şiddetle reddettiği Erdoğan'ın önünde iki yol bulunuyor.
Ya Türkiye ekonomisinin,sosyal ve siyasal yapısının bir dar boğazda olduğu kabul edilerek, ona göre politikalar ve reformlar üretecektir,
Ya da mevcut durum geçici kabul edilip, 2019'da yapılacak Cumhurbaşkanı ve Milletvekili seçimleri düşünerek politikalar uygulanacaktır.

*
Birincisinde dış finansman sıkıntısının önüne geçilmesi için mali disiplinin sağlanması,
Ardından ciddi anlamda yapısal reformlar yapılması,
Bunun için AB ile ilişkilerin süratle toparlanması gerekiyor.
Bu yolda Erdoğan'ın ekonominin ne kadar düzelebileceğini bilmeden 2019 seçimlerine girebileceğine ihtimal verilmiyor.

*
Erdoğan'ın ikinci yolu ise AB ile ilişkilerin iyileştirilmesine çaba göstermeden,
Büyümeyi yükseltmek üzere vergileri indirmek ve ekonomik gevşeme politikası uygulamasıdır.
Bu durumda Erdoğan seçimleri belki kazanabilecektir ama ülke ekonomisinin çökeceği de çok açıktır.

*
Bu noktada 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, "Kapsamlı reformlar sürecine girilmesi gerekiyor" diyor.
AKP içinde muhalefet ateşini yakıyor.

*
Ama o sırada Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın 2 Mayıs'ta AKP'ye yeniden üye olacağı açıklanıyor.
Katılım Erdoğan'ın Cumhurbaşkanlığından tenzil-i rütbe etmesi ve "AKP Cumhurbaşkanı" olması:
AKP'ye gönül veren vatandaşların ötesindekilerin ise "Yabancılaştırma, Sahipsizleştirme, Devletsizleştirme "sürecine tabi tutulması,
Nihayet AKP ve İslamcı Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, "İslamcı Ümmet Devrimi"ne biat etmeleri yoluna girileceği anlamına geliyor.

*
Elbette uluslararası ve ulusal sermaye buna izin vermemelidir.
Nitekim AB'nin tecriti de, Türkiye'nin zararlarının diğer ülkelere yansıması önleyebilmek,
Bu sırada Türkiye'nin küresel sistemin santrifüj kuvvetleriyle sarsılması,
Yeniden AB'nin istisnaî siyasi ve ekonomik gücünü hissederek kararlılığını pekiştirmesi,
IMF'in denetiminde yapısal bir dizi reformlardan geçerek borç akışını düzene soktuktan sonra,
Yeniden küresel ekonomiye entegre edilmesi anlamındadır.

*
Bu çağdaşlık ya da gericilik kıskacında bir ülkenin tablosudur.

Kötü         Çok İyi  Oyla 
           
Tüm yazıları        ShareThis
  Geri  |  Arkadaşıma Gönder  |  Yazıcı Dostu
                 

    Hayat Verenler : Microsoft    HP Türkiye    PBS Bilişim    SAY Ajans    SFS - MAN    Superonline       

Türk Liderler:

Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem

Tecrübeleriniz ve birikimleriniz toprak olmasın @ Copyright 2004 turklider.org