Ziynet Odası       Odam Olsun       Türklider Odaları       Sizin Odalarınız       Sohbet Odası       TV Odası       E-Kitap Odası       BŞenver       Gazete Odası       iPad       Hakkımızda       Şifremi Unuttum   

 

Ahmet Kilicaslan Aytar Gözüyle 


     

 



Tüm Yazıları

       ShareThis
SIRADAKİ GELSİN
11.07.2017
Ahmet Kilicaslan Aytar
Okunma Sayısı : 43296
Oy Sayısı : 1518
Değerlendirme : 5
Popülarite : 15,91
Verdiğiniz Puan :
 

 

 

11 Eylül uçak korsanlarına kadar uzanan sözde " radikal terörle mücadele " nin üzerinden 16 yıl geçti.
Bu unsurların Ortadoğu'da, Avrupa'da ve ABD'de, sadece engellenmeksizin değil ama büyük bir devlet koruması altında hareket ettikleri çok açık bilinir hale geldi.
16 yıldır terör olayların ardından apaçık ortada olan şeyi belirtmeyi reddeden medya;
Aslında bu terörizmin Batılı istihbarat kurumları ve Ortadoğu'daki sonu gelmeyen savaşlar arasındaki bağlantının tam bir şekilde kurumsallaşmış olduğunu gösterdi.

*
Bu nedenle terörist saldırıları durdurmanın yolu, emperyalist istihbarat örgütleri ve ordu komutanlıkları ile yakın işbirliği içinde faaliyet gösteren El Kaide'nin ve uzantılarının vekil kara güçleri işlevi gördüğü yağmacı savaşların düzmece bahanesi olan "terörle mücadele"ye son verme mücadelesinden geçiyor...

*
Nitekim Başkan D.Trump, eski Dışişleri Bakanı H.Clinton'ın devlete ait gizli bilgiler içeren ve piyasaya sürülmüş kişisel elektronik posta yazışmalarından sürdürdüğü takiple;
Başkan Obama ve H. Clinton'a ağır eleştirilerde bulunuyor.

*
Hepsi belgeli istihbarata dayalı olarak;
Mesela, Başkan Obama ve yönetimi, NATO ile birlikte Kaddafi'nin dolar ve Afrika Finansal Topluluğu'nun CFA Frangına alternatif bir Afrika para birimi oluşturma planını engellemek için Libya'ya karşı savaşı kararlaştırmakla,
Aralarında IŞİD'in gelecekteki çekirdek kadrolarının da yer aldığı, daha önce terörist olarak sınıflandırılmış olan İslamcı grupları finanse etmek, silahlandırılıp operasyonlarda görevlendirmek, Kaddafi'nin önce tecavüze uğratılıp sonra linç edilerek öldürülmesine sebep olmakla suçlanıyorlar.

*
CIA; 2011'de bu çeteleri Esat'ı devirmek ve ardından Irak'a saldırmak için silahlandırıp Suriye'ye geçirmekle,
Pentagon ise Suudi Arabistan, Katar ve Türkiye ile birlikte Suriye'nin doğu bölgelerini denetimleri altına almaya çalışan güçleri desteklemek ve Doğu Suriye'de bir Sünni Prensliği kurma girişiminde bulunmakla itham ediliyor...

*
Doğrusu Trump açık sözlüdür.
"IŞİD'i Obama kurdu. IŞİD'in kurucusu o. Ve şunu da söylemeliyim yardımcılığını da ezik Hillary Clinton yaptı. IŞİD Obama'yı onurlandırıyor. Obama'nın ikinci ismi Hüseyin'dir" diyor...

*
D.Trump bir taraftan, güvenlikle ilgili kurumların denetime alınmakta olduğunu ve Obama döneminin sorgulanacağını taahhüd ederken,
ABD'nin savaş alanlarında vekil güç olarak terör örgütlerini kullanmaktan vazgeçtiğine: Küresel bir koalisyon halinde bu örgütlerin verdiği zararlara son verileceğine: Ardından savaşlara uluslararası hukuku konu ederek Barış'a dönüleceğine ilişkin umudlar veriyor...

*
Bir taraftan da küresel "Terörle Mücadele" koalisyonunda ABD ve Rusya'nın artık aynı safta yer aldığını duyuruyor...
Nitekim Başkan Trump, daha 2016 başkanlık kampanyası sırasında Rusya ile ilişkileri kolaylaştırma teklifinde bulunmuştu...
Ne ki, yukarıdaki taahhütleri üzerine ABD'li demokratlar da Trump'ın gizli bir anlaşma yaparak Rus müdahalesi ile Başkan olduğuna ilişkin iddialarda bulundular.
Bu çerçevede eski Ulusal Güvenlik Danışmanı M.Flynn'ın istifası ardından Trump yönetimi Rusya ile olan ilişkileri dikkatli yönetmek zorunda kaldı.
Nihayet beklenen Trump-Putin ikili görüşmesi 17 Temmuz'da Almanya, Hamburg G20 Zirvesi'nde gerçekleşti...

*
Trump-Putin toplantısının gecikmesi sırasında iki ülkedeki durum değişmiş ve iki başkanında ödün veremeyeceği nedenler oluşmuştu.
Bu Rusya ve ABD'nin ikili ilişkileri ilerletmede en iyi zamanı kaçırdıkları anlamına geliyordu...

*
Çünkü ABD'deki popülizmine rağmen Trump'ın destek oranı yükselmiyor, Putin ise daha güçlü konumdadır çünkü Rus ekonomisi iyileşme belirtileri gösteriyor üstelik Putin'in, Suriye ve Ukrayna krizlerini ustalıkla ele aldığı düşünülüyor.
Ek olarak, Rusya'nın cumhurbaşkanlığı seçimleri bir yıldan az sürüyor!

*
Bu yüzden ikili görüşme öncesinde hem Putin'in hem de Trump'ın birbirlerine ödün vermesi olası görülmüyordu.
Öyleyse her iki lider de birbirlerine hayran oldukları ve ikili ilişkileri geliştirmeye istekli oldukları halde, ulusal çıkarlar ve siyasi ortam dikkate alındığında ilişkilerin hafifletilmesini aktif biçimde artıramayacaklardı!

*
İki lider de ülkeleri arasındaki karşıtlığı kabul ediyordu.
Bu bağlamda Rusya, politikalarını ABD'ye uyarlamıştı.
Ama daha kısa süre önce Putin yönetimi, ABD ile uzun vadeli bir çatışma önermiş; Rusya ve ABD'deki seçkinler çatışma fikrini kabul edip buna uyum sağlamışlardı.
Şimdi ikili ilişkilerin yeni baştan ayarlanması zordu ve belki iki taraf arasındaki çatışma kronikleşebilecekti...
Ama Trump, işte iki ülke arasında ilişkiler yavaş işlemesine rağmen yine de ikili ilişkiler için yeniden konumlanma fırsatı sundu...

*
Üstelik Hamburg'taki Trump-Putin toplantısında dikkat çekici birkaç gelişme daha oldu.
Toplantı öncesinde Trump, Ukrayna Devlet Başkanı Petro Poroshenko ile bir görüşme gerçekleştirdi.
Sonra ikili görüşme sırasında diplomatik önceliklerine işaret etti, bu noktada müttefiklerinin taleplerine öncelik verdiğini gösterdi.
Bu ABD'nin Rusya ile ilişkilerini kolaylaştırmak için Ukrayna'nın ve diğer müttefiklerinin çıkarlarını feda etmeyeceği yönünde Poroshenko'ya verilen bir garantiydi...

*
Ya da G20 zirvesinin açılış töreninden iki gün önce 5 Temmuz'da Rusya, Akdeniz'deki gemilerinden Suriye'de İŞİD terör örgütü mevzilerini bombaladı.
Suriye'de yaşanan barış süreci ve İran'a karşı ortak tutum, Rusya ile ABD arasındaki işbirliğinin en önemli alanlarını oluşturuyordu
Belli ki, Rusya bu eylemi Suriye krizi konusundaki sert tutumunu göstermek için yapmıştı.
Aynı zamanda Rusya bu saldırı ile ABD ile işbirliği yapabileceği konusunda açık bir mesaj verdi...

*
İkili görüşmenin ardından Dışişleri Bakanı R.Tillerson; ABD, Rusya ve Ürdün'ün Suriye'nin güneybatı kesimindeki çatışmazlık bölgesinde ateşkes anlaşması yaptıklarını açıkladı.
Devlet Başkanı Putin "ABD'nin Suriye yaklaşımı artık daha pragmatik. Ateşkes uzlaşısı da bu değişen yaklaşımın sonucudur" dedi.
Suriye'de bundan sonra çatışmasızlık bölgelerine odaklanacaklarını söyledi ve " Ama bunu Türkiye'siz yapamayız" dedi...

*
Çünkü Türkiye'nin; ABD ve Rusya liderliğinde radikal terör örgütlerine karşı yapılan mücadelenin başarılı olması halinde,
Bir zaman Libya, Mısır,Yemen, Suriye ve Irak'ta radikal terör örgütleri ile birlikte uyguladığı siyaset çökecekti.
Bu politikayı uygulayan AKP iktidar yetkilileri tıpkı Obama döneminin sorgulanacağı taahhütü gibi bir sürece ortak edilecekti...

*
O yüzden, Hamburg G20 Zirvesi'nin başlamasından ve Trump ile Putin'in ikili görüşmesinden evvel 4 Temmuz'da, Türkiye yönetimi sözde dirayetini göstermek istedi.
Suriye'nin Irak, Ürdün ve İsrail'le arasında oluşturulan çatışmazlık bölgesine kendi silahlı birliklerini konuşlandırmayı teklif etti.
ABD ve Ürdün temsilcileri çatışmasızlık bölgelerinin denetlenmesi için uluslararası bir güç oluşturulduğunu söylediler ama Türkiye bunu reddetti.
Hâttâ Türkiye, Astana konferansının yıkıldığını ilan etti...

*
Bu durumda, madem Devlet Başkanı Putin, Suriye iç savaşına siyasi çözüm yolunda "Bunu Türkiye'siz yapamayız" diyordu;
ABD Dışişleri Bakanı R.Tillerson, Dünya Petrol Kongresi vesilesiyle geldiği Türkiye'de,
Erdoğan'ın, Hamburg G20 Zirvesi ardından "Sınırlarımızın hemen yanı başında terör örgütlerinin desteklenmesi, silahlandırılması, bölgede terör adacıkları oluşturulmasına kesinlikle sessiz ve tepkisiz kalmayacağız. Kuzey Suriye'de sözde bir Kürt devletine müsaade etmeyeceğiz. Afrin bizim için tehdittir, dersini vereceğiz" ifadesine ince bir ayar verdi...

*
Ardından Katar'a geçti.
"Terör ve Finansmanıyla Mücadele Anlaşması"nı imzaladı.
Bu suretle Katar ve ABD arasında, radikal terörle savaşın güçlendirilmesi ve terörü destekleme meselesinde Katar'ın gelecekte ortaya koyabileceği çabaları belirleyen bir anlayış mutabakatı sağlandı...

*
Erdoğan Türkiye'si bu alemde yapayalnız kaldı...
ABD ve Rusya, Suriye kriziyle ilgili işbirliğini güçlendirdiler.
Ama gelecek yıl Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden önce Putin'in ülkesindeki milliyetçiliği dikkate almak zorunda kalacağı ve ABD ile ilişkisini hafifletmenin inisiyatifini kullanamayacağı bir sürece gireceğini de görmek gerekiyor...

12.7.2017

Kötü         Çok İyi  Oyla 
           
Tüm yazıları        ShareThis
  Geri  |  Arkadaşıma Gönder  |  Yazıcı Dostu
                 

    Hayat Verenler : Microsoft    HP Türkiye    PBS Bilişim    SAY Ajans    SFS - MAN    Superonline       

Türk Liderler:

Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem

Tecrübeleriniz ve birikimleriniz toprak olmasın @ Copyright 2004 turklider.org