Ziynet Odası 
 Odam Olsun 
 Türklider Odaları 
 Sizin Odalarınız 
 Sohbet Odası 
 TV Odası 
 E-Kitap Odası 
 BŞenver 
 Gazete Odası 
 iPad 
 Hakkımızda 
 Şifremi Unuttum 

 

Ahmet Kilicaslan Aytar Gözüyle 


     

 



Tüm Yazıları

       ShareThis
MÜFTÜ NİKAHI VE HAK, HUKUK, ADALET
31.07.2017
Ahmet Kilicaslan Aytar
Okunma Sayısı : 42991
Oy Sayısı : 2227
Değerlendirme : 5
Popülarite : 16,74
Verdiğiniz Puan :
 

 

 

R.T.Erdoğan Müslüman Kardeşler Teşkilatının hamisidir.
Batı'nın demokratik hukuk devletine giden zahmetli yoldan geçerken edindiği yaşam kültüründen ve demokratik geleneklerden yoksundur.
Ama İsrail'i kuşatan " Politik İslami Sistemdeki " coğrafyada, yeni Osmanlıların başı olarak günün birinde Hilafeti ve Kudüs'ü geri getireceğinin hayalinde yaşıyor.
Yakın geçmişte Batılı istilacıların ve onların işbirlikçilerinin Küdüs'ün işgalinden, Osmanlı'nın yıkılışından beri bu coğrafya ülkelerini ve toplumlarını tarihten dışlamaya çalıştıklarına inanıyor...

*
O yüzden islamcılığın şampiyonu olarak kendini yeniden icat etmeye çalışıyor!
En başta Sünni Arap dünyasında hayranlık kazanabilmek için Türkiye'nin gurur verici laik geleneklerini geri alıyor.
Hedeflerinde umulandan daha ziyadesini başarıyor...

*
Mesela Lâik Türkiye'nin "Yurtta Barış, Dünyada Barış" temelindeki dış politikasını;
Batı Medeniyetinden ayrılmak ve İslam Medeniyetine dönmeyi hedefleyen saldırgan bir vizyonla değiştirmiştir.
Türkiye'nin burnu pislikten kurtulmuyor ama bu saatten sonra kimsenin, hiçbir kurumun bu ülkenin rotasını doğruya çevirme gücü de bulunmuyor...

*
Ya Lâik Hukuk Sistemi?

*
Vergi ödemekten bunalmış Romalı inananlar İsa Peygambere; "Göklerdeki Tanrı dururken yeryüzünün kralı Roma İmparatoruna mı vergi ödeyeceğiz?" demişlerdi.
İsa Peygamberin " Sezar'ın hakkı Sezar'a, Tanrı'nın hakkı Tanrı'ya!" yanıtı lâik Hukuk'un başlangıcı sayıldı...

*
İkibin yıl sonra Türkiye'de...
Büyük Atatürk, Ankara Adliye Hukuk Mektebi açılışında, "Tamamen yeni kanunlar meydana getirerek eski hukuk esaslarını kökünden kaldırmak teşebbüsündeyiz.
Yeni hukuk esaslarıyla alfabesinden eğitime başlayarak yeni bir hukuk nesli yetiştirmek için bu müesseseleri açıyoruz.
Medeni hukukta, aile hukukunda takip edeceğimiz yol medeniyet yoludur.
Hukukta işleri oluruna bırakmak ve hurafelere bağlılık, milletlerin uyanmalarını engelleyen en ağır bir kabustur" diyordu...

*
Ama bugün Erdoğan, demokratik siyasetin esasına aykırı olarak OHAL ortamında yaptırdığı referandumla bir dizi anayasa değişikliği ardından "Tek Adamlık Başkanlık Sistemi" kurmakla itham ediliyor...
Parti kapatmada TBMM' nin yetkilendirilmesi, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu' nun yapısının defalarca değiştirilmesi, Askere Sivil Yargı ve Ombudsmanlık düzenlemeleriyle bugünün parti-devlet statüsünü hukuk ile güçlendirmiştir.
Nihayet, müftülerin nikah kıymasına yönelik bir kanun da, işte çıkarılmak üzeredir...
Peki ama ne oluyor?

*
Aslında Erdoğan'ın lâik hukukla oynaması;
Ekim 2009'da, Yüksek Eğitim Kurulu'nun aldığı bir kararla Hukuk eğitiminde zorunlu ders olan "Roma Hukuku" nun ana bilim dalı olmaktan çıkarılmasıyla başladı.
Roma Hukuku; Hukuk Tarihi Anabilim kategorisine alındı.
Roma Hukuku Batı Medeniyeti Hukuk sistemlerinde özel hukukun temel kaynağını oluşturuyor.
Türk hukuk eğitiminde bu değişiklik ise çağdaş hukuk sisteminden savrulmak anlamına geliyordu...

*
Roma Hukuku, ikibin yıldan gelen ve toplumsal dinamiklerle mütemadiyen gelişen bir hukuk bilimidir.
Hukuk'un şahısa tekabül eden " Şahs'ın Hukuku" ve " Aile Hukuku" nun temelini oluşturuyor.
Diğer tarafta Hukuk'un mallara tekabül eden kısmında Eşya Hukuku, Borçlar Hukuku, Miras Hukuku,
Hukuk'un davalara tekabül eden kısmında ise Usul Hukuku bulunuyor...

*
Tüm uluslar kendi ulusal hukuklarını oluşturmuşlardır.
Şahıs ve mülkiyetler konusunda Roma Hukuk'u ile tarihsel etkileşim insanlığın modern tarihini oluşturuyor.
O nedenle Roma Hukuku, ulusal hukukların özünü teşkil ediyor.
Üstelik bugünün "Şahsı", ekonomik değerleri bütününde algılanıyor, o algının temelinde de Roma Hukuku esasları bulunuyor...

*
Hukuk eğitiminde Roma Hukuku'nun geriye alınması iki önemli sonucu doğurmuştur.
Birincisi; Türkiye uluslararası hukuk arenasında meydanı boşaltmış,
İkincisi; küresel serbest piyasa ekonomisi çağında oluşan ekonomik güc karşısında "Şahıs" anlamında Türk insanı kullaştırılmıştır.

*
Geride esasını Roma Hukuku sisteminden alan Özel Hukuk kalmıştır.
Ama şahıslar ya da ailenin medeni hukuk anlamında hakları ve ihlali durumunda nasıl korunacağını düzenleyen Özel Hukuk, Romalı esasından kopartılınca;
Hukuk eğitiminde Roma Hukuku dersinin yedeğe çekilmesiyle yetişen hukukçuların, Amme hukukuyla bağdaşık devlet hukuku karşısında şahsın ya da ailenin menfaatlerinden ilişkisi kesilmiştir.
Hem de küresel ekonomiye ilişiklenmiş devletlerin tüzel ve gerçek şahısların menfaatleri karşısında durduğu şu çağda...
Böylece Örfi Hukuk'a yol açılmış, din ve mezheplerin hukuk kurallarının cari olacağı günlere gidiş daha o günlerde başlatılmıştır...

*
Bir süre sonra, Hakkari Yüksekova'da düzenlenen bir Nevruz kutlaması bölücülerin gövde gösterisine dönüşmüş,
Binlerce insan Kürtçe ve Türkçe, Apo için özgürlük sloganları atmışlardır.
"Kürt Ulusu" başlığı altında demokratik vatan, demokratik ulus, demokratik cumhuriyet ve demokratik anayasa ile Konfederal bir yapılanma talebindeydiler...

*
Aynı sıralarda Sakarya'da, İsmailağa Cemaati liderini görmek ya da elini öpmek isteyen yüzlerce sarıklı, cüppeli ve çarşaflı mürid haremlik-selamlık toplanmıştı.
Onlar da İslami esaslar çerçevesinde yaşamak istiyorlardı...

*
Çok ırk, din, dil ve millet!
Erdoğan bu kez; Osmanlı'da, Sultan'ın yetkisinde şeriatın esasına dokunmadan, onunla mutabık kalarak yerel şartlar ve ihtiyaçlar çerçevesinde oluşturduğu ;
Örfi Hukuk'un bir benzerinin bu hengâmeye son vereceği düşündü!

*
Anayasa değişikliğiyle Ombudsmanlık kurumu oluşturuldu.
Ombudsman; Kamu denetçisi ya da halk gözlemcisidir.
Hukukla güçlenmiş parti-devlet ve lideri adına usulsüzlüklerin, görevi kötüye kullanmanın, rüşvetin, hırsızlığın, faizin, belirsizliğin, kumarın ve haramın potansiyel kamusal denetçisidir.
Demokrasi adına yerel sivil toplumun demokratik ulus, vatan, cumhuriyeti ve yasalarının gözlemcisidir.
Şeriat esasına dokunmadan, onunla mutabık şartlar ve ihtiyaçlar çerçevesinde tek adamın örfi hukukunun vekilidir.
Devam etmekte olan batılı Türk Hukuk Sistemininde anayasal görevlisidir.
Esasında Parti-Devletin savcısı ve hakimi ve örfi hukukun da görevlisidir...

*
Geriye, kadınların önce "makbul", "makbul olmayan" diye ikiye ayrıldığı, lâikliğin olmadığı, şer'i hukukla yönetilen bir memlekette şeriat kanunlarına uymayan kadınların şeytanla bir tutularak cezalandırılmasının mübah olduğu bir ülke isteği kalmıştır.

*
Bugün yaşananlar; kadın cinayetleri, kadınların yaşam tarzına saldırılar, faillerin serbest bırakılması, modern temel haklara yönelik birçok saldırı kadın nefretinin biçimleridir.
Yasal dayanaklar, başta parlamento olmak üzere çözüm mercileri, kadın örgütleri ortadan kaldırılmaya çalışılıyor.

*
Makbul dünyada ise mesela Karadeniz, Doğu ve Güneydoğu' da çok kadınla evlilik yaygındır.
Bu evliliklerde ilk kadın sonradan gelenin ya da kumanın yanında ikinci plana düşüyor.
Dinsel, felsefi inançlar, çocuksuzluk ya da erkek çocuk istemi, iş gücü sağlama, gelenekle, nufus arttırma ya da kişinin biyolojik yapısı gerekçesiyle çok eşlilik yapılıyor.

*
1924-25' te devletin özel görevli hakiminden izin alınarak yapılan çok eşlilik, 1926 da Medeni kanun ile yasaklanmıştır.
Ama bugün sadece Diyarbakır ve Konya'da %10 oranında olduğu hesaplanan çok eşliliğin sorunları;
Çocukların nufus siciline işlenmesi, miras, ceza ve medeni hukuk açısından açmazları için;
İşte Hukuk eğitiminde Roma Hukukunun yedeğe alınmasıyla, " Şahs'ın Hukuku" ve " Aile Hukuku" nun iğdiş edilmesi,
Ardından, Parti-Devletin savcısı ve hakimi ve örfi hukukun da görevlisi Ombudsmanlarla,
Sultan'ın yetkisinde şeriatın esasına dokunmadan, onunla mutabık kalarak yerel şartlar ve ihtiyaçlar çerçevesinde Örfi Hukuk'un çevrimi;
Şimdi müftülerin nikah kıymasına yönelik bir kanunla tamamlanmış oluyor...

*
Anadolu' nun binlerce kumasının; kocalarının verdiği sözlü güven yanında Ombudsman' ın çetelesini tutacağı Örfi Hukuk' un müeyyidesine bağlı kalacağı anlaşılıyor.
Kadın yine ikinci sınıftadır.

*
Ama Bekir Bozdağ, müftülere nikah yetkisi veren kanun tasarısına eleştirilere ilişkin; "Bu değişiklik, laiklik ilkesine aykırı değildir; aksine tam da laiklik ilkesinin gereğidir; hukuk devletinin gereğidir" diyor...

1. 8. 2017


Kötü         Çok İyi  Oyla 
           
Tüm yazıları        ShareThis
  Geri  |  Arkadaşıma Gönder  |  Yazıcı Dostu
                 

    Hayat Verenler : Microsoft    HP Türkiye    PBS Bilişim    SAY Ajans    SFS - MAN    Superonline       

Türk Liderler:

Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem

Tecrübeleriniz ve birikimleriniz toprak olmasın @ Copyright 2004 turklider.org