Ziynet Odası       Odam Olsun       Türklider Odaları       Sizin Odalarınız       Sohbet Odası       TV Odası       E-Kitap Odası       BŞenver       Gazete Odası       iPad       Hakkımızda       Şifremi Unuttum   

 

Ahmet Kilicaslan Aytar Gözüyle 


     

 



Tüm Yazıları

       ShareThis
SAVAŞ RÜZGARLARI
06.09.2017
Ahmet Kilicaslan Aytar
Okunma Sayısı : 39839
Oy Sayısı : 1547
Değerlendirme : 5
Popülarite : 15,95
Verdiğiniz Puan :
 

 

 

Kuzey Kore geçen ay herhangi bir nükleer test yapmadı.
Bu kısa aralık, ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson'u umutlandırdı.
Tillerson, K.Kore lideri Kim Jong Un'un nükleer testlerinde bir kısıtlamaya gittiğini çünkü diyaloğa hazır olduğunu düşündü.

*
Ancak Tillerson'un K.Kore'nin ABD ile müzakereye hazır olduğuna ilişkin düşüncesi;
K.Kore'nin bir nükleer silah devleti olarak müzakerelere katılmak ve müzakerelerin 2005'te yapılan görüşmelerin dördüncü turundaki uluslararası taahhütlere dayanması gereğini ileri sürmesiyle dağıldı...

*
2005 görüşmeleri ABD, Çin, Rusya, Japonya, Güney Kore ile Kuzey Kore arasında yapılmıştı.
Görüşmelerin ortak bildirisinde öne sürülen taahhütlerin başında, K.Kore'nin "tüm nükleer silahları ve mevcut nükleer programları" terk edeceği belirteci vardı.
K.Kore'ye enerji ve ekonomik yardım yapılmalı, egemenliğine saygı gösterilmeli ve diplomatik ilişkilerin normalleşmesi sağlanmalıydı.
Ne ki, beş katılımcı ülke taahhütlerini yerine getirirken, K.Kore 2009'da kendi taahhütlerini reddetti...

*
Şimdi Kim rejimi, K.Kore'nin kendisini bir nükleer devlet olarak gösteren 2013 Anayasası'nı esas alıyor.
2005'te 5 ülke ile yapılan görüşme sürecini yeniden başlatmak ve Kore Yarımadasını nükleer silahlardan arındırmak için K.Kore Anayasası'na saygıyı şart koşuyor..
ABD ile müzakereye bir nükleer devlet olarak oturmayı öngörüyor...

*
Nitekim K.Kore'nin nükleer testlerinde kısıtlamaya gittiği iddiaları;
26 Ağustos'ta üç kısa mesafeli balistik füze, 29 Ağustos'ta bir balistik füzeyi Kuzey Japonya'da denize atmasıyla boşa çıkmıştır.
Üstelik 3 Eylül'de, Japonya'da gözlemlenen sismik aktivitenin analizinin gösterdiği üzere K.Kore'nin bu kez 160 kilotonluk bir hidrojen bombası patlatması işin rengini değiştirmiş;
ABD ve Japonya Pyongyang'a baskı yapmaya karar vermiştir.

*
Şimdi yeniden müzakereleri başlatmak değil nükleer silahlarla geleceğinin olmayacağına ikna etmek üzere K.Kore'yi izole etmek, diğer bazı tedbirlerle baskı kurmak politikası yürütülüyor...
Temmuz'da K.Kore'nin kıtalararası balistik füze testlerinden sonra uluslararası toplum K.Kore'ye karşı uygulanan en sert yaptırımları sürdürüyor.
Kim rejiminin kimyasını bozmaya yönelik bu yaptırımlar, öncelikle Kuzey Kore ile Çin'in ticaretini önlemeye dayanıyor...

*
ABD ve uluslararası toplumun dayattığı yaptırımların etkili olduğu kanıtlanmıştır.
Ancak yaptırımlar mevcut jeopolitik iklimde ve Pyongyang'ın güvensizlik hissi duyduğu sürece nükleer silah sahibi olma kararlılığını bozamayacaktır.
Çünkü K.Kore'nin nükleer sorununu çözmek için Pyongyang'a güvenlik hissi verilmesi gerekiyor
Bu da ABD ve Güney Kore'nin işbirliğinden geçiyor...

*
Krize bir çözüm bulunmadığı sürece ve ABD'nin nükleer faaliyetlerini durdurma ihtimali söz konusu değilken,
Pyongyang üzerindeki askeri baskının sürdürülmesi giderek Washington'un Pyongyang'a karşı askeri harekete geçme eğilimini tetikleyebilir.
Bu durum Pyongyang'dan gelen radikal karşı önlemlere yol açarak durumu kaynama noktasına itebilir.
İşte, bu noktada savaşın patlak verip vermeyeceği düşünülmelidir.

*
Eğer K.Kore rasyonalite duygusunu korursa misillemeye dayanamayacağı için ABD veya Güney Kore'ye önleyici bir saldırı başlatmayacaktır.
Bu durumda Washington'un iradesini gerçek eylem haline getirip getirmeyeceği Güney Kore'nin rolüne bağlıdır.
Ancak Güney Kore, Washington'u askeri risk almaktan vazgeçirse bile Kore Yarımadası'ndaki durum normalleşmeyecektir.
Bu sırada K.Kore ise yaptırımlarla birlikte ciddi ekonomik zorluklarla ve uluslararası izolasyonla uğraşmakta olacaktır...
Pyongyang sorunlarına tatmin edici bir çözüm bulamazsa, uluslararası toplulukta dikkat çekmek için zaman zaman provokatif eylemleri sürdürecektir....

*
K.Kore, nükleer silahlanmayı bırakmamak için ısrarcı olacaktır çünkü ancak bu suretle nükleer uluslararası topluluğa katılabilecektir.
Ama uluslararası toplum da böyle bir senaryoyu kabul etmiyor;
Çünkü bu, nükleer silahların yayılmasını önleme ilkesinin geçersizliğini gösterecek ve Kuzeydoğu Asya jeopolitik düzeninin yeniden düzenlenmesini gerektirecektir ki; büyük güçler ve bölge ülkeleri böyle bir durumu görmek istemiyorlar...

*
Durumun ikilemi bu noktada ortaya çıkıyor.
K. Kore kısa vadede nükleer haklarından vazgeçmeyecek ve uluslararası toplum K.Kore'nin nükleer kabiliyetini kabul etmeyecektir.
Ama böyle bir senaryonun sürdürülemeyeceği çok açıktır.

*
Ancak tüm paydaşlar için savaş riski çok fazla olduğu zaman uzlaşma başarılabilinir.
İşte Güney Kore son zamanda tutumunu değiştirmiştir.
Seul, Kore Yarımadasında savaşa şiddetle karşı olduğunu ve krizin barışçıl yollardan çözülmesini talep ettiğini belirtmiş;Washington-Seul ittifakında çatlak oluşmuştur...
Çünkü savaş çıkarsa, bundan en zararlı çıkacak ülke K.Kore'dir ama en büyük kurban da Güney Kore olurken, ABD en az sonuçla karşılaşan ülke olacaktır.

*
Pyongyang, nükleer ve füze teknolojisindeki atılımlardan sonra bugün daha da emin hale gelmiştir.
Ancak, bu durumda dahi Pyongyang'in "dünyanın en büyük nükleer gücü olan ABD, Kuzey Kore'yi korkutamaz ise Kuzey Kore sınırlı nükleer kapasitesi ile ABD'yi nasıl korkutabilir" mantığını düşünmelidir.

*
Bu karmaşa, ABD'nin gücünün çeşitli ​yönleriyle kullanması​nı, dikkatli ve kesin bir diplomasi​yi​ gerektiri​yor....
Bu bağlamda K. Kore'deki meydan okuma sadece bir nükleer kriz değil ​ABD liderliğinin kalitesin​i​ sorgulayan bir krizdir...

*
Arka planda, BM Genel Sekreteri Guterres, K.Kore krizinin "büyük savaşa" yol açabileceği uyarısında bulunuyor.
K. Kore ise olası yeni yaptırım kararlarına karşı misillemede bulunacağını duyuruyor...

7. 9. 2017

Kötü         Çok İyi  Oyla 
           
Tüm yazıları        ShareThis
  Geri  |  Arkadaşıma Gönder  |  Yazıcı Dostu
                 

    Hayat Verenler : Microsoft    HP Türkiye    PBS Bilişim    SAY Ajans    SFS - MAN    Superonline       

Türk Liderler:

Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem

Tecrübeleriniz ve birikimleriniz toprak olmasın @ Copyright 2004 turklider.org