Ziynet Odası       Odam Olsun       Türklider Odaları       Sizin Odalarınız       Sohbet Odası       TV Odası       E-Kitap Odası       BŞenver       Gazete Odası       iPad       Hakkımızda       Şifremi Unuttum   

 

Ahmet Kilicaslan Aytar Gözüyle 


     

 



Tüm Yazıları

       ShareThis
İSRAİL KAMPINDA SUUDİLER, MISIR VE ÜRDÜN
22.09.2017
Ahmet Kilicaslan Aytar
Okunma Sayısı : 40355
Oy Sayısı : 2285
Değerlendirme : 5
Popülarite : 16,79
Verdiğiniz Puan :
 

 

 

Ortadoğu'da Suriye ve Irak alanında temel çıkarlar üzerinde biri İsrail, diğeri İran olmak üzere iki kamp​ ort​aya çıktı.

​*​
İsrail kampında;
1-​ ​Arap Dünyası ile ilişkilerin geliştirerek İsrail- Filistin meselesinin çözümü stratejisi yürütülüyor.
Amaçlanan Barış Anlaşması​'nın yol haritası;
​İsrail ve Suudi Arabistan önderliği​: ​İsrail'in 1967 savaşında işgal ettiği tüm topraklardan çekilmesi​​:​ ​BM Güvenlik Konseyi'ne 194 sayılı karar çerçevesinde Filistinli mülteciler sorununa adil bir çözüm için çağrıda bulunulmas​ı​: ​İsrail'in Batı Şeria ve Doğu Kudüs'teki yasa dışı yerleşimlere son vermes​i​​:​1967 sınırlarında kurulacak ve başkenti Doğu Kudüs olacak bağımsız bir Filistin devletiyle beraber "iki devletli çözüm"​ün oluşturulması​​ ilkelerinden oluşuyor.

*
2​- İsrail kampında, Esad rejiminin Suriye'de istikrar sağlayamayacağı öngörülüyor.
Çünkü İran'ın savaşa yaptığı katkıyla Suriye'de karşılığını almanın ve Akdeniz'e kadar genişlemenin peşinde olduğu,
Lübnan Hizbullah'ının Suriye'de kendisine bir güç dinamiği oluşturmaya çalıştığı,
Üstelik HAMAS'ın da Hizbullah eliyle Lübnan'a yerleşmekte olduğu,
Böylece İran'ın; İsrail'in coğrafyasında siyasi ve askeri potansiyelini maksimize etmek üzere bölgeyi tek bir çatışma alanı haline getirmeye çalıştığı öngörülüyor.
​Ve ​İran'a karşı​ bir​ cephe kur​manın adımlarını atıyor.
( Bu konu bu yazıda incelenmeyecektir.)

*
İsrail'in Arap dünyasındakien önemli partneri, bu sıralarda kapsamlı ekonomik ve politik değişimlerin ortasında Suudi Arabistan monarşisinde;
Kral Salman bin Abdulaziz Al Saud Salman, Muhammed bin Salman'ı veliaht prens ilan etmiştir.
Şimdilerde Veliaht Prens Muhammed bin Salman'ın tahta giden yolunda bir dizi düzenlemeler yapılıyor.

*
Suudi Arabistan ekonomisini revize edip, ulus politikasını yenilemek için çaba harc​ıyor.
Riyad,​ ​1970'ten beri beş yıllık Ulusal Dönüşüm Planları yapmaktadır ve ​son Ulusal Dönüşüm Planının tanıtımı üzerinden bir yıldan fazla süre geçmiştir.
Bu kez Ulusal Dönüşüm Planı, Riyad'ın şu anda dayandığı petrol dışındaki kaynaklardan gelir elde etmek için yeni yollar öngörüyor​.​
Özel sektör işverenlerine daha ulaşılabilir hedefler koyuyor​..​.

​*​
Kralın olası tahttan ​ayrılması, ülkenin ekonomik reformlar için iddialı ve çok gerekli bir planın yürürlüğe koyulacağı ve mücadelesinin yapılacağı bir zamana denk geliyor...
Kral'ın olası istifa kararı sorun olarak görülmüyor.
Ancak Suudi toplumu, omurgasını oluşturan sıkı sosyal bağlar ve politik İslam bünyesi nedeniyle akla gelmez bir çok entrikayı saklıyor.​..​
​Bu yüzden ​Veliaht Prens, krallığının yaklaşmakta olduğu bu süreçte liderliğe geçişin yolunu yumuşatmak için bir toplumsal reformun ön girişimlerini hazırlıyor.
​D​aha önce hantal olan bakanlıkları ve kurulları yöneten komiteleri hızlandırmaya,​ ​Krallığın istihbarat görevlerinin bir kısmını kontrolünde tut​maya yönelik bir güvenlik ​merkezi kurmaya ​çalışıyor.

*
Bununla ilgili olarak bir dizi tutuklamalar yapılıyor.
Müslüman Kardeşler örgütü paralelindeki Sahwa hareketi ile bağlantılı onlarca aktivist, akademisyen ve din adamı tutuklanmıştır
Suudi Arabistan​ ​Katar ile devam eden anlaşmazlığını bu tutuklamaların gerekçesi olarak gösteriyor.
Krallığın komşusu Birleşik Arap Emirlikleri'nde olduğu gibi Müslüman Kardeşler ve benzeri örgütlerin ideolojilerine aman vermeyeceği anlaşılıyor.

*
Veliaht Prens taht'a geçtiğinde, şu anda iç içe geçmiş olan "Kral" ve "İki kutsal caminin emanetçisi" sıfatlarını ayırmayı planl​ıyor.
"İki kutsal caminin emanetçisi" olmak, Suudi Arabistan'ın İslam'ın en kutsal bölgelerinden ikisi olan Mekke ve Medine üzerinde​ki​ kontrolü​ ​anlamına geliyor.
Suudi​ ​​krallarının​ bu​​ ​sıfatı yüzyıllar öncesinden geliyor ama sadece 1980'lerden beri kullanılıyor​.
​Krallığın dini meşruiyetini ve gücünü​ ​gösteriyor.
Veliaht Prens'in ikinci sıfatı terk etmesi​yle "lâik lider​​​"lik mesajı verilmesi öngörülüyor.

​*​
​Böyle bir mesajın verilmesi, Arap Baharı sürecinden bugüne İslamcı Cihad akımların neden olduğu trajedilerden sonra mutlak bir gereklilik olmuştur.
​Kısaca şöyle düşünülüyor;​
Madem devletler yasal açıdan üzerindeki herhangi bir güce tahammül edemeyeceği kadar mutlak bir ahlaki üstünlüğe ve düşmanca etkilerden korunmak için türlü kaynakları gerektiren esnek ve göreceli yasal egemenliğe sahip ve bunu temel standart haline getirmiştir;
​O halde iki ayrı fikir mevcut olmaz ve tarihinde hiçbir siyasi, ekonomik ve sosyal birikimi olmayan İslamcılığın demokrasi kültürüne sahip olduğu boş bir iddia olmaktan ileri gitmez.
Bu yüzden hiç bir devlet ve millet geleceğini bu tür boş iddialarla bir diğerinin ipotek kurmasına izin veremez, hiç bir hakemi de kabul edemez​..​.

*
Öyleyse "Lâik'lik toplumsal hayatın ve kültürün bir kesiminde tarikatlar, cemaatler ve dini kurumlar vasıtasıyla dini ritüellerle bezeneceği fakat din siyasetinin yapılmayacağı bir anlayışa çekilecek,
Devletler ise böyle bir toplumu küresel siyasi ve ekonomik kriterler dengesinde tutacaktır.

*
İsrail Başbakanı Netanyahu'nun,İsrail-Filistin cephesinde ilerleme kaydedilmediği halde;
Suudi Arabistan, Mısır ve Ürdün dahil olmak üzere ılımlı devletlerin Arap liderleriyle olan bağları güçlendirmeye çalışmak stratejisi doğrultusunda bir diğer önemli gelişme;
BM Genel Kurulunun New York'taki açılışında, Mısır Cumhurbaşkanı Abdel Fattah el-Sisi ve İsrail Başbakanı B.Netanyahu'nunilk kamuya açık toplantılarını yapmış olmalarıdır.
İki lider bölge sorunlarına ilişkin yaptıkları kapsamlı bir görüşmede, Cumhurbaşkanı Sisi "İsrail- Filistin arasında barışın sağlanmasına yönelik çabalara yardım etme arzusunu" dile getirmiştir...

*
İsrail kampının bir diğer önemli konusunu, Ürdün'deki sorunlar oluşturuyor.
Ürdün Muhalefet Koalisyonu Genel Sekreteri Zahran Alluş'un;
Ürdün Kralı Abdullah'ın tahttan indirilmes: İsrail'in 1967'de Batı Şeria'yı Yahuda ve Samarya şeklinde adlandırarak işgal ettiği toprakları ilhak etmesini amaçlayan planı konuşuluyor.

*
Tartışmalı Topraklar; egemenliği hala İsrail ve Araplar arasında belirlenmemiş olduğu, 1922 Filistin Milletler Meclisi Komisyonu tarafından belirlenen bölgenin son kalan yüzde 5'ini kapsıyor.
Geri kalan yüzde 95'lik egemenliğin yüzde 17'si İsrail'de ve yüzde 78'i Ürdün'dedir.
İsrail ile Filistin Kurtuluş Ordusu arasında tartışmalı bölgelerde bağımsız bir Arap Devleti kurulması için müzakereler ise Nisan 2014'te askıya alınmıştır.

*
Zahran planı, Ürdün'ün tüm Filistinliler için doğal vatan olduğu ve İsrail'in Ürdün nehrinin batısındaki tüm topraklarına egemen olacağı iki-devletli bir çözümü öngörüyor.
Bu planın ise ancak Haşimi kraliyet ailesinin Ürdün'ü terk etmesi halinde gerçekleşebileceği belirtiliyor.

*
Gerçi Filistinliler rejime karşı ayaklanmaktadır ancak Kral Abdullah'ın polis gücünü aşamıyorlar.
Halbuki bu plan için Filistin otoritesi ya da Ürdün'ün onayı gerekmiyor; yalnızca Başkan D.Trump'ın benimsemesine ve Kral Abdullah'ın bir şekilde taht'tan uzaklaştırılmasını gerektiriyor.
Ürdün Kralı çoğunlukla yurtdışında yaşamaktadır, ülkeyi Ürdün Ordusu ve güvenlik teşkilatı yönetiyor;
Eğer Kral taht'tan indirilirse, bu koşullarda yurda geri dönmeyecek ve bu gerçekleştiğinde İsrail ile barış isteyen seküler bir Filistin geçici hükümeti atanabilecektir, deniliyor.

*
Ama 1980'de "BM tarafından öngörülen ve yetkilendirilen iki Filistin devleti İsrail ve Ürdün'dür" ilkesi hala geçerlidir.
Bunun aksine hareket çatışmayı uzatmak anlamına geliyor.
O yüzden Başkan Trump'ın, Kral Abdullah'ı İsrail ile doğrudan müzakerelere ikna etmesi gerekiyor.
Aksi takdirde Ortadoğu'da şimdiye kadar elde edilen herşey bu kez bu cenahtan kaybedilmiş olacaktır...

23.9. 2017

Kötü         Çok İyi  Oyla 
           
Tüm yazıları        ShareThis
  Geri  |  Arkadaşıma Gönder  |  Yazıcı Dostu
                 

    Hayat Verenler : Microsoft    HP Türkiye    PBS Bilişim    SAY Ajans    SFS - MAN    Superonline       

Türk Liderler:

Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem

Tecrübeleriniz ve birikimleriniz toprak olmasın @ Copyright 2004 turklider.org