Ziynet Odası 
 Odam Olsun 
 Türklider Odaları 
 Sizin Odalarınız 
 Sohbet Odası 
 TV Odası 
 E-Kitap Odası 
 BŞenver 
 Gazete Odası 
 iPad 
 Hakkımızda 
 Şifremi Unuttum 

 

Ahmet Kilicaslan Aytar Gözüyle 


     

 



Tüm Yazıları

       ShareThis
BALKANLARDA BAĞIMSIZLIK SESLERİ VE KAMBER
12.10.2017
Ahmet Kilicaslan Aytar
Okunma Sayısı : 41116
Oy Sayısı : 2270
Değerlendirme : 5
Popülarite : 16,78
Verdiğiniz Puan :
 

 

 

Katalonya'nın 1 Ekim'de düzenlediği Bağımsızlık Referandumu, Balkanlar'daki etnik grupların bağımsızlık hayallerini yeniden canlandırdı.
Şimdi Güney Sırbistan'daki etnik Arnavutlardan, Sırp Cumhuriyeti Sırplarına kadar bölgesel liderler;
Yasaklı Katalonya referandumunun ardından "Neden aynı şeyi yapmıyoruz?" sorusunu soruyorlar...
Katalonya başarılı olursa, Balkan haritalarının yeniden ve potansiyel olarak acılı bir şekilde çizilmesine yönelik hareketlerin ortaya çıkacağı düşünülüyor.

*
Üstelik bölgesel liderler, ABD eski Başkanı G.W.Bush'un, "Bağımsızlık bildirgeleri, iç yasaları ihlal edebilir. Ancak bu uluslararası hukukun ihlal edildiği anlamına gelmez" beyanını dayanak yapan,
17 Şubat 2008'de Kosova Meclisi'nde okunan bağımsızlık bildirgesi ardından,
Sırbistan'dan ayrılarak bağımsızlığını ilan eden Kosova Cumhuriyeti'nin tanınması durumuyla, şimdi iyice cesaretlenmişlerdir.
Giderek "Kosova bir referandum olmadan nasıl ayrılmayı başardı ya da 22 AB üyesinin nasıl AB siyasetinin temelini oluşturan Avrupa yasalarını ihlal eden ayrılığı yasallaştırdığına" ilişkin sorular soruluyor...

*
Milliyetçi şiddetin 1990'larda çok fazla insanın hayatına mâlolduğu bu bölgede, yeniden alevlenen bağımsızlık düşünceleri potansiyel ciddi tehlikelere işaret sayılıyor...
Nitekim Katalonya'daki çalkantılı durumdan sonra Sırbistan Cumhuriyeti yine Kosova ile ilgili olarak uluslararası topluluğu çifte standartlar oluşturmakla suçluyor.
Çünkü Sırbistan'ın bölgesel anlaşmazlıklar, uluslararası tanınırlık ya da bağımsızlık konusunda herhangi bir sorun söz konusu olduğunda tartışmaya getirdiği ilk konu Kosova'dır...

*
Bu noktada Rusya Federasyonu da,"Kosova'da Arnavutlara tanınan haklar, neden Kırım'daki Rus, Ukraynalı ve Kırım Tatarlarına tanınmıyor" argümanıyla Kosova'yı tanımıyor.
ABD, AB ve NATO ise Kosova'nın bağımsızlığını "özel bir dava" olarak kabul ediyor...

*
Aslında Katalonya'nın Bağımsızlık Referandumu arka planda Ukrayna sorununu yeniden harlıyor.
Ukrayna'daki sorun iktidar ya da muhalefetin dinamik güçlerle birlikte ülkenin gelecekteki yönünü belirleme mücadelesi olarak gelişmişti.
Orada Batı yanlısı halk demokrasi istiyor, Rus yanlıları ise Rusya Federasyonuna bağlılık talep ediyordu...

*
Rusya'nın Kırım'ı ilhak etmesinin ardından Donetsk ve Lugansk Halk Cumhuriyetleri bağımsızlık ilan ettiler.
Çatışmaların ve barış müzakerelerinin tarafı olduklarını bildirdiler.
Müzakerelerde eşit haklar, adil seçimler, Rusya -Belarus ve Kazakistan'ın kurduğu Gümrük Birliğine entegrasyon talep ediyor;
Taleplerin yerine getirilmesi halinde barışı destekleyeceklerini, ortak ekonomik ve kültürel alanı korumak için çaba harcayacaklarını söylüyorlardı...
Öte tarafta Moldova'nın en doğusunda, Dinyester ırmağı ile Ukrayna sınırı arasında uzanan, incecik bir alanda bağımsızlığı hiç bir devletin tanınmadığı bir ülke olan Transdinyester Cumhuriyeti de,
Resmi dil Romence'yi konuşmak istememeleri nedeniyle Moldovyalılar da Rusya'ya bağlanmak talebinde bulunuyordu...

*
Bu noktada Rusya, hâlâ "Batı uygulamalarının sonuçlarını öngöremeyecek şekilde siyasi öngörü ve ölçme duyusunu kaybetti ve biz geri adım atamayacak eşiğe geldik" tezindedir.
Uluslararası hukukta oluşan çifte standarda işaretle, uluslararası hukukun ulusal çıkarlara saygı ilkelerine dayalı yeni bir küresel statüye kavuşturulmasını istiyor...

*
ABD ve AB ise Kosova'nın bağımsızlığını Katalan senaryosundan tamamen farklı olduğunu savunmaktadır..
Buna göre Kosova, diğer vakalardan farklı olarak tarihsel, yasal ve gerçek niteliklere sahiptir.
Bu nitelikleriyle Kosova benzersiz bir durumu ifade etmekte ve diğer durumlar karşısında eşsiz olmaktadır.

*
Kosova, artık var olmayan eski Yugoslavya Sosyalist Federal Cumhuriyeti'nin bir parçasıydı.
Varlığı boyunca bir anayasa da dahil olmak üzere diğer federal birimler ile aynı devlet özelliklerine sahipti.
Anayasa'nın koruduğu iyi tanımlanmış sınırları vardı ve federal birliklerin, mesela Kosova parlamentosu'nun onayı olmadan değiştirilemiyordu.
Eski Yugoslavya'nın dağılması; Sırbistan'ın Kosova'nın federal statüsünü 1989'da polis zoru ve askeri gücü yoluyla yasadışı olarak kaldırmasıyla başladı.
Halbuki, Sırbistan'ın Kosova'da Arnavut çoğunluğa karşı yaptığı gibi Katalan halkı şiddetli baskıya, sivillere karşı suçlara ve İspanya'nın etnik temizliği ile karşı karşıya kalmadı.
Kosova uluslararası toplum tarafından kolaylaştırılan bağımsızlığını elde etmek için Sırbistan ile uzun süren müzakerelerde bulundu.
Kosova'nın siyasi statüsünü belirlemek için Viyana'da yapılan müzakereler, BM liderliğindeki uluslararası bir sürecin doğrudan sonucuydu..

*
Bu noktada ABD ve AB çifte standartlardan şikayetçi olan ve Kosova ile Katalonya arasında benzerlikler bulan Sırbistan'ın; Kırım'ın Rusya'ya katılmasına yönelik tutumuna dikkat çekiyor.
Sırbistan'ın, Ukrayna'nın bir devlet olduğu ve Kırım topraklarının bu devletin ayrılmaz bir parçasını oluşturmasına rağmen,
Neden Kırım'ı ilhak eden Rusya Federasyonu'nu kınamadığını,
Halbuki SSCB'nin parçalanmasından önce bile, Ukrayna'nın topraklarının bir parçası olarak Kırım'ın statüsünün uluslararası hukuk perspektifinden saygı gördüğünü,
Bu çerçevede AB üyesi ülkeleri, Kosova'nın bağımsızlığının uluslararası hukuk ve diplomatik politikalar çerçevesinde meşru olduğunu doğrularken,
Sırbistan'ın Kırım'ın ilhak edilmesini Rus gücünün saldırganlığının gayrimeşru olduğuna neden değinmediğini soruyor.

*
Bir zaman önce S.Miloseviç'in bakanı olan bugünün Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vuciç, ülkesinde yeniden dirilmekte olan ulusalcı ateş karşısında Madrid'i destekliyor...
Çünkü ABD ve AB ülkeleri Sırbistan'ın güneyinde, Sırbistan Arnavutlarının merkezi olan Preşova Vadisi'nin en büyük yerleşimi olan Preşova'yı,
Müslüman nüfusa sahip Sandzak bölgesini ve çok sayıda azınlığa sahip olan özerk Voyvodina eyaletini potansiyel sıcak noktalar olarak Sırbistan'ın gözüne sokuyor.
Katalan referandumundan sonra Bosnalı Sırplarda da "Bosna'da olası bir barışçı bölünme hakkında rasyonel olarak konuşmaya başlama zamanı geldi" düşüncesi gelişiyor...
Etnik çizgiyle bölünmüş kuzey Kosova kenti olan Mitrovica'nın Sırp tarafından işletilen bölümünde Sırp bayrakları artık her yerde dalgalanıyor...

*
Bu sırada,eski Başbakanı A.Davutoğlu'nun "Savaşmadan Saraybosna'yı Şam'a, Bingazi'yi Erzurum'a, Batum'a bağlayacağız. Hiçbir ülkenin toprağında gözümüz olmadı, olmayacak. Bunu dediğimizde, bize "yeni Osmanlıcı " diyorlar. Bütün Avrupa'yı birleştirenler yeni Romacı olmuyor. Ortadoğu coğrafyasını birleştirenler yeni Osmanlıcı oluyor. Neden Türkiye eski topraklarında Balkanlarda, Ortadoğu'da ve Orta Asya'da yeniden liderlik kurmasın" ifadesiyle açıkladığı siyasetin esas lideri,
R.T. Erdoğan; Sırbistan'ın Türk nüfuslu Novi Pazar ilçesinde konuşmaktadır:
"Tek arzum var o da şu; Novi Pazar bir olsun, iri olsun, diri olsun, kardeş olsun hep birlikte Novi Pazar olsun çünkü ayrılıkta zafiyet var, birlikte kuvvet var. İnşallah bu ayrılıkları bir kenara koyacağız, bir beraber olacağız ve Allah'ın izniyle ondan sonra da gücün, kuvvetin burada olduğunu bulacağız, göreceğiz. Özellikle bu işte işin önünde olan kardeşlerimden bunu hassaten rica ediyorum ve böylece de istiyorum ki, Novi Pazar'dan çok daha farklı sesler duyalım ve Novi Pazar'ın geleceği çok daha güçlü olsun" benzeri şeyler söylüyor...

*
Sırbistan'ın derdi kendine yetiyor.
Buysa "Yurtta Barış, Dünya'da Barış" ilkeli dış politika yerine kendini bilmez ve çağdışı bir kafayla emperyalist kesilmek ve Sırbistan'da gelecek aramak hamlığından öteye gitmemesi bakımından önemlidir...
Bir hukuk devleti olmak ile bir kabile olmanın farkı budur.

13. 10. 2017

Kötü         Çok İyi  Oyla 
           
Tüm yazıları        ShareThis
  Geri  |  Arkadaşıma Gönder  |  Yazıcı Dostu
                 

    Hayat Verenler : Microsoft    HP Türkiye    PBS Bilişim    SAY Ajans    SFS - MAN    Superonline       

Türk Liderler:

Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem

Tecrübeleriniz ve birikimleriniz toprak olmasın @ Copyright 2004 turklider.org