|
|
Ahmet Kilicaslan Aytar Gözüyle
|
|
|
|
Tüm Yazıları
ShareThis
|
MEN DAKKA, DUKKA*
20.10.2017
Ahmet Kilicaslan Aytar |
|
Okunma Sayısı : |
39806 |
|
|
Oy Sayısı : |
2178 |
|
|
Değerlendirme : |
5 |
|
|
Popülarite : |
16,69 |
|
|
Verdiğiniz Puan : |
|
|
|
|
|
|
Irak ordusu ve İran Devrim Muhafızlarına bağlı Popüler Seferberlik Birimi (PUK) güçlerinin müşterek Kerkük operasyonu; 25 Eylül'de Bağımsızlık Referandumu düzenleyen Kürtlere ağır bir darbe oldu. Irak ordusuna destekleyen doğrudan İran Devrim Muhafızlarına bağlı Popüler Seferberlik Birimleri (PUK) ya da Haşd el-Shaabi güçleri; Ktaeb Hizbullah: Asaib Ehl-i Bey ve Badr Örgütlerinden oluşuyor.
* PUK-İran ilişkisi, Bağdat'ta Saddam Hüseyin rejimiyle yüzleşilen 25 yıl öncesine dayanıyor. O zamandan beri Erbil'de M.Barzani'nin Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) ile Süleymaniye'de Talabani'nin Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) arasındaki güç mücadelesi sürüyor. Nitekim PUK-İran ittifakı nedeniyle KYB, 25 Eylül Kürt bağımsızlık referandumunu isteksizce desteklemişti...
* Kürt siyasetinin kırılmış doğası, tek birleşik askeri güç bulunmaması ve iki ana partinin farklı uluslararası ittifakları ve yönelimleri; Hem KDP lideri Mesud Barzani'nin kuzey Irak'taki Kürt sistemine yönelik projesiyle ilgili Irak Merkezi hükümetinde hassasiyet, Hem de Irak'ta İran prokonsülasyonuna yol açmış, İran'ın hızlı biçimde bölgedeki güvenliğini sağlamasına basamak oluşturmuştur.
* Şimdi Irak-İran güçleri, Suriye sınırına yakın Şengal şehri de dahil olmak üzere İŞİD'e karşı savaş sırasında Kürt Bölgesel Yönetiminin eline geçen diğer bölgelerde ilerliyor. Kürt Peşmergesi Makhmur ve Hanekin bölgesinden çekilirken, Erbil ve Süleymaniye'de de sivil Kürtler yaşadıkları alanları terkediyor. Bölgenin muazzam petrol kaynaklarına bakıldığında bilhassa Kerkük'ün kaybı; Kuzey Irak Kürt Bölgesel hükümeti alanından bağımsız bir devletin çıkma ihtimalini azaltıyor. Bu aşama, İran'ın hem siyasi ve askeri gücünü bir sistematik dahilinde başarıyla yürütmesinin hem de Iraklı Şii Araplara ve Iraklı Kürtlerin siyasetine yaptığı akıllı yatırımların bir sonucu olarak değerlendiriliyor.
* Suriye'de de benzer bir durum görülüyor. Çünkü İran; Suriye savaşına yaptığı katkıyla Suriye'de karşılığını almanın ve Akdeniz'e kadar genişlemenin peşindedir. Kendisine Suriye'de bir güç dinamiği oluşturması için Lübnan Hizbullah'ına, HAMAS'ın da Hizbullah eliyle Lübnan'a yerleşmesine destek veriyor. Böylece İran; İsrail'in coğrafyasında siyasi ve askeri potansiyelini maksimize etmek üzere bölgeyi tek bir çatışma alanı haline getiriyor.
* Eh işte! Kerkük'ün düşmesi de bugün Irak'ın İran kontrolünde bir "satraplık" olduğunu doğruluyor. Bütün bunlar Arap dünyasında İran Devrim Muhafızları'nın politik savaş yöntemlerinin rakipsizliğini gösteriyor. Ve İran ;Irak, Suriye ve Lübnan üzerinden Akdeniz'e bağlanacak bir kara koridoru sağlamaya her zamankinden daha yakındır. Bu koridor, belki doğuda Hürmüz Boğazı'ndan batıda Akdeniz'e kadar etki alanını genişletecek, İsrail'in kara ve denizden çevrilmesini sağlayacaktır.
* Ama İsrail ve ABD; İran'la karşı karşıya kalırlarsa Orta Doğu'yu herkese kaybedeceklerini, Tahran'a Irak, Suriye ve Lübnan'da yerleşim vermek zorunda kalacaklarını, Halbuki ideolojik rejimlere yerleşme imkanı verilirse, onların daha fazla şey kazanmak için iddialarını savunmaya devam edeceklerini, Sonuçta bölgede onlarca yıldır devam eden çatışmalar ve savaşlara yeni bir yol daha açılacağını düşünüyor...
* Bu yüzden yakın gelecekte Ortadoğu'nun şöyle yürüyeceği öngörülüyor. 1- İsrail, Suriye'nin geleceği konusunda yapılacak sözleşmelerde Suriye'de hatta Irak'ta da, İran birliklerinin konuşlandırılmasını yasaklama talebinde olacaktır. Çünkü bu anlaşmalar Hizbullah'ın İsrail-Suriye sınırına yakın olması ve Lübnan'daki topraklara ek olarak İsrail'e karşı bir cephe açılması anlamına geliyor. 2- Bu sırada İsrail'in mutlaka İran'a karşı bir cepheyi de kurması gerekiyor... * Bugün bölünmüş durumda Suriye'de; 2013'te Demokratik Birlik Partisi (PYD) ve askeri kolu Halkın Koruma Birimleri (YPG) her ikisi de PKK ile bağlantılıdır. Kürtler Kuzey ve Kuzeydoğu Suriye'de "Rojava" da bir sosyal sözleşmeyle Suriye'nin geri kalanına hakim olan nefretin uzak olduğu yeni bir dönemi vaat ettiler.
* Bu bölgede Türkiye sınırının yanı başındaki İdlib kenti ise El-Kaide ideolojisinden esinlenen hiziplerin yönetimindedir. Şimdi Türkiye bu bölgede öncelikle İsrail lehine bir çatışmasızlık bölgesi oluşturmaya çalışıyor ki; diğer gerekçelerinin hiçbir kıymeti bulunmuyor. Fırat Kalkanı kapsamında Kuzey Suriye'de Ankara tarafından yönetilen alanlar da Türkiye'nin yardımıyla ayaktadır. Ancak bir süre sonra Türkiye'nin desteklediği hiziplerlerin yine birbirleriyle savaşacağı öngörülüyor. Nitekim Suriye rejiminin kontrolündeki bölgelerde gerekli hizmetlerin sağlanmasındaki noksanlar, ağır baskı ve yaşanan güvenlik kaosuyla bozulma başlamıştır.
* Bölgede bozulmaya dönen eğilimin İsrail için yararlı olabileceği düşünülüyor. Çünkü; Suriye rejimi, geleneksel İsrail karşıtı tutumunu sürdürmeye devam ediyor. Her durumda İsrail'in yıkılmasını isteyen İran; Hizbullah ve diğer Şii milislere bağımlıdır. Aleviler, Dürziler ve Hıristiyanlar Rus-İran eksenine yaklaşırken, Hizbullah'ın emrinde olan Arap Sünni hizipler giderek köktendinciliğe yöneliyor. Suriye'deki Kürt partileri ve Türkiye'de Erdoğan Yahudilerin İsrail'de işgalci olduğu ideolojisindedir, birlikte PYD'ye karşı çıkıyorlar. Türkiye ile İran henüz ikili güvenlik anlaşması yapmıştır.
* Artık İsrail için yalnızca İran'ın nüfuzuyla yüzleşmek değil, Rojava'da etki alanını genişletme süreci başlıyor. Rojava'nın radikal ve totaliter ideolojilerin hakim olduğu bölgede yegane lâik ve demokratik bir yapı oluşu dikkat çekicidir. İsrail'in Suriye Kürtleri ile ilişkilerini güçlendirmesi kazançlarının stratejik, siyasi ve güvenlik yararlarının ötesine geçecek; Rojava'nın doğal kaynakları, bilhassa petrolü İsrail'in enerji arzına katkı verebilecektir. Bir önemli konu da, ABD ve Fransa'nın Türkiye'de İncirlik Hava Üssü'ne alternatif olarak kurduğu Rojava bölgesindeki hava üslerinin kalıcı olmasıdır. * Bütün bunlar ve daha fazlası, İsrail'in Suriye'de ortaya çıkan Kürt bölgelerini desteklemek için harekete geçmesine, Erdoğan'ın HAMAS'ı sürekli savunuculuğuna karşı gerekli olan çabayı göstermesine, Türkiye ve Kürtler arasındaki ayrımı çizmeye, Sonuçta İran'ın hırslarını engelleyen bir duvar işlevi görmek üzere Suriye Kürt bölgesinde etkisini güçlendirmesine neden olacaktır.
* Yaşasın "Yurtta Barış, Dünyada Barış" ilkesine bağlı Türkiye Cumhuriyeti!
* "Men Dakka, Dukka; Eden Bulur"
21. 10.2017
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Tüm yazıları
ShareThis
|
|
|
|
|
|
|
|
Türk Liderler:
Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem
|
|
|