Ziynet Odası 
 Odam Olsun 
 Türklider Odaları 
 Sizin Odalarınız 
 Sohbet Odası 
 TV Odası 
 E-Kitap Odası 
 BŞenver 
 Gazete Odası 
 iPad 
 Hakkımızda 
 Şifremi Unuttum 

 

Ahmet Kilicaslan Aytar Gözüyle 


     

 



Tüm Yazıları

       ShareThis
DAVULUN SESİ
29.11.2017
Ahmet Kilicaslan Aytar
Okunma Sayısı : 40647
Oy Sayısı : 3479
Değerlendirme : 5
Popülarite : 17,71
Verdiğiniz Puan :
 

 

 

Yaklaşık iki aydır, İran Velayet-i fakih rejimi,
Ya da oniki imamın temsilcisi sayılan dini önderin bütün yürütme ve yasama işlerinde son söze sahip olmasına dayanan Şii Rejimi;
İki önemli gelişmenin yansımasından olumlu yönde etkileniyor.

*
İlki, Çin Komünist Partisinin 19. Ulusal Kongresi'nde Başkan Xi Jinping'in ikinci beş yıllık dönem için yeniden seçilmesidir.
Bu Çin'in mevcut kalkınma yaklaşımının gelecek beş yıl boyunca sürekliliğine bir işaret sayılıyor..
Şii rejimi, Çin'de gelişmeleri kendi ekonomik büyümesinin ilerletilmesinde uygulanması gereken örnek olarak karşılıyor.
Çin modelinin, İran Şii rejiminin radikal ve zor ilkelerini sürdürebilmesinde yardımcı olduğu, halkı yatıştıran ekonomik büyümeye imkân verdiği düşünülüyor...
İran, Çin ile dayanışmasını geliştiriyor.

*
Diğeri, Şii rejimininin bütün aydınları ve politikacılarının;
İran'daki mevcut siyasi durumun, Rusya'nın 1991'deki büyük çöküşünün arifesinde yaşadığı tarihi dönem ile tamamen benzer olduğundan hareketle,
SSCB'yi Batı kapitalizmine karşı büyük bir sanayi ulusuna dönüştüren Bolşevik Devrimi'nin 100.yıldönümünde bir görev yüklenmeleridir.
Onlar İran medyasının Tahran'ın siyasi ve askeri gücünün zirvesinde bulunduğu iddialarına rağmen,
Ülkede ahlaki düşüşe neden olan yaygın yönetim yolsuzluğunu gösteren güçlü işaretleri esas alıyorlar.
Bölgede "Balkanlaştırma" ajitasyonunun Ahvaz Araplarını, Baluch halkını, Kürtleri, Azerileri, İran Türkleri gibi azınlıkları kolayca etkilediğini,
Bu gerçekle İran'da yeni siyasi çizgiler çizildiğini nitekim azınlıkların hakları için bütün aktivistler ve milliyetçi hareketlerin bir araya geldiğine dikkat çekerek;
1991'de Sovyetler Birliği'nin Gorbaçov yönetiminde rejim, güvenlik ve siyasi zenginliklerinin en yükseğindeyken,
Nükleer silahları, doğal ve insan kaynaklarının yanı sıra diplomatik ve siyasi becerilerin de olmasına rağmen nasıl çöktüğünü tüm İran'a anlatıyorlar;
İran'da bir çöküşün yaşanması halinde Ortadoğu'nun göçeceği konusunda uyarılarda bulunurken, Pers özgüvenini parlatılıyorlar.

*
Üstelik İran; Ortadoğu'da Suriye ve Irak'taki istikrarsızlık sonucunda büyük etki gücüne ulaşmıştır.
Son bir kaç hafta içinde önce Veliaht Prens M.bin Salman'ın bir Suudi güç konsolidasyonu yapmasıyla yerel ve bölgesel karışıklık yaratması,
Sonra Lübnan Başbakanı Saad Hariri'nin Suudi topraklarında istifa ederken tüm bölgeyi İran'a dahil etmesiyle İran'ın etkisi giderek pekişmiştir...

*
İran'ın özgüveni, askeri ve siyasi etki gücü son birkaç ayın gelişmeleri ile güçlenirken,
ABD'nin İran'a yönelik 1979'dan beri yürürlükte olan " Kapsamı Sınırlandırma" politikasının,
İran'ın bölgedeki gelişmesini pek de durduramadığı açıktır.

*
İslam Devrimi'nden beri İran, bölgedeki çatışmaların ve istikrarsızlığın avantajlarından yararlanma stratejisini kimi zaman şiddetle uyguluyor.
Bugün İran aynı anda birden çok cephede vekalet savaşları yürütüyor.
Tahran'dan Beyrut'a "Şii Koridoru"nda her zamandan daha iyi korunuyor.

*
Ama bölge giderek ısınıyor; Lübnan'da Hizbullah ve Suriye'de İsrail ile bir çatışma potansiyeli oluşmuştur.
Yine de Hizbullah bir çatışma için İsrail ile ilgilenmiyor çünkü örgüt Suriye'de çok savaşçısını kaybetmiş ve mali açıdan zordadır.
Bu yüzden Hizbullah örgütünün ancak İran'ın İsrail'e bir savaş açması ya da Lübnan Başbakanı Saad Hariri'nin " Hizbullah Lübnan devletinin savunma gücünün bir parçası" ifadesi doğrultusunda İsrail'in "Üçüncü Lübnan Savaşı"nı başlatması halinde bir savaşta olabileceği düşünülüyor...

*
Suriye'de ise durum farklıdır; burada İran "ikinci bir Hizbullah" kurma niyetini saklı tutmuyor.
Zaten Suriye ve Irak'ta kendi otoritesine bağlı hem Esad rejiminin hemde Merkezi Irak hükümetinin desteklediği ve esas amacı zamanında İsrail'e saldırmak olan güçlü bir Şii milis gücü bulunuyor.
İsrail Savunma bakanı da dahil olmak üzere üst düzey yetkililer buna asla izin vermeyeceklerini açıklıyor...
Ancak İsrail'in hukuken yapacağı şey; Golan Tepeleri sınırından 10-15 km. mesafede bir hat teşkil etmek ve orada herhangi bir yabancı varlığa müsaade etmemekten öteye gitmiyor.

*
Ne ABD'nin İran'a yönelik "Kapsamı Sınırlandırma" politikası ne İsrailli yetkililerin kuru sıkı tehditleri İran'ın durdurmuyor.
Iran kazanmaya devam ediyor;
İşte Kuzey Irak'tan Türkiye'ye giden boru hattının kullanımı konusunda Kürt bölgesel yetkilileriyle anlaşmazlık sürdüğü için,
Bağdat hükümeti Kerkük petrol sahalarından çıkarılacak üretiminin büyük bölümünü bundan sonra Irak'taki rafinerilere yönlendirmek üzere harekete geçmiştir.
Irak, yakın gelecekte günlük 30 bin varil ham petrolü Kerkük'ten İran'ın Kermanşah Rafinerisine sevk edecektir.

*
Bu durumda sadece Suriye ve Irak'ın geleceğine ilişkin kapsamlı bir Amerikan-Rus anlaşmasının Ortadoğu'da barış için gerekenleri yapabileceği bir noktada bulunuluyor.
Bu nedenle bölge ülkeleri tüm diplomatik çabalarını yoğunlaştırmalı ve ABD ile Rusya'nın kapsamlı bir paket anlaşmaya ulaşması teşvik edilmelidir.
ABD ve İsrail, İran nükleer anlaşmasıyla uğraşmayı bırakmalı ve sadece erişilebilir konularla ilgilenmelidirler.

*
Bölgenin en büyük ülkesi Türkiye'de ise başka bir sorun yaşanıyor.
AKP Genel Başkanı R.T.Erdoğan; 15 yıldan beri muhatap olduğu ama şimdi Cumhuriyet tarihinde hiç kimsenin karşılaşmadığı boyutta "Yolsuzluk" suçlamalarıyla karşı karşıyadır.
Halbuki Türkiye cari açığını, uluslararası mali piyasalardan ya da doğrudan dış yatırımla finanse edebilmek zaruretiyle başbaşadır.
Bu yüzden Türkiye, herşeyden önce hukukun üstünlüğüne dayalı, insan haklarına ve temel hak ve özgürlüklere saygılı, demokratik, kurumsal ve öngörülebilir olmak zorundadır.
O nedenle Recep Tayyip Erdoğan'ın düştüğü meşruiyet krizinden çıkmasının hiç bir olanağı bulunmuyor.

*
İyi ki; ABD'de, Rusya'da, İsrail ya da İran'da bir Recep Tayyip Erdoğan daha yoktur...

30.11.2017

Kötü         Çok İyi  Oyla 
           
Tüm yazıları        ShareThis
  Geri  |  Arkadaşıma Gönder  |  Yazıcı Dostu
                 

    Hayat Verenler : Microsoft    HP Türkiye    PBS Bilişim    SAY Ajans    SFS - MAN    Superonline       

Türk Liderler:

Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem

Tecrübeleriniz ve birikimleriniz toprak olmasın @ Copyright 2004 turklider.org