Ziynet Odası       Odam Olsun       Türklider Odaları       Sizin Odalarınız       Sohbet Odası       TV Odası       E-Kitap Odası       BŞenver       Gazete Odası       iPad       Hakkımızda       Şifremi Unuttum   

 

Ahmet Kilicaslan Aytar Gözüyle 


     

 



Tüm Yazıları

       ShareThis
KIBRIS' TA TÜRKİYE ETKİNLİĞİNİ SONA ERDİRME HAMLESİ
04.05.2018
Ahmet Kilicaslan Aytar
Okunma Sayısı : 42809
Oy Sayısı : 2740
Değerlendirme : 5
Popülarite : 17,19
Verdiğiniz Puan :
 

 

 

Türkiye kamuoyu yaklaşan seçimlerle meşgulken Kıbrıs'ta bazı gelişmeler dikkatlerden kaçıyor.
Bir kaç gün önce KKTC Cumhurbaşkanı M.Akıncı, Rum lider N. Anastasiadis'i,
28 Haziran -7 Temmuz 2017'de BM tarafından İsviçre/ Crans Montana'da yapılan Kıbrıs Konferansı'nda taraflara sunulan Gutarres Planı'nı kabul etmeye çağırmıştır...

*
Kıbrıs sorununun çözümü yolunda Mayıs 2015'te yeniden başlayan toplumlararası müzakerelerin bir devamı olarak Crans Montana'da,
Kıbrıs Türk ve Rum kesimleri ile üç garantör ülke Türkiye, Yunanistan, Birleşik Krallık ve AB temsilcileri;
İlk kez " Garantiler ve Ülke Güvenliği " konusu ile birlikte Yönetim ve Güç Paylaşımı: Ekonomi ve AB ile ilişkiler: Mülkiyet: Harita ve Yüzdelikler: Toprak ve Güvenlikler başlıklarını ele almışlardı.

*
BM Genel Sekreteri A. Gutarres'in hazırladığı plan doğrultusunda yürütülen müzakerelerde,
Katılımcılar; bilhassa "Garantiler ve Ülke Güvenliği" başlıklarının her iki toplum için de hayati öneme sahip olduğu,
Kaydedilecek ilerlemenin, kapsamlı bir çözüm ve gelecekte her iki toplum arasında güvenin oluşturulması yönünde kritik öneme sahip olduğunda hemfikirdiler...

*
Ancak Konferans sırasında taraflara sunulan Gutarres Planı'nında "Garantiler ve Ülke Güvenliği " başlığının;
"Müdahale hakkının geçerli kalacağı bir sistem sürdürülebilir değildir.
Garanti Anlaşmalarının kapsadığı alanların yerini, iki tarafça üzerinde mutabık kalınan ve çeşitli boyutları içeren yeterli uygulamayı izleme mekanizmaları alabilir.
Bunların bazılarına garantör güçler de katılabilir.
Güvenlik Sistemi her iki toplumun da Birleşik Kıbrıs'ta kendisini güvende hissetmesini temin etmeli ve bir tarafın güvenliği diğerinin güvenliği pahasına olmamalıdır.
Asker konusu Garanti Anlaşmasından farklı bir konudur ve farklı bir formatta ele alınmalıdır" biçiminde olduğu görüldü.

*
Birleşik Krallık, İngiltere, Yunanistan, Kıbrıs Rum kesimi ve AB işbu plandaki " Garantiler ve Ülke Güvenliği" başlığını;
1- Kıbrıs için Avrupa hukuku ve ilkelerine, AB müktesebatına, tüm Kıbrıslıların insan haklarına ve temel özgürlüklerine saygılı olan istikrarlı ve yaşayabilir bir çözüm bulunması,
2- Kıbrıs vatandaşlarının güvenliğinin ve Kıbrıs sorunun çözümünün sadece AB tarafından garantiye alınması,
3- Başarı için gerekli olan ön koşulun yabancı askerlere ihtiyaç olmayacak, Kıbrıs'ın ve vatandaşlarının güvenliği ve bağımsızlığının sağlanması için üçüncü ülkelere ihtiyaç duyulmayacak bir çözüm olarak ele aldılar.

*
Türkiye ve Kıbrıs Türk Tarafı ise;
1960 Ankara Anlaşması'nın; Kıbrıs'ta Türklerin siyasi eşitliğini, idareye etkin katılımını, aynı toplumsal statülerle hak ve özgürlüklerini, Lozan Anlaşması çerçevesinde Türk-Yunan dengesini, Yunanlı olduğunu iddia eden Rumlarla Türkler arasında bir ortaklık devleti olan Kıbrıs Cumhuriyeti'ni garantilediğini,
Türkiye, Birleşik Krallık ve Yunanistan'ın garantör ülkeler olduğunu,
Crans- Montana konferansında Ankara Anlaşmasının sömürge dönemi kalıntısı olarak kabul edilmesine razı olmayacaklarını ileri sürdüler.

*
Çünkü Garanti Anlaşması'nın 1.maddesi; "Kıbrıs Cumhuriyeti herhangi bir devletle tamamen veya kısmen herhangi bir siyasi veya iktisadi birliğe katılmamayı taahhüt eder.
Bu itibarla uluslararası tanınmışlıklarını kullanarak avantaj elde etmek için taraflar kendi egemenliğini kabul ettirme konusunda direnemez.
Herhangi bir diğer devletle birleşmeyi veya adanın taksimini doğrudan doğruya veya dolaylı olarak teşvik edecek her nevi hareketi yasak ilan eder" biçimindedir.

*
Çünkü Rumlar egemenliklerini kabul ettirmek için 1963 Akritas Planı'nda direnmektedir.
Bu plan Türklerin Rum egemenliği kabul etmesi ve Kıbrıs sorununun ortadan kalkması anlamındadır.
Rumlar, bu planla Türkleri zayıflatmayı ve Kıbrıs'ın Yunanistan'a birleştirilmesini yani ENOSİS'i amaçlamakta,
Bu amaçta direnmeleri yüzünden 1968'den beri ortak devlet, toprak, mülkiyet hakları ve askeri düzenlemelerle ilgili uzlaşmalar sağlanamamaktadır.

*
Çünkü 1974'te Kıbrıs Cumhuriyeti Albaylar Cuntasından kaçan Yunanlıların sığınağı olmuştu.
ABD Dışişleri Bakanı H.Kissinger; Atina'nın Lefkoşa'da bir darbe yapmasını, Ankara'nın ise darbeye karşı çıkma iddiasıyla adanın bir bölümüne asker çıkarmasını planladı.
O günden beri Kıbrıs'ın Kuzeyinde Türkiye himayesinde KKTC ve Türk birlikleri bulunuyor...
2004'ten beri İsviçre modeli, federal bir yönetim altında adanın yeniden birleşmesi amacıyla barış müzakereleri yürütülüyor...
Ama 2004'te Rumlar; BM ve AB'de Kıbrıs'ın yasal hükümeti ve temsilcisi olduklarını kabul ettirmişlerdir.
Böylece Türkler azınlık konumuna itilmiş, Kıbrıs adına Kıbrıs Rum Yönetimi AB'ye katılmıştır.
O gün bugün, Rum Yönetimi Kıbrıs Cumhuriyetini kendilerinin temsil ettiği iddiasındadır...

*
Crans Montana'da Türk ve Rum kesimleri arasındaki farklı düşünce yapısı,
1974'te ortaya çıkan durumun nasıl algılanması gerektiğindeki görüşler arasındaki tezatlar nedeniyle,
Yönetim ve Güç Paylaşımı: Ekonomi ve AB ile ilişkiler: Mülkiyet: Harita ve Yüzdelikler: Toprak ve Güvenlikler başlıklarında da farklılıklar göstermiştir.

*
Mesela;
1- Kişisel mülkiyet hakkının tanınması kuzeydeki Türk çoğunluğunun garanti altına alınmasıdır.
2- Ne ki bir çok gelişme Kıbrıs konusunda tartışmayı siyasi mülkiyetler noktasında düğümlemiştir.

*
Siyasi mülkiyetler konusunda tartışılmaya değer bir çok konu bulunuyor:
1- Kıbrıs; ABD ve Rusya'nın Stratejik Silahların Sınırlandırılması Anlaşmalarında karşı karşıya geldiği bir adadır.
NATO'nun Stratejik Konsept Belgesinin omurgasını oluşturan füze savunma araçlarının Kıbrıs'ta konuşlandırma yerleri, imha araçlarının hızı ve sayısı, konum algılama sistemleri gibi başlıklar küresel ortaklaşmaya yönelik askeri güç dengesinde büyük önem arzediyor...
2- Halbuki Türkiye, NATO Stratejik Konsept Belgesinde "AB üyesi olmayan NATO ülkesi" olarak anılıyor ve bu durum NATO'da sorun teşkil ediyor...
Çünkü Türkiye, NATO'nun AB üyesi olmayan bir müttefiki olarak Avrupa güvenliğine katkısı için öncelikle Avrupa Güvenlik ve Savunma Politikasına dahil edilmesi gerektiğini savunuyor.
Fakat AB üyesi Kıbrıs Rum Yönetimi Türkiye'nin Avrupa Güvenlik ve Savunma Politikasına girmesini, bu durumda Türkiye de Kıbrıs'ın NATO'ya girmesini engelliyor...
Bu karmaşa, ancak Kıbrıs Türk ve Rum kesimlerinin birleşme şartlarında anlaşmaları ve "Birleşik Kıbrıs Cumhuriyeti"nin NATO'ya ve Türkiye'nin de Avrupa Güvenlik ve Savunma Politikasına üye olmasıyla adil biçimde çözülebilecektir...
3-Kıbrıs sorununda, Doğu Akdeniz ve Mısır'da bulunan hidrokarbon kaynakları da katalizör bir güç olarak devrededir.
Yunanistan, Kıbrıs Rum kesimi ve İsrail doğalgazı Avrupa'ya ulaştırmak için AB ile görüşmelerden geçmiş ve ortak çalışmaların ileri götürülmesi konusunda anlaşma sağlamıştır.
İsrail'in doğalgazını dünyaya satabilmesi için ya Türkiye gibi komşu ülkelerin mevcut boru hatlarını kullanması,
Ya da İsrail, Güney Kıbrıs, Mısır ve Yunanistan'ın offshore sahalarının bağlanmasıyla oluşturulacak Doğu Akdeniz Boru Hattı ile gazın Yunanistan üzerinden diğer Güney Avrupa ülkelerine ulaştırılması öngörülüyor.
Türkiye ve KKTC ise aralarındaki Kıta Sahanlığını Sınırlandırma Anlaşması'yla, Kıbrıs'ın karasularında ve münhasır ekonomik bölgesindeki egemenlik haklarıyla benzer arama çalışmaları yapabilecekleri ve Ada'nın birleşmemesi halinde bir kesimin adanın tümünü temsil ediyormuş gibi görülmesinin Avrupa değerlerine aykırı olduğu tezinde duruyor.

*
Bu ve diğer farklılıklar çerçevesinde Yunanistan Başbakanı A.Çipras herşeyi çözen, herkesin kendisini güvende hissedeceği bir sihirli formül ile Türkiye dışında diğerlerini ikna etmiştir.
"Kıbrıs'ta garantilere ve garantörlere gerek yok, bunlar artık çağdışıdır" diyor...

*
Bu yüzden Rumlar, KKTC'den; "Müzakerelerin zeminini AB ilke ve değerleri belirlemelidir.
Kıbrıs Cumhuriyeti AB'ye bütün olarak katıldı, müktesebatın Kuzey kesimde uygulaması ertelendi.
10. protokole göre Anayasa tasfiye edilerek değil ama değiştirilerek işgal altındaki bölgelerin Kıbrıs Cumhuriyeti çerçevesine entegrasyonu söz konusu olmalıdır" ilkesine riayet etmesini,
KKTC'nin Kıbrıs Cumhuriyeti'ne entegrasyonunun hukuki ve siyasi yönlerini, dönüşümü ve müteakip devletler sorununu düşünmesinin gereklerini istiyor.

*
Nitekim Rumlar, sorunlar çetrefilleşince toptancı bir yaklaşımla siyasi mülkiyet konusunu "Türkiye'nin Kıbrıs'ta İşgalci" olduğu noktasına taşımıştır.
Türkiye'nin Ada'daki 40 bin askerini geri çekmesi: Türkiye'den gelip adaya yerleşenlerin geri dönmesi : Toprak değişikliklerinin yapılabilmesi, konularında;
Türkiye'ye daha fazla baskı yapılması için garantörlük konusunu uluslararası alanda askıya aldırma çabasını sürdürmekte,
Garantörlükle ilgili alternatif senaryoların önünün açılmasını talep etmektedirler.

*
Crans- Montana'da garantörlük sistemi yerine Türkiye'ye kabul edilmesi gereken bir geçiş dönemi,
Kıbrıslı Rum ve Türklerin güvenliğine yönelik herhangi bir tehditi caydırmak ya da gidermek amacıyla kurulmuş çok uluslu bir polis gücü önerilmiş,
Ayrıca üç ülkenin gelecekteki ilişkilerinde sağlam bir temel oluşturan "Yunanistan, Türkiye ve Kıbrıs arasında üçlü bir Dostluk Paktı kurulmasını teklif edilmiştir.

*
Rum lider N.Anastasiadis o günden beri bu teklife sıcak bakıyor ancak Ada'da konuşlanacak askerlerin Türkiye veya Yunanistan'dan değil üçüncü ülkelerden olmasını öneriyor.
Birleşik Krallık ise Kıbrıs'ta bir anlaşma durumunda adadaki garantörlük haklarından vazgeçmeye hazır olduğunu bildirmiştir.
Ama Crans-Montana konferansından beri Türkiye'nin 1960 Ankara Anlaşmasına sadık kalmıştır...

*
KKTC Cumhurbaşkanı M.Akıncı ise "Türkiye'yi tamamen dışlayarak bir garanti sistemi oluşturmanın ve Kıbrıslı Türklerin bunu kendileri için güvence olarak görmelerini beklemenin mümkün olmadığı,
Ama kimse 1960'daki şartların aynen geçerli olduğunu söylemiyor. Eskiden noktası virgülü değişmez deniyordu, bu çağda bunu diyemezsiniz.
Haklarınızı gözetip endişelerinizi giderecek yeni formüller, yeni düşünceler üretmelisiniz" düşüncesindedir...

*
Aslında Türkiye'nin Kıbrıs üzerine tarihsel hakları bir yana Cumhurbaşkanı M. Akıncı'nın teklif ettiği, "Garantör ülkeler Türkiye, Yunanistan ve İngiltere'den oluşan çok uluslu bir güç oluşturulması planı";
1- Ankara Anlaşmasıyla kazanılan Kıbrıs'ta Türklerin siyasi eşitliğinden idareye etkin katılımından ve aynı toplumsal statülerle hak ve özgürlüklerinden ve garantörlükten feragat etmesi: mülkiyet: toprak gibi konularda zarara uğranması,
2- Lozan Anlaşması çerçevesinde Türk-Yunan dengesinin bozulması,
3- Güney Kıbrıs Rum Yönetiminin AB'ye "Kıbrıs Adası " olarak girmesi hâlâ tartışmalı bir konu iken, Türkiye'nin "Kıbrıs'ın karasularındaki ve münhasır ekonomik bölgesindeki egemenlik haklarından" da vazgeçmesi anlamına geliyor...

*
Çok dikkat gerekiyor, çünkü Türkiye?nin etkin ve fiili garantisinden vazgeçmek Türkiye ve KKTC?nin, Türk ulusunun geleceğini, güvenliğini tehlikeye atmak demekti​r.​
Bu yüzden Türkiye'de iktidarın, muhalefetin, basının ve ilgili bütün kuruluşların bu milli davada kararlı bir tutum sergilemesi, böyle hayati bir konuda ödün vermekten kaçınılmasını sağlamaları gerekiyor.

5. 5. 2018

Kötü         Çok İyi  Oyla 
           
Tüm yazıları        ShareThis
  Geri  |  Arkadaşıma Gönder  |  Yazıcı Dostu
                 

    Hayat Verenler : Microsoft    HP Türkiye    PBS Bilişim    SAY Ajans    SFS - MAN    Superonline       

Türk Liderler:

Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem

Tecrübeleriniz ve birikimleriniz toprak olmasın @ Copyright 2004 turklider.org