Ziynet Odası       Odam Olsun       Türklider Odaları       Sizin Odalarınız       Sohbet Odası       TV Odası       E-Kitap Odası       BŞenver       Gazete Odası       iPad       Hakkımızda       Şifremi Unuttum   

 

Ahmet Kilicaslan Aytar Gözüyle 


     

 



Tüm Yazıları

       ShareThis
İRAN NÜKLEER ANLAŞMASI VE TÜRKİYE
10.05.2018
Ahmet Kilicaslan Aytar
Okunma Sayısı : 39166
Oy Sayısı : 5541
Değerlendirme : 5
Popülarite : 18,72
Verdiğiniz Puan :
 

 

 

ABD'li Demokratlar, "Devirmek zaman alabilir ama mücadeleyi zayıflatmayalım" benzeri söylemlerini destekleyen bilgi ve belgelerle,
Cumhuriyetçi Başkan D.Trump'ı yoğun olarak, Putin'in etkisi altında: Manik-depresif bir kişilik: Hırsız : Kişisel işleriyle devlet işleri arasında çıkar çatışması yaşayan bir milyarder : Beyaz üstünlükçü: Aşırı sağ finans çevrelerinin kuklası olmakla itham ediyor, gözden düşürmeye çalışıyorlar.

*
D.Trump ise 21.yüzyılın gidişatını başta ülkesi olmak üzere Avrupa, Rusya, Çin ve İslamcılık arasındaki etkileşimin belirleyeceği,
ABD'nin bütün bu yapının en zengin ve en güçlü ülkesi olduğu ama askeri ve ekonomik olarak kötü yönetimle zayıfladığını, diğerlerinin de daha güçlendiğinin düşüncesindedir.
Bir işadamı doğasındaki dış ilişkilerin pazarlanabilirliği için siyasi hedeflere ulaşmaya elverişli tüm düzenlemeleri tehlikeye atabileceği ve değiştirilebileceği bir vizyonu yürütüyor.

*​
İşte, "A​BD nükleer şantaj için rehin alınamayacak bir ülkedir. Amerika'ya ölümü​n ​bu silah​la geleceğini söyleyen bir rejime izin verilmez.
İran tehdidine, nükleer emellerine karşı kalıcı bir çözüm​ bulmak için müttefiklerimizle birlikte çalışacağız.
Yaptırımlar o kadar güçlü olacak ki, İran daha önce karşılaştığından daha büyük sorunlara sahip olacak" diyor.
Ve Washington'u İran nükleer anlaşmasından çekiyor, ekonomik yaptırımları yeniden​ düzenliyor...

*​
Ancak İran'a yeniden düzenlenen ABD yaptırımları 90 gün boyunca devreye girmeyecektir.
90 günlük bu süre İran'a müzakere ve durumu kurtarmak için yeni bir fırsat oluşturuyor.
Bu yüzden İran nükleer anlaşmasının akibeti ​kısmen değiştirilen eski anlaşma mı, yeni bir anlaşma mı​ olacaktır​ yoksa bir çatışma mı yaşanacaktır​, şu dakikada bilinmiyor.​

*
Durum olumlu bir açıklığa kavuşmadığı takdirde ABD Başkanı Donald Trump, Ekim 2017'de İran'ın şiddet performansı üzerinden ilan ettiği ABD stratejisini işletecektir.
Strateji Ortadoğu ve dışarısında İran'ın istikrarı bozma operasyonlarına karşı alınacak tedbirleri ve Nükleer- Balistik füze programlarını finanse eden mali geliri bloke etmek için yeni yaptırımları listeliyor...

*
İran'ın nükleer programının yalnızca barışçıl olacağını kayıt altına alan 18 Ekim 2015'te P5+1 ile imzalanan Ortak Kapsamlı Eylem Planı,
Yalnızca İsrail'in değil belirli koşullarda bölgenin Sünni devletleri; Suudi Arabistan, Mısır, BAE ve Türkiye'nin de endişe kaynağıdır.
AB ülkeleri de İran füzelerinin gelişiminin Avrupa için bir tehdit oluşturacağını ve Avrupa'yı vurabileceğini düşünüyor.
Ayrıca İran, Nükleer ve Balistik füze programı dışındaki Hassas Güdümlü Satıhtan Satıha Füze geliştirme programıyla Irak, Suriye ve Yemen'de hegemonya kurmak istiyor.

*
Bu tehditler ABD ve şu anda Suriye'de İran ile işbirliği yapan fakat bölgede bir İran hegemonyası görmek istemeyen Rusya'yı da endişelendiriyor.
Bu ülkelerin hepsi İran'ın yekpare bir ülke olmadığını çünkü Devrim Muhafızları Ordusunun ayrı bir gündemi olduğunu da değerlendiriyor.
Yakın zamana kadar Devrim Muhafızları Tahran'dan Akdeniz'e bir İran Koridoru kurmayı amaçlarken,
İran Cumhurbaşkanı H.Rouhani'nin en büyük ilgisi İran'ın dünyayla olan ekonomik bağlarını genişletmekti.
H.Rouhani aynı zamanda Suriye ve Hizbullah'a destek olabilmek için de ekonomik durumu iyileştirmeye çalışıyor...

*
Ama gelirinin çoğunu dünyanın en büyük 2. üreticisi olduğu petrolden sağlayan İran'a zaten "yaptırımlar siyasetinin" binbir türü uygulanıyor.
Mesela ekonomik işlemlerinin sonlandırılması amacıyla Merkez Bankası işlemleri askıya alındığında ;
İran'ın çok sayıda sektörde faaliyet gösteren, ithalatın yarıdan fazlasını ihracaatın tamamına yakınını yaparak en güçlü ekonomik örgütü olan Devrim Muhafızları,
Devrim Muhafızlarından hareketle giderek toplumsal bilinç ve vicdanların körleştirilmesi, bireylerin ve İran ulusunu yalnızlaştırması, inancı- bilinci teslim alırken,
İranlıların düşlerinin parçalanması, fiziki ve psikolojik olarak çökertilerek rejiminin yıkılması hedefleniyor...

*
Bir süredir dini ideolojinin hakim olması nedeniyle dini lider A.Hamaney ile Batı ile ilişkilerin normalleşmesini isteyen fakat Hizbullah ve HAMAS İslami örgütlerini himaye etmek istemeyen, bu yüzden Batı ile gizli bir ajandası olduğuna ilişki bir kuşku dalgası içinde bulunan Cumhurbaşkanı H.Rouhani arasında nifak fırtınası esiyor.
Nitekim İran bir süreden beri;
1- Dini lider A.Hamaney'in "İslam Devrimi Güçleri",
2- Cumhurbaşkanı H.Ruhani'nin " Devrimci Güçler"i,
3- Eski Cumhurbaşkanı M.Ahmedinejad'ın "devrimci anti-emperyalist Güçler"i arasında bölünmüştür.
İran yönetimde hem ideolojik hem de kişisel hesapların çelişkileri çok keskin bir durumdadır.

*
Bunlara bağlı olarak İran yönetişim sisteminin "istikrar" unsuru dört temel konuda yaralıdır.
1- İranlılar devletin yönetişim sisteminin meşruiyeti tartışıyor.
2- Devlet işleri yönetiminde etkinlik azalmış,
3- Siyasi elitler arasındaki birlik bozulmuştur.
4- Hükümet şiddet kapasitesinin artmasıyla zayıflamıştır...

*
Şimdi Başkan D. Trump, İran'ın balistik füze testlerini gerçekleştirmesini ve nükleer başlık taşıması amacıyla tasarlanan kıtalararası balistik füze programınn geliştirilmesini engelleyeceğini,
İran'ın Kızıldeniz ve Akabe Körfezi'ndeki uluslararası seyrüsefer tehdidinde bulunmasına izin vermeyeceğini,
Devrim Muhafızları Ordusunun teröre destek ve silahlı vekil güçler sağlamasını engellemek üzere İran'ın finansal varlıklarını Devrim Muhafızlarına kaçırması önleyeceğini,
Bunları gerçekleştirmek üzere İran'ın uyumu konusunda uluslararası denetimler sıkılaştıracağını,
Bunlar gerçekleşmediği taktirde İran rejiminin askeri ve siyasi temellerini sarsacağını öngörüyor...

*
Başkan Trump'ın, Washington'un İran nükleer anlaşmasından çekmesiyle birlikte hem ABD ve müttefikleri hem de İran sahadaki pozisyonlarını güçlendirmeye başlamıştır.
İran ile yapılan anlaşmayı imzalayan ülkelerden Birleşik Krallık ve Fransa, Başkan Trump'ın kararına itiraz etmekle birlikte Kuzey Suriye'ye hava ve kara gücü unsurlarını gönderiyor​.​ABD ise İsrail ile yakın çalışma halinde Suriye ve Lübnan'ın Akdeniz kıyılarındaki en ufak askeri hareketleri izlemek için savaş uçakları ve gelişmiş gözetleme uçağı filosu bulunduruyor.
Suriye hava savunması Şam'ın güneyinde bir İsrail hava saldırısını engellemiş,
İsrail Savunma Kuvvetleri ise düzensiz İran hareketleri izlendiği gerekçesiyle Golan'da ve bütün sınırları boyunca önleyici eylem tertibatları almıştır.
Devrim Muhafızları Ordusu'na bağlı Kudüs Gücü'nün ise İran'dan bağımsız saldırıya geçmek için İsrail Savunma Kuvvetleri'nin bir anlık gafletini beklediği varsayılıyor.

*
Bu sırada ABD ve Batılı birçok ülkenin, Kuzey Suriye ve Kuzey Irak'ta;
Kürt tabanı üzerinde çokuluslu şirketleri üzerinden bu topraklardaki siyasi mülkiyeti, yönetim ve gücü, güvenliği ele geçirdiğini,
İran ve Rusya'nın bu zengin toprakların dışında kaldığını,
Birlikte yaptırımlara sürüklendikleri Beşar Esad rejimi ile bir sıratta ve istikrarsızlaştırılan Ortadoğu'da çökertilmeye tabi tutulduklarına da dikkat kesilmek gerekiyor.

*
Suriye'de ABD ve İran ile Rusya arasındaki mevcut dengede;
Türkiye R.T.Erdoğan'ın İslamcı ideolojisinin neden olduğu İslamofobi ortamında ve durmaksızın Batı'ya tehditler savurduğu bir durumda,
Kuzey Suriye ve Kuzey Irak topraklarında genişleyen ve hiç bitmeyen bir savaştadır.

*
Türkiye bu savaşında Suriye ve Irak'taki Kürtlerin ABD ve koalisyonu ile ilişkisinde Rusya ve İran'ın yanında,
Ama Suriye'de Esad rejimine karşı sürdürdüğü ilişkide ABD ile birliktedir...

*
Batı, 24 Haziran seçimleriyle birlikte Türkiye'nin mutlaka farklı etnik ve dini kökenlerden gelen insanları bir arada yaşatmak için normalleşmesinden yanadır.
Ama Erdoğan Kuzey Suriye ve Kuzey Irak'ta savaş politikası yürütmekle hem iç hem de dış politikada ama öncelikle 24 Haziran seçimlerinde elindeki bu tek kozuyla oyun oynuyor.
Bu kozunu 24 Haziran'da kendine avantaj aramak üzere İran ve Rusya'ya gösteriyor.
İran ve Rusya ise herhalde hapsoldukları Ortadoğu'da Türkiye'nin bu kozunu nasıl kullanabileceklerinin hesabındadırlar...

11. 5. 2018

Kötü         Çok İyi  Oyla 
           
Tüm yazıları        ShareThis
  Geri  |  Arkadaşıma Gönder  |  Yazıcı Dostu
                 

    Hayat Verenler : Microsoft    HP Türkiye    PBS Bilişim    SAY Ajans    SFS - MAN    Superonline       

Türk Liderler:

Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem

Tecrübeleriniz ve birikimleriniz toprak olmasın @ Copyright 2004 turklider.org