Ziynet Odası       Odam Olsun       Türklider Odaları       Sizin Odalarınız       Sohbet Odası       TV Odası       E-Kitap Odası       BŞenver       Gazete Odası       iPad       Hakkımızda       Şifremi Unuttum   

 

Ahmet Kilicaslan Aytar Gözüyle 


     

 



Tüm Yazıları

       ShareThis
BAŞKA KAPIYA
15.09.2018
Ahmet Kilicaslan Aytar
Okunma Sayısı : 49656
Oy Sayısı : 2797
Değerlendirme : 5
Popülarite : 17,23
Verdiğiniz Puan :
 

 

 

ABD; 2000'lerin başında Genişletilmiş Ortadoğu Projesini yürürlüğe koydu.
Amacı, ekonomisini küreselleştirdiği devletlerin küresel ekonomiye entegre olmayan bölgelerdeki kaynaklara erişimini sağlamaktı.
Başkan G.W. Bush, 2003'te "Suriye'nin hesap verme sorumluluğu ve Lübnan'ın egemenliğinin yeniden tesisi" yasasını çıkardı.
Böylece Kongre'den yetki almaksızın Lübnan ve Suriye'ye savaş ilan edecekti.

*
2010'da Başkan B.Obama " Arka plandan liderlik" ilkesi uyarınca Libya ve Suriye saldırısına Birleşik Krallık ve Fransa'yı memur etti.
Bu ülkeler Türkiye, Suudi Arabistan ve Katar'ı da kendilerine ortak ettiler.
Nitekim 2011' de Suriye'ye askeri operasyonlar başladı.
Ancak operasyonları yukarıdaki devletlere vekil olan dışarıdan getirilen 250 binden fazla militan ve İslamci Cihatçı yürüttü.
Suriye Arap Ordusundan daha iyi silah donanımı sağlamak için;
Sonuçta yarım milyon Suriye vatandaşının hayatını kaybettiği,
Kentler ve beldeler de taş üstünde taşın kalmadığı ve muazzam bir trajedinin yaşandığı alan;
Tarihin en büyük yasadışı eski eser, altın, petrol ve sair ticaret karşılığında silah kaçakçılığına sahne oldu.

*
ABD, müttefiklerine yaptıkları yatırımın karşılığını alacakları sözünü vermişti.
Ama Rusya?nın savaşa girmesiyle birlikte Batının zafer kazanması olanaksız hale geldi.
Dolayısıyla ABD?nin her bir müttefiki, hızla bu bölgeye ilişkin kendi stratejisine geri döndü.
Bugün müttefiklerin savaş hedefleri, askeri olarak kolaylıkla yapabileceği konuşlanmayı gerçekleştirmeyi reddeden ABD?nin önüne geçmiştir....

*
Militan ve İslamcı cihad örgütlerinin kontrolündeki son alan İdlib ve bölgesidir.
İdlıb'de de-eskalasyon bölge sorumluluğunu cihad örgütleriyle içli dışlı Türkiye yüklenmiştir.
Ama bölge Rus hava saldırıları tarafından desteklenen Suriye ordusunun yaklaşmasıyla karşı karşıyadır.
Artık Washington Şam'ın kimyasal silah kullanmadan giderek bu bölgede hakim olmasını öngörüyor!

*
Bu durumda kuzeyde ABD güçlerinin Kürt milisleri ile işbirliği yaptığı alan ve Irak sınırına yakın bir Amerikan üssünün bulunduğu yer,
Suriye hükümetinin kontrolü dışında kalacaktır.
Başkan D. Trump, ABD'yi Suriye çatışmasından uzak tutmak istediğini ancak radikal terör örgütlerini yenmek için bu bölgede bir birliğin yeterince kalacağını söylüyor.

*
Bu noktada ABD yönetimi bir süre önce kongreden izin almaksızın Suriye'de varlığını sürdürmek için bir plan hazırlamış,
Beyaz Saray bu planla ilgili Suriye'de iki temel hedefi açıklamıştır.
Buna göre;
1- B.Esad Moskova ile müzakere edilen bazı siyasi anlaşmalar yoluyla iktidardan uzaklaştırılacak,
2- İran, Rusya'nın yardımıyla Suriye'deki güçlerini çekmeye zorlanacaktır.

*
Ancak Suriye İç Savaşının bittiği ve hükümetin kazandığı bir sonuç karşısında ABD'nin bu planı fazlaca hayalperest bulunmuştur...
Çünkü Suriye'nin kazandığı bir ortamda ABD; Suriye, Rusya ve İran' ı hiçbir şeye zorlayamayacaktır..
Üstelik Suriye vakası elbette insani bir trajedidir, ancak bu ABD 'nin kendi halklarının hayatı ve zenginliklerini uzun, acımasız bir çatışmada feda etme riskine girmesinin bir nedeni olarak sayılmıyor.
Amerikalılar Afganistan'da geçirilen 17 yılı ve Irak'taki 15 yılı affedemiyor...
ABD; İŞİD, El Kaide üyesi El Nusra Cephesi ve diğer radikal gruplar gibi birden fazla kötü aktörle karmaşık, alçakça sürdürülen çok taraflı bir savaşta,
Sadece aktif bir katılımcı değildir ve Suriye'de artık yapabileceği çok az şey bulunuyor....

*
Ayrıca savaş boyunca Suriyeli "Ilımlı isyancılar" büyük ölçüde ilgisiz ve etkisizdiler.
Asla Suriye'de iktidar olmak hırsı gösteremediler ve rutin olarak radikallerle işbirliği yaptılar.
Üstelik savaş sürecinde yaşanan sayısız insanî kriz Esad'ın iktidarını sona erdiremedi !
Şu saatten sonra Esad' ı düşürmek bir sonraki çatışmaya yol açacaktır.
Şimdi ABD güçleri en ufak bir yasal otoritesi olmaksızın bu egemen ulusun topraklarının bir kısmını işgal ediyor.
Bu noktada Amerikan politikası kendi halkına Suriye'deki rejimi yavaş yavaş iyileştirmek gibi makul bir gaz veriyor...

*
Ya ABD müttefikleri?
Yahudiliğin sömürgeci ideolojisini sürdüren İsrail,
Suriye başta olmak üzere büyük komşularının etnik ya da dini ve mezhebî homojen küçük ülkeler olarak bölünmesi siyasetini uyguluyor.
Lübnan'ın Hıristiyan ve Müslümanlar olarak,
Suriye'nin Kürtler lehinde bölünmesini desteklediler.
Bu noktada ABD müttefikleriyle birlikte Büyük Ortadoğu projesiyle bölgedeki kaynakları denetlemeye yönelmiş ama bugün Suriye'de yapacak çok işi kalmamıştır.
İsrail ise hâlâ hiçbir komşusunun kendisine diklenecek kadar güçlü olmamasının siyasetini sürdürüyor...

*
Birleşik Krallık, Genişletilmiş Ortadoğu projesine, Osmanlı'ya karşı 1915 Büyük Arap İsyanı'nın benzeri bir planla katıldı.
1915'te Araplara "Osmanlı'yı devir, yerine Vahhabileri getir" karşılığında özgürlük vadettilerdi.
Bu kez kendi hükümetlerini devirmeleri ve yerine Müslüman Kardeşleri getirmeleri karşılığında özgürlük sözü verdiler.
Ancak şartlar değişmiştir, üstelik Genişletilmiş Ortadoğu projesi bir Arap Baharı planını öngörüyordu...

*
Fransızlar ise Uluslar Cemiyeti'nden aldıkları Suriye üzerindeki mandayı yeniden kurmayı öngörüyor,
Bunun için Araplarla Kürtlerin etnik ayrılığından medet umuyorlardı.
Bu yüzden Suriye'de Araplara ait topraklar üzerinde Kürdistan'ın kuruluşunu desteklediler...

*
R.Tayyip Erdoğan Türkiye'si ise Büyük Ortadoğu projesine, hem de Eşbaşkan olarak;
1- Kuzey Irak Kürt Yönetimi sahasında ekonomik ilişkilerden örgütlediği İslami sermaye ve Kürtlerin Türkiye'nin ekonomik ve siyasi kontaklarına bağlılılığından yararlanarak bağımsız Kürt Devletini pasifize edebileceği düşüncesi,
2- İslam Birliği başlığında bir Sünni koridor üzerinde "bölgeyi kazanırsak petrolü ve Misak-ı Millî topraklarını da kazanırız" hayaliyle en önde katıldı.

*
Erdoğan Türkiye'si, 28 Ocak 1920'de İstanbul'da son Osmanlı Mebusan Meclisi'nin kabul ettiği Türk Kurtuluş Savaşı'nın siyasi manifestosu olan Misak-ı Milliyi esas aldı.
Halbuki bu metin, I.Dünya Savaşı'nı sona erdirecek barış anlaşmasında Türkiye'nin kabul ettiği asgari barış şartlarını içeriyordu.
Nitekim son Türk Devleti olan Türkiye Cumhuriyeti daha sonra yaptığı anlaşmalarla Misak-ı Millî'yi sınırladı.
"Yurtta Barış, Dünyada Barış" ilkesine bağlı Türkiye Cumhuriyeti, Misak-ı Millî'yi 1938 yılına kadar gerçekleşen anlaşmaların sınırı içinde ülke birliğinin temeli yaptı..

*
Bu yüzden Türkiye, diğer müttefiklerle, Suriye?nin kuzeyine özerklik öngörmeyip ilhak etmek istediği için İsrail ile,
Yeni Osmanlı Halifeliğini kurmak istediği için Birleşik Krallık ile,
Suriye'de bağımsız bir Kürdistan'ın kurulmasına karşı çıktığı için Fransa ile,
Genişletilmiş Ortadoğu'nun sınırları kanın ve inancın doğal bağlarını yansıtacak şekilde değişmezse sıranın kendilerine geleceğini artık gizlemeyen ABD ile çatışma halindedir.

*
Bugün Suriye devleti daha güçlü ve ayaktadır.
Suriye, Rusya, İran ve Hizbullah muzafferdirler.
Azmettiriciler ABD, Birleşik Krallık, Fransa ve Türkiye değil ama isyancılar ve radikaller ağır bir bozguna uğramışlardır.
Hepsi birlikte artık başka hedeflere varmaları gerekiyor!

*
Ama İstanbul'da 4'lü Suriye toplantısının ardından konuşan Saray Sözcüsü İ. Kalın hâlâ,
"Herkesin ortak kanaati çözümün siyasi olması gerektiği yönündedir. Cenevre süreci ve Astana süreci desteklenecek. İdlib'in bombalanması kabul edilemez" diyor...

*
Hiçbir kalın kafaya bomba düşsün istemeyiz.

16. 9. 2018

Kötü         Çok İyi  Oyla 
           
Tüm yazıları        ShareThis
  Geri  |  Arkadaşıma Gönder  |  Yazıcı Dostu
                 

    Hayat Verenler : Microsoft    HP Türkiye    PBS Bilişim    SAY Ajans    SFS - MAN    Superonline       

Türk Liderler:

Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem

Tecrübeleriniz ve birikimleriniz toprak olmasın @ Copyright 2004 turklider.org