Ziynet Odası       Odam Olsun       Türklider Odaları       Sizin Odalarınız       Sohbet Odası       TV Odası       E-Kitap Odası       BŞenver       Gazete Odası       iPad       Hakkımızda       Şifremi Unuttum   

 

Ahmet Kilicaslan Aytar Gözüyle 


     

 



Tüm Yazıları

       ShareThis
FRANSA'DA AKARYAKIT ZAMMI
24.11.2018
Ahmet Kilicaslan Aytar
Okunma Sayısı : 67051
Oy Sayısı : 2916
Değerlendirme : 5
Popülarite : 17,32
Verdiğiniz Puan :
 

 

 

Aydınlanmanın önderi Fransa'da, iklim değişikliği ile mücadelede kendisini şampiyon gören,
Fransızların daha yeşil enerjilere geçmesini isteyen Cumhurbaşkanı E.Macron,
Yüksek küresel petrol fiyatları ile birleştiğinde geçen yılın pompa fiyatında yüzde 20 artışa yol açan akaryakıtta vergi artışı yaptı.
Toplumsal eşitsizliğe karşı bastırılmış öfkenin dizginsiz bir şekilde taşmasına tanık olundu...

*
Hafta boyunca yaklaşık 300 bin çalışan, bağımsız kamyon sürücüleri ve küçük esnaf aylık işe gidiş-geliş bütçelerini ağırlaştıran bu zammı protesto etmek için,
Flüoresanlı sarı ceketler giydiler, karayollarını barikatlar ve yavaş hareket eden kamyon konvoylarıyla kapattılar.
Yakıt istasyonlarına, alışveriş merkezlerine ve fabrikalara erişimi engellediler.

*
Gösteriler Avrupa geneline yayılan protestolar dalgasının bir parçasıydı.
Avrupa'nın toplumsal eşitsizliğe karşı mücadelesi yükseliyor.
Belçika'da Fransızlara dayanışma göstermek için yakıt istasyonlarına giden yolları kapatıldı.
Sırbistan ve Bulgaristan'da da akaryakıt vergisi protestoları yapıldı.
Almanya'da, Yunanistan'da daha doğrusu kıta genelinde önemli grevler yaşanıyor.
Mevcut toplumsal koşullara yönelik yaygın muhalefet tırmanıyor.
Yöneticilerin popülaritelerinde çöküş yaşanıyor, huzursuzluk büyüyor...

*
Aslında herşey Uluslararası Para Fonu, Avrupa Merkez Bankası ve diğer mali kuruluşların,
Avrupa ülkelerinden örtülü bir şekilde yapısal reformlar talep etmesiyle sürüyor.

*
2000 Mart'ında Avrupa Birliğine üye 15 ülke bakan ve başbakanları, Portekiz/Lizbon'da Avrupalıların kaderini belirleyen stratejik bir karar aldılar.
Avrupa Birliği'nin 2010'a kadar dünyanın en güçlü ve dinamik ekonomik bölgesi olması için,
"Avrupa'nın Sosyal ve Ekonomik Yenilenmesi" adlı bir reform paketi üzerinde odaklandılar.
Paket, Soğuk Savaş döneminden sonra tek kutuplu bir dünyada ne kadar sosyal hak varsa hepsinin bir bir ortadan kaldırılmasıyla ilgiliydi.
Tarihe "Ajanda 2010" olarak geçti...

*
"Ajanda 2010" hedeflerine nasıl varılacağı 2002'de İspanya/Sevilla'da belirlendi.
Çalışanların çalışma saat ve ücretlerinde, işten atılma konusunda, işsizlik sigortasında, emeklilik konusunda, eğitim ve sağlıkta, kazanç ve gelir vergisinde;
Çalışanlar aleyhinde ve işveren lehinde kısıtlamalar öngörüldü.
Almanya, Fransa, İtalya, Hollanda ve daha bir çok ülkede sosyal kıyım önerileri "Reform" adıyla servise konuldu.

*
İlkin 2003'te Almanya'da işsizler ve sosyal yardım alanlara "yoksulluk Yasası" adı verilen,
Kapsamlı bir biçimde sosyal kısıtlamaları gerçekleştiren Hartz Yasalari yürürlüğe konuldu.
İddia edildiğinin tersine yasa ne işsizliği ortadan kaldırmak ne de bütçe açıklarından dolayı yapılıyordu.
Bu yasaların zengini daha zengin, fakiri daha fakir ettiği çok açıktı.
Asıl hedef kapitalizmin işine gelmeyen toplumsal kesimleri yoksulluk ve açlıkla baş başa bırakmak,
Böylece sosyal devlet denen olguyu geçmişte bırakarak,
Üretimin devamı için ihtiyaç duyulan iş gücünü çok ucuza çalışmaya boyun eğdirmeyi sağlamaktı...

*
2015'te küresel çelik krizi, liberal ekonominin temel siyasi perspektif sorunlarını gündeme getirdi.
Yalnızca o sektörde çalışanları değil ama uluslararası ölçekte tüm halklar ve çalışanlar için belirleyici oldu.
Ücret kesintileri, artan sömürü, büyüyen işsizlik, toplumsal eşitsizlik, kapitalist savaş yöneliminin eşlik ettiği çöküşle,
"Hangi siyasi strateji temelinde mücadele edilmelidir" sorusu sorulmaya başlandı...

*
Çelik sektörü patronları, sendika ve siyasi önderler ve ana akım medyası;
Krizi, bir "aşırı üretim" krizi olarak sunmak için kötücül bir ittifakta bir araya geldiler.
ABD, Avrupa ve Avustralya dahil olmak üzere dünya çapında hızla yayılan işten çıkarmaların ve fabrika kapatmalarının nedeninin,
Dünya üretiminin yaklaşık yarısını sağlayan Çin?deki çelik üretiminin artması olduğunu savundular.

*
İngiltere British Steel'in kapatılması ile karşı karşıya kaldı, hükümet Çin'e üretimi kısma çağrısı yaptı.
Amerikan çelik üreticisi US Steel ; AB'yi ve İngiltere'yi Çin'in küresel pazarlara ucuz çelik yığmasına izin vermekle eleştirdi.
Almanya çelik sanayisi, Çin'in aşırı çelik üretim kapasitesini azaltabilecek her girişimi memnuniyetler karşılayacağını açıkladı.
Çalışma örgütleri görev duygusuyla, kendi ulusal çelik sanayileri için koruma talep ettiler.
Ama kimse krizin nedeni olarak sunulan "aşırı üretimin"in anlamını sorgulamadı.
Niçin aşırı üretim yapıldığı sorulmadı...

*
Bugün aşırı zengin kapitalist oligarkların toplumsal ihtiyaçlar ile değil ama daha çok kâr elde etmek için aşırı üretim yaptığı,
Külfetini Çin'in çelik sektörüne ve uluslararası ölçekte halkların ve çalışanların üzerine bindirdiği anlaşılmıştır.
Artık halklar ve çalışanlar ilerlemenin önünde engel olarak duran kapitalist toplumsal ve siyasi ilişkilerle karşı karşıya olduklarını biliyorlar...

*
Bu görüntülerin ortasında 2013'te Türkiye'de; Erdoğan'ın kapitalist projesi Taksim Gezi Parkı yerine AVM yapılması reddediliyordu.
AKP iktidarının kendisine muhalif herkesi hapse tıkmak baskısına rağmen,
Apolitik yetişmiş, örgütsüz, toplumun zengin-yoksul, inanan-inanmayan, şehirli-kırsal, emekçi-işveren, kısaca her kesimden insanlar,
Lidersiz ve belli bir ideolojinin olmadığı protestolarla,
Erdoğan'ın ileri demokrasi balonunu patlatmış, eğreti fiyakasını bozmuş, siyasal dengeyi yerinden oynatmış,
Hükümete, valiye, polise, kalabalıklar içine sokuşturulan palalı, silahlı provakatörlere karşı korku eşiğini aşmıştı.

*
Herkes politikleşmiş, eylem ve muhalefet biçimi zenginleşmiş, halk her alanda dostunu düşmanını farketmiş,
Tüketimden gelen güç keşfedilmiş ve halkın gücü olarak dünyaya duyurulmuştu.
Partizanlık, usulsüzlükler ve haksız kazançların, doğa katliamının ve ne yaptılarsa hepsinin hesabının sorulması istendi.
Direnişlere katılan kesimin büyük çoğunluğu çalışan ailelerden gelen, ancak iş bulabildikleri taktirde yaşamlarını sürdürecek insanlardı.
Kapitalizmin hakça bölüşümü sağlaması, daha fazla düşünce ve eleştiri ortamının yaratılması, herkese insanca yaşama hakkının tanınması gündemi oluşturuyordu.
Ne yazık ki, bugün Gezi protestoları ihanetle eşdeğer hatırlanıyor!

*
Ne ki, insanlar bugün giderek artan bir ivmeyle işsiz kalmanın, yardıma muhtaç olmanın kapitalist sosyal politikaların bir sonucu olduğunu anlıyor.
Buna neden olan zengin bir azınlık ve onların çıkarlarına satılmış siyasi partileri ve politikacıları,
Kârlarını arttırmak için insanlardan daha çok çalıp, daha az ücret verenleri,
Vergi kaçıran, toplanan vergiyi iç eden ama vergilerin bir bölümünü polise, orduya, silahlanmaya ve savaşa harcayanları,
Suriye, Irak, Yemen Libya gibi ülkeleri yağmalayıp ceplerini dolduranları asalak olarak görüyor...

*
Şimdi Fransız kapitalist oligarkları dışlamış olduklarına çevreci kartı oynuyor.
Halbuki gelirleri yükseltmek ve iklim değişikliğini azaltmak istiyorsanız karbon vergilerini yükseltmek mantıklıdır.
Her gün işe gitmek için arabalarına bağımlı olan küçük bütçeli insanlar, bir noktadan sonra akaryakıt zammına katlanmazlar.
Onların gerçekten ekonomik sıkıntıları vardır ve onlar isyanı besleyen politik bir geleneğin mirasçısıdırlar.
Ne hükümetin ne medyanın engellemesine boyun eğerler...
Giderek daha çok genişler ve yayılırlar.
Bu soygun, talan ve yalana dayalı düzeni kahrederler...

25.11.2018

Kötü         Çok İyi  Oyla 
           
Tüm yazıları        ShareThis
  Geri  |  Arkadaşıma Gönder  |  Yazıcı Dostu
                 

    Hayat Verenler : Microsoft    HP Türkiye    PBS Bilişim    SAY Ajans    SFS - MAN    Superonline       

Türk Liderler:

Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem

Tecrübeleriniz ve birikimleriniz toprak olmasın @ Copyright 2004 turklider.org