Ziynet Odası       Odam Olsun       Türklider Odaları       Sizin Odalarınız       Sohbet Odası       TV Odası       E-Kitap Odası       BŞenver       Gazete Odası       iPad       Hakkımızda       Şifremi Unuttum   

 

Ahmet Kilicaslan Aytar Gözüyle 


     

 



Tüm Yazıları

       ShareThis
DEMOKRATİK GERİ TEPME YOLSUZLUK VE YOKSULLUKTUR
05.02.2019
Ahmet Kilicaslan Aytar
Okunma Sayısı : 65562
Oy Sayısı : 3065
Değerlendirme : 5
Popülarite : 17,43
Verdiğiniz Puan :
 

 

 

ABD, Nicolas Maduro rejimini ulusal petrol şirketi PDVSA üzerinden Venezüela halkını kontrolü altında tutmak, manipüle etmek ve parasını çalmakla itham etti.
Maduro'nun devlet başkanlığı döneminde patlak veren çeşitli skandallar,
Yönetici kadrosunun PDVSA kasasından devasa miktarlarda parayı zimmete geçirdiklerini,
Yaptıkları talan ortaya çıkmadan ve suçlular hakkında soruşturma açılmadan, bunları Andorra'ya aktardıklarını gösteriyordu.
PDVSA üretimi de beşte bire düşmüştü...

*
Küresel Liberal Ekonomi'nin lideri ABD, PDVSA'ya yaptırım kararı aldı.
ABD şirketlerinin Venezüela petrolünün bedelini anayasal kurumlara ödemesi yasaklandı.
Artık şirketlerin borçlarını kendini geçici başkan ilan eden Juan Guaido'ya yapması gerekiyor.
Böylece PDVSA'nın ABD'li ortağı Citgo şirketi artık borçlarını Rusya'nın Rosneft şirketine ödeyemeyecek,
Sonuçta Rus şirketi Rosneft, Citgo'nun ABD'deki üç rafineri ve boru hatlarına el koyabilecektir...

*
Bugün Venezüela, Latin Amerika'nın liberal ve illiberal güçler arasındaki gerilimin merkezindedir.
Venezüela'daki illiberalizm, Maduro'nun meşruiyeti konusundaki dayatmalarına dayanarak ülkede benzeri görülmemiş bir insani felakete yol açtı.
Ne yazık ki, çoğu Latin Amerika komşusu Venezüela'nın demokrasi ve pazarlardaki erozyonunu bugüne kadar sessizce tolere etti...

*
Amerikan Freedom House düşünce kurumu, ülkeleri özgürlükleri esasında değerlendiriyor.
Kurumun "Freedom in the World 2018" raporu, dünyanın 195 ülkesinden 71'inin " demokratik geri tepme" yaşadığını gösteriyor.
Bu ülkelerde demokratik kurumlar aşınmıştır.
Yasama ve Yargı zayıflatılırken, Yürütme güçleri daha az rekabetçi hale gelen ve basın özgürlüğünü daraltan seçimlerden geliyor...
Bu sadece demokrasi için kötü değildir aynı zamanda o ülkenin ekonomisini de derinden vuruyor...

*
Soğuk Savaştan sonra Latin Amerika, liberal uluslararası düzenin ilkelerini belki de dünyanın herhangi bir yerinden daha fazla benimsemişti.
Şimdilerde yükselen illiberalizm artık siyasi yelpazeyi kapsıyor.
Baskıcı askeri diktatörlüğe nostaljiyi dile getiren popülist Jair Bolsonaro, Brezilya'da başkandır.
Meksika Cumhurbaşkanı Andres Manuel Lopez Obrador , önemli bir muhalefeti görmezden gelen kararları haklı çıkarmak için şüpheli popüler söylemler kullanıyor.
Honduras Cumhurbaşkanı Juan Orlando Hernandez Alvarado, gücünü uzatmak için toplumsal hareketlere karşı şiddet uyguluyor.
Nikaragua'da Daniel Ortega otoriterleşmiştir ve barışçıl protestoları bastırıyor...

*
Popülistler küresel politik sistemi zayıflatmak için nasıl bir söylemde bulunmalarının temel adımlarını çözmüş gibidirler.
Bu durum demokratik kurumlar için çok tehlikelidir.
Artık hem "Demokrasi" hem de "Ekonomiler" dünya çapında risk altındadır..

*
Başkan N. Maduro'nun otokratik önderliği ile şu anda cumhurbaşkanlığını korumak için acı bir güç mücadelesi verirken ülkesi maddi zarar görüyor.
Enflasyon geçen yıl yüzde 80 bine ulaştı, yiyecek ve ilaç kıtlığı yaşanıyor.
Hükümet 2014'ten beri ekonomik verilerini açıklamıyor.
Ancak gayri safi yurtiçi hasılalarının son üç yılın her biri için yaklaşık yüzde 15 daraldığı düşünülüyor.

*
Venezuela gibi Avrupa'da Türkiye ve Macaristan' da farklı derecelerde demokratik geri tepme yaşıyor...
Türkiye ve Macaristan son beş yılda demokratik olarak seçilmiş liderlerinin otoriterleşmesi nedeniyle ekonomilerinde ciddi sorunlarla karşı karşıyadır.

*
Demokrasi köklerinin sığ olduğu Macaristan'da Başbakan Victor Orban, demokrasi bahanesi altında faaliyet gösteren baskıcı ve gittikçe artan otoriter bir devlet yaratıyor.
2008 küresel finansal krizinde Macaristan bölgedeki diğer ülkelere göre daha fazla zorlanmış, ekonomi aşağı yönelirken işsizlik yükselmişti.
Bu yüzden bir çok Macar, kendini komünizm döneminde olduğundan daha iyi hissetmiyor, milliyetçilik ve yabancı düşmanlığı büyüyordu.
Bu unsurlar Viktor Orban?ın 2010?da iktidara geldikten sonra Macaristan?ın zayıf demokrasisine yönelik sürekli saldırısının ön koşullarını oluşturdu.

*
Ama işverenlerin ülkenin emek kıtlığını telafi etmek için fazla mesai yapmasını sağlayan yeni iş kanunu ani bir parlamaya yol açtı.
Giderek siyasi durum değişkenlik kazandı.
Macarlar, hükümetlerini 21 Aralık 2018'de Budapeşte ve diğer şehirlerde bir dizi büyük gösteride protesto ettiler...

*
Ama Orban, 2010 seçimlerinden sonra iktidarı merkezileştirmiştir.
Medyaya siyasi ve finansal baskı uyguluyor, sansür ve dezenformasyon medyanın ana fonksiyonu olmuştur..
Hukukun üstünlüğüne son verilmiş,
Sivil toplum yurtdışından fon almakla suçlanmış ve entelektüel özgürlük yok edilmiştir.

*
Transparency International- Uluslararası Şeffaflık örgütüdür ve yolsuzluklarla mücadele ediyor.
V.Orban liderliğinde Macaristan?ı, Avrupada Bulgaristan?ın arkasındaki en yozlaşmış ülke olarak lanse ediyor.
Macar karayolları, köprüler ve diğer altyapı projeleri için milyarlarca Euro'luk AB fonlarının, Orban rejiminin sadık müttefikleri için yapılan sözleşmelere aktığını bildiriyor..
Pek tabii, 2014'ten beri Macaristan'da ekonomik büyüme sağlanamıyor....

*
Türkiye ise bütün ülkelerden daha farklı bir profildedir.
Erdoğan hem dış politikasında hem ülkedeki icraatlarında üzerine atılı bir çok fiilden ulusal ve uluslararası hukuk tarafından yargılanma endişesi yaşıyor.
Kendi evinin içini yönetemeyen, önyargıları üzerinden reel politika üretemeyen kimliği ile Ortadoğu'ya nizam vermeye yelteniyor.
Batı'da giderek yalnızlaşmıştır, zaten Türkiye'de çok büyük bir kesim tarafından durdurulmak isteniyor.

*
Erdoğan'ın yalnızlaşması Batıcılık ile Osmanlıcılık arasındaki nüanslardan kaynaklanıyor.
Batıcılık, rejimleri ve işleyişlerinde sınırsız uygarlık için oluşturulan sistematiklerle vicdan ve düşünce özgürlüklerini amaçlayan özgür insanlar yetiştirme geleneğinden geliyor.
Osmanlıcılık ise islamcı iktidarların devletin rejiminde ve işleyişinde getirilen sistematikle vatandaşlık yerine din, eşitlikler yerine din birliği, adalet yerine insan olmayı öngörüyor.
Sonuçta Osmanlıcılık dinamik bir toplumsal yapının inşa edilmesine olanak tanımayan tükenmiş, sözde bir ideolojiden geliyor.

*
Üstelik, Erdoğan istihbarat ve emniyet güçleri ile meclis çoğunluğu üzerinden devletin icra-yürütme-yargı kuvvetlerini tek elde toplamış,
Tüm kurumlar ve silahlı kuvvetler üzerinden Türkiye Cumhuriyetine el koymuştur.
Ekonomik dengeleri yeniden düzenleyerek, devleti Osmanlı'nın İslam toplumlarındaki siyasal kültürün kurumları ve kültürel kodlarına yönelik politikalarıyla kurumsallaştırmaya çalışıyor.
Gücünü bu kurumlaşmalar için oluşturduğu sivil ve askeri kapıkulları ordusundan ve paramiliter güçlere dönüşebilen kitlesinden alıyor.
O konuştukça dünya için ciddi bir belaya dönüşen çağdışı İslamcı örgütlerin, kanlı salyalarıyla hışmı bütün insanlığı korkutuyor.

*
Şimdilerde Türkiye, Erdoğan'ın iktidara geldiğinden beri karşılaştığı en ağır ekonomik krizden geçiyor.
Finansal krizin arkasında Erdoğan'ın asla demokratik olmayan ve kontrol edilemeyen güç yoğunluğu bulunuyor.
Bugün ekonomik bir zorluk gibi görünen bu kriz, aslında doğrudan Erdoğan için daha büyük bir sorunun belirtisidir.

*
Otoriterleşme, ekonomi için her zaman kötü değildir.
Otokratik Çin ve Singapur hem ekonomik başarı hikayeleridir, hem de Batı demokrasilerinde görülmeyen çift basamaklarla büyüyor.
Ancak bu ülkelerde hiçbir zaman demokrasi olmamıştır ki!

*
Ama bir defalık bir demokrasi otoriterliğe doğru döndüğünde, ekonomik etki çoğu zaman olumsuz oluyor.
Bunun nedeni, demokraside ekonomik politikaların yürütme ve yasama organlarından seçilmiş çeşitli görevliler tarafından ortaklaşa yapılmasıdır.
Merkez bankası gibi bağımsız devlet kurumları da ekonomik politikaya karar vermede yardımcı oluyor.
Yasama organları Venezüla, Macaristan ve Türkiye'deki gibi artık bu işleve etkin bir şekilde hizmet edemediğinde;
Sosyal huzursuzluk , özellikle şiddet görüldüğünde ekonomik sıkıntıları derinleştirebiliyor,

*
Otoriter liderlerin zarar veren kötü seçimler yapmasını engelleyen çok az şey bulunuyor..
Demokratik ters kayma dış yatırımı azaltıyor
Uluslararası piyasalar da toplumsal huzursuzluktan hoşlanmıyor.
Yatırımcılar endişeleniyor ve fon çekerlerken yatırımları da azaltıyorlar.

*
Ama işbu illiberal liderler, ülkelerinde demokrasiyi aşındırırlarken,
Meşruiyetlerini korumak için rekabetçi olmayan, basın özgürlüğü daraltılmış, sonuçları toplumu şüphede bırakan seçim gibi bir şeye sarılıp, Demokrasi Havarisi kesiliyorlar.
Otokrat liderlerin ortak stratejisini ileri sürüp birbirlerine sözde destek oluyorlar.

*
Geride küresel liberal düzenin lideri ABD'nin atacağı şamar vardır...
6.2.2019

Kötü         Çok İyi  Oyla 
           
Tüm yazıları        ShareThis
  Geri  |  Arkadaşıma Gönder  |  Yazıcı Dostu
                 

    Hayat Verenler : Microsoft    HP Türkiye    PBS Bilişim    SAY Ajans    SFS - MAN    Superonline       

Türk Liderler:

Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem

Tecrübeleriniz ve birikimleriniz toprak olmasın @ Copyright 2004 turklider.org