Ziynet Odası       Odam Olsun       Türklider Odaları       Sizin Odalarınız       Sohbet Odası       TV Odası       E-Kitap Odası       BŞenver       Gazete Odası       iPad       Hakkımızda       Şifremi Unuttum   

 

Ahmet Kilicaslan Aytar Gözüyle 


     

 



Tüm Yazıları

       ShareThis
AFGANİSTAN'DA BİR DÖNEM SONA ERERKEN
13.03.2019
Ahmet Kilicaslan Aytar
Okunma Sayısı : 66284
Oy Sayısı : 2186
Değerlendirme : 5
Popülarite : 16,7
Verdiğiniz Puan :
 

 

 

ABD Afganistan Özel Temsilcisi Zalmay Halilzad ile Taliban yetkilileri arasında, Katar'da 16 gün süren barış görüşmelerinde kısmi uzlaşma sağlandı.
Barışın sağlanması için yürütülen görüşmeler;
1- Yabancı güçlerin Afganistan'dan çekilmesi,
2- Afganistan topraklarında başka grupların tehdit oluşturmaması,
3- Afgan makamlarıyla Taliban arasında doğrudan görüşmenin yapılması,
4- Ateşkesin sağlanması ana başlıklarından oluşuyordu.
İlk 2 madde üzerinde uzlaşıldı, diğer ikisi üzerinde de görüşmelerin devamına karar verildi.

*
Taliban, ABD ve NATO güçlerinin 2014'te savaş misyonlarını tamamlamasından bu yana Afganistan'daki artan şiddet olaylarının sorumlusudur.
Bugün ABD, Taliban'ı bir şekilde çıkmaza sokarak onları müzakere masasından ateşkese zorluyor...

*
Çünkü Dünya dünü yaşamıyor.
Bugün Başkan D. Trump "Küresel Liberal Düzene" yeni bir yön vermenin iddiasındadır.
Hiçbir ülke veya ülke grubunun ABD önceliğine meydan okuyabileceği fikrinin ne kadar aldatıcı olduğunu göstermeyi,
Bunun için "Yıldız Savaşları ve Amerikan patentli kapitalizm" konseptinde Çin ve Rusya'yı yenmeyi amaçlıyor.

*
Bu yüzden hem gelişmiş ve istikrarlı ülkelerin hem de emperyal küreselleşmeyle henüz bütünleşmemiş istikrarsız devletlerin,
Yeniden ABD ekonomisine yatırım yapmaları öngörülüyor...
Pentagon ve CIA, Ulusal Savunmaya geri çekiliyor.
Uluslararası ticaret anlaşmalarından vazgeçilirken, eski düzeni belirleyen hükümetlerarası yapılar tasfiye ediliyor.
Küresel Ticaret Savaşı'ndayız!

*
Şubat 2018'de, Afganistan Cumhurbaşkanı Eşref Ghani, ABD'nin ivmesiyle Afgan Barış Konseyi'nin II.Kabil Süreci Konferansı'nda;
16 yılı aşkın süredir savaştığı Taliban'a bazı imtiyazlarla birlikte meşru bir siyasi parti olmayı ve düşmanlığa son vermeyi teklif etti...
"Bir barış anlaşmasına yol açmak için ön şartsız bu teklifi yapıyoruz" dedi...

*
Aslında bir çok şey gelişmekteydi...
Ne olduğunu anlamak için sırayla iki odakta yürütülen sürece dikkat kesilmek gerekiyor.

*
İlki; Aralık 2015'te BM Güvenlik Konseyi 2254 sayılı " Suriye'de ateşkesin sağlanması ve ülkede siyasi çözüme ulaşılması" kararıyla başlayan süreçtir.
Başkan D.Trump ve Rusya Devlet Başkanı V.Putin'in ihtilafın çözümünde anlaşmaları,
Astana ve Soçi Zirveleri ve tarafların görüşlerini BM koordinasyonu altında yapılacak Barış görüşmelerinde ortaya koymaları için teşvik edilmeleri,
Suriye'de işlenen suçların savaş ve terörle mücadele hukukunun gelişmesi doğrultusunda kategorize edilebilmesi için kimin terörist kimin muhalif olduğunun ayırt edilmesi mesaisine başlanılması sürecidir.

*
Rusya, Suriye'de krizin çözülmesi için ideoloji farklılıklarına rağmen II. Dünya Savaşı sırasında faşizme karşı yaptıkları ve başarılı oldukları gerçek bir örnekten hareketle,
Alman Nazi partisine karşı "insanlık suçu, savaş suçları, dünya barışına karşı işlenen suçlar ve savaşa sebep olmak" suçlarından açtığı davaya bakmak için kurulan,
Nürnberg Uluslararası Askeri Ceza Mahkemesi'nin bir benzerinin kurulmasını esas alıyordu.

*
ABD ise Irak ve Suriye'de İslam Devletinin (İŞİD) yaratılmasında kendi kabahati olduğunu inkâr etmek istiyor,
Ancak İŞİD'in, ABD'nin Irak'a karşı yürüttüğü savaşta vekil güç olarak kullanılmak üzere,
2006'da önce Amerikan Ulusal İstihbarat Direktörü John Negroponte ardından General Devid Petraeus tarafından kullanıldığını,
D. Petraeus'un Müslüman Kardeşler, Nakşibendiler ve Suriye-Irak'taki Sünni aşiretlerinin oluşturduğu birliğin komutasının taşeronluğunu Türkiye'ye verdiğini esas alıyordu.

*
Bugün Irak ve Suriye'de İslam Devleti yıkılmış, İŞİD militanlarının geri dönüş dönemi başlamıştır...
İstihbarat raporlarına göre 120 ülkeden yaklaşık 40 bin kişi İŞİD'e katılmak üzere Suriye ve Irak'a geçmiştir.
Bunların yaklaşık 5 bini Avrupa ülkeleri vatandaşıdır ve bunların bin 500'ü ülkelerine dönmüştür.
Bir çoğunun Türkiye'de saklandığını ve bazılarının Yemen, Libya ve Filipinler'e geçtiği iddia ediliyor...
Suriye'de ABD öncülüğündeki koalisyon ve onun kontrolündeki silahlı muhalif grupların bulunduğu bölgeler ise IŞİD'den kurtarıldıklarına dair açıklamaların ardından 'kara deliklere' dönüşmüştür.

*
Bir süredir ABD, İŞİD militanlarını doğrudan kullanmış olan devletlere;
Ülkelerini terk ederek Suriye ve Irak'a giden ve cihatçı gruplara katılan vatandaşları ile anlaşmaları çağrısı yapıyor.
ABD "Önemli olan menşe ülkelerinin onlardan sorumlu tutulmasıdır" anlayışındadır.

*
Çünkü ABD; IŞİD militanlarını cinayetlerinin devamıyla baş başa bırakmamak için cihatçılar sorunun çözümünde;
II. Dünya Savaşının sonunda, Alman Ordusu'nun sorunsuz bir şekilde devre dışı bırakılmasına karşın,
Nürnberg Mahkemesi tarafından bir suç örgütü olarak kabul edilen Nazi hareketi birlikleri SS'lerin kaderini esas alıyor...

*
SS birlikleri öldürülemeyecek ya da yargılanamayacak yaklaşık 900 bin kişiden oluşuyordu.
Bir çoğunun evlerine dönmesine göz yumuldu.
SS subayları ise SSCB'ye karşı mücadelede kullanılmak üzere yeniden topluca silah altına alındı...
Buna karşın ABD, yıllarca yüz binlerce yurttaşına uygulanan çalışma yasağı ve milyonlarca insanın ispiyonlanmasıyla bir kripto-diktatörlük haline dönüştü.
Suudi Arabistan, İran, Güney Kore, Filipinler, Tayvan, Bolivya ve Guatemala gibi bir çok farklı ülke, CİA tarafından geriye dönüştürülen SS'lerden destek alan acımasız diktatörlükler tarafından yönetildi...

*
Şimdi ABD, aynı hatayı tekrarlamamak için ilgili bütün ülkelerden cihatçılar sorunun çözümüne kafa yormalarını istiyor.
Ancak Avrupalı devletler, ülkesini terk ederek Suriye ve Irak'a giden giden bu kişilerin geri iade edilmesini kabul etmiyor.
Bu yüzden Washington, hem Suriye ve Irak'taki yükümlülüklerinden kurtulmak için işlediği suçların sorumluluklarını yükleyebileceği bir ülkeyi günah keçisi olarak ararken,
Hem de iŞİD militanlarına sağlam ve işe yarar bir yurt sağlamaya çalışıyor...

*
Bu noktada ikinci odak ve ilgili sürec dikkate geliyor;
Bu ABD'nin dünya liderliğinin tartışıldığı, Çin'in dünyanın liderliğini ele geçirmekte olduğunun konuşulduğu,
Durumu belirlemek üzere Hindistan'ın statükoyu korumak için ABD'ye mi yoksa bir değişim için Çin' e mi katılacağının yanıtının arandığı sürectir.

*
Hindistan hükümeti, Jammu eyaletinde ve Keşmir'in Zakura bölgesindeki çatışmaları üstlenen,
Suriye ve Irak'ta kaybeden Pakistan destekli İŞİD'in orijinal kökü olduğu iddiasıyla Keşmir Vadisi'nde kendine toprak edinme girişimlerine karşı dünyanın dikkatini çekiyor.
Hindistan İŞİD'in ve Taliban'ın, Hindutva denilen Hindu ve Sihizm, Budizm ve Jainizm gibi yerli kültürlere dayanan "Ortak bir kutsal bölgeye tapan, ortak bir vatanın çocukları olarak yaşayan insanlara" karşı cihad etmesini reddediyor.
Hindistan'da Müslüman karşıtı duygu görülmemiş boyutta yükselmiş,
Hindistan ordusu İslamabad'ın görüşleriyle mücadele etmek için Keşmir Vadisi boyunca güvenlik kuşağı oluşturmuştur.

*
Bugün Talibanlar ve El Kaideciler; Afganistan'ın güneydoğusu, Pakistan'ın kuzeydoğusunda Peştun'da yani Veziristan'da devasa bir istikrarsız bölgede yaşıyor.
Pakistan, bunların Afgan sınırında yapılanmasına müsaade etmesinin ötesinde istihbarat ve lojistik vererek bölgede etkin olmalarını sağlıyor, topraklarında yapılanmalarına göz yumuyor.

*
Ama Başkan D.Trump, bir işadamı doğasındaki dış ilişkilerin pazarlanabilirliği için siyasi hedeflere ulaşmaya elverişli tüm düzenlemeleri tehlikeye atabileceği ve değiştirilebileceği bir vizyonu işletmektedir.
ABD'de uzun süredir devam eden siyasi ekolojiyi sarsıyor ve iki yıldan beri ABD ile Pakistan arasında gerilim oluşturuyor.,
15 yıldır Pakistan'a yapılan maddi desteği kesmiştir ve Pakistan'ı denetim altında tutuyor.

*
Çünkü Başkan Trump, Taliban'ın binlerce Amerikalı, koalisyon ve Afgan askeri ve masum Afgan vatandaşlarını öldüren gruplar olduğunu,
Pakistan politikasının Afganistan'daki başarıyı engelleyen en önemli faktör olduğunu düşünüyor.
Pakistan'daki teröristlere ve isyancılara verilen desteğin sona erdirilmesi halinde bölgedeki terörist tehdidinin ve şiddetin azalacağını,
Sonuçta Afgan Sorununun çözülmesiyle Afganlıların rahatlayacağını ve ABD askerlerinin ülkelerine döneceğini öngörüyor.
Ülkesinin statüsünü korumak için Hindistan'ı memnun ediyor.
Çin ekonomisinin en önemli unsurlarından biri olan "İpek Yolunun" önünü Ortadoğu ve Ukrayna'da kesmek yerine tam merkezinde duruma el koyuyor.

*
Afganistan Cumhurbaşkanı Ghani, "Barış görüşmeleri için bir ateşkesle siyasi bir çerçeve oluşturulacağını ve Taliban'ın resmi bir siyasi büroya sahip meşru bir siyasi grup olarak tanınacağını" söylerken;
İşte Katar'da Afgan makamlarıyla Taliban arasında doğrudan görüşmelerde;
Ateşkesin sağlanması ana başlığına doğru ilerleniliyor.

*
Ya Türkiye?
İnanın Erdoğan, bu süreci kötü her sıfatın halet-i ruhiyesiyle yaşıyor...

13.3.2019

Kötü         Çok İyi  Oyla 
           
Tüm yazıları        ShareThis
  Geri  |  Arkadaşıma Gönder  |  Yazıcı Dostu
                 

    Hayat Verenler : Microsoft    HP Türkiye    PBS Bilişim    SAY Ajans    SFS - MAN    Superonline       

Türk Liderler:

Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem

Tecrübeleriniz ve birikimleriniz toprak olmasın @ Copyright 2004 turklider.org