Ziynet Odası 
 Odam Olsun 
 Türklider Odaları 
 Sizin Odalarınız 
 Sohbet Odası 
 TV Odası 
 E-Kitap Odası 
 BŞenver 
 Gazete Odası 
 iPad 
 Hakkımızda 
 Şifremi Unuttum 

 

Ahmet Kilicaslan Aytar Gözüyle 


     

 



Tüm Yazıları

       ShareThis
ERDOĞAN VE PUTİN'İN S-400 PARADOKSU
09.06.2019
Ahmet Kilicaslan Aytar
Okunma Sayısı : 66361
Oy Sayısı : 3701
Değerlendirme : 5
Popülarite : 17,84
Verdiğiniz Puan :
 

 

 

Erdoğan bayram namazını Çamlıca Camii'nde kıldı.
Çıkışta S-400 anlaşmasıyla ilgili olarak, "Bizim attığımız adım belli. Bizim yaptığımız bir anlaşma var. Buradan geri adım atmak gibi bir şey söz konusu değil" dedi.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin St.Petersburg Uluslararası Ekonomik Forumu'ndaydı.
"Erdoğan'ın siyasi iradesi ve "delikanlı gibi " ülkesinin bağımsızlığını gözetmesi sayesinde proje çok hızlı bir şekilde bitme aşamasına geldi" dedi.

*
ABD Savunma Bakanlığı, Avrupa ve NATO politikası direktörü A.Winternitz ise Türkiye'nin S-400 satın alımı ile ilgili,
"Bu alım bizim açımızdan Türkiye'nin 2016 NATO zirve bildirgesi taahhütleriyle uyuşmuyor.
Türkiye ile ikili ilişkilerin uzun süre devam etmesini bekliyoruz.
İlişkilerimiz çok katmanlı ve sahip olduğumuz bu stratejik ortaklık devam edecek.
Türkiye'nin S-400'leri kabul etmeme kararı vermesini umuyoruz" açıklamasında bulundu.

*
Geçen üç yılda Erdoğan, pek çok bölgesel konuda Rusya için kabul edilebilir bir lider olduğunu kanıtladı.
Ama Erdoğan bugün Türkiye yerel seçimlerin sonuçları ve İstanbul'da yapılacak ikinci bir yerel seçimin kuşatmasındadır.
Meşruiyeti büyük şehir merkezlerinde ciddi biçimde tartışılıyor, fiyakası yerlerde sürünüyor.
Bu durumda Erdoğan her siyasi rejim için bir kriz oluşturabilir İstanbul seçimine hazırlanıyor.

*
Nitekim İstanbul seçimi Erdoğan'ın dış politika kararlarını iç politika dalgalanmalarına rehin düşürmüştür.
Artık uzun vadeli stratejik sonuçları olan düzenlemeleri sürdürmesi zorlaşıyor.
Batılı ülkeler belirsiz bir gelecek vizyonu çizen Türkiye ile iletişim kurmayı istemiyor.
Erdoğan'ın aktif dış politikasına onay verilmiyor.
Türkiye üzerinde artan uluslararası bu tecrit Türklere ve ülkeye zor günler yaşatıyor.
Türkiye- Rusya ilişkileri üzerinde ciddi etkiler oluşuyor.

*
Ama bunlar Rusya'nın Erdoğan ile ilişki kurmasını engellemiyor.
Çünkü Batı'dan ürken Erdoğan'ın ancak bir kaç batılı ortağa güveni kalmıştır ve Rusya ile işbirliğine istekli görünüyor.
Bu tür bir işbirliği ile Rusya lehine ikili ilişkiler yoğun biçimde sürüyor.
Rusya Erdoğan'ın tutkuları ve endişelerini doğru yönde başarılı bir şekilde yönlendiriyor.
Sonuçta hem komşu ülkelerde hem de Türkiye?de, Rus stratejik çıkarlarına yol açan uzun vadeli taahhütler sağlanıyor.

*
S-400 anlaşmasının niteliği bu bağlamda ortaya çıkıyor.
Silah sözleşmesinin tamamen ticari bir anlaşma olduğu söylenebilirken,
Rusya hava savunma sistemlerinin Türkiye'ye satışı;
Rusya?nın uzun vadeli çıkarlarına hizmet etmemesi durumunda Rusya için önemli olmazdı!

*
S-400 sistemiyle ilgili dikkate alınması gereken şey;
Birincisi, NATO' nun beşinci nesil F-35 savaş uçaklarına karşı koymak için tasarlanan Rus savunma sistemi olması,
Ya da Rusya'nın İleri Savunma Doktrini doğrultusunda, Batı Avrupa'da bulunan ABD ve NATO birliklerinin operasyonel manevralarına karşı,
Güçlü ateş gücü ve baskın güçle Aktif Savunma ya da Derinleme Savunma Kapasitesi için geliştirilmiş olmasıdır.
Sistemin radar bileşenleri, NATO ittifakının Avrupa'da taarruz potansiyeli oluşturma teşebbüslerine karşı Rus karşı önlemlerine katkı sağlayacaktır.
Ve 25 ila 30 yıl boyunca hizmette kalacaktır...

*
İkincisi, Ankara ve Washington arasında Rus silahlarının satın alınması konusundaki anlaşmazlık,
Her iki ülkede siyaset yapıcılar arasındaki dünya görüşlerinin derinlemesine çatışmasını alevlendirmiştir.
Bu sadece Rusya?ya nasıl davranılacağı, Esad?la ne yapılacağı veya Orta Doğu?daki Kürtlerle nasıl başa çıkılacağıyla ilgili değildir..
Türk siyaset yapıcıları Orta Doğu ve Doğu Akdeniz'de daha bağımsız bir dış politika ve daha iddialı bir duruş arzusundadır,
Ama artık bunun arkasındaki dürtünün Erdoğan ve yönetiminden gelmesi istenmiyor.
Çünkü Türkiye'nin geleceği Erdoğan yönetiminin ömründen daha aziz kabul ediliyor...

*
Rusya'nın S-400'leri Türkiye'ye satma kararında, neden meşruiyetini, kapasitesini ve kaynaklarını yavaş yavaş kaybeden bir rejime yatırım yaptığı da sual ediliyor.
Üstelik Türkiye'de Rusya?dan silah edinilmesine ve Moskova ile yakınlaşmaya karşı geniş bir muhalefet bulunuyor..
Türkiye'de eğer demokratik bir hükümet değişikliği gerçekleşirse,
S-400 anlaşmasının Batı güvenlik ittifakı üzerindeki stratejik etkisi büyük ölçüde azaltılabilecek ve Rus silahlarının teknik sırları tehlikeye girecektir.

*
Bununla birlikte V.Putin döneminin geri kalanında Rusya ile Batı ilişkilerinin bir süre sonra güvensizlik, karşılıklı korku ve yüzleşme ile karakterize olması muhtemeldir.
Putin birçok zorlukla karşı karşıyadır.
Ekonomi 2012'den beri güçlü bir performans sergilemiyor ve hidrokarbon sektörüne bağlı kalmaya devam ediyor.
Ekonomiyi modernize etmek için gereken reformlar ve yatırımlar olası görünmüyor.
Rusya'nın nüfusu düşüyor ve yaşlanıyor.
Putin'in görev süresi 2024'te sona erdiğinde ve iktidarda kalmak isteyip istemediği konusunda liderlikle ilgili de sorun yaşanıyor....

*
Rus yöneticiler ayrıca ülkelerini düşmanların kuşattığı bir kale olarak göstererek iç desteği artırmaya çalışıyor.
Putin, Ukrayna ve Suriye'de; askeri harekat, siber ve istihbarat operasyonlarıyla Batı ile gerginliği artıran bir dış politika izliyor.
Doğrusu bazen de İran'ın nükleer silah hırslarını engellemek için başka ülkelerle çalışabileceğini de gösteriyor.
Ama Çin?e fedailik yapıyor, Ukrayna çatışması ile ilgili Almanya ve Fransa?yla ilgili tartışma yaşıyor.

*
Aslında Rusya, komşularıyla daha işbirlikçi ve daha az düşmanca ilişkiler geliştirerek çıkarlarına daha iyi hizmet edilip edilmeyeceğini düşünmelidir.
Batı ile ilişkilerde anlaşma imkansız gibi görünse de, daha fazla tartışmadan yararlanabilir.
Çünkü güvenlikten, nükleer silah kontrolünden, siber alandan, iklim değişikliği ve sağlık gibi daha az çekişmeli alanlardan bahsedecek çok fazla ortak endişe alanı bulunuyor..

*
Putin, Batı ülkeleri içindeki ve arasındaki bölünmeleri sömürmede usta olduğunu kanıtlamış ve uluslararası etkisini arttırmıştır.
Ama son döneminde bir dizi ekonomik ve sosyal sorunla karşı karşıyadır.
Bugün kimse Putin'in onlarla başa çıkmayı başarıp başaramayacağını ya da bir halefle yumuşak bir güç aktarımı yapıp yapamayacağını bilmiyor.
Nitekim Putin'le başa çıkarken, Batılı politika yapıcıları hem Rusya'da hiçbir şey değişmeyecekmiş gibi davranıyor,
Hem de herşeyin bir gecede değişebileceğine hazır bir vaziyet resmediliyor.

*
Çünkü Rusya ile Batı arasındaki normal iletişim kanallarının neredeyse tümü kaybedilmiştir.
Diplomasi çalışmıyor.
Ve kilitlenmenin açılması gerekiyor.
Bu noktada ABD Başkanı D.Trump'tan; Rusya?ya ve ABD müttefiklerine yaklaşımı koordine eden bir Batı yaklaşımı bekleniyor.
Batı ulusları Moskova ile ilişkilerinde iyileşme ihtimaline açıktır, çünkü Rusya?yı diplomatik olarak izole etmek arzu edilmediği gibi mümkün de görülmüyor...

*
Yine de mesela Kırım örneği, Rusya'nın çevresindeki etkilerini güçlendirmek için uzun vadeli planlara sahip olabileceğini gösteriyor.
Bununla birlikte, Rus liderliği hâlâ Batı?daki çıkarları ve mevcut statükoyu zorlamakta,
Bölgedeki güç dengesini lehine çevirmek ve ortaya çıkan kritik durumdan hızlı bir şekilde yararlanmak için harekete geçmekte kendini emin hissediyor.

*
Buna karşın Türkiye'deki siyasi süreç gittikçe daha fazla raydan çıkıyor.
Türkiye'de herhangi bir yapısal değişiklik dahi ancak olağanüstü prosedürlerle mümkündür.
Siyasi paydaşlar, yalnızca Türkiye'yi demokratik yönetim alanında tutmak,
Aynı zamanda hayatta kalmak için daha fazla zorlanıyorlar.

*
Ne ki, S-400 anlaşması Erdoğan'ı geride bırakacak şekilde tasarlanmıştır.
Anlaşma bir kısmı geleneksel ve halka açık politik süreçlerin ötesinde gerçekleşmiş ve Türkiye'de gelişecek süreçlerle garanti altına alınmıştır.
Moskova, Erdoğan hükümetinin anlaşmayı iptal etme baskısı altında olmasına,
Aynı zamanda ABD?nin yaptırımları, iç politik türbülanslar veya daha fazla demokratik yönetişim için kamu taleplerinin artmasına rağmen,
Kendini tehdit altında hissetmediğini hissettiren Erdoğan'a müteşekkirdir.

*
Rusya "Kasımpaşalılığa" "Delikanlılık" diyor.
Koca Türkiye'nin devlet yönetimindeki Erdoğan'ın kaba gururunu okşuyor...

10.6.2019

Kötü         Çok İyi  Oyla 
           
Tüm yazıları        ShareThis
  Geri  |  Arkadaşıma Gönder  |  Yazıcı Dostu
                 

    Hayat Verenler : Microsoft    HP Türkiye    PBS Bilişim    SAY Ajans    SFS - MAN    Superonline       

Türk Liderler:

Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem

Tecrübeleriniz ve birikimleriniz toprak olmasın @ Copyright 2004 turklider.org