Ziynet Odası       Odam Olsun       Türklider Odaları       Sizin Odalarınız       Sohbet Odası       TV Odası       E-Kitap Odası       BŞenver       Gazete Odası       iPad       Hakkımızda       Şifremi Unuttum   

 

Ahmet Kilicaslan Aytar Gözüyle 


     

 



Tüm Yazıları

       ShareThis
OSAKA G20 ZİRVESİ ÖNCESİ
23.06.2019
Ahmet Kilicaslan Aytar
Okunma Sayısı : 67926
Oy Sayısı : 3365
Değerlendirme : 5
Popülarite : 17,63
Verdiğiniz Puan :
 

 

 

28-29 Haziran'da Japonya, G20 liderleri zirvesine Osaka'da ev sahipliği yapmaya hazırlanıyor.
G-20 liderlerinin Kasım 2008'de ilk toplantısı, Lehman Brothers'ın çöküşünün ardından küresel finans piyasalarını sarsan kargaşa ortasında gerçekleşti.
O gün liderler "Korumacılığın reddedilmesinin ve finansal belirsizlik zamanlarında içe dönmemenin kritik önemine" işaret ettiler.

*
Böylece dünyanın en büyük ekonomilerinin liderleri, 1930 Büyük Buhran'ı kötüleştiren politika hatalarını tekrar etmemenin kararlılığını gösterdiler.
Liderler güçlü, sürdürülebilir, dengeli ve kapsayıcı büyüme sağlamak için tüm politika araçlarını kullanmanın,
Olumsuz risklere karşı güvence vermenin taahhüdünde bulundular.
Para politikasının ekonomik aktiviteyi desteklemesini ve merkez bankalarının emirlerine uygun fiyat istikrarı sağlanmasını,
Mali politikanın; esnek bir şekilde kullanılması: büyümeye dost olması : Sürdürülebilir kamu borcu: Yapısal reformlarla küresel büyüme potansiyelinin arttırılmasını kabul ettiler.
Ancak ülkeler arasında ve finansal açıklar ve jeopolitik kaygılarda dahil olmak üzere bazı önemli risklere karşı senkronizasyon zorluklarına da işaret ettiler...

*
Diğer uluslararası kuruluşlarla karşılaştırıldığında G20 en zayıflarından biridir.
Birleşmiş Milletler gibi resmi bir görevi,
Dünya Bankası gibi kadrolu personeli ve binaları,
Uluslararası Para Fonu gibi bir fonu,
Dünya Ticaret Örgütü gibi üyelerin uyması gereken resmi kuralları belirleme veya uymayan devletlere karşı eylemde bulunma yetkisi yoktur.

*
Ama G20 öncelikle üyelerinin saf gücünden yükseliyor.
G20'nin üyelere önemli esneklik sağlayan gayri resmi yapısı, masada yer alan diğer uluslararası kuruluşlarla yakın çalışma ilişkisi bu gücü pekiştiriyor.
G20 gayrisafi yurtiçi hasıla ile en büyük ekonomiye sahip 21 ülkeden 18'inin yanı sıra Güney Afrika ve Avrupa Birliği'nden oluşuyor.
Birlikte küresel gayri safi yurtiçi hasılaların yüzde 85'ini ve dünya halklarının yüzde 65'ini kapsıyor...

*
Böylece ulusal politikalarını belirli bir politika alanında koordine etmeyi kabul ettikleri zaman küresel manzarayı dönüştürebiliyorlar.
Mesela 2008 küresel finansal krizin ardından, G20 liderleri krizin en kötü etkilerini hafifletmek için ekonomik politikalarını koordine etmeyi kabul ettiler.
Daha önceki benzer büyüklükteki krizlerle karşılaştırıldığında, küresel ekonomi beklenenden çok daha hızlı bir şekilde toparlandı.
Bu G20'nin koordine bir cevabıydı ve oynadığı rolün gücüne işaret ediyordu...

*
Çünkü G20, kendi kadrosu ve kaynakları olmamasına rağmen,
Gerektiğinde diğer uluslararası kuruluşların bağlılıklarını ve kaynaklarını sağlama konusunda ustalık sahibidir.
Uluslararası Para Fonu ve Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı gibi kuruluşlar G20'nin müzakere süreçlerine iyi bir şekilde entegre edilmiştir.

*
Ne ki, bugün 2008'de ilk G20 Zirvesi'nin açık ve işbirlikçi ruhunun çok az kalıntısı bulunuyor.
İşte Japonya G20 Liderler Zirvesi, uluslararası ilişkilerin çok zorlu olduğu böyle bir dönemde yapılacaktır.

*
Çünkü Başkan Donald Trump, Küresel Liberal Sistemi;
Tekellerin ve mali sermayenin egemenliğinin kurulması için sermaye ihracının bolca yapıldığı,
Dünyanın uluslararası tröstler arasında paylaşıldığı, tüm toprakların en büyük kapitalist güçler arasında bölüşümünün tamamlandığı bir durumdan,
Yeni bir emperyalist çağa geçirmenin kararlılığını sürdürüyor.

*
Trump, Amerikalıların çıkarlarına hizmet etmeyen ama kendi çıkarlarını azami düzeyde tutmak için ABD'nin imkanlarını araçsallaştıran,
Gelişmiş ve istikrarlı ülkeler ile emperyal küreselleşmeyle henüz bütünleşmemiş istikrarsız devletlerin,
ABD ekonomisine yeniden yatırım yapmasını sağlamak üzere,
ABD'yi uluslararası ticaret anlaşmalarından geri çekiyor, eski düzeni belirleyen hükümetlerarası yapıları tasfiye ediyor.

*
Başta Çin; ekonomik büyümesi ve askeri gelişimiyle uluslararası politikanın güçlü bir oyuncusudur.
Ya da Çin yükselirken ABD'nin düşüşte olduğu bir süreçten geçiliyor...
İki ülke de birbirleriyle çatışan stratejik zorunluluklara sahiptir.
Bir başka perspektifte ABD Çin'e, Güney Çin Denizi'nde bir askeri saldırıya geçmek yerine Ticaret Savaşı açmıştır.
ABD ticaret savaşını giderek küresel boyutta genişletirken dünyaya da yeni bir ayar çekiyor...
Üstelik Başkan Trump, mesela kollektif eylemlere karşı muhalefetiyle, iklim tehdidine karşı koymak için giderek artan acil uyarılara da karşı çıkıyor.
Çeşitli ihtilaflara neden oluyor...

*
Aynı zamanda Rusya- Ukrayna krizi, Suudi Arabistan ve İran ile ilişkileri kuşatan gerginlikler,
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un, Trump'a karşı bir Avrupa cephesi oluşturma girişimleri,
Ortadoğu ve Doğu Akdeniz sorunları ve daha nicesi uluslararası ilişkileri zorluyor...

*
En önemlisi, ABD'nin Çin'e açtığı ticaret savaşı iki taraf arasındaki stratejik güvensizliği derinleştiriyor.
Üstelik kilitlenmeyi kırmak için ciddi bir siyasi motivasyon eksikliği bulunuyor.
Önce ABD'nin Çin ile ilişkilerini ticaret savaşı yoluyla yeniden tanımlamaya çalıştığına inanıldı.
Sonra Trump?ın iki ülke arasındaki ticaret dengesizliğini çözmeyi ve ABD?nin fikri mülkiyet haklarını uygun gördüğü şekilde korumayı hedeflediği anlaşıldı..
Nihayet Çin teknoloji devi Huawei?ye yapılan baskı ABD'nin ticaret dengesizliğini ele almak istemediğini,
Çin?in yüksek teknoloji geliştirme kapasitesine ağır bir darbe vurmak istemesi olarak algılandı.
ABD'nin getirdiği bu azami baskı Çin'de ciddi bir kriz duygusu yarattı.
Eğer Çin ödün verirse, bunun ABD?nin gelecekte Çin ile ilişkilerini istediği gibi tanımlamasına ve şekillendirmesine yol açmasından rahatsızlık oluştu.

*
Bu yüzden Çin, ABD'nin patronluk yaklaşımını kabul etmiyor.
Çin ABD'nin'in ulusal çıkarlarını tehdit eden hegemonik tutumunu kurumsallaştırmasına ne pahasına olursa olsun kesin olarak direnme kararlılığındadır.
Bu noktada Çin küreselleşmeden kaynaklanan ekonomik bütünleşmenin, Soğuk Savaş döneminden farklı olduğuna işaret ediyor.
ABD'nin açık olmasını ve ticaret savaşından ne elde etmek istediğini açıkça belirtilmesini istiyor.
İleriye bir adım daha atıyor ve ABD'nin Çin?i bastırmayı seçmesi halinde karşı önlemlerinin stratejik seçim olacağını vurguluyor...

*
Bu argümanlarına karşı Başkan Trump, Çin'in Dünya Ticaret Örgütünde uygun koşullara sahip olduğunu,
Örgütün uyuşmazlık çözüm mekanizmalarının ABD'ye karşı önyargılı olduğunu savunuyor.
Örgütün kurallarının kötüye kullanılmasına yol açan tarifeleri haklı çıkarmak için ulusal güvenliği ön plana çıkarıyor.
ABD büyük olasılıkla Japonya'daki zirvede korumacılığını savunmaya devam edecektir.

*
Nitekim Başkan Trump'ın geçen yıl Buenos Aires'teki G20 zirvesindeki esnekliği,
Korumacılığa direnme sözü vermeyen bir tebliğle sonuçlanmıştı.
Şimdi ABD büyük olasılıkla korumacılığını sürdürecek olsa da,
Japonya G20 Zirvesine katılacak olan liderler serbest ticaret için açık bir dava açmanın eşiğinde bulunuyor....

*
Nasıl? Mesela Avrupa Birliği ile Japonya arasındaki Ekonomik Ortaklık Anlaşması birkaç ay önce yürürlüğe girmiştir.
Bu yeni anlaşma ile dünyanın en büyük ekonomik güçlerinden ikisi,
ABD' den çekinmelerine rağmen ticari serbestleşmeyi ilerletmeyi başarmıştır...

24.6.2019

Kötü         Çok İyi  Oyla 
           
Tüm yazıları        ShareThis
  Geri  |  Arkadaşıma Gönder  |  Yazıcı Dostu
                 

    Hayat Verenler : Microsoft    HP Türkiye    PBS Bilişim    SAY Ajans    SFS - MAN    Superonline       

Türk Liderler:

Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem

Tecrübeleriniz ve birikimleriniz toprak olmasın @ Copyright 2004 turklider.org