Ziynet Odası       Odam Olsun       Türklider Odaları       Sizin Odalarınız       Sohbet Odası       TV Odası       E-Kitap Odası       BŞenver       Gazete Odası       iPad       Hakkımızda       Şifremi Unuttum   

 

Ahmet Kilicaslan Aytar Gözüyle 


     

 



Tüm Yazıları

       ShareThis
ERDOĞAN SARAYBOSNA'DA
08.07.2019
Ahmet Kilicaslan Aytar
Okunma Sayısı : 68263
Oy Sayısı : 4015
Değerlendirme : 5
Popülarite : 18,02
Verdiğiniz Puan :
 

 

 

Erdoğan, Güneydoğu Avrupa İşbirliği Süreci Zirvesi'ne katılmak üzere 8-9 Temmuz'da Bosna Hersek, Saraybosna'dadır.
Güneydoğu Avrupa İşbirliği Süreci, Balkanlar'da barış, istikrar ve refaha atfettiği önem çerçevesinde,
Bölge ülkelerinin tamamını kapsayan tek bölgesel işbirliği platformudur.
Ekonomi, ticaret, ulaştırma, altyapı ve yatırım alanları başta olmak üzere Balkanlar'da işbirliğinin geliştirilmesine yönelik adımlar atıyor.

*
4 Aralık 1995'te Dayton Barış Anlaşması, Bosna'da yaklaşık dört yıl süren savaşı ve akan kanı sona erdirdi.
Eleştirilere rağmen anlaşma Balkanlar'a barış getirme hedefinde başarılı oldu.
Şimdi yaklaşık 25 yıl sonra barış en sorumlu ülke olan ABD tarafından tehdit ediliyor!

*
Hayır! ABD Balkanlar'da bir askeri harekata hazırlanmıyor, tam tersi kendisini Balkanlar'dan tamamen çıkarmak istiyor.
Bu durumda bölgede milliyetçi hizipleri uzak tutan herhangi bir merkezi iktidar olmadığı için,
ABD'nin kurduğu yönetişim yapısının bozulacağından hareketle bir çok çöküş senaryosu konuşuluyor.
Fırsat bu fırsattır, rakip güçler güç toparlıyor...

*
ABD politikasının Balkanlar'da radikal değişiminin, Kosova sınırlarının çok ötesinde sonuçlar doğuracağı öngörülüyor.
ABD'nin etnik sınırlar boyunca sınırların gözden geçirilmesi seçeneğini onaylayarak Dayton Anlaşması ile son bulan çatışmaların yeniden başlaması olasıdır.
Çünkü anlaşmada açık bir çatışma riskine rağmen sorunlu bölgede sınır revizyonu zayıf bir şekilde ele alınmıştı.
Şimdi bu risk NATO ve AB üye ülkelerini de içeriyor ve zaten krizde olan Batı dünyası endişeleniyor...

*
Rusya sessizce her taraftaki milliyetçilere askeri, finansal ve siyasi destek vererek gerilimleri körüklüyor.
Türkiye, yalnızca Bosnalı Müslümanların değil, bir bütün olarak Balkan Müslümanlarının da en doğal ve en büyük müttefiki olarak kendini resmediyor.
Çin Karadağ ve Bosna'ya, Kemer ve Yol Girişiminin bir parçası olarak muazzam krediler sağlıyor...

*
Avrupa'nın güneydoğu sınırında dağlık ve seyrek nufuslu bu coğrafyada, yüzyıllar boyunca Katolik, Ortodoks ve Müslüman dünyalar birbirleriyle savaştılar.
Soğuk Savaş'la bu dönem sona erdi.
Konsolide bir Komünist Yugoslavya devleti kapitalist Batı ile sosyalist Doğu arasında tarafsız bir tampon oluşturdu.
Bu devletin çöküşü 1990'lardaki savaşlara yol açtı.
Savaşların başlamasını durdurmak için çok az şey yapmış olsalar da Avrupa güçleri ve ABD fikir birliğiyle çatışmaları sona erdirdi.
Şimdi Balkanlar'da yeniden Şahinler uçuşuyor!

*
NATO'nun Bosna ve Kosova'da askeri katılımı, Avrupa'nın en kanlı savaşını sona erdiren bir anlaşmanın başlatılması anlamındaydı.
Böylece Hırvat ve Bosna ordularının, Dayton Anlaşması ile meşrulaştırılan Sırp ayrılıkçı Sırp Cumhuriyeti devletine baskı kurması engellendi.
ABD hâlâ Kosova'da muazzam askeri üssüyle, Hırvatları ve Arnavutları ve son zamanda Karadağ ve Makedonya'yı NATO'ya davet ederek,
Balkanlar'ın en önemli oyuncusu olmaya devam ediyor...

*
Ne ki, ABD'nin değişen politikasına bağlı olarak bölgesel liderler için politik hesaplar önemli ölçüde değişmiştir.
Bunlar 1990'larda bölgeyi birkaç savaşa sürükleyen aynı milliyetçi ideolojilerin eski takipçileridir.
Bu gruplar bölgeyi bir kez daha çatışmaya yönlendirebilecek potansiyeldedir.
Geçmiş Balkanlar'ın bir kez daha canlanması olası hâle mi geliyor?

*
Başkan Trump'ın "Önce Amerika" gündemi doğrultusunda, ABD Balkan bataklığı olarak gördüğü şeyden kendini kurtarmaya çalışıyor.
Kuşkusuz ABD, Kosova'nın etnik bir bölümünü onaylamanın bölge genelinde sayısız ihtilafı yeniden parlatacağını biliyor.
Ama sorunun sadece ABD'nin sorunu olduğunu düşünmüyor.
Gerçekten de herhangi bir büyük oyuncu Balkanlar'da gelişen, işbu yavaş ilerleyen krizi durdurmaya meyilli görünmüyor!

*
ABD'nin sonsuza dek Balkanlarla uğraşmak zorunda kalmayacağı kesindir.
Ancak şimdi geri çekilme anının önemli sonuçlara yol açacağını seçmek halinde;
Bölünmüş ve krizde olan bir Avrupa Birliği'nin ABD'nın Balkanlar da bıraktığı boşluğu doldurması beklenebilir mi?

*
İşte Balkanlar'daki etnik grupların bağımsızlık hayalleri yeniden canlanmıştır.
Bölgesel liderler özellikle ABD eski Başkanı G.W.Bush'un,
"Bağımsızlık bildirgeleri, iç yasaları ihlal edebilir. Ancak bu uluslararası hukukun ihlal edildiği anlamına gelmez" beyanını dayanak yapan,
17 Şubat 2008'de Kosova Meclisi'nde okunan bağımsızlık bildirgesi ardından,
Sırbistan'dan ayrılarak bağımsızlığını ilan eden Kosova Cumhuriyeti'nin tanınması durumuyla iyice cesaretlenmişlerdir.
Giderek "Kosova bir referandum olmadan nasıl ayrılmayı başardı ya da 22 üyenin nasıl AB siyasetinin temelini oluşturan Avrupa yasalarını ihlal eden ayrılığı yasallaştırdığına" ilişkin sorular soruluyor...

*
Milliyetçi şiddetin 1990'larda çok fazla insanın hayatına mâlolduğu bu bölgede, yeniden alevlenen bağımsızlık düşünceleri potansiyel ciddi tehlikelere işaret sayılıyor...
Sırbistan Cumhuriyeti Kosova ile ilgili olarak uluslararası topluluğu çifte standartlar oluşturmakla suçluyor.
Rusya Federasyonu da, "Kosova'da Arnavutlara tanınan haklar, neden Kırım'daki Rus, Ukraynalı ve Kırım Tatarlarına tanınmıyor" argümanıyla Kosova'yı tanımıyor.
Bu noktada Rusya, "Batı uygulamalarının sonuçlarını öngöremeyecek şekilde siyasi öngörü ve ölçme duyusunu kaybetti ve biz geri adım atamayacak eşiğe geldik" tezindedir.
Uluslararası hukukta oluşan çifte standarta işaretle, uluslararası hukukun ulusal çıkarlara saygı ilkelerine dayalı yeni bir küresel statüye kavuşturulmasını istiyor...

*
ABD ve AB ise Kosova'nın bağımsızlığının tamamen farklı olduğunu savunmaktadır..
Buna göre Kosova, diğer vakalardan farklı olarak tarihsel, yasal ve gerçek niteliklere sahiptir.
Bu nitelikleriyle Kosova benzersiz bir durumu ifade etmekte ve diğer durumlar karşısında eşsiz olmaktadır.

*
Kosova, eski Yugoslavya'nın bir parçasıydı.
Varlığı boyunca bir anayasa da dahil olmak üzere diğer federal birimler ile aynı devlet özelliklerine sahipti.
Anayasa'nın koruduğu iyi tanımlanmış sınırları vardı ve federal birliklerin, mesela Kosova parlamentosunun onayı olmadan değiştirilemiyordu.
Eski Yugoslavya'nın dağılması; Sırbistan'ın Kosova'nın federal statüsünü 1989'da polis zoru ve askeri gücü yoluyla yasadışı olarak kaldırmasıyla başladı.
Kosova uluslararası toplum tarafından kolaylaştırılan bağımsızlığını elde etmek için Sırbistan ile uzun süren müzakerelerde bulundu.
Kosova'nın siyasi statüsünü belirlemek için Viyana'da yapılan müzakereler, BM liderliğindeki uluslararası bir sürecin doğrudan sonucuydu.

*
Bir zaman önce S.Miloseviç'in bakanı olan bugünün Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vuciç,
Ülkesinde yeniden dirilmekte olan ulusalcı ateşi destekliyor...
Çünkü ABD ve AB ülkeleri Sırbistan'ın güneyinde, Sırbistan Arnavutlarının merkezi olan Preşova Vadisi'nin en büyük yerleşimi olan Preşova'yı,
Müslüman nüfusa sahip Sandzak bölgesini ve çok sayıda azınlığa sahip olan özerk Voyvodina eyaletini potansiyel sıcak noktalar olarak Sırbistan'ın gözüne sokuyor.
Bosnalı Sırplarda da "Bosna'da olası bir barışçı bölünme hakkında rasyonel olarak konuşmaya başlama zamanı geldi" düşüncesi gelişiyor...
Etnik çizgiyle bölünmüş kuzey Kosova kenti olan Mitrovica'nın Sırp tarafından işletilen bölümünde Sırp bayrakları artık her yerde dalgalanıyor...
Hırvat hükümeti'de Bosna'yı istikrarsızlaştırmaya çalışıyor.

*
Böylece Bosna'da daha da büyük bir çatışma tehlikesi, pek çoğunun fark etmeyeceği şekilde Balkanlar'ın çok ötesine uzanıyor.
Bugün Bosna geçmiş dönemin etnik karmaşasını yaşamıyor, etnik harita inanılmaz derecede homojendir.
Boşnaklar Müslüman kökenlerini Balkanlar'ın Osmanlı geçmişine kadar izliyor.
Hırvatlar Katoliktir ve yüzyıllarca Avusturya ve Venedik tarafından yönetilmiş ve her zaman Batı yönelimlidirler.
Sırplar Ortodoks ve tarihsel olarak Rusya ile yakın ilişkidedir.
Şimdi, bu üçü arasında bir medeniyetler çatışması değil ama potansiyel bir savaşın dumanı tütüyor.

*
Müslüman Kardeşler idolojisi ve İslamcı aşırılık giderek küresel bir fenomen haline gelirken,
Bosna'yı içeren herhangi bir silahlı çatışmanın kesinlikle milliyetçiliğin ötesine geçeceği gerçeği; ön plana çok tehlikeli başka bir problemi daha getiriyor.
Bosna, bir şekilde "Kosova tarzı" bölümündeki üç ülke arasında barışçıl bir şekilde bölünmüş olsa bile,
Bu durum Bosna'nın bir devlet ve ülke olarak sona ermesi anlamına geliyor.
Batılı müttefikleri tarafından terkedilmiş, işsizlik ve hayal kırıklığı ile mücadele eden bir Bosnalı devletin iyice İslam aşırıcılığına kapılmasından endişe ediliyor..

*
Nitekim Boşnaklar İslam ve Osmanlı mirası üzerinden giderek Müslüman dünyaya, özellikle de Türkiye'ye bağlanıyor
Erdoğan'ın eski Başbakanı A.Davutoğlu'nun;
"Savaşmadan Saraybosna'yı Şam'a, Bingazi'yi Erzurum'a, Batum'a bağlayacağız. Hiçbir ülkenin toprağında gözümüz olmadı, olmayacak.
Bunu dediğimizde, bize "yeni Osmanlıcı " diyorlar. Bütün Avrupa'yı birleştirenler yeni Romacı olmuyor.
Ortadoğu coğrafyasını birleştirenler yeni Osmanlıcı oluyor.
Neden Türkiye eski topraklarında Balkanlarda, Ortadoğu'da ve Orta Asya'da yeniden liderlik kurmasın" ifadesi unutulmuyor.

*
Hakeza, bugün Müslüman Kardeşler'in siyasi lideri olan Erdoğan'ında,
Saraybosna'da başlattığı 2018 seçim kampanyasında Sırbistan'ın Türk nüfuslu Novi Pazar ilçesinde;
"Tek arzum var o da şu; Novi Pazar bir olsun, iri olsun, diri olsun, kardeş olsun hep birlikte Novi Pazar olsun.
Çünkü ayrılıkta zafiyet var, birlikte kuvvet var.
İnşallah bu ayrılıkları bir kenara koyacağız, bir beraber olacağız ve Allah'ın izniyle ondan sonra da gücün, kuvvetin burada olduğunu bulacağız, göreceğiz.
Özellikle bu işte işin önünde olan kardeşlerimden bunu hassaten rica ediyorum.
İstiyorum ki, Novi Pazar'dan çok daha farklı sesler duyalım ve Novi Pazar'ın geleceği çok daha güçlü olsun" benzeri sözleri unutulmuyor.

*
Bu noktada ABD, AB, Rusya ve Çin "Türkiye ile uyum bir şey, ancak neo-emperyalist ve güçlü bir İslamcı ve otoriter Türk lideri tamamen başka bir şeydir" düşüncesindedir.

*
Radikal İslam'a olan bağlılığıyla Bosna'nın Suriye'deki terör örgütlerine,
Belçika'dan sonra en fazla savaşçı gönderen ülke olduğuna işaret ediliyor.
Daha da endişe verici olan şey, Bosna'nın Bosna Savaşı sırasında Müslüman dünyasından gelen binlerce mücahide ev sahipliği yapmış olmasıdır...

*
Bugün Saraybosnalılar liderleri Erdoğan ile birliktedir.
Keşke Erdoğan "Yurtta Barış, Dünya'da Barış" ilkeli dış politika yerine kendini bilmez ve çağdışı bir kafayla emperyalist kesilmeseydi.
Bu durum Türkiye insanına da bir hukuk devleti olmak ile bir kabile devleti olmanın farkını gösteriyor...

9. 7.2019

Kötü         Çok İyi  Oyla 
           
Tüm yazıları        ShareThis
  Geri  |  Arkadaşıma Gönder  |  Yazıcı Dostu
                 

    Hayat Verenler : Microsoft    HP Türkiye    PBS Bilişim    SAY Ajans    SFS - MAN    Superonline       

Türk Liderler:

Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem

Tecrübeleriniz ve birikimleriniz toprak olmasın @ Copyright 2004 turklider.org