Ziynet Odası       Odam Olsun       Türklider Odaları       Sizin Odalarınız       Sohbet Odası       TV Odası       E-Kitap Odası       BŞenver       Gazete Odası       iPad       Hakkımızda       Şifremi Unuttum   

 

Ahmet Kilicaslan Aytar Gözüyle 


     

 



Tüm Yazıları

       ShareThis
BOLTON' DAN SONRA TÜRKİYE
13.09.2019
Ahmet Kilicaslan Aytar
Okunma Sayısı : 71084
Oy Sayısı : 4190
Değerlendirme : 5
Popülarite : 18,11
Verdiğiniz Puan :
 

 

 

ABD Başkanı D. Trump, 10 Eylül'de bir dizi tweet'te, Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton'un işine son verdiğini duyurdu.
Bolton bir gün önce istifa ettiği konusunda ısrar etti...

*
Trump'ın kararında, Bolton'un Taliban ile yapılan barış görüşmelerine muhalif olması etkili oldu.
Bolton, Trump'ın Taliban yetkilileri ile Camp David' te teatral bir zirve toplama planına karşı çıktı.
Ve Afganistan barış görüşmelerinin başarısızlığı Bolton'u haklı çıkardı ve Trump' küçük düşürdü...

*
Aslında bu sonuç Başkan Trump için yalnızca bir bahaneydi.
Trump'ın Bolton'u, ABD dış politikasına dair uzun vadeli ya da köklü felsefi bir anlaşmazlık nedeniyle mi yoksa hevesleri doğrultusunda mı azlettiğini anlamak güçtür.
Çünkü Trump'ın eylemlerinde çok fazla mantık okumaya çalışmak anlamsızdır.
Bununla birlikte yine de yolların bu şekilde ayrılmasının bazı önemli nedenlerini belirlemek mümkündür.

*
J.Boltonun temel görüşleri ve Trump'ın pozisyonlarının çoğu örtüşüyordu.
Bolton, Trump yönetimi için çok taraflılık, uluslararası örgütler, Birleşmiş Milletler, Avrupa hukuku ve ABD müttefikleri ile ilgili tecrübeye sahipti.
Askeri gücün önemi ve faydası hakkında ortak inanca sahiptiler.
Ama "Güneş Balçıkla Sıvanmadı" ve bir süre sonra pratikte bu şahin görüntünün altındaki farklılıklar, işte günyüzüne çıktı,
Yollar ayrıldı.

*
Bolton, dünyayı Amerika'nın çıkarlarına göre proaktif olarak yeniden düzenlemek için askeri gücün kullanımına inandı.
Mesela, ona göre ABD'nin hedeflerine ulaşması için Irak Savaşı tek yoldu, hep bu düşüncesinin ısrarcısı oldu.
Siyasi bakışında alternatif, yaptırım, diplomasi yoktu...
Trump yönetiminde olmadan önce de Kuzey Kore'yi önleyici olarak bombalamayı savunuyordu.

*
Aslında Başkan D.Trump' ta bir barış adamı değildir.
Onun başkanlığı süresinde ABD savunma bütçesi önemli ölçüde arttı,
ABD'nin karıştığı herhangi bir savaşı dahi bitirmekte başarılı olunamadı.
Ama Trump'ın şahinliği Bolton'unkinden farklı türdü.

*
Trump, yalnızca ABD ulusal güvenliğine yönelik tehditler karşısında kuvvet kullanılmasına şiddetle inanmaktadır.
Doğrudan bir tehditle karşı karşıya kalması halinde mevcut tüm yollarla yanıt vermeyi öngörüyor.
Ancak ABD'nin ulusal güvenliğini korumak için dünyanın başka yerlerindeki rejimleri devirmesine şüpheyle yaklaşıyor.

*
Trump'ın ABD'yi Irak, Afganistan ve Suriye'den çekmeye yönelik arzusu ile Bolton'un dünyayı yeniden şekillendirme konusunda isteği arasında;
Trump'ın içgüdüsel şüpheleri fark yaratmıştır.
Mesela Bolton'un İran'a karşı radikal politikasına rağmen Trump, İran ile bir savaşa sürüklenmekte çok isteksizdir...
Çünkü Trump, bütün mevkidaşlarından daha büyük bir müzakereci olduğunda ödün vermez bir takıntıya sahiptir.
Trump diplomatik ustalığını başarmaya çalıştığı için şahinliği de kiliselerle diplomasi arasında bir yerdedir...

*
Trump, Kuzey Kore ve Taliban ile diplomasi başlattı.
İran devlet başkanı H.Rouhani ile müzakereye hazır olduğunu açıkladı
Ve Bolton her durumda bu çabalara karşı çıktı.

*
Sonuçta Trump'ın büyük bir diplomatik başarı elde etmek iddiasıyla bağlantısı kesildi.
Halbuki 2020'de Trump'ın kazanacağı bir seçim var.
Bu konjonktürde Orta Doğu'da ya da başka yerde bir savaş çok büyük politik risk olurdu.
Şimdi Bolton'un ayrılması bu riski büyük ölçüde düşürmüştür.
Trump'ın İran üzerindeki maksimum baskı stratejisi başarı belirtisi vermediği için,
Başkan D.Trump yeniden seçim kampanyası öncesinde bir diplomatik başarı için İran ile yeniden bağlantı kurabilecektir.

*
Ya Bolton'dan sonra ABD'nin Türkiye ile ilişkisi?
Maalesef, iki ülkenin ilişkilerde yaşadığı düşüş herhangi bir olaydan çok daha derindir.
Mesele, Erdoğan'ın otoriter iktidarını pekiştirmesi, politika içgüdülerine meydan okumak için herhangi bir işlevsel bürokratik karşı ağırlığın ortadan kaldırılmasıyla aynı zamana denk gelen;
Ankara'nın ABD ve AB'ye sırtını dönmesi ve küresel güç dengesinin tehdit edilmesi dünya görüşüyle ilgilidir...

*
Erdoğan'ın dış politikası, Ankara'nın bölgesel çıkarlarının ABD'nin çıkarlarından farklı olduğu, Türkiye'nin ittifaklar ile sınırlandırılmaması gerektiği görüşüne dayanıyor.
Bunun yerine ittifaklar, Türkiye'nin çıkarlarına katkı sağlamalı , aksi halde Türkiye onları bir kenara atmakta özgür olmalıdır.
Bu yaklaşım, aslında Başkan D. Trump'ın Amerikan ittifaklarını nasıl gördüğüne benzeyen küresel ilişkilere yönelik işlemsel bir bakış açısıdır.

*
Ama Trump ve Erdoğan aralarındaki ideolojik örtüşmelerden faydalanamıyor.
Çünkü temel olarak iki taraf da pek çok çıkar paylaşmıyor ve çok farklı politika öncelikleri taşıyor...

*
Erdoğan iç ve dış meşruiyetini siyasal İslam'dan türetiyor.
ABD büyük güç rekabetine nasıl hazırlanacağını, akran rakiplerin ortaya çıkması için bir örtücülüğü tartışırken,
Türkiye; ABD ve AB'nin yakında rekabette olduğu ülkeler tarafından aşılacağını, artık Batı'ya bakılmaması gerektiğine inanıyor.
Bu yeni güç dağıtımına hazırlanmak için siyasi İslam'ı kendi bölgesinin ötesinde değişen bir küresel düzen olarak algıladığı şeye uydurmaya çalışıyor.
Erdoğan için Washington'un onaylamaması, Türkiye'nin yeni yönüne erişimini değiştirmek için yeterli değildir.

*
ABD Başkanı Trump, Erdoğan'ın bu dünya görüşünü düzeltemez.
Yalnızca ortaya çıkan sorunları yönetmeyi ve Amerikan çıkarlarının fazla olumsuz etkilenmemesini sağlamak için Ankara ile çalışmaya devam etmeyi umabilir.
Mesela Türkiye'nin Rusya ile ilgisini açıklamak yerine, Türkiye'nin şimdi nasıl politika yaptığını ciddiye almak önemlidir.

*
Bu perspektifte Trump kısa vadede, Türk silahlı kuvvetlerini daha zayıf hale getirecek,
Ankara'yı Washington'un mevcut savunma ve gelecekteki savunma ihracatı üzerindeki etkisinden arındıracak şekilde konumlandırabilecektir...

13.9.2019

Kötü         Çok İyi  Oyla 
           
Tüm yazıları        ShareThis
  Geri  |  Arkadaşıma Gönder  |  Yazıcı Dostu
                 

    Hayat Verenler : Microsoft    HP Türkiye    PBS Bilişim    SAY Ajans    SFS - MAN    Superonline       

Türk Liderler:

Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem

Tecrübeleriniz ve birikimleriniz toprak olmasın @ Copyright 2004 turklider.org