Ziynet Odası 
 Odam Olsun 
 Türklider Odaları 
 Sizin Odalarınız 
 Sohbet Odası 
 TV Odası 
 E-Kitap Odası 
 BŞenver 
 Gazete Odası 
 iPad 
 Hakkımızda 
 Şifremi Unuttum 

 

Ahmet Kilicaslan Aytar Gözüyle 


     

 



Tüm Yazıları

       ShareThis
KANAL İSTANBUL NASIL KANAL KONSTANTİNAPOLİS OLUR
19.12.2019
Ahmet Kilicaslan Aytar
Okunma Sayısı : 72976
Oy Sayısı : 5336
Değerlendirme : 5
Popülarite : 18,64
Verdiğiniz Puan :
 

 

 

Kasım'da China Railway Express şirketine ait bir yük treni Çin'in Xi şehrinden yola çıktı.
Marmaray'ı kullandı, İstanbul Boğazı'nı ve toplamda 65 ülkeyi geçti, Çekya Prag kentine ulaştı.
Bu Türkiye-Azerbaycan ve Gürcistan'ın işbirliğiyle yapılan Bakü-Tiflis-Kars Demiryolu Hattı'ndaki ilk seferdi.

*
Çin ile Türkiye arasında yük taşıma süresi 1 aydan 12 güne,
Bu güzergaha Marmaray'ın entegre olmasıyla Uzak Asya ile Batı Avrupa arasındaki süre 18 güne düştü.
"Demir İpek Yolu Hattı" Asya ve Avrupa arasında küresel ticaret ağlarında yaklaşık 5 milyar nüfusa,
21 trilyon dolarlık ticaret hacımlı yeni ve çok önemli bir alternatif oluşturdu.
Güvenli, hızlı ve kolay ulaşımın yolu açıldı...

*
Çin yük treni, Sirkeci Garı'ndayken;
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu, Sermaye Piyasası Kurumu, kamu bankaları ve Hazine'den sonra,
Merkez Bankası'nın da "Finans Merkezi" İstanbul'a taşınması için karar alındı.
Ocak'ta başlayacak taşınmanın Nisan'da tamamlanacağı bildirildi.

*
Bu sırada Erdoğan'ın "Kanal İstanbul" projesi ısrarı tartışılmaya başlandı.
Tartışmaların odağını 1936'da yürürlüğe giren ve Boğazlar rejimini düzenleyen Montrö Sözleşmesi oluşturuyor...

*
Erdoğan, Montrö Sözleşmesi'nin Türkiye'nin egemenlik hakları için yeterli olmadığını savunuyor.
Bu anlamda "bir devlet projesi" olan Kanal İstanbul projesinin;
Bir fırsat olduğunu,
Montrö Sözleşmesini yeniden masaya yatırılacağını,
Geçişlerin ücretli olacağı,
Savaş gemileri geçişlerinin bütünüyle Türkiye?nin iznine bağlanacağını;
Böylece Türkiye'nin egemenliği için iyi bir anlaşmanın ortaya çıkarılacağını iddia ediyor..

*
Kanal İstanbul; aslında Türkiye'nin Doğu-Batı güzergâhında İpek Yolu'nun yeniden canlandırılmasında transit ülke olması projesi kapsamında bir alt projedir.
Bakü-Tiflis-Kars Demiryolu Hattı: Gürcistan ile ortak gümrük kapıları: İstanbul'un Finans Merkezi :
Galataport: Marmaray: Yavuz Selim Boğaz köprüsü: İstanbul Hava Limanı: Kanal İstanbul projesi:
Kalkınma Ajansları ve Serbest Ticaret Bölgeleri;
Hepsi Türkiye'nin İpek Yolu'nda transit ülke olmasını sağlayan ABD projeleridir.

*
Herşey 2006'da ABD Başkanı G.W. Bush'un Kabil'de başlattığı,
Afganistan'ı merkez alan ve bölgede bütün ülkeleri kapsayan "Büyük Orta Asya'da İşbirliği Konferansı"yla başladı.
Konferans, Erdoğan'ın eşbaşkan olduğu Genişletilmiş Büyük Orta Doğu Projesinin bir türeviydi...
Ve Erdoğan hiçbir zaman "Büyük Usta" değildi!

*
ABD koordinatörlüğünde Afganistan merkezli, güneyde Pakistan ve Hindistan'ı da içine alan bölge,
Bağımsız Orta Asya Cumhuriyetleri Kırgızistan, Özbekistan, Türkmenistan, Tacikistan ve Kazakistan'la birleştirilerek,
Bölgede siyasi, ekonomik ve güvenlik açısından istikrarlı, dinamik ve öngörülebilir bir yapı oluşturulacaktı.
Orta Asya'dan Hint Okyanusu'na, Güney Asya ve Batı'ya doğru temel ulaşım yollarının "Yeni İpek Yolu" bağlamında açılmasıyla,
Bölgenin Batı'ya entegrasyonu güçlendirilecekti...

*
"Büyük Orta Asya? projesi kıtanın bütün ülkelerince desteklendi.
Söz konusu entegrasyon; sınırları kaldırma ve Vestfalyan ulus-devlet yapısını bozma şeklinde değil,
Her alanda işbirliği yaparak Orta Asya'nın güney komşularına ve Batı'ya açılmasıyla sağlanacaktı...

*
Proje denize doğrudan açılamayan Orta Asya Türk Cumhuriyetlerini olduğu gibi Çin, Hindistan, Rusya dahil tüm ülkelerin kalkınma vizyonunu etkiledi.
İpek yolu güzergâhında bulunan Güney Kore, Tacikistan, Özbekistan, Kırgızistan, Kazakistan, Afganistan, Pakistan, İran, Irak, Suriye, Azerbaycan, Gürcistan ve Türkiye;
Küresel piyasaların demokrasi ve ekonomik kriterleri başlığında ortaklaşmak, aralarındaki psikolojik duvarları yıkmak,
Piyasaları canlandırmak ve güvenliği sağlamak adına ivmelendi...

*
O günlerde ABD kapitalizmi aldığı önlemlerle Çin'in ebedi bir büyüme makinesi olmadığının propagandasını yapıyordu.
Çin ise ABD'nin bölgeyi jeopolitik kontrolü altına alması, etkisini doğrudan kendi sınırlarına yakınlaştırmasından endişeliydi.

*
Bu hengâmede Çin, Kabil'de karar altına alınan İpek Yolu-Kıtalararası Mega Proje'yi sahiplendi.
O gün ABD'nin, bugün Çin'in önderliğindeki proje;
Şimdi Çin'den başlayıp Orta Asya ve Rusya üzerinden geçerek Avrupa'ya ulaşan İpek Yolu'nu yeniden canlandırıyor...

*
En önemlisi Büyük Orta Asya projesi katılımcı ülkelerin entegrasyonunu;
Sınırları kaldırma ve Vestfalyan ulus-devlet yapısını bozma şeklinde değil,
Her alanda işbirliği yapmak iddiasıyla geliştiriyor.

*
Ancak bu projeyle küreselleşmenin oyun kuralları kısa sürede değişmiştir.
Bugünün şirketleri çok güçlenmiştir.
Artık devlet gücü ulusötesi şirket- devlet ilişkilerinde realize oluyor...
Elbette bunun karşılığında dünyadaki milliyetçi ve korumacı tepkiler de yükseliyor!

*
Küresel rekabet negatif canlanıyor.
Uluslararası dengeler ABD, Rusya ve Çin'in gerek ekonomik, gerekse siyasi alanda hem bölgelerinde hem de küresel bazda artan güçleri beraberinde,
Yeni askeri ve ekonomik birliktelikler ortaya çıkarıyor...
Tek kutuplu siyasi sistemin var olduğu yapı çok kutuplu bir yapı ile tehdit ediliyor...

*
Bu yüzden ABD, "Enformasyonel Emperyalizm" çağına geçmenin kararlılığını gösteriyor.
Hem yeni bir teknolojik ilerleme dalgasının yeni bir küreselleşme çağını başlattığı ve dördüncü sanayi devrimine girildiği fikri çerçevesinde,
Hem de küresel güvenlik ve refah için küreselleşme düşüncesini radikal bir değişime tabi tutuyor.
ABD'nin ulusal üretici kapitalizmi, "Ticaret Savaşları"yla ulusötesi mali kapitalizm ile çatışıyor.

*
Joseph A. Schumpeter ( 1883-1950) Avusturyalı, temel ilgi alanı kapitalist endüstriyel toplumun gelişme sorunu olan bir iktisat profesörüydü.
Şimdi onun kapitalizmin temeli olan "Yaratıcı Yıkım Gelişimi" kuramı işliyor.
Schumpeter, "Kapitalist mekanizmayı çalıştıran ve çalışmasını devam ettiren;
Kapitalist teşebbüsün oluşturduğu yeni tüketim maddeleri, yeni üretim metotları, yeni ulaşım metotları, yeni pazarlar, yeni endüstriyel örgütlenme tipleridir.
Yeni milli pazarların veya dış piyasaların açılması el sanatları atölyelerinden, yoğun ve büyük işletmelere geçiş, kapitalist sistemi durmaksızın yenilenme havasında tutuyor.
Bütün bu unsurlar devamlı olarak eski faktörleri yok ediyor ve yenileri oluşturuyor.
İster istemez her kapitalist teşebbüs er geç bu gelişime ayak uydurmak zorundadır "diyor.

*
Nitekim bugün, ulus ötesi şirketlerin temsil ettiği "Dördüncü Sanayi Devrimi";
Fiziksel ve dijital arasındaki çizgileri bulanıklaştıran teknolojilerin bir araya gelmesini karakterize ediyor.
Sadece dijitalleşmeye değil robotik, yapay zeka, büyük veri ve 3D baskı gibi yeni teknolojilerin entegrasyonuna dayanıyor.

*
"Dördüncü Sanayi Devrimi" küreselleşmenin kalıcı ve durdurulamaz bir güç olduğu düşüncesine dayanıyor.
Çünkü küreselleşme ulusal dijital ve sanal sistemlerin bağlantısına ve bununla ilgili düşünce ve hizmet akışına bağlı olarak derinleşiyor..

*
Ama dijitalleştirme teknolojisiyle üretim ve hizmet sistemlerinin zeki olmasını sağlayan,
Uluslararası şirketler ve devletlerinin ticaret engellerine karşı yükselen teknojik milliyetçiliğin küreselleşmesi de endişelere yol açıyor...
Bireylerin esnek, sezgisel ve yaratıcı olma yeteneğinin hayati öneme sahip olacağı bir gündem yaşanıyor.

*
Bu noktada İstanbul'un, Kanal İstanbul ve paralelinde oluşturulan yeni yapılanmaların ekonomik cazibesine kapılan;
Dünyanın en büyük şirketlerine ev sahipliği yapacağı açıktır.
İstanbul'da "Şirketler ve Devletler" arasında ortaya çıkan etkileşimler,
Küreselleşme ile birlikte ortaya çıkan ulus-devlet tartışmaları bağlamında;
Türkiye ulus devletini aşındıran ya da ulus devlete güç katan,
Ama her halükârda Türkiye ulus devlet gücünden beslenen bir yapısal durum oluşturacaktır.

*
Bu çerçevede Türkiye'nin,
Cumhuriyet'in kurucu anlaşmaları olan " Uluslararası Montrö Boğazlar Sözleşmesi ve Lozan Antlaşması" nı koruması zor görülüyor.
"Türk Milleti Parya, Kanal İstanbul Kanal Konstantinopolis, Erdoğan Halife Olmasın!"

19. 12. 2019

Kötü         Çok İyi  Oyla 
           
Tüm yazıları        ShareThis
  Geri  |  Arkadaşıma Gönder  |  Yazıcı Dostu
                 

    Hayat Verenler : Microsoft    HP Türkiye    PBS Bilişim    SAY Ajans    SFS - MAN    Superonline       

Türk Liderler:

Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem

Tecrübeleriniz ve birikimleriniz toprak olmasın @ Copyright 2004 turklider.org