Ziynet Odası 
 Odam Olsun 
 Türklider Odaları 
 Sizin Odalarınız 
 Sohbet Odası 
 TV Odası 
 E-Kitap Odası 
 BŞenver 
 Gazete Odası 
 iPad 
 Hakkımızda 
 Şifremi Unuttum 

 

Ahmet Kilicaslan Aytar Gözüyle 


     

 



Tüm Yazıları

       ShareThis
YALNIZ SAVAŞÇI
29.02.2020
Ahmet Kilicaslan Aytar
Okunma Sayısı : 74698
Oy Sayısı : 3522
Değerlendirme : 5
Popülarite : 17,73
Verdiğiniz Puan :
 

 

 


Ülkeler uluslararası ilişkilerde ortaklarına güvenmez.
Aynı günaha eğilimli olduklarından kendilerinin ihanete düşmesinden hep endişeli, hep şüphelidirler.
Bu yüzden ihanet cazip hale gelir...
İhanet eder ve kendisi için daha iyi bir "anlaşma" elde edebileceğini bekler...
Bu "Dişe Diş" ya da "Düşman Tarafından Tırmandırmayı Caydırma Stratejisiyle Misilleme Stratejisinin Birleştirilmesi" kuramıdır.

*
Bu kuram doğrultusunda ABD, henüz hiç bir ortağının ulaşamadığı "uzayı operasyonel alan" olarak ilan etti.
Rusya da korunmak üzere önlemler aldı.
Anti-balistik radarları çok uzun mesafelerden algılamaları için elektromanyetik dalgaların iyonosferik akislerinden yararlanıyor.
Rusya'nın savunma alanındaki gücünü anlamak için lütfen elinize bir pergel alınız;
Önünüzdeki dünya haritasında pergelinizi sırayla Arktik, Baltık, Karadeniz ve Akdeniz'deki kentlere sabitleyiniz.
Pergelinizi sabitlediğiniz her noktadan takriben 6000 km. uzunluğa çizdiğiniz yay parçaların oluşturduğu yekpare alan Rusya'nın savunma alanıdır.
Bu yay tüm Arktiği, Baltık bölgesini, Karadeniz ve Akdeniz'i kapsıyor...

*
Türkiye'nin savunma alanını ise 45 derece ve üstünde atış yapan havan topları,
45 derecenin altına atış yapan toplar,
45 derecenin hem altına hem üstüne atış yapabilen obüslerin 8-25 km.lik menzildeki alan oluşturuyor...

*
Bu çerçevede ABD; herhangi bir ülke veya ülke grubunun kendi önceliğine meydan okuyabileceği fikrinin aldatıcılığını göstermek üzere;
Yeni nesil küresel bir savaş ile küresel liberal düzeni küresel enformasyonel düzene dönüştürüyor.

*
ABD'nin küresel enformasyonel düzende Orta Doğu'daki amacı;
İsrail-Filistin arasında "Yüzyılın Barışı"dır.
Arap Baharı'nın bölgedeki ağır tahribatları ve Suriye İç Savaşı'nın komplikasyonları derken,
Yüzyılın Barış'ı planı dahi Orta Doğu'da stratejik değişimlere yol açıyor!

*
Bu yüzden Orta Doğu'da ABD Başkanı D.Trump'ın politikaları;
Rusya ile ortak menfaat alanları bulunması:
Birlikte çalışma kabiliyetini test etme alanı olarak Suriye'nin seçilmesi:
Dünyayı tehdit eden Cihad terör örgütlerinin birlikte yenilmesi,
Nihayet "Yüzyılın Barış Anlaşması"nın yapılması esasına dayanıyor.

*
Bu esas, "Yüzyılın Barış Planı"nın başlıca iki muhalifi;
İran'a ABD ve İsrail'in,
Türkiye'ye Rusya'nın tekabülü anlamına geliyor...

*
Yani, Suriye savaşını bir insani müdahale olarak satma girişimlerinin sona erdiği:
Sıranın Suriye'deki savaşa siyasi çözüm bulunmasına geldiği:
İsrail'i kuşatan bu bölgede İran'ın bütün ağırlıklarıyla Suriye'den çekilmek zorunda kalacağı:
Müslüman Kardeşler ideolojisiyle Türkiye'nin Sünni İslamcılık girişkenliğini Suriye ve Irak'tan başlayarak sonlandıracağı:
Türkiye'nin yeniden ABD ve NATO ittifakının güvenilir bir ortağı olacağı öngörülüyor.

*
Nitekim, Suriye'deki son önemli cihad isyancı kalesi İdlib için verilen mücadele,
Türkiye ile Rusya arasında bir vekalet savaşına yükselmiştir!

*
Cihatçı örgütlerin desteğiyle Türkiye, Suriye'de M4 ve M5 karayollarına hakim olmak için Serakib'e saldırdı.
Türkiye bu saldırı ile meşgulken Suriye Arap Ordusu İdlib'in güneyinde teröristlerin elinde olan 40 kasaba ve şehri aldı.
Ghab Ovası kurtarıldı ve cephe hattı büyük ölçüde kısaltıldı.

*
Serakib, Türkiye'nin vekil gücü ÖSO'ya kaldı.
Ancak Suriye ve Rus hava kuvvetleri şehre yaklaşımları yoğun bir şekilde bombalamaya devam ettikleri için çok kanlı bir bedel ödediler.
Şimdi Suriye Ordusu Serakib çevresinde yeni bir savunma hattı kurdu, Serakib'i yeniden kurtarmaya çalışıyor.
Güneyde zor arazisiyle, çok az bir direnişle Ghab Ovasını almak Serakib'in geçici kaybından daha önemli olduğu vurgulanıyor.

*
27 Şubat akşamı saat 17 civarında, yaklaşık 400 askerden oluşan bir Türk mekanize piyade taburu,
Güney İdlib'de Kafr Nabl'ın yaklaşık 5 kilometre kuzeyinde Bara ve Balyun yolu üzerindeki hava saldırısının hedefi oldu.

*
İki Rus Sukhoi Su-34 ve iki Suriye Su-22 savaş uçağı, Türkiye destekli ÖSO' yu saat 11'de yoğun bir şekilde bombalamıştı.
Aynı jetler bu defa Bara ve Balyun yolu üzerindeki Türk konvoyunu vurdu.
Önce Suriye Su-22'leri hafif bir saldırıyla Türk konvoyunu durmaya zorladı, ardından vurma yoğunlaştı
Türk askeri yol kenarındaki binalara sığınmaya zorlandı.
Ve Rus Sukhoi Su-34 jetleri iki binayı hedef aldı, Türk askerleri yıkılan binanın altında kaldı!

*
Türkiye, Suriye ordusuna saldırmak için büyük silahlı insansız uçaklar,
Suriye helikopterlerine ve Rus bombardıman uçaklarına karşı omuzdan atılan güdümlü hava savunma füzeleri (MANPAD) kullanıyor.
Rusya Türkiye'nin Suriye hava sahasında insansız hava aracı kullanma izninin olmadığını, MANPAD kullanmanın savaş sebebi olduğunu açıkladı.
26 Şubat'ta Suriye'nin hava savunması bir insansız hava aracını yok etti.

*
Rusya, Türk birliklerinin bulunmaması gerekli bir bölgede olduğunu iddia etti.
Türkiye saldırıdan Suriye'yi suçladı.
Ancak bu ifadelerin, Rusya ile Türkiye arasında barışçıl ilişkileri sürdürmek için tasarlandığını herkes biliyordu.

*
Erdoğan'ın hâlâ Suriye ordusuna tam boyutlu bir saldırı başlatma tehdidini sürdürüyor
Suriye'yi işgal altında kendi topraklarında Soçi muhtırası ateşkes hatlarından geri itmekle tehdit ediyor.
Rusya, gerektiğinde Türkiye için kullanmak üzere füze donanımlı iki fırkateyni Akdeniz'e taşımıştır.

*
Bu noktada Türkiye, Batı'nın siyasi ve askeri ittifakının desteğini talep etti.
Ancak uluslararası hukuk açısından Türkiye, NATO'dan yardım talep edemezdi.
Çünkü Türkiye bir müdahale gücü olarak Suriye'yi işgal etmiş sayılıyor.
Nitekim Batı, Türkiye ile barışçıl ilişkileri sürdürmeye yönelik tasarladığı "Türkiye'ye destek veriyoruz, Rusya ve Suriye'yi kınıyoruz" benzeri ifadelerden öteye gitmiyor.

*
Çünkü Türkiye ve Rusya'nın yükselişi, bir kez daha Suriye'den Libya'ya ve Ukrayna'ya kadar dünya düzenini istikrarsızlaştıran çatışmaların doğasına işaret ediyor.
Bu yüzden Batı, iki otokrat Putin ve Erdoğan'ın savaşlarını yatıştırmak ya da tırmandırmak istiyorsa onlarla uyum sağlamak zorunda olduğunu gösteriyor!!

*
Bunun nedeni, Batı'nın Rusya ile Türkiye arasında defalarca uyarılan bir ittifaktan korkmaya ihtiyaç duymamasıdır.
Çünkü Putin ve Türkiye değil Erdoğan, sadece çıkarlarını göz önünde bulunduran yalnız savaşçılardır.
Üçüncü taraflara karşı ittifak kuramazlar.
Hiçbir müttefikleri yoktur.
En iyi ihtimalle, kısa ömürlü çıkar koalisyonları kurarlar.
Aynı durum Rusya ile Çin arasında Batı'ya karşı düzenli olarak uyarılan bir ittifak tehlikesi için de geçerlidir.

*
Dolayısıyla Erdoğan'ın Suriye veya Libya'nın geleceğini oluşturması,
Batı'nın gelecek düzeninde söz sahibi olması hiçbir zaman gerçekleşemez!
Erdoğan Suriye'yi veya Libya'yı kendi başına asla sakinleştiremez.
Otokratik bir düzen, vulgo ve Şehitler Tepesinde istirahat vaadiyle savaştan zafer çıkarmak, sonra istikrar sağlamak mümkün değildir.

*
Çünkü Erdoğan'ın gücü yıkım için yeterlidir ancak inşa edemez.
Kimliği bir çatışma bölgesindeki güç dengesini kendi lehine değiştirmek için askeri müdahaleye hızla müdahale etme yeteneğine dayanır.
Bunu yaparken, sınır çizgileri çizildiğinde müzakere masasındaki güç dengesini de değiştirir.
Bu noktada kararlı güçler, özellikle potansiyel karşı güç gerektiğinde bu tür çatışmaları kendi lehlerine çözmek için şiddet kullanabilirler!

*
Ayrıca Erdoğan'ın göçmen, mülteci ve sığınmacıları sınıra göndermesi,
Batı'nın nihayet tahmin edilemez bir mantıksızlıkla başa çıkmak zorunda kaldığını gösteriyor.
Erdoğan'ın eliyle mültecilerin böyle bir dramayı yaşaması, "Ensar" söylemini kirletmiştir.
Elbette hiçbir ülke tek başına mülteci yükünü taşımamalıdır,
Ama Suriye'de olanlardan hiçbir sorumluluk almayan Erdoğan'a karşı Avrupa'nın durumun ciddiyetini kavramış olması gerekir...

*
Erdoğan kendi yapımı büyük bir bataklığa sıkışmıştır.
Türkiye'yi yurtdışındaki maceralara daldırması bumerang'a dönüştü.
Çıkış stratejisi yok gibi görünüyor.

*
Üstelik, kriz giderek başka bir şekle dönüşebilir.
Milliyetçilerin baskıları da dahil olmak üzere baskı altındaki Erdoğan daha da öngörülemez hale gelebilir.
Durum kritiktir!

*
Allah'ta askerlerimize rahmet, yaralılara şifa, Millet'imize baş sağlığı diliyorum.

29. 2. 2020

Kötü         Çok İyi  Oyla 
           
Tüm yazıları        ShareThis
  Geri  |  Arkadaşıma Gönder  |  Yazıcı Dostu
                 

    Hayat Verenler : Microsoft    HP Türkiye    PBS Bilişim    SAY Ajans    SFS - MAN    Superonline       

Türk Liderler:

Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem

Tecrübeleriniz ve birikimleriniz toprak olmasın @ Copyright 2004 turklider.org