Ziynet Odası       Odam Olsun       Türklider Odaları       Sizin Odalarınız       Sohbet Odası       TV Odası       E-Kitap Odası       BŞenver       Gazete Odası       iPad       Hakkımızda       Şifremi Unuttum   

 

Ahmet Kilicaslan Aytar Gözüyle 


     

 



Tüm Yazıları

       ShareThis
"SUÇLU AYAĞA KALK " DİYEBİLECEK MİYİZ
13.06.2020
Ahmet Kilicaslan Aytar
Okunma Sayısı : 81270
Oy Sayısı : 2910
Değerlendirme : 5
Popülarite : 17,32
Verdiğiniz Puan :
 

 

 

Almanya, Suriye ve Irak'tan gelen bir milyondan fazla göçmene ev sahipliği yapıyor.
Suriyeli göçmen İnsan Hakları Avukatı Enver el Bunni, Esat rejimine karşı kanıt ve ifade topluyor...

*
Bunni, adaşı Enver Raslan'ı aynı göçmen merkezinde gördü.
Önce kim olduğunu çıkaramadı.
Bir kaç ay sonra bir dükkânda karşı karşıya geldiler.
Hatırladı:
Enver Raslan kendisini 2006'dan 2011'e tutuklu kaldığı hapishaneye gönderen Suriye Ordusu'nun bir Albay'ı idi...

*
Şikayetçi olmadı ama araştırmalarını derinleştirdi.
Raslan?ın orduyu bırakıp iki yıl kaçak yaşadıktan sonra 2014'te Almanya'ya kaçtığını,
Geçen yıl Şubat'ta Almanya'da tutukladığını ortaya çıkardı.

*
Raslan, Suriye'de 58 kişinin ölümünden sorumlu olmak: İnsanlık suçu işlemek: Cinsel saldırılarda bulunmak:
Almanya'ya sahte belgelerle sığınmak: İstihbarat toplamakla suçlanıyor.
Birlikte olduğu Suriye istihbaratından İyad el Garip ile birlikte,
Almanya'nın Koblenz kentinde yargılanıyor...

*
Bu Suriye yönetiminin yaptığı işkenceye odaklanan ilk uluslararası davadır.
Şimdi Enver el Bunni, Beşar Esad'a sesleniyor:
"Hiçbir zaman cezadan muaf kalmayacaksın, bunu bir düşün" diyor...

*
Dünyada pek çok şey ters giderken,
İnsanların Suriye Savaşının onuncu yılına ilerlediğini unutmuş olmalarında,
Beklentilerinde umutsuz olmalarının da bir payı bulunuyor...

*
Hatırlayınız! Suriye Savaşı'nın siyasi çözümüne ilişkin Cenevre Görüşmeleriyle;
Dünyanın bir kez daha böyle bir katliam, saldırı ve yağma ile karşılaşmaması,
Ya? Savaş suçları işleyen rejim kadar muhalif tarafların,
Teröristlerin ve destekleyen ülkelerin paylarını üstlenmeleri:
Suçların esaslı bir biçimde kategorize edilmesi:
Bu sistematik hukukun BM'de yeni bir dünya statüsüne yol açması öngörülüyordu.

*
Halbuki İdlib'te ve diğer asi kalelerde okullara ve hastahanelere hâlâ bombalar düşmeye devam ediyor.
Bu saldırıları gerçekleştiren Suriye, Rusya, ABD, Türkiye ve İsrail;
Herhangi bir küresel misilleme olasılığının neredeyse hiç olmadığını çok iyi biliyor...

*
Ancak, Almanya/ Koblenz'de yürütülen bu ceza davası kabulleri değiştirmiş olabilir!.
Koblenz kovuşturmaları evrensel yargı yasalarının yeniden canlanmasını temsil edebilir mi?
Suriye Savaşı'nın kasapları, eşkiyaları, yağmacılarının cezasızlık pelerinleri sıyrılıp atılabilir mi?

*
Evrensel yargının bir ilkesi, belirli suç kategorilerinde bir suçun yerinin;
Kovuşturmaya engel teşkil etmediğini söylüyor.
Bu herhangi bir devletin, belirli suç kategorilerinde belirtilmiş bir suçun;
Başka bir devletin topraklarında işlendiği iddia edilse dahi kovuşturabileceği anlamına geliyor.

*
Bu ilke, ilk önce açık deniz korsanlığı kovuşturmalarında işletildi.
Önce korsanlar tüm ulus devletlere sıkıntı veriyor,
Herhangi bir devlet korsanlıkla suçlananları tutuklama ve kovuşturmaya heves etmiyordu..

*
Giderek yargı ilkesi uluslararası ceza hukuku kapsamında en ciddi suçlar da dahil olmak üzere,
Diğer cezai davranışlara uygulanacak şekilde genişletildi.
Sonuçta soykırım, savaş suçları ve insanlığa karşı suçlar işlediği iddia edilen bireyler;
BM'nin 193 üye ülkesinden herhangi birinde iddianamenin teorik olasılığı ile karşı karşıya kaldı...

*
Evrensel yargılama davalarının karşılaştığı temel zorluk, siyasi nitelikleridir.
Bu yüzden kovuşturma davetiyle;
Suçla çok az bağlantısı olan veya hiç bağlantısı olmayan yabancı bir vatandaşın,
Kovuşturulmasını başlatmak cesur bir kararı gerektiriyor.

*
Çünkü bu tür kovuşturmalar;
Bazen devletler arasındaki diplomatik ilişkilere onarılamaz şekilde zarar verebiliyor.
Bu olasılık, özellikle kovuşturma için etiketlenmiş yabancı uyrukluların,
Etkili bir devletten ya da güçlü dostları olan bir ülkeden geldiği durumlarda göze çarpıyor.
Bu yüzden yeni kovuşturmaların Çad, Ruanda ve Nepal gibi devletlerin vatandaşlarını hedeflemesi şaşırtıcı olmuyor!

*
20. yüzyılda Evrensel Yargı esasları çok tartışıldı.
Nazi uygulamalarında etkin rol oynayan Adolf Eichmann ve Şili diktatörü Augusto Pinochet vakaları tartışmalı değildi.
Çünkü bazı kesimler hayal bile edilemeyen iğrenç suçlardan sorumlu bu iki adamın durumlarına sempati duyuyordu.

*
1998'de İngiltere'de Pinochet tutuklandı.
ABD Başkanı George W.Bush ve İsrail Başbakanı Ariel Şaron ve diğer liderler arasında fikir teatileri yapıldı.
Bazı kesimlerde evrensel yargı yasalarının siyasallaştırılması ile ilgili rahatsızlıklar oluştu.

*
Nihayet Belçika, ABD'nin baskısıyla yasalarının kapsamını ve işleyişini değiştirmeyi kabul etti.
Pinochet; Belçika'dan sonra Fransa ve Almanya'da evrensel yargı yasalarının genişlemesine yol açtı.
Bugün evrensel yargı yasaları Avrupa, Kuzey Amerika ve Avustralya'da şu veya bu şekilde devam ediyor...

*
Suriye, güçlü dostları olan bir ülkedir, Rusya ve İran ile yakın ittifakı var.
Korkunç bir insani krizde, özellikle BM Güvenlik Konseyi'nde küresel eylemsizliğe neden oldu.

*
Sadece bu nedenle, Almanya'nın Raslan ve El-Garib'i yargılama kararı çok önemlidir.
Almanya diplomatik serpintinin ortaya çıkma olasılığına rağmen,
Suriyeli failleri yargılama kararlılığı gösteriyor...

*
Alman kovuşturması önemlidir, çünkü Suriye Roma Tüzüğüne taraf değildir.
Bu nedenle, vatandaşları BM Güvenlik Konseyi tarafından havale edilmedikçe,
Uluslararası Ceza Mahkemesi (ICC) tarafından kovuşturmaya tabi değildir.
Güvenlik Konseyi'nde Rusya'nın veto tehdidi, böyle bir yönlendirmenin geleceğinin gerçekçi olduğunu gösteriyor.
Kısacası evrensel yargı yetkisi olmadan, ciddi suçlar işleyen Suriyeli vatandaşları kovuşturmak için geçerli bir mekanizma bulunmuyor!.

*
Koblenz kovuşturmaları gerçekten öncü olmakla birlikte,
Evrensel yargı yasalarının daha fazla dirilmesine yol açması da pek olası değildir.
Çünkü böyle bir hareket;
Vatandaşlarının davranışlarını inceleyebilecek herhangi bir uluslararası ceza hukuku mahkemesini,
Zayıflatmayı görev edinen ABD'nin sürekli muhalefetiyle karşı karşıya kalacaktır.

*
Ayrıca ICC'nin artan varlığı, güçlü evrensel yargılama yasalarına duyulan ihtiyacı ivmeliyor.
ICC uluslararası suçları araştırabildiği ve kovuşturduğu sürece hiçbir devletin bu yükü üstlenmesinin gereği yoktur.
Bununla birlikte Raslan ve El Garib vakaları,
ICC'nin yargı yetkisi olmadığı ya da BM Güvenlik Konseyine başvurunun mümkün olmadığı durumlarda,
Evrensel yargı yasalarının nasıl tamamlayıcı bir rol oynayabileceğini gösteriyor.

*
Bu son gelişme sürerken,
Rusya'nın Suriye'de Savaş sırasında Erdoğan ve hükümetini,
Savaş suçlusu olmanın yanında bir çok insanlık suçu işlemiş olmakla itham eden,
Erdoğan ve iktidarının ilişkilerinin araştırılması için BM Güvenlik Konseyine teslim ettiği;

*
29 Ocak 2016'da Irak'ta İŞİD ile birlikte yürütülen yasadışı petrol ticareti,
10 Şubat'ta, Suriye'ye gönderilmek üzere yabancı teröristlerin sınırdan geçmelerinin kolaylaştırılması,
Ve Suriye'de terörist gruplara silah tedâriki,
8 Mart'ta, IŞİD ile birlikte yapılan tarihi eser kaçakçılığı,
18 Mart'ta, Türkiye'den Suriye'deki IŞİD kontrolündeki topraklara yönelik silah ve cephane sevkiyatına;
İlişkin Rus istihbarat raporları, yıllardır raflarda bekliyor!

*
Bombalar Suriye'ye düşmeye devam ederken,
Her taraftan birçok savaş suçlusu kovuşturmadan kaçıyor.
Ancak uluslararası ceza hukukunun;
Koblenz kovuşturmalarının kanıtladığı gibi artan evrimi;
Küresel adalet için umutlu olmaya neden oluyor...

13. 6. 2020


Kötü         Çok İyi  Oyla 
           
Tüm yazıları        ShareThis
  Geri  |  Arkadaşıma Gönder  |  Yazıcı Dostu
                 

    Hayat Verenler : Microsoft    HP Türkiye    PBS Bilişim    SAY Ajans    SFS - MAN    Superonline       

Türk Liderler:

Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem

Tecrübeleriniz ve birikimleriniz toprak olmasın @ Copyright 2004 turklider.org