Ziynet Odası 
 Odam Olsun 
 Türklider Odaları 
 Sizin Odalarınız 
 Sohbet Odası 
 TV Odası 
 E-Kitap Odası 
 BŞenver 
 Gazete Odası 
 iPad 
 Hakkımızda 
 Şifremi Unuttum 

 

Serdar İnan Gözüyle 



Tüm Yazıları
       ShareThis

 

Yetki ve Sorumluluk
21.08.2016
Okunma Sayısı : 4906
Oy Sayısı : 0
Değerlendirme : 0
Popülarite :
Verdiğiniz Puan :
 

 

Yetki ve Sorumluluk


Ne kadar sorumlu isen işte sen o kadarsın!

Herkes yetki ister ama neden yapmadın diye sorulunca, sorumluluğu başkasına atar.

Sen sorumlu değilsen neyin yetkisini istiyorsun.

Yetki kelimesinin Türkçesi; emrimde insanlar olsun, onlara emirler vereyim, sabah çayımı kahvemi içeyim, amirimi de idare edeyim, bir sıkıntı çıkarsa da bir bahane, ya da söyledim olmadı diyeyim.

Boşa akıl, boşa çaba sonuçta başarısızlık standart.

Peki, ne yapalım; işin başarılması için o an elde ne var ise onunla, yoksa bedenle yapalım ve neticeyi alalım.

Amaç netice ise, ona giden yollar mubahtır ancak amaç yapmış gibi yapmak ise, iş hayatımızda sorunlar dizi dizi bizi bekliyor olacak.

Yapmadan üretmeden başarılı olmak, evden çıkmadan başka şehire gitmeye benzer.

Çıkmadan gitmeden, ne kadar sanki başka bir şehirdeymişsin gibi yapabilirsin ki.

O evden çıkacaksın ve elinden gelen tüm imkanları kullanarak bir an önce diğer şehire, yani hedefine varacaksın ve bunu gerçekleştirirken de bileceksin ki her zaman senin yaptığından daha iyisi var.

O yüzden ne kadar konsantre olursan, akıl beden gücünü ne kadar çok kullanırsan ve yaptığın işi de hala da beğenmez isen, işte sen o zaman artık en iyilerden birisin.

Geçmişten size bir örnek vereyim.

Yıllar önce Büyükdere'de havuzlu bir evde oturuyoruz.

Her yaz inşaatlardan boyacılar gelir havuzu temizler ve boyarlardı.

Her seferinde üç kişi gelir ve yedi sekiz günden önce işi bitirmezlerdi.

Her kış da yapılan boya bozulur ve tekrar yaz geldiğinde bir daha boyanması gerekirdi.

O sene kendimi denemek adına işi ben aldım, babamdan alacağım para mühim değil, amacım kendi sınırlarımı ölçmek.

İşi iki buçuk günde tek başıma tamamladım ve üzerinden tüm kış geçmesine rağmen boyada bozulma, eski ustaların yaptığına göre yüzde elli daha az oldu.

Ondan sonraki seneler tekrar tekrar işi alarak daha iyiye daha hızlıya nasıl giderim gibi denemelerim oldu.

Bu pratik çalışma çocuk yaşımda bana, eğer bir kişi dilerse ve bedelini öderse, ne kadar çok performansını artırabilir anlamında güzel bir örnek oldu.

Kısaca hedefini tam bilmek, devamlı ölçmek ve neticeye odaklanmak, hangi unvanla hangi yetki ile çalıştığının önemini tümden ortadan kaldırır.

Eğer sen neticeye kilitli isen bir müddet sonra önünde ki engellerin kalktığını ve etrafında seni sıkan kişilerin bile seni rahat bıraktığını göreceksin.

Hedefine giden yolda ne varsa onlarla olayları kişiselleştirmek yerine, daha hızlı daha ucuza ve daha kaliteye nasıl ulaşırımı aradığını göreceksin.

Bu arada senin netice alman için senden öncekilerin yapması gerekenleri yaptırmak adına, onlara vakum etkisi yaratmalısın. Bilirsiniz atlar arabaların arkasına değil ama önüne bağlanır.

Bunun iş hayatında ki tanımı vakum etkisidir.

Yani sen senden öncekinden işi çekip almakla yükümlüsün.

Eğer almaz isen, iş sonunda başarısız kaldığında elinde sadece 'benden öncekiler bana teslim etmedi .' sözcükleri kalacaktır.

Eğer amacın netice ise gider ve sana gerekeni alırsın, arkadaş!

Peki hedefimizi nasıl tam bileceğiz?

Bilhassa profesyonel hayatta ki arkadaşların en büyük hataları, kendi hedeflerini tayinde karşımıza çıkmaktadır.

Mesela okulu bitirmişsin ve bir şirkete giriyorsun, birinci hedefin kendini geliştirmek iş öğrenmek vs.

Peki ama girdiğin şirketin böyle bir hedefi yok ki.

Böylece yöneticilerin seni peşinen başarısız kabul edeceklerdir.

Çünkü girdiğin şirketin hedefi şirket verimini artırmak olacaktır.

O zaman kendi hedefini tayin ederken içinde bulunduğun organizasyonun hedeflerini kendin için birincil kılmalıyız.

O hedefleri yerine getirmek adına bildiğin öğrendiğin ne varsa seferber etmelisin ki, senin verimini ölçenler seni başarılı kabul etsinler.

Muhabbetlerimle …

Kötü         Çok İyi  Oyla  
  Geri  |  Arkadaşıma Gönder  |  Yazıcı Dostu
 
Tüm yazıları
ShareThis

    Hayat Verenler : Microsoft    HP Türkiye    PBS Bilişim    SAY Ajans    SFS - MAN    Superonline       

Türk Liderler:

Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem

Tecrübeleriniz ve birikimleriniz toprak olmasın @ Copyright 2004 turklider.org