Ziynet Odası       Odam Olsun       Türklider Odaları       Sizin Odalarınız       Sohbet Odası       TV Odası       E-Kitap Odası       BŞenver       Gazete Odası       iPad       Hakkımızda       Şifremi Unuttum   

 

Hikmet Barutçugil Gözüyle 



Tüm Yazıları
       ShareThis

 

Ebru Üstadı Hikmet Barutçugil Ebruzen
25.10.2014
Okunma Sayısı : 5474
Oy Sayısı : 1
Değerlendirme : 5
Popülarite : 0
Verdiğiniz Puan :
 

 

Ebru Üstadı Hikmet Barutçugil Ebruzen

Gonca Dergisi için benimle yapılan bir söyleşiyi paylaşıyoprum...

Ebru Üstadı Hikmet Barutçugil





İstanbul'un en güzel yerlerinin birinde ve böylesine özgün bir atölyede sizinle röportaj yapmak rüya gibi bir şey. Kendimizi tarihin güzel sayfalarından birinde gibi hissediyoruz. Bize ebrû sanatı ile tanışma hikâyenizi anlatabilir misiniz?


Eski adıyla İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi şimdiki adıyla Mimar Sinan Sanat Üniversitesinde tekstil eğitimine başladım.

Orada tanıştığım yazı hocam Rahmetli Emin Barın'ın teşvikleri ile önce yazı(hat) sanatına ilgi duydum.

Sonra yazının zeminindeki ebrûları fark ettim.

Gönlüm ebrûya kaydı.

Yıl 1973'tü.

O gün bugün kendi kendime öğrenmeye çalışıyorum.

Ebrû sanatında soyadınızla anılan bir açılım yaptınız. Böyle bir açılıma gitme ihtiyacı nereden doğdu?


O yıllarda bugünkü gibi yaygın bir eğitim yoktu. Ben ebrûyu kendi kendime öğrendim. Araştırmalar sırasında daha önce yapılmamış bir ebrû tarzı çıktı ortaya.

Denemeler yaparken çıktı.

Tabiî ki akademide eğitim görmüş olmanın avantajları vardı.

Aldığım sanat eğitimi, malzeme bilgisi, ufkumu açtı.

Klasik ebrûyu ararken ortaya çıktı.

Tarihimizde ilk yapanın adıyla anılan ebrûlar var. Hatip ebrûsu, Nejmeddin ebrûları gibi.

Bilimde de vardır:

Behçet hastalığı ilk keşfeden doktorun adıyla anılır mesela. Fizikte bilim adamı adıyla anılan kanunlar vardır.

Newton kanunu, Kepler kanunu gibi.

Denemelerim sonucunda ortaya çıkan ebrû türü de zamanla soy ismimizden esinlenilerek "Barut Ebrûsu" diye anılmaya başlandı.

Barut ebrûsunun klasik ebrûdan farkları nelerdir?


Kullanılan fırçalar faklı. Görüntü olarak çok farklı.

Barut ebrûsu tabiatta yaratılan desenlere yakın.

Bir mermerin, bir ağacın ya da yer katmanlarının görüntüsüne yakın desenler çıkıyor ortaya.

Renkler kontrolsüz olarak birbirine karışınca çok sayıda ara ton ortaya çıkıyor.

Yani bir sonsuzluk var.

Klasikte ara tonlar kendiliğinden çıkmaz.

Hangi renkleri kullanırsanız o renkler çıkar desende.

Boyut da farklı.

Barut ebrûsunda derinlik çok daha belirgin.

Uygulama alanları da farklı tabi.

Almanya ve Ayasofya'da ebrû ile ilgili dünya rekorları kırdınız. Okurlarımıza bu rekorlarla ilgili bilgi verebilir misiniz?


Amacımız rekor kırmak değildi. Amacımız sanata ilgi çekmekti.

Bugün itibariyle dünyanın en büyük ebrûsunu yaptık. Tabiî ki bu işin sonu yok.

Bugün 20 metre yaparsınız yarın 40 metre bir çalışma çıkar karşınıza.

Gerek Ayasofya'da gerekse Frankfurt'ta yaptığımız çalışmaların medyada yer almasıyla ebrû sanatına olan ilgiyi artırdığını söyleyebilirim.

Zaten hedefimiz de buydu.

Daha evvel yapılmamış bir şeyi yaparak bu sanata olan ilgiyi artırmak.

Atölyenizde çok farklı bir hava var. İlk bakışta disiplinin ötesinde ağırbaşlılığın ve saygının hâkim olduğu bir ortam dikkat çekiyor. Bu durum bize usta çırak münasebetlerinin günümüzde de yaşatılmaya çalışıldığı izlenimini verdi. Bize ebrû sanatının geleneklerinden bahseder misiniz?


Bütün zanaatlarda olduğu gibi ebrû zanaatının da çok güçlü gelenekleri var.

Mesela eski ustalardan bize intikal eden bir ebrû duası var.

Bu işin anahtarı orada. Bu sanatların özünde ilahi güzellik arayışı var.

Allah'ın yarattığı şeyleri taklit ederek O'na yaklaşma hedefi var. İnsanın benliğini unutma var.

Bütün güzellikleri Allah'a verme var.

Kendine pay çıkarma yok.

Nefisten vazgeçme var.

Yaptıklarıyla övünme yok.

Kendini büyük görme yok.

O edebin kaynağı da bu. Ebrû üstatları çalışmalarına isim koymamışlar. "Bunu ben yaptım, bu benim eserim!" demek yok ebrû sanatında.

Eğer öyle derseniz, çalışmanın altına imzanızı atarsanız o zaman büyük bir bariyere

çarparsınız.

Bunun için tarih boyunca ebrû, bir nefis terbiye etme yöntemi olarak kullanılmış.

Sanatın kendisi sizi bu olgunluğa ulaştırıyor zaten.

Burada ebrû duasını da sizinle paylaşmak isterim.

Dil olarak belki okurlarınız anlamakta zorlanabilirler. İsterseniz onların anlayacağı bir dille verebilirsiniz derginizde.

"En usta ressamların yaptıkları tabloların kopyası yapılır ama hiçbir ebrûnun tamamen aynı kopyası yapılamaz." diye bir kabul var. Bunun sebebini Gonca okurlarına izah edebilir misiniz?


Bunun temelinde su yüzünde çalışmanın verdiği avantaj var.

Su akışkan bir şey.

Suyun üzerine düşen damlalar bir açılım yapıyor.

Birbirini itiyor.

Bunun hesabı olmuyor. Siz fırçayı vuruyorsunuz.

"Nereye hangi damlalar düştü? Daha önceki düşen damlanın miktarı ne kadardı?

Hangi açıyla suyun üzerine düştü. İçerideki havanın ısısı bile etkiler çıkacak deseni.

Bu şekilde sınırsız sayıda desen çıkıyor ortaya ve hiçbiri birbirinin aynı olmuyor.

Beş milyar insanın yüzlerinin, seslerinin, parmak izlerinin birbirinin aynı olmaması gibi.

Geçmişte ebrû daha çok bir süsleme sanatı olarak kitapların yan kağıtlarında kullanılmış. Günümüzde zannederim daha geniş bir alanda kullanma imkânı söz konusu. Atölyenizde ebrû desenli tablolar, kumaş üzerine yapılmış çalışmalar görüyorum. Bize ebrûnun günümüzdeki kullanım alanlarından bahsedebilir misiniz?


Bunda iki temel etken var:

Birincisi teknolojinin gelişmesi.

Önceden sadece kâğıt üzerine yapılan ebrûyu günümüzde gelişen teknoloji ile birçok yüzeye uygulamak mümkün artık.

Diğer yandan teknoloji ile birlikte yeni boyalar devreye girdi. Bu da ortaya çıkacak kompozisyonu zenginleştirdi.

İkincisi ise sanat anlayışındaki açılım.

Eski tekniklerle, teknolojiyi hiç kullanmadan bile çok farklı çalışmalar ortaya çıkabiliyor günümüzde.

Hatta iki yıl önce yapılamayanı günümüzde yapabiliyoruz. Bakış açısı değişti.

Bunlarla birlikte kâğıdın dışına taştı ebrû.

Ahşaba, seramiğe, kumaşa, cama işlenmeye başladı.

Ebrûyu perde, kravat deseninde, iç mimaride dekorasyonda, ahşap ve kumaş kaplamalarda hatta elektrik malzemelerinde bile kullandık.

Bir sanatı yaşatmak için yaşamak lazım.

Müzelerdeki özel koleksiyonlardaki çalışmaların kaç kişiye faydası var ki?

Ebrû ile kravat yaparsak bu sanatı da onun zanaatkârını da yaşatmış oluruz.

Gonca dünyanın beş kıtasına ulaşan bir çocuk dergisi. Çok klasik olacak ama okurlarımızdan ebrû sanatı ile uğraşmak isteyenlere ne tavsiye edersiniz?


Sanatın sırlarıyla ilgili internetten araştırma yapılabilir.

Bu konuda yazılmış kitaplar var. "Suyun Rüyası Ebrû" diye bir kitap var mesela.

Yurt dışı gezilerimde daha önce hiç ebrû yapılırken görmemiş, yaptığı araştırmalarla ebrû yapımını öğrenmiş kişilerle karşılaştım.

Malzemeler çok kolaylıkla temin edilebilir. Türkiye'de oturanlar daha şanslı. Birçok belediyenin, halk eğitim merkezinin ve özel girişimcilerin ebrû kursları var. Yeter ki isteyelim, sabırlı olalım.

.


Kötü         Çok İyi  Oyla  
  Geri  |  Arkadaşıma Gönder  |  Yazıcı Dostu
 
Tüm yazıları
ShareThis

    Hayat Verenler : Microsoft    HP Türkiye    PBS Bilişim    SAY Ajans    SFS - MAN    Superonline       

Türk Liderler:

Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem

Tecrübeleriniz ve birikimleriniz toprak olmasın @ Copyright 2004 turklider.org