Ziynet Odası       Odam Olsun       Türklider Odaları       Sizin Odalarınız       Sohbet Odası       TV Odası       E-Kitap Odası       BŞenver       Gazete Odası       iPad       Hakkımızda       Şifremi Unuttum   

 

Yelda Cumalıoğlu Gözüyle 



Tüm Yazıları
       ShareThis

 

İyi bir kitabın şifreleri nelerdir?
18.01.2017
Okunma Sayısı : 15053
Oy Sayısı : 3
Değerlendirme : 5
Popülarite : 2,39
Verdiğiniz Puan :
 

 

İyi bir kitabın şifreleri nelerdir?

.

Star Gazetesinde yayınlanan bir söyleşim...

.



.

Kitap yazmaya cesaret ve iyi niyetle başlanmalı


.

Okuma kültürü olmayan bir ülkede kitap satmaya çalışıyorsunuz. Bu nasıl bir duygu?

Her ne kadar kurumsal bir şirket olsak da tek amacımız kar etmek ve çok para kazanmak değil. Tüccar zihniyetine sahip biri olsaydım bu kadar zorlu bir sektörde imkansızı başarmaya kalkışmazdım.

Türkiye'de değil yerleşik bir okuma kültürü yazık ki hala okuma-yazma bile bilmeyenler var. 2016'da yani uzay çağının ortasında bile altı yaşın üzerinde okuma yazma bilmeyenlerin oranı yüzde 10 ki bu bana göre oldukça ciddi bir rakam...

Adını yazamayan insanların yaşadığı bir ülkede her ay düzenli olarak kitaba bütçe ayıran ve haftada ortalama bir kitap bitiren okur profili çok az.

Ben böyle bir ülkede hayatında tek bir tane kitap satın almamış insana kitap satmayı başardım.

Buradan kazandığım mutluluk hissini bana hiçbir kar oranıyla ve hiçbir kazanç seviyesiyle tattıramazsınız.

Bu yüzden tam da bulunmam gereken sektörün içindeyim.

Avrupa'da kitap satmak kolay...

Sigara paketinin üzerindeki yazıyı bile okumaya heves etmeyenlerin dünyasında edebiyat satmayı dene bakalım.

Beni yormayacaksa, sınırlarımı zorlamayacaksa, başarı hissi yaşatmayacaksa, sonunda gurur duymayacaksam ve en önemlisi de birine hayrım dokunmayacaksa, dünyanın en kolay ve karlı işi bile olsa yapmam.

Peki kitap piyasası 2017'ye nasıl girdi?

Yayıncılık sektörü ekonomik krizlerden çok yara almaz ama yazık ki siyasi krizlerden çok etkilenir.

Her ne kadar ticari bir zemini olsa da temelde duygu ve düşünce işi yapıyoruz.

Ekonomik kriz dönemlerinde insanlar alışveriş, tatil ya da sinema gibi lüks harcamalarında kısıtlamaya gittikleri için bunun karşılığında bir kitap satın alıp bir hafta boyunca iyi vakit geçirmeyi tercih ederler. 

Dolayısıyla ekonomik krizlerde özel zevklerinde kısıtlamaya gidenler genellikle kitapta teselli aramayı seçerler.

Ancak siyasi krizlerde bu durum epey değişir.

Güvensizlik, huzursuzluk, ileride ne olacak kaygısı, bizi nasıl bir gelecek bekliyor düşüncesi psikolojik olarak insandaki gelecek kurgusunu baltalıyor.

Gelecekle ilgili ütopyası olmayanın bugün için düşünsel bir amacı ve hevesi de kalmıyor.

Sanatın gelişmek ve yayılmak için konfora ihtiyacı yok ama güvene ve ideale ihtiyacı vardır.

İdealleri, hayalleri ve ütopyası körelen bir insanın temel amacı hayatta kalmak olacaktır gelişmek değil.

Çok satan bir yazar olmak için ne yapmalı?

Çok satmayı ve ünlü bir yazar olmayı istemek yanlıştır diyemem. 

Buna karşılık "İsterse hiç kimse okumasın ben bildiğim gibi yazmaya devam ederim" diyenlerin de doğru bir şey yapmadığını söyleyemem.

Biri iyi yazardır, diğeri kötü yazardır da diyemeyiz.

Ama kendi adıma bir yayıncı ve bir yazar olarak öncelikli değerim niyettir.

Hangi türde olursa olsun bir kitabın öncelikle iyi bir niyetle yazılmaya başlaması gerektiğini düşünüyorum.

Kandırırım, etkilerim, inandırırım, yolumu bulurum duygusuyla başlanan hiçbir iş zaten amacına ulaşmaz

İnsanları kandırırım, ikna ederim, iyi olduğuna inandırırım niyetiyle turşucu bile açsanız o dükkanın bereketi olmaz.

Kapısına kilit vurulması an meselesidir.

Dolayısıyla yayıncılıkta da aynı şey söz konusu.

Ortaya çıkan ürün sevilsin- sevilmesin, çok satsın-satmasın önemli olan o işin iyi bir niyetle, güzel bir amaçla yapılanmış ya da oluşturulmuş olması.

İyi bir kitabın şifreleri nelerdir?

İyi bir kitap yazmanın değişmez kuralları yok. Ama yolları var.

İyi bir kitap zekâyla, bilgelikle, dehayla ve cesaretle yazılır.

Bütün bunlar iyi bir yazar olabilmenin de gereğidir. 

Bana göre "Ben bunu böyle yazarsam başkası ne düşünür acaba" kaygısı bir yazarı fazlasıyla kuşatan, onu cendereye alan, sömürücü bir kaygıdır.

Yazarken kendi gibi olmak, düşündüğünü "Acaba ne düşünürler" telaşına düşmeden olduğu gibi verebilme cesaretine sahip olmak çok değerli.

Öteki ne yapmış diye bakıp o minvalde bir yazıya odaklanmak yazarı herkesleştirir.

Özgünlük bana göre çok kıymetli bir seçim.

Yıldızı yükselen yazarlar ve kitap türleri hangileri?

Gördüğüm kadarıyla okur artık doyurucu bilgi ve emek arıyor okuduğu kitapta. İnsan hangi türde yazılmış olursa olsun romanda da, tarihte de, bilimde de kişisel gelişimde de üzerinde uğraşılmış, emek verilmiş kitapları okumak istiyor.

Tatmin edici ve sağlıklı bilgiler arıyor.

Kitabı kapattığında duygu, bilgi ve düşünüş açısından tatmin olmuş olmak istiyor.

Türü ne olursa olsun okur satın aldığı kitabın dolu dolu bir iş olmasını istiyor, yazarın samimiyetini bekliyorlar.

Zamanını, parasını ve emeğini harcamaya değecek kitaplar seçiyor. 

KENDİNİ HEDEFİNE ADA AMA ASLA FEDA ETME

Sizce bir hayali gerçekleştirebilmenin püf noktası nedir?

Çok basit... Kendini o hayale ada ama asla feda etme...

Bu ikisi arasındaki ince ayrımı yapamayan insanlar, dengeden çıktıkları için tam anlamıyla başarılı olamıyorlar.

Hayallerine ulaşıyorlar ama kendilerini kaybediyorlar çünkü bütün varlıklarını gözden çıkarıyorlar, her şeylerini feda ediyorlar ya da hedeflerine adanamıyorlar, konsantre olamıyorlar.

Adanmak ve feda olmak aynı şey değil...

Kendini adadığın her işte muhakkak başarılı olursun, kendini feda ettiğin hiçbir şeyin sonu başarı ve mutluluk olamaz.

GÜL BAHÇELERİNDE YÜRÜMEDİM

Kitap okuma alışkanlığı olmayan bir ülkede kitap satmaya çalışmak kolay olmasa
gerek. Siz de stresli yayıncılardan mısınız?


Yayıncılık sektörü gerçekten çok riskli ve stresli.

Okuma kültürü oldukça zayıf bir ülkede üstelik piyasada eski ve güçlü yayıncılar pastanın büyük ve lezzetli kısmını yerken yeni bir yayınevinin ortaya çıkıp da kendini kabul ettirmesi ve 10 yıldır da ayakta kalmayı başarabilmesi gül bahçelerinde yürüyerek elde edilen bir başarı değil.

Tabii ki benim de stresli olduğum, kendimi yorgun hissettiğim, canımın sıkıldığı ya da düşüncelere daldığım zamanlarım oluyor ama asla uzun sürmüyor.

En uzun depresyonum 40 dakika sürer.

41'inci dakikada ayaktayımdır, neşeli ve umutluyumdur.

Hayat benim için her zaman bir kazan kazan oyunudur.

Ya kazanırım ya öğrenirim.

Ama sizinle aynı bu motivasyonu taşıyan bir ekip bulmanız zor...

0 Kalabalık yaşayan bir insanım.

Ailem, arkadaşlarım, çalışanlarım, çözüm ortaklarım hepsi hayatımın orta yerindeler.

Bende hiç kimse görev ve yetki alanına göre sınıflandırılmaz.

Dostlarım ne kadar kıymetliyse iş arkadaşlarım da o kadar kıymetli.

Ofis boy'undan yayın yönetmenine kadar herkesin aşkla işine gelmesini beklerim.

Bizde işini eğlenerek yapan insanlar dolu.

Çünkü çalışan eğlenmiyorsa işini sevmiyordur ve yazık ki sevgisizce yapılan hiçbir işten verim alınamaz.

Bu yüzden bizim ofisimizde diğer yayınevlerindeki gibi derin bir sessizlik yok.

Güleriz, eğleniriz, espriler yaparız, fikir geliştiririz, proje üretiriz, olmadık yerden aklımıza olmadık bir kıvılcım çakar.

Asık yüzler, ciddiyet ve stres kapalı duygular. Köreltir, küçültür, yorar, motivasyonu düşürür.

Biz eğlenmeyi bildiğimiz için ciddi işler başarabiliyoruz.

Herkesin fikrine açık bir yöneticiyim ben. 

Bazen öyle bir iş teslim ederim ki çalışma arkadaşıma kendisi bile başarabileceğinden çok emin değildir.

Ama ben ona inanırım.

Başarabileceğini sezerim ve kendisi cesaret edemese bile ona bu fırsatı mutlaka veririm.

Herkesin yanılma payı vardır, herkesin hata yapma hakkı vardır. 

Bu konuda asla despotluk yapmam.

Tahammül edemeyeceğim tek şey aynı hatanın tekrarlanmaya devam etmesi olur.

Çünkü tekrar eden bir hatanın içinde eğlence, başarı ve mutluluk yoktur.


Kötü         Çok İyi  Oyla  
  Geri  |  Arkadaşıma Gönder  |  Yazıcı Dostu
 
Tüm yazıları
ShareThis

    Hayat Verenler : Microsoft    HP Türkiye    PBS Bilişim    SAY Ajans    SFS - MAN    Superonline       

Türk Liderler:

Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem

Tecrübeleriniz ve birikimleriniz toprak olmasın @ Copyright 2004 turklider.org