Ziynet Odası 
 Odam Olsun 
 Türklider Odaları 
 Sizin Odalarınız 
 Sohbet Odası 
 TV Odası 
 E-Kitap Odası 
 BŞenver 
 Gazete Odası 
 iPad 
 Hakkımızda 
 Şifremi Unuttum 

 

Belgin Alagöz Gözüyle 


     

 



Tüm Yazıları

       ShareThis
YANSITMACI SANATTAN KAVRAMSAL SANATA GEÇİŞ
23.07.2019
Belgin Alagöz
Okunma Sayısı : 9400
Oy Sayısı : 5
Değerlendirme : 5
Popülarite : 3,49
Verdiğiniz Puan :
 

 

 

YANSITMACI SANATTAN KAVRAMSAL SANATA GEÇİŞ

Romantizmin aşırı duygusallığına tepki olarak doğan Realizm (Gerçekçilik) Fransa'da doğmuş olsa da Fransa dışında rağbet görmüştür. Sanatta Gerçekçilik tohumunu eken XIX. Yüzyıl yazarları sonrasında Zola, Balzac, Dostoyevski bu olguyu doruğa eriştirmiştir. 1857 yılında Gustave Flauber'in ''Madame Bovary'' adlı romanıyla, realizmin, romantizm karşısında üstünlük sağladığı kabul edilmektedir.

Ancak çok kısa zaman sonra Endüstri Çağının bilinçlenen toplumu, Sanatta Yansıtıcılığın gereksizliğini kavrayacak ve gerçeğe yön verici bir tavır içine gireceklerdir. Yeni bir çağa girerken yeni bir düşünce anlayışı gelişmektedir. Toplumsal sorunları yönlendirici, düşüncede oluşturulan kavramsal sanatın yaşama karışan ve onu biçimlendiren yapısını benimseyecektir.

Endüstri Çağında Evrensel İnsanlık anlayışının, Hümanizmanın, Toplumsal Yaşam Hakkının geliştirildiği bir dönem başlatılmıştır. Bu çağ insanının kavuştuğu tüm haklar ve yaratılan yeni kültür anlayışına paralel gelişen düşünce yapısı, Rönesans'tan bu çağa kadar süren değerler dünyasını altüst etmiştir.

Bireyin düşüncelerini uygulayabildiği toplumsal düzende, birey yine topluma karşı duyduğu sorumluluk duygusunu toplumdan alır. Düşünce oluşturucu ve yapıcı boyutunun gelişimi ile bu çağ insanının düş gücü, yaratıcılığı, olası dünyalar tasarlayıp bunları gerçekleştirmesini de sağlamıştır. Hayal gücü ve yeni oluşumlar yaratma etkinliği düşüncede geliştirdiği uyguladığı iki önemli kıstas olmuştur.

Endüstri Çağında gelişen teknik oluşum, insanın doğadan kopmasını da beraberinde getirir. Bununla birlikte artık insan, bireyselden toplumsala dönüşen, dünyasal bir yaşam oluşumunu tasarlayan, biçimlendiren, düşünen, konuşan, haklarının bilincine varmış bir anlayışla hareket eder. Burada en önemli edim, sanatçıların sanat anlayışlarını dönüştürmeleri ile olmuştur.

Artık XIX. yüzyılın başına buyruk sanatçısının yerini, toplumsal sorunlara çözüm getirmek, çözüm üretmek için sanatsal dili harekete geçiren kolektif bir yaratıcılık almıştır. Çünkü Endüstri Çağı, yalnızca bölge tarihini değil insanlık tarihinin yeni bir başlangıcı olmuştur. Bu durum ise sanatsal bir devrim özelliği taşır.

1919 yılında Almanya'da Bauhaus'un kurulması sanatta yeni bir eğitim sürecini başlatır. Okulun kurucu W. Gropius'un gerçekleştirmek istediği ideal, büyük yapı (Der Grosse Bau) diye tanımladığı geleceğin Endüstri Çağı çekirdeğini oluşturmaktır. Bu okulda her meslekten insanın kolektif çalışma içine girerek ortak bir yapı oluşturması söz konusudur. Ancak, kolektivizm bireyi yok etmeyi değil, tam aksine sanatçının bireysellikteki dar sınırları aşarak yaratıcı özgürlüğe ulaşmasını amaçlamaktadır. Paul Klee, 1921-1923 yılları arasında verdiği derslerde ''Olası Dünyalar'' kavramını geliştirmek için, öğrencilerine gördükleri her bir nesneyi yeni biçimlerle yinelemelerini öğretiyordu.

Kısacası XX. Yüzyıl sanatı, insan görüngüsüne yeni bir düşünce sistemi aşılıyordu. 20 yüzyıl sanatını biçimlendiği yıllar 1910-1930 arası dönemdir. Bu kısa süreçte sanat çok hızlı ve yoğun bir etkinlik yaratmıştır. Bu oluşuma, Piccaso, Le Corbusier, Mondrian, Gropius vb. sanatçılar öncülük etmişlerdir. Kübizm bu çağ sanatına dönüm noktası olmuştur ve Natüralist Sanat yerini Soyut Sanat Dönemine bırakmıştır.

Soyut Sanat, yaratma özgürlüğü ile biçim kazanırken Paul Klee şöyle diyordu; ''Bu Sanat görüneni vermiyor, düşünceyi görselleştiriyor''. Soyut Sanat üslubunu uygulayan sanatçılar, 'Evrensel İnsanlık Kavramına', 'Toplumsal' bir boyut kazandırarak gelecek kuşaklara öncülük ediyordu.

Bu durum, Endüstri Çağı insanının yaşam üslubunu da belirleyen bir işlevsellik rolünü beraberinde getirmiştir.

Sanat artık yaşama karışmıştı ve De Stijl Grubunun varlığını netleştirmiştir. Konstrüktivistlerin, Bauhaus sanatçılarının ve Dadaistlerin bu yeni yaşama üslubuna katkı sağlayan büyük hareketler oluşturmasında etkin gücü vardır. De Stijl, 1917 yılında Hollanda'da ortaya çıkmış olan Modernist bir akımdır. O yıllarda De Stijl dergisi çıkartılmış, Piet Mondrian ve Theo Van Doesburg tarafından 1919 yılında ilk, 1928 yılında ise son sayısını yayımlamıştır.

Bu akımın öncü sanatçılardan Piet Mondrian Natüralizm, Empresyonizm ve Sürrealizm akımlarını inceledikten sonra Kübizmi çözümlemiştir.

Bunların sonucunda Neoplastisizm akımının üslubu ve renk olarak kabul edilmeyen siyah, beyaz ve grinin yanında ana renkler olan kırmızı, mavi ve sarı kullanıldığı soyut bir geometrik dili benimsemiştir. Piet Mondrian, Theo van Doesburg, Gerrit Rietveld, Bart van Der Leck gibi önemli sanatçı, tasarımcı ve mimarlar bulunduran akım Doesburg, Gerrit Rietveld, Bart van Der Leck gibi sanatçıların sanat dili olan bu akım XX. Yüzyılın bitiminde yaşamımızda seyreden tüm olgular yine XX. Yüzyılın ilk çeyreğinde oluşturulan sanatsal hareketlerin sonucudur.
Ancak, Endüstri Çağının gelişimi beraberinde pek çok kaygı ve sorgulamayı da beraberinde getirmiştir.

Tekniğin, teknolojinin, sanayinin gelişimi insanlara uygar, konforlu ve iletişim yönünden yakınlaştıran/uzaklaştıran bir yaşam öngörürken yarınlarda yaşayacak insanları, duygu iletişimleri ve tekniğin getirdiği makineleşen bir yapıyı nasıl insanca kurgulayarak nasıl insanca yaşayacakları sorgusunu da beraberinde getirmektedir. Bu dönem içine giren sosyal, siyasal, kültürel, ekonomik durumlar ve sanatın diğer disiplinleri olan edebiyat, mimari, sinema, müzik eş zamanlı olarak plastik sanatlar gibi tüm bu değişim ve dönüşümlerin birer unsuru olmuştur.

Sanatın reddedilemez gerçeği olan geçmiş sanat disiplinlerinin geleceğe uzanan dili, aynen tüm ülkelerin toplumsal oluşumundaki siyasal, sosyolojik ve felsefi gelişmelerden etkilenerek geleceğe evrilmektedir. Yani kısacası modasal bir durum gibi geçmişin değiştirilerek, eklenip çıkartılarak yeniden yaratılmasıdır.

Belgin Balanoğlu Alagöz ©

Kötü         Çok İyi  Oyla 
           
Tüm yazıları        ShareThis
  Geri  |  Arkadaşıma Gönder  |  Yazıcı Dostu
                 

    Hayat Verenler : Microsoft    HP Türkiye    PBS Bilişim    SAY Ajans    SFS - MAN    Superonline       

Türk Liderler:

Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem

Tecrübeleriniz ve birikimleriniz toprak olmasın @ Copyright 2004 turklider.org