Ziynet Odası       Odam Olsun       Türklider Odaları       Sizin Odalarınız       Sohbet Odası       TV Odası       E-Kitap Odası       BŞenver       Gazete Odası       iPad       Hakkımızda       Şifremi Unuttum   

 

Bülent Şenver'in Gözüyle 



Tüm Yazıları
       ShareThis

 

"Söz Söz Üstüne" TRT Radyo 1 UNESCO Dünya Okuma Yazma Günü Radyo Programı
10.09.2014
Okunma Sayısı : 3295
Oy Sayısı : 4
Değerlendirme : 5
Popülarite : 3,01
Verdiğiniz Puan :
 

 

"Söz Söz Üstüne" TRT Radyo 1 UNESCO Dünya Okuma Yazma Günü Radyo Programı
.

TRT 1 Radyo'dan Sayın Sevnş Bila Hanım beni aradı:

"Bülent Bey, Salı günü Sabah saat 10:00 yapacağımız "Söz Söz Üstüne" radio programına size davet etmek istiyoruz. UNESCO Dünya Okuma Yazma Günü nedeniyle okuma konusunda söyleşi yapmak istedik.

Siz Herkese Her Yerde Kitap Vakfı Kurucu Genel Başkanısınız. Bizimle bu konuda paylaşabileceğiniz çok şey vardır."

dedi.

Hiç tereddüt etmeden Kabul ettim.

Üç konuşmacıydık. Ben en son konuştum. Herkese Kitap Vakfı'nın kitap okumayı gençlerimize sevdirmek için yaptoğımız çalışmaları anlattım.

Sizlerle paylaşmak istedim...

.
.

Dinlemek için      

.
.



"Söz Söz Üstüne" TRT Radyo 1 UNESCO Dünya Okuma Yazma Günü Radyo Programı

.
.



.



.



.



.


TRT 1 Radyosun 08 Eylül Kitapcan Okuma Yazma Günü
Söyleşi
Bülent Şenver (BŞ)

TRT 1:  Merhaba  9 Eylül 2014 Salı, bir gün başlangıcı İstanbul'dan karşılıyoruz sizleri sevgili dinleyiciler.  

Yaklaşık 1 saat boyunca birlikteyiz.

Bugün neyi konuşacağız? Okumayı.

Okuma, yazma üzerine ve hayatımıza kattıkları, okumanın kültürü  elbette. UNESCO bireylerin temek eğitim hakkından yararlanmalarına vurgu yapmak üzere her yıl 8 Eylül'ü dünya okuma yazma günü olarak  ilan etmiş.

Dün 8 Eylül'dü. Bugün de okuma yazmaya devam edeceğiz elbette.
Boğaziçi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme bölümü öğretim görevlisi , Herkese Kitap Vakfı Kurucu Başkanı Sayın Bülent Şenver hoşgeldiniz.

BŞ:
Hoşbulduk.

TRT 1:
Okuma yazma olmasaydı, bugün biz bu stüdyoda hayatımızı konuşabilir miydik?

Hayatı konuşmaya dair birikim elde edebilir miydik?

Bunu paylaşabileceğimiz bir kitleye ulaşabilir miydik?

Aslında yemek kadar, hava kadar, su kadar , ne kadar doğal bir ihtiyaç değil mi?

Ağaç yaşken eğilir boşuna dememiş büyüklerimiz.

Kendimizi çocuğumuzun yerine koyduğumuzda dahi bulacağımız yol daha kolaylaşıyor, daha basitleşiyor.

Biz galiba bunu pek yapmıyoruz.

Büyüdükçe de bir çok şeyden uzaklaştığımız gibi okumaktan da uzaklaşıyoruz. Sonrasında da sivil toplum örgütleri mi devreye giriyor Sayın Şenver.

BŞ: Türkiye'nin okumadığını biz yayınlanan istatistiklerden gördükten sonra dedik ki acaba Türkiye'nin okumasını sağlamak için bir sivil toplum hareketi olarak neler yapabiliriz? Diye düşündük.

Türkiye okumuyor ama okumak istemiyor mu?

Yoksa hocalarımızın söylediği i gibi okumak istiyor da, okumak için düzgün şeyler mi bulamıyor, sistemlerde mi hatalar var, eksiklikler var. 

 Günde 24 saat , 365 gün yılda kitap okumayı sevdirmek, yaygınlaştırmak için vakıf kuralım ve vakfı kurduk. İstatistiklere bakınca biz dahil herkes üzülüyor.

Çocukların okuma becerileri konusunda  bir araştırma yapılmış, 35 adet ülke içerisinde , Türkiye'deki çocuklarımızın okuma becerisi 28. Sıradayız. Niye biz 1. 2.3. sırada değiliz. Bu kadar gerilerdeyiz.

OECD'de ülkelerin okuma yeterliliği diye bir araştırma yapmış. 65 ülke içerisinde yapmış.

Türkiye 42. Sırada beceri açısından.  

O kadar çok bu konuda istatistik var ki, ne kadarı doğru, ne kadarı hatalı, bunlar tartışılabilir ama yüzde kaçımız düzenli kitap okuyoruz ki.

Etrafınıza sorun düzenli kitap okuyan arkadaşınız kaç tane diye. İngiltere'de yüzde 21 civarında, Fransa'da yüzde 21 civarında, Japonya'da yüzde 14 civarında.

Türkiye'de ben soruyorum ne kadar olabilir? Belki yüzde 1. Yüzde değil, binde. Binde 5 mi? Yok .

Binden sonra ne geliyor? On binde 1.

TRT 1: Böyle bir araştırma var mı?

BŞ: Var. Düzenli kitap okuyan. Nüfusa bir bakın, bir de düzenli kitap okumak nedir diye tanımını yapın.

Belki ben dahi , vakıf başkanı olarak düzenli kitap okuyorum diyemem.

Ben dahi , üniversitede hocalık yaparken, böyle bir vakıf kurmuşken, kitapları düzenli okuyan hocalarımızın tanımının içerisine ben kendimi koyamıyorum.

Koymak istiyorum ama koyamıyorum.

Böyle düşündüğünüzde bu oranlar acayip oranlar gelmiyor.

Yılda kaç kitap okuyorsunuz?   

Adet önemli değil diyorsunuz ama kaliteli okumaktan bahsediyoruz.

Yılda kaç kitap? Japonlar'a diyorlar ki yılda 25 kitap oku. İsviçre'li yılda 10 kitap okur. Biz de 10 yılda 1 kitap düşüyor.

Böyle düşündüğünüzde kitap bir ihtiyaç olmamış bizim hayatımızda .

İhtiyaç maddeleri sıralaması yapılmış Türkiye'de.

Kitap 235. Sırada çıkmış.

Darbeli matkap vardır, duvar delmek için, o bile önde çıkmış, ilk 15'e giriyor.

Biz kitap okumayı ve kitabı bir ihtiyaç, alışkanlık haline getirememişiz ülkemizde.

Ne yapıyoruz biz Türk halkı olarak, kitap okumayıp?

Televizyon seyrediyoruz.

Yine yapılan bir araştırmalarda ortalama kişi başına ortalama 5 saat televizyon izleme zamanı  bulunmuş.

Kitap ise yılda sadece 6 saat ortalama zaman ayırıyoruz.

Bunlara bakılınca biz o zaman ne yapmalıyız? Dedik.

Sevdirmemiz lazım, bir şeyler yapmamız lazım.

Bunu söyleyince de sadece gençlerimize, çocuklarımıza, bir kabahat vermemiz lazım, kendimizde de bir kabahat bulmamız lazım.

TRT 1:
Bir sorumluluk almak istediniz.

BŞ:
Onun için böyle bir proje başlattık ve bu konuda eminim bize destek olacak kitap dostları ile birlikte çorbada tuz misali görev yapacağız ve bu konuda başarılı olacağız.


BŞ:
Bir mimar arkadaşım var, çok güzel evler, bahçeli villalar yapıyor.

Duydu benim vakıfa duyduğum ilgiyi ve Herkese kitap Vakfını.

"Ben de düşünüyorum bu kadar insan milyon dolarlık villalar yaptırıyorlar, hiç biri villasının içine bir kütüphane ve kitaplık yapar mısın? Diye bana sipariş vermiyorlar.

Ama hepsi 'Bir bar koyar mısın' diye sipariş veriyorlar" dedi.

Bir kitaplık düşünmüyor.  2-3 katlı ev yaptırıyor.

TRT 1: Kitabı dokunarak mı yaşayalım?

Dokunarak mı içselleştirelim?

Artık teknoloji ilerledi.

Hayatımızın her alanında internet var, e kitaplar var.

Bu bizi uzaklaştırıyor mu kitap okumaktan?

Yoksa yakınlaştırıyor mu?

BŞ: Teknoloji o kadar ilerliyor ki o teknolojiyi aslında kullanıyor olmamız bence gerekiyor.

Kitap aslında bir araç.

Kitap kendi başına bir alametifarika değil.

Belirli bir bilginin, görüşün, hayalin, vizyonun  size aktarılmasını sağlayan bir araç, bir alet diye görüyorum.

Şimdi kağıtlardan oluşan alet, yavaş yavaş çiplerden oluşan alet haline geliyor.

Aletin ne olduğu önemli değil.

Bir gün herhangi bir telefon olur, öteki gün herhangi bir şey olur.

Ama önemli olan  gençler hangi aletlerle bilgi edinme, vizyon geliştirme , hayal güçlerini geliştirme, neyi kullanıyorlar.

Biz  eğer diretirsek ki ileriki yıllarda , bundan 10-20 yıl sonra "Hayır, bu kitabın sayfasına bakmak zorundasın" onu yapmayacaklar.

Ben şuna inanıyorum artık herkesin o dijital ortamda gençlerin öyle güzel kabiliyetleri oluşmaya başladı ki, o kabiliyetlerini kullanabilecekleri şekle bizim kitapları getiriyor olabilmemiz lazım.

Şuanda bir sıkıntımız var, sıkıntımız şu; dijital kitap dediğimiz şey, kitabı alıyoruz pdf diye bir formata çeviriyoruz, fotokopi gibi, oradan alıp ekrandan okuyoruz. Bu değil aslında.

Elektronik gücün öyle kabiliyetleri var ki.

O kitabı okurken aynı anda küçük bir resmi görebilmek, herhangi bir yazarın sesini duymak istediğinde bastığında sesini alabiliyorsa, herhangi bir kelimenin kitapta başka nelerde kullanıldığını, basıldığını oradan izleyebiliyorsa.

Teknolojinin ve bilgi paylaşmanın bu kadar süratli ve dünyaya yaygın uluslararası hale gelmiş boyutlarını kullanarak bir kitap okuma zevki bambaşka bir zevk olacaktır. Şuanda o zevki biz yaşamıyoruz.

Şu anda kağıt üzerindeki kitaptan okuma zevkimiz var, bir de bunu araştıralım dediğimizde git başka kitap al zevkimiz var.

Ama dijital okuyalım dediğimizde de diyoruz ki, bu kitapla aynı ve bir de eksiği var üstelik sayfaları kitap gibi çeviremiyorum, kokusunu alamıyorum, altını sarı kalemle boyayamadım doğru dürüst, içine bir şeyler yazmak istedim, yazamadım.

Dijital ortamda yazmaya müsait yazılımlar geliştiriliyor ama çok pratik değiş şu anda.

Kitaba yazdığım kadar onları yapamıyorum.

Ama teknoloji öyle süratli gelişiyor ki , bunların hepsi olacak.

Gençlerimize bakacağız o ellerinde aletlerle bütün bu birikimleri içlerine sokabilecekler.

TRT 1: İyi bir bilinç oluşturmak dedik virgül koyduk, o bilinci oluşturmanın içsel destek unsurları da var, çevresel destek unsurları da var.

Elbette aile en başta gelen unsurlardan biri, okul, bulunduğumuz çevre, arkadaşlar, hepsi çok önemli.

Ama Herkese Kitap Vakfı gibi sivil toplum kuruluşlarının örgütlerinin de bu konuda ki  rolü çok önemli. Kuruluş amaçlarınızdan bahsettiniz.

Kaç yaşında vakıf?

BŞ: çok yeni, henüz 9 aylık. Yürümeye daha yeni başlıyoruz.

Çok ben mutluyum, o kadar küçük ve yeni olmasına rağmen ilgi çok büyük.

Demek ki bu konuda herkes okumanın gelişmesiyle ilgili içinde gizli bir ihtiyaç duyuyor ki kime söylesem "Nasıl yardımcı olabiliriz? Ne yapabiliriz?" diyor.

Yüzlerce telefon geliyor vakfımıza "Evde okuduğumuz kitaplarımız var, ihtiyaç sahibi Anadolu'da ki gençlere bunları nasıl ulaştırabilirsiniz?" diye.

Geçen sene ilk kurulduğumuzda bir kampanya başlatmıştık.

Yaklaşık 29 bin kitap evlerden bize geldi.

Şimdi o kitaplar tasnif ediliyor, o tasnife göre de nerelere, ihtiyaç sahibi okullara verilebilir. Bunlar araştırılıyor.

Bunlar birer birer vermeye başladık.

Kolay yapılabilsin diye de web sitemizde herkesekitapvakfi.org kitap sitemizde bir menü koyduk okul kitaplığı diye, herhangi bir okul,  öğretmen, müdür benim kütüphane de kitap teminine ihtiyacım var dediği zaman , biz o kitapları temin edip, göndermeye başladı.

Bir de ayrıca kitap veliliği diye bir proje başlattık.

Her hangi bir ihtiyaç sahibi çocuğumuzun  kitap velisi olmak ister misiniz? Aslında bu çok kolay.

Yine web sitemize girip, "Kitap velisi olmak istiyorum"a girip , adınızı, soyadınızı , sizinle nasıl irtibat kuracağınızı bize gönderiyorsunuz.

Bir de ayrıca "Kitap velisi Arıyorum" bölümümüz var.

Oraya da çocuklarımız, gençlerimiz, ihtiyaç sahibi oraya kendi bilgilerini dolduruyorlar.

Bizim yaptığımız şey eşleştirmek.

Veli olmak isteyen birisi ile veli arayan çocuğumuzu eşleştiriyoruz.


TRT 1:
Velinin desteği ne yönde oluyor?

BŞ: Şöyle bir destek sağlayabiliyoruz; dedik ki kendimize göre,  bir kitap almak kaç liradır?

15-20 Lira. Kitap velisi olacak kişinin maddi gücüne göre en az ayda 30 Lira ihtiyaç sahibi bir çocuğumuz için ayırabilir misiniz?

Evet diyorsa, her ay  30 Lira o çocuğumuza kitap alsın diye verilmek üzere dünyada ilk defa Türkiye'de gerçekleştirilen bir kitapcan kart yaptık.

Master card damgası var üzerinde ama bir kredi kartı değil, bir ATM kartı değil, bankacıların ön ödemeli dedikleri bir kart.

Bu kartın içine bir yükleme yapılıyor ve kimin parasından yapılıyor?

Kitap velisinin banka hesabından bu para o karta yüklenmiş oluyor ve bunlar elektronik yapılıyor, hiç bankaya git gel olmadan.

Çocuk gidiyor kitapçıya ve sadece kitap için kullanabiliyor .

Başka hiçbir alışverişte ödeme aracı olarak kullanamıyor.


TRT 1:
Her kitapçıda bunu yapabiliyor mu?


BŞ:
Şuanda zincirlerle başladık, çok sayıda onlar olduğu  için. Oradan kendi kitabını beğeniyor, kasaya gidiyor, güzel tarafı da şifresiz ve isimsiz kullanılabiliniyor olması. Pin ve şifre girme ihtiyacı söz konusu değil.

Dolayısıyla kartı kim buluyorsa aynı nakit para gibidir.

O kendisi gidip bunu kullanabiliyor.

O nedenle de 7-8-10 yaşındaki kullanabiliyor.

Bunun ilk toplu dağıtımını Darüşşafaka Cemiyeti'nde yaptık 5. Sınıflar, 10-11 yaşındaki 120 tane çocuğumuza birer tane verdik.

Her ay 50 TL yüklenecek o çocuğumuzun hesabına ve o çocuk gidecek kitapları alacak.

Böylelikle bir çocuğun kitapçıya gitme alışkanlığı başlamış olacak.

Daha 10 yaşındaki çocuk kendi kendine kitapçıya gidecek , kitabını beğenecek, kasaya gidecek, kartı ile göğsünü gere gere ödemesini yapacak.

TRT 1: Aslında sanıyorum şöyle de bir inceliği var bu kartın ve bu projenin belki semboller üzerinden gidiyoruz ama çocuk bir kredi kart görünümündeki kartın sadece tüketime yönelik giyim, lüks tüketim mallarına yönelik bir araç olduğunu bilmeyecek. Bununla bir kitap da alabileceğini , kitap yoluyla alışverişe bakış açısı değişebilecek çocuğun.

BŞ: Doğru. Çocuğun kitapçıya gitme alışkanlığı olacak.

Çocuk değişik yerlere gidiyor, kitapçıya gireyim diye içinden gelmiyordu.

Kitapcan kartı cebinde olduğu  ve bu kartın içinde  50 TL, 30 TL yüklü olduğunu bildiği için, gideyim bu kartı kullanayım diyecek.

Belki ilk başta bilinçsiz kullanacak, belki ilk aldığı kitabı doğru dürüst okuyamayacak ama olsun, birincisi öyle olur, ikincisi öyle olur, yaşı ilerledikçe bunu daha bilinçli bir şekilde yapar ve sevmeye başlar okumayı.

Okuyan Türkiye için Herkese Her Yerde Kitap sloganı ile kurduğumuz Herkese Kitap Vakfı'nın Başkanı olarak herkesten şuanda iki şey rica ediyorum, şuan için. İleride başka şeyler de isteyeceğim ama birinci istediğim şey; lütfen ihtiyaç sahibi bir çocuğumuzun kitap velisi olun.

Her ay 30 Lira onun için ayırın.

Vardır ayırabileceğiniz 30 Lira.

Bu konuda bir duyarlılığınızı kitap dostu olarak gösterin.

Bunun için de herkesekitapvakfi.org girip , bu talebinizi bize iletin.

İkincisi ise; bu yıl 25 Eylül'de dört günlük bir kampanya inşallah başlatıyoruz.

25 Eylul, 26 Eylul, 27 Eylül'de 69 tane ilimizde 585 adet gıda satan bir mağazamız var. Onun içine vakfımızın kitapcan karton kutumuzu koyacağız.

Onun içine lütfen evlerinizde boş duran ve bizimle paylaşıp, bizim de onları okullara gönderebileceğimiz kitaplarınız varsa, oraya gidip, o kutunun içine kitapcana kitaplarınızı getirin.

Oradaki sloganımızda "Kitap bağışlayın bize. Oksun tüm Türkiye."

TRT 1:
Bu mağazalar market bazında mağazalar mı?

BŞ:
Market bazında, herkesin çok bildiği meşhur bir marketimiz.

Kitaplarınızı lütfen getirin. "Kitap bağışlayın bize. Okusun tüm Türkiye"

TRT 1:
Bu çok değerli çağrı ile bizde sözümüzü noktalayalım ve yine çok değerli konuklarımıza teşekkür ederim.

Boğaziçi üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, İşletme Bölümü Öğretim Görevlisi, aynı zamanda Herkese Kitap Vakfı Kurucu Başkanı Sayın Bülent Şenver, teşekkür ediyoruz değerli katkınız için.

BŞ:
Ben teşekkür ederim.

.
.
.

Kötü         Çok İyi  Oyla  
  Geri  |  Arkadaşıma Gönder  |  Yazıcı Dostu
 
Tüm yazıları
ShareThis

    Hayat Verenler : Microsoft    HP Türkiye    PBS Bilişim    SAY Ajans    SFS - MAN    Superonline       

Türk Liderler:

Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem

Tecrübeleriniz ve birikimleriniz toprak olmasın @ Copyright 2004 turklider.org