Ziynet Odası       Odam Olsun       Türklider Odaları       Sizin Odalarınız       Sohbet Odası       TV Odası       E-Kitap Odası       BŞenver       Gazete Odası       iPad       Hakkımızda       Şifremi Unuttum   

 

Bülent Şenver'in Gözüyle 



Tüm Yazıları
       ShareThis

 

Bülent Şenver İstanbul Rotary Kulübü Konuşması
26.11.2015
Okunma Sayısı : 9082
Oy Sayısı : 5
Değerlendirme : 5
Popülarite : 3,49
Verdiğiniz Puan :
 

 

Bülent Şenver İstanbul Rotary Kulübü Konuşması
Herkese Kitap Vakfı

.
.

 dinlemek için  

.
.



.


soldan Bülent Şenver, Oktay Duran
.
.
.

 Bülent Şenver'in sunumu 

.
.

Bülent Şenver İstanbul Rotary Kulübü Konuşması
Herkese Kitap Vakfı
Deşifresi

Bülent Şenver (BŞ)
Şerif Kaynar (ŞK)
 

BŞ: Nasıl tanıtacağız?

Kamu Spotu yapalım dedik.

Kamu Spotu biliyorsunuz televizyonlarda ücretsiz yayınlanan ve içinde oynayan ünlüler varsa, içinde oynayan ünlülere ücret ödenmeden yapılan  bir televizyon programı.

Ve sorduk.

Ne yapıyorsunuz Şerif Bey?

İlk konuşmamın başında bu kamu spotunu size seyrettireyim.

Şimdi ben soruyorum.

Ne yapıyorsunuz Şerif Bey?

ŞK: Kitap okuyorum arkadaş.

BŞ:
Bu alkışlanır.

.

 "Kitap okuyorum arkadaş" Kamu Spotu Ünlüler

.

Bu kamu spotunu televizyonlarda yayınladık ama biliyoruz ki  kitap okumuyor Türkiye.

Niye okumadıklarını bazı istatistiklerle hemen bir bakayım istedim, niye okumuyoruz?

Okuma yeterliliği diye OECD bir araştırma yapmış.

65 ülkeyi araştırmışlar, herhalde Türkiye ilk 5'e girer dedim.

Türkiye 42. Sırada. Okuma yeterliliği konusunda.

"Aşağıya indikçe daha iyi değil mi?" diye soruyorlar bana "Hayır.

Yukarıya çıktıkça daha iyi" diyorum.

Biz aşağılardayız.

Yine OECD başka bir  araştırma yapmış.

Çocukların okuma becerisi, bunu 35 ülkede yapmış.

35 ülkenin çocuklarının okuma becerisi.

Bizim Türk çocuklarımızın okuma becerisi, 28. Sıradayız.

Yine aşağıda olmak iyi değil, yukarıya çıkmak iyi.

Çocuklarımız beceriksiz, etkili  okuma yapmıyoruz.

Beni bizim öğretmenlerimizin  yüzde kaçı  düzenli kitap okuyor.  

O okumazsa kim okuyacak.

O çocuklarımıza örnek olmazsa kim olacak.

Yüzde 33'ü. 3 öğretmenden birisi düzenli kitap okuyor.

Bunlar bizi pek yanıltmayan şeyler, aslında doğru diyoruz.

Bu istatistikleri hiç sorgulamamamız gerekiyor.

Çünkü biliyoruz, okumuyoruz, okuyan bir ülke değiliz.

En çok beni şaşırtan madde bu oldu; ihtiyaç maddeleri sıralaması.

Türk halkına sormuşlar "İhtiyaç maddelerinizi sıralar mısınız?" diye.

Ekmek, su , sıralıyorlar.

Listenin içinde bir de kitap var.

Hangi sırada çıkmış biliyor musunuz?

Bir haneli değil, iki haneli değil, üç haneli.

Yuhh dedim, pardon affedersiniz. .

235. Sırada ihtiyaç.

Ve öyle olunca kitabın üstündeki ihtiyaçlar dikkatimi çekti, onlara bakınca iyice şok oldum, çünkü darbeli matkap bile kitabı geçmiş.

Bizim okumaya değil, delmeye ihtiyacımız var.

İhtiyaç delmek Türk halkı. İtiraf etmeliyim, benim evimde de Bauhaus 'dan alınmış bir darbeli  matkap var.

Beş yıldır kullanmıyorum ama niye aldıysam?

Bir şeyi delmek için almışım.

Böyle bir durumda demek ki bizim vakfımıza ihtiyaç var.

Biz çok şeyler yapmalıyız bu konularda.

Kitap okumuyoruz ne yapıyor Türk haklı , onun yerine televizyon izliyor.

Şimdi şu sıralar ellerinde telefonlar, İpad'ler, onlarla bunlar sureler daha uzadı, ortalama 1 kişi 5 saat televizyon izliyor.

Orada diziler var, hele cemiyet hayatımızın ünlüleri, şöyle bir yürüyorlar karı koca, bir panonun önüne geliyorlar şöyle yapıyorlar, böyle yapıyorlar, kameramanlar  burada burada diyor.

Burada deyince Şule'ye bakacağım, o çekecek.

Burada deyince Oktay Bey'e bakacağım .

Televizyon izlemeye 5 saat, merak ettim kitap okumaya kaç saat, istatistikte bir şeyleri bölersiniz bir şeyler çıkar ya, 59 saniye çıktı, kitaba ayırdığımız bir günde süre, bir dakika bile değil, 59 saniye.

O da okuyanların nüfusa bölmesi ile, bazıları hiç okumuyor zaten.

Böyle bir durum ile karşı karşıyayız.

Tamam Türkiye'de bizim vakfımıza ihtiyaç var dedik.

Hadi bakalım  kolları sıvayalım. Kütüphaneler yok oluyor, okullardaki kütüphaneler yok oluyor.

Kütüphanelerinde 5 bin kitabın üzerinde kaç okul var diye bakmışlar,

Güney Kore'de okulların yüzde 92'sinde 5 bin kitap ve üzerinde, Singapur'da yüzde 72'sinde 5 bin kitap ve üzerinde kütüphaneler var bu okullarda.

Bizim okullarımızda neler var?

Anadolu lisesi, normal lise, Darüşşafaka, İmam Hatipler, hepsine bakmışlar bizde 5 binin üzerinde kütüphanesinde kitabı olan Yüzde 1.

Sizlerin huzurunda ben bunları  söylerken çok geniş bir perspektifte paylaşmaktan  da çok mutluyum.

Boğaziçi Üniversitesinden öğrencim de beni dinliyor.

Oktay Duran, Cem Ofset de beni dinliyor.

Can Kıraç Bey de beni dinliyor.

Ve bunu birilerinin nasıl ters çevirmesi gerekiyorsa çevirsin istiyorum.

Şunu da biliyorum göle yoğurt mayası çalmak diye bir tabir vardır.

Rahmetli Sakıp Sabancı bunu bana söylemişti.

Etik Değerler Merkezi'ni kuramaya gittiğim de "Bülent Bey, sen çok güzel bir şey yapıyorsun ama sen  göle yoğurt mayası çalmaya çıkmışsın."

Bu hareket biraz ona benzeyebilir ama diyorum ki herkes buna destek verirse, o göle yoğurt mayası çalan kişi sayısı çoğaldıkça belki bizde okumayı

S, sevdiririz,

Y , yaygınlaştırırız,

K, kolaylaştırırız diyorum.

Kolları sıvadık da ne yaptık bu güne kadar?

Daha çok yeniyiz, 1.5 yılımız daha yeni yeni tamamlanıyor.

Bu üç tane amacımızı alt alta koyduk, SYK  dedik, madem ki bizim amacımız, her amaç için bir şeyler yapalım.

Sevdirmek için ne yapabiliriz?

Herkes bir fikir söylüyor.

Yaygınlaştırmak için ne yaparız, kolaylaştırmak için ne yaparız.

Amaçlarımızı belirledikten sonra nasıl o  amaca ulaşırız?

Bunları belirledik ve birer birer yapmaya başladık.

 İlk yaptığımız şey, zaruretten dolayı okulların kitap ihtiyaçlarına cevap vermek oldu.

Her okuldan bize talep gelmeye başladı.

"Okul kütüphanemde kitap yok, lütfen kitap gönderin."

Sınıf öğretmeni "Sınıf kitaplığımda kitap yok, lütfen kitap gönderin"

okula bugüne kadar kaç kitap gönderdik?

1,5 yıl içinde .

Okul adedi 231, şuana kadar 231 okula kitap gitti. Herkese Her Yerde Kitap Vakfı.

En altta bir logomuz var kitapcan, Serdar Erener'in Alametifarika'nın yarattığı bir logo ve isimdir kitapcan. Hem kitap candır.

Hem de böyle bir kitapcan logosu herkesin ilgisini çeker.

Vakıf adımız Herkese Her Yerde Kitap ama her fırsatta kitapcan adını marka olarak kullanıyoruz.

Kitapcan 231 okula kitap gönderdi. Kaç adet kitap gitti bu okullara ? 77 bin .

Şuana kadar 77 bin kitap  gönderdi kitapcan.

Bu bizi sevindiriyor, hoşumuza gidiyor, birbirimiz ile konuşuyoruz yönetim de ne güzel, iyi  yaptık, ama ben onlara bir mesaj daha veriyorum.

"Biliyor musunuz bize başvuruda bulunan ve henüz daha kitap gönderemediğimiz, bekleyen kaç okulumuz var? 650 okul daha bizden kitap bekliyor.

Daha listede bize başvurmuş, cevap verememişiz onlara.

Bu istatistik ile her okula gönderdiğimiz kitap sayısı ile çarptığımız zaman daha 216 bin kitabı göndermemiz lazım ki bu 650 okul memnun olsun.

Bir de 650 bu sabah ki rakamdı, her gün 3-5 mail okullardan geliyor.

Onu da ihmal etmek lazım.

O zaman fotoğraf şöyle; işimiz çok. 213 okula gönderdik, 650 tanesi daha bekliyor.

77 bin kitap gönderdik 216 bin daha göndermemiz gerekiyor.

Çok işimiz var, uğraşmamız lazım.

Kitapcan kitaplıklarını daha çok yere yaymamız lazım. Kütüphanelerin giriş kapılarına asıyorlar, tabelayı, kitapcan hediye etti bunları bize diye.

Bizlere fotoğraflar gönderiyorlar.

Çocukların sevinçlerini görün.

Kütüphaneye gelmiş, kitapların başında.

Kitaplara bakarken, kitapları okurken gözlerinin içi parlıyor.

Burada hiç yüzüne bakmadığınız kitap onlar için bir hazine, orası için altın değerinde .

O zaman diyoruz ki daha çok çalışalım, toplama kampanyaları yapalım.

Nasıl kitap toplarız?

Toplama kampanyalarımızdan da bir örnek göstermek istiyorum size.

Bu göstermiş olduğum şeyi 12 Temmuz da Kalamış Parkında gerçekleştirdik Kadıköy Belediyesi ile birlikte bir gün.

Kadıköy Belediyesi ile birlikte Herkese Her Yerde Kitap Vakfı iş birliği yaptık.

Pazar gününü kitap toplama kampanyası ilan ettik.

Daha önceden bilbordlarla, sosyal medya ile duyuruları yapıldı ve o gün 26 bin kitap geldi bize bir günde. Sıcak demeden.

Gördünüz insanlar arabaları ile geliyor, karı koca geliyorlar, arkadaki bagajı açıyorlar, taşıyamıyorlar, "Birileri  gelsin" diyorlar.

Bizim gönüllü arkadaşlarımız, Şule de bizim gönüllü arkadaşlarımızdan bir tanesi.

Gel Şule kendini göster. Onun gibi bu kampanyada kırk tane gönüllümüz var.

Orada gördünüz upuzun bir masa var, kimisi kitapcan damgalarını vuruyor, kimisi kitapları ayırıyor, kimisi yerleştiriyor, kimisi bantlıyor.

Arı gibi çalıştılar.

İnanın o sıcakta , bir günde 26 bin kitabı onun yaşında olmayanlar yapmazdı.

Bizler imkan yok, yarı yolda yoruldum, terledim diye kaçardık. İçinde rotaractlar vardı, Kadıköy Rotaract, Suadiye Rotaract, içinde CSI'lar vardı.

Hem kitapcan gönüllüleri hem de sosyal sorumluluk projelerinde yer alan ki, muhakkak İstanbul Rotaract da vardır, muhakkak biz onları da kazanmak isteriz böyle kampanyalarımızda.

Hazır Şule'yi bulmuşken ben ona bu zarfı vereyim, masaları dolaştırsın, içlerine kartlarınızı koyarsanız daha ileride bilgi paylaşımlarını sizlerle yapmayı arzu ederim.

Bu çalışmalarımız kitap toplamayı bir şekilde bize 77 bine ulaştırdı. 20 bin daha geldi.

Okullar açılınca gidecek ama bunu daha fazla sayıda çoğaltmamız gerekiyor.

Bakırköy belediye ile ayrı bir kitap toplama yapabiliriz, Ataköy Belediyesi ile ayrı bir kitap toplama yapabiliriz.

Kitap toplayalım diye kumbaralar yaptık ve bu kumbaraları kitap toplayalım diye D&R mağazalarının  sekiz tanesine koyduk. Kitapcan kitap bağış kumbarası diyoruz adına.

Oralara da insanlar kitaplar atıyorlar. Şuanda İstinye Park D&R'a giderseniz, KanyonD&R, Akasya D&r, Trump D&R, Citys D&R'a giderseniz lütfen evinizden birkaç kitap alın, bir poşete koyun, kitapcan kumbarasına gidin atın.

Atarken etrafınızda kimse yoksa bekleyin hemen atmayın, birkaç kişi gelsin, bakın ben atıyorum, siz de atın deyin ve bizim reklamımızı yapın.

Bu sayede topladığımız kitaplar ile bizden kitap bekleyen 650 okula daha çok kitap gönderme imkanını daha çok bulacağız.

Sevdirmek için ne yapıyoruz?

Bir örnek de onun için göstereyim.

Dünyada bir ilk bu gördüğünüz.

Bu dünyada ilk master card uygulaması, çocukların sadece kitap alırken ödeme  yapabileceği, başka hiç bir alışverişlerinde kullanamayacakları ve her yaşta çocuğun kullanabileceği bir kart. 6-7 yaşında çocuk bunu alıyorsunuz, D&R kasalarında bulunuyor, "kitapcan kart istiyorum" diyorsunuz, hemen çıkarıyorlar, ne kadar yükleyelim diyorlar, "50 lira yükleyin" diyorsunuz.

Bu bankacılıkta ön ödemeli kart diye biliniyor. Kredi kartınızı verir misiniz diyorlar, bu karta 50 lira çekiyorlar,  kitapcan karta yüklüyorlar ve bunu size veriyorlar.

Siz de gidiyorsunuz yeğeninize, torununuza, oğlunuza, kızınıza, hiç tanımıyorsanız apartmanınızın kapıcısının oğluna, o da mümkün, sevindirin o çocuğu.

Diyorsunuz ki

" D&R'dan kitap alsın, bu kart ile ödemesini yapsın.İçinde 50 lira var, 100 lira var"

Öyle seviniyor ki o çocuk.

Ben yüz ifadelerini gördüğüm için söylüyorum.

İlk master Kartı olmuş yedi yaşındaki çocuğun.

Gece onunla uyuyor.

Babası gibi bir kartı olmuş.

Babası gibi demek çünkü master Kart demek uluslararası tanınmış bir kart. Bütün ödeme sistemlerinde kabul edilmiş bir sistem. 

Postlarda geçiyor, ATM'de geçiyor.

Bu bayağı ciddi bir kart.

Bunu şu ana kadar çok fazla duyurmadık.

Televizyon reklamı olmadı. Kulaktan kulağa.

Onun için istiyorum ki, sizler de duydunuz artık, kulaktan kulağa mutlaka bunu vereceğiniz birisi vardır.

Hiç birisi yoksa, bunu siz alın, doldurun, sokakta gördüğünüz ihtiyacı olabilir dediğiniz çocuğu çevirin, "Al çocuğum, bunu sana veriyorum, git kitap al kendine .

- Sadece D&R'dan mı alabilir?

BŞ:
Şuanda öyle.

Bunun sebebi de bu tip bir uygulamaların yapılabilmesi için postların tanımlanması gerekiyor, özel yazılımların indirilmesi gerekiyor.

Tek tek dükkanlara vakıf olarak uğraşamayacağımız için zincir aradık.

Türkiye'de geniş kitap ağı zinciri bir tek D&R'ın varmış.

Remzi'nin de vardır dedim ben. "Yok 10-15 tanedir" dediler.

İnkilap kitapevi dedim "O da 8-9 tanedir" dediler.

O nedenle zincir olarak onlarla bu uygulamayı başlatmış olduk.

Bu uygulama ile birlikte çocuğa şunu aşılamış oluyoruz; çocuk bunu aldığında öncelikle seviniyor, sonra ben bunu nerede kullanırım dediği zaman, kitapçı da diyoruz.

Bunun  için bir değer ve para olduğu için , annesi, babası alış veriş merkezine gidip ayakkabı bakarken, çocuk diyor ki:

"Ben D&R'a gidiyorum şunu bir harcayayım."Birinci amacımıza ulaşıyoruz.

Çocuğu zorla değil, kendi isteği ile bir kitapçıdan içeriye adım attırıyoruz.

Kitapçıdan içeriye adım attıktan sonra mecburen bunu kullanabilmek için CD'lere bakmıyor, sadece kitap alınıyor ya, kitap isimlerini okumaya başlıyor.

Bir amacımıza daha ulaştık.

Tek tek kitaplara bakıyor, kendine uygun bir kitap buluyor.

En heyecanlı yer başlıyor, çünkü kasaya gidiyor.

Kasaya giderken kalbi hızlı atıyor. İlk defa  kart ile ödeme yapacak.

Unutamadığı bir anı o. Kitapcan kart , ödeme yapacak.

Ve diyor ki "Önümde 3 tane basketçi vardı, benden önce ödeme yapmayı bekleyen."

Eminim aradan 30 yıl geçtikten sonra anlatırken diyecek ki;

" O amcalar aslında 1.65 boyunda amcalarmış ,, ben onları basketçi zannediyordum"

Çünkü bizimki o kadar ufak ki.

Sıra ona geldiğinde yetişemiyor, emin olun zıplayarak veriyor.

Kasiyerler bildiği için kitapcan gelmiş diyor , alıyor.

Büyük insanlar gibi onun kartı da sürtünüyor, cırt cırt bir şeyler.

Bu kartlar isimsiz ve şifresidir. Güzel tarafı o.

Dolayısıyla bu kart, kim bulursa kullanır kartı.

Çocuğa verirken diyoruz ki bu Atatürk resimli para gibidir, paranı nasıl saklıyorsan bu kartı da öyle sakla. Kaybedersen de üzülme.

Yenisini alırız sana.

Bu heyecanla çocuk mağazadan dışarıya çıkıyor.

Bu heyecanla çocuk o mağazadan dışarıya çıkıyor.

Biz bunu dedik ki daha geliştirelim ve toplu halde yapalım.

Ne yapalım?

Darüşşafaka Cemiyeti ile bir iş birliği yaptık.

Darüşşafaka Cemiyetinde 25'er kişilik  sınıflar var.

Her sınıfa bir kitapcan velisi bulduk.

Dedik ki 5A sınıfının kitapcan velisi olur musunuz?

Bir şirkete gittik.

Dediler ki "Bütçesi ne kadar?" "25 çocuk okuyor.

Her ay kartına 25 Lira versen,  25x50x12= 15 milyon TL dir.

Türkiye finans dedi ki , ben olurum.

Axa Sigorta "5B sınıfının ben olurum" dedi. Ekol Lojistik dedi ki: "5C'yi ben alıyorum."

O onu alıyor, bu bunu alıyor, TAV Havalimanları 5E'yi alıyor.

575 Darüşşafakalı çocuğumuza bunu verebildik.

Şuanda o çocuklar sınıf sınıf küçük oldukları için öğretmenleri ile birlikte çocukları gönderiyorlar ve kitap alıyorlar.

Son slaytım da Şerif Kaynar'ı  yanıma alıyorum.

Çünkü diyorum ki "İstanbul Rotary Kulübü ile Herkese Her Yerde Kitap Vakfı iş birliği yapsın.

Bu iş birliklerini de muhakkak sizlerin yaratıcılığı ile ve bizlerin size desteği ile, gerçekleştirelim.

Neler yapabiliriz?

ŞK: Ben bir zamanlar Cihangir'de bir kitapçı açtım.

Mavi Kum adında ve iflas ettim.

Kimsenin kitap satın almadığını oradan öğrenmiştim.

Bülent bana kurucu üyeliği teklif ettiği zaman bu vakfın , kurucu üyeliği sevinerek kabul ettim. İ

stanbul Rotary çok renkli ve değişik fikirler yaratan bir kulüptür.

Bu iş düzenini ben geliştireceğim ve size bu günkü konuşmadan dolayı teşekkürlerimi sunuyorum.

Şeref verdiniz.

Size de bir plaketimiz var, bir hediyemiz var.


BŞ:
Çok teşekkür ediyorum. Çok sağol.

.



.


soldan, Şerif Kaynar, Can Kıraç, Bülent Şenver, Ahmet Söylemezoğlu
.



.


soldan Şerif Kaynar, Can Kıraç, Bülent Şenver
.


soldan Mehmet Özer, Bülent Şenver
.



.


.



.



.



.



.


soldan Bülent Şenver, Şerif Kaynar
.


Başkan Şerif Kaynar pasta kesti
.



.



.


Kötü         Çok İyi  Oyla  
  Geri  |  Arkadaşıma Gönder  |  Yazıcı Dostu
 
Tüm yazıları
ShareThis

    Hayat Verenler : Microsoft    HP Türkiye    PBS Bilişim    SAY Ajans    SFS - MAN    Superonline       

Türk Liderler:

Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem

Tecrübeleriniz ve birikimleriniz toprak olmasın @ Copyright 2004 turklider.org