|
|
|
Tüm Yazıları
 ShareThis
|
ETİKA 2016 Ödül Töreni Bülent Şenver Konuşması
01.05.2017 |
|
|
| Okunma Sayısı : |
10285 |
|
|
| Oy Sayısı : |
4 |
|
|
| Değerlendirme : |
5 |
|
|
| Popülarite : |
3,01 |
|
|
| Verdiğiniz Puan : |
|
|
|
|
|
|
ETİKA 2016 Ödül Töreni Bülent Şenver Konuşması
.
.
 izlemek için
.
.
 dinlemek için 
.
.
ETİKA 2016 Ödül Töreni Bülent Şenver Konuşması
BŞ: Bugün bizim için çok önemli bir gün.
Ben çok heyecanlıyım.
Heyecanlı olmamın birkaç nedeni var.
Birinci nedeni etik ile ilgili böyle bir birliktelik, böyle bir sonucu kutlamak, birbirimizi yüreklendirmek imkanına kavuşmak.
Birincisi bu.
Başka heyecanlı olduğum konu; bu salona, bu sahneye konuşma yapmak için ikinci çıkışım.
Birinci çıkışım, Reşat Aytaç içindi.
Bu salonun adını içeriye girince okuduysanız Reşat Aytaç Salonu.
Bu üniversitenin arsa alımı, temel atması, inşaatı, çakılında, kumunda, alın teri olan ancak okulun tamamlanmasını, bitirilmesine ömrü müsaade etmeyen, inşaat sürerken bir sürü problemle kendisi uğraşırken.
Problemleri ve çözüm önerilerini Hüsnü Özyeğin'e anlatmak için buradan arabasına binip hareket edip, 1. Boğaz Köprüsü üzerinde maalesef beyin kanaması geçirdi ve sizlere ömür oldu.
İlk konuşmamı yaparken de böyle duygulanmıştım.
Gözlerim dolmuştu.
Çünkü onunla ben tam 6 yıl birlikte çalışmıştım, banka genel müdürlüğü yaptığım sürece.
O dış iler, kambiyo, mevzuattan sorumluydu. Bugün yaşasaydı ve siz ELA'lılar bana sormuş olsaydınız, "Bülent Hocam bize etik olan örnek kişi ismi verir misiniz?" deseydiniz, "Reşat Aytaç" derdim.
Onu saygıyla anıyoruz.
Ruhu şad olsun.
Biz niye böyle olduk? Biz niye birbirimize güvenmiyoruz?
Güvenmemeye başladık?
"İmtihan başlamadan önce cep telefonlarınızı şu masanın üzerine koyun.
İmtihan çıkışında cep telefonlarınızı alırsınız. "
Öğretmen öğrencisine güvenmemeye başladı.
Kopya çekebilirler.
" Yazıyorum, bir kan tahlili, idrar tahlili yazıyorum , ciğerlerinizin röntgenini çekelim, bir de MR yazıyorum size, bir de holter takalım, bir gün kalsın ki kalbiniz ile ilgili."
Hasta güvenmemeye başladı.
Acaba bütün bunlara gereksinim var mı?
Yoksa hastane ile ilgili mi?
Biz neden birbirimize güvenmemeye başladık?
Bir çağrı merkezi arıyor:
"Telefon faturanızın geriye düşmesini arzu eder misiniz?" "Ederim" "Yeni bir kampanyamız var, kapmaya yazıp boşluk bırakıp 4250'ye gönderirseniz faturanız yarıya düşer."
Kapattıktan sonra,
"Allah Allah bu ite bir bit yeniği var, bu şirket benim iyiliğimi düşünmez hiçbir zaman" birbirimize güvenmemeye başladık.
Niye güvenmiyoruz?
Çünkü toplumda bazıları yaptıkları işi doğru yapmamaya başladıkları için.
Niye doğru yapmamaya başladılar?
Bazısı çabuk para kazanmak için.
Bazısı hızlı para kazanmak için.
Bazısı kolay para kazanmak için.
Haksız kazanç elde etmek için sorumsuz davranırlar, saygısız davranırlar.
Ve birbirimize güvenmemeye başladık.
İş ahlakına ve etik değerlere önem vermemeye başladılar.
Bunlardan uzaklaşmaya başladı bazıları.
Maalesef etiksizlik çoğu yere ulaştı.
Gençlerimize sorduk.
Tam 3424 gence sorduk.
"Türkiye'nin en önemli etik sorunu nedir?" dedik.
5 tanesini sıralayın.
Nasıl sıraladılar biliyor musunuz?
Birinci sıraya yolsuzluğu koydular. Hayır diyemedim.
İkinci sıraya emek sömürüsünü koydular. Siz koydunuz gençler.
Henüz daha sizin emeğiniz sömürülmeye başlanmadı belki.
Niye öyleyse?
Belki babanızdan gördünüz, belki başkasından duydunuz ama emek sömürüsü ikinci etik sorun dediniz.
Üçüncü etik sorunu ise çok büyük bir kelime ile ifade ettiniz.
Ayrımcılık.
Çok büyük bir kelime.
Her konuda ayrımcılıktan bahsedebiliriz.
"Size başka kanun uygulayalım, aynı kanunu size başka şekilde uygulayalım."
İşe alırken, terfi ettirirken, davranırken.
Üç ayrımcılık.
Dördüncü sıraya neyi koydunuz biliyor musunuz gençler?
Haksız kazanç.
Daha bu yaşta gözünüze çarpmış.
Bazı insanların, bazı kurumların, haksız kazanç.
Tabii sormak lazım, haklı, haksız tanımları nedir diye?
Ama sizin gözünüzde haksız kazanç elde edenler var .
Bu da önemli bir etik sorun dediniz.
Beşinci çok ilginç. İlginçliği şuradan, sizi etkilemiş diye ilginç diyorum.
Demek ki gazete okuyorsunuz, televizyon seyrediyorsunuz.
Yanlı habercilik beşinci etik problem diye söylemişisiniz.
Bir enteresan soru daha sorduk 3424 gencimize.
"Türkiye'de Kurumlara etik notu verir misiniz?"
Kaç üzerinden verelim dediler.
Dekanımız da burada.
Alkışlayalım dekanımızı.
Açılış konuşmasında Oğuzhan teşekkür ettiği için ben tekrar teşekkür etmiyorum.
Alkışla bu teşekkürümüzü hem Özyeğin Üniversitesine, hem öğrencilerine, hem Akademisyenlerine, hepsine teşekkürlerimizi iletiyoruz.
Bizleri misafir ediyorsunuz burada.
Gençler Not verdiler.
Onların görüşü, onların algılaması.
10 üzerinden not veriyorlar.
Kurumları sıralamışlar, notlarını da yanına yazmışlar.
İmtihan yok ama akıllarında onunla ilgili bir imaj oluşmuş.
Notu vermişler.
En düşük notu kime vermişler biliyor musunuz?
Hükümet. 10 üzerinden onların gözünden kaç almış biliyor musunuz? 2.4
Dekanım geçirelim mi? İkmale de mi bırakmayalım. İkinci bir şans versek onlara?
İkinci siyasi Partiler. 10 üzerinden ne vermişler? 2.5
Üçüncü medya demişler. 10 üzerinden sadece 3
Dördüncü yargı. 10 üzerinden 3.
Belediyeler 3'ü geçmiş ama 3.3 ile geçmiş. 10 üzerinden 3.3 almış.
Kamu kurumları 3.5
Şimdi sıra bize geldi.
Biz dediğimiz şirketler. 10 üzerinden 7-8-10 bekliyoruz değil mi?
Daha çok bekleriz.
Şuan için çok bekleriz.
Ama ELA'lıları artırırsak , etik değerlere önem veren şirketleri artırırsak, muhakkak bu notu da artırırız.
Ben artıracağımıza inanıyorum.
Şirketlere de 4.4 vermişler.
Belki 4.4 ile geçirelim sınıfı dekanım onları da.
İmaj çok kötü.
Ben onlara ne kızabiliyorum ne haksızsınız diyorum.
Sadece bazı öyle olmayanlarda var.
Hepsi böyle değiller ancak diyebiliyorum.
Ama böyle bir algı var.
Bu algıyı bizim değiştirmemiz lazım.
Niçin?
Çünkü bu mezun gençler o şirketlere emanet edilecek.
Biz de Etik Değerler Merkezi olarak amacımız gençlere etik anlayışı bilincinin oluşturulmasını sağlamak.
Şirketler ile ne yapıyoruz?
Diyoruz ki, Gençlerimiz mezun olduktan sonra şirketlere emanet ediyoruz.
O zaman etik değerlere önem veren şirketlere emanet edelim.
Gençlerimiz adına da etik değerlere önem veren şirketleri ödüllendirelim.
Bu fikir böyle ortaya çıktı.
Bunun adına da ETIKA dedik.
5.cisini Yapıyoruz.
Yanımda ödüllerimiz var, bazılarının üzerinde 5 yıldız var, bazılarının 4 yıldız, 3 yıldız, 2 yıldız, 1 yıldız.
Yıldız demek 5 yıldız 5. Yıldır ödül alıyorlar.
4 yıldız 4 yıldır etik ödülü alıyor, 3 yıldız 3 yıldır etik ödülünü alıyorlar.
Yani sürdürülebilir bir etik performans gösteriyor anlamı ortaya çıkıyor.
Aynı gençlere dedik ki:
"Bu şirketler ve kurumlara not verdiniz. Bir de hepimize not verin. Topluma not verin. Türk toplumunun etik notu nasıldır?" dedik.
Bunu da 10 üzerinden verdirmedik.
İyi diyen var mı? Dedik.
Kaçı iyidir dedi biliyor musunuz?
Yüzde 5.
Sadece yüzde 5'i iyi olduğunu söylüyor.
Kötü, çok kötü, yüzde 60 küsurlara varıyor.
Gelecekten ümitsiz bize bahsediyorlar.
Bizim görevimiz hep birlikte bunu değiştirebilmek.
Gençlerimiz etik değerlere önem veren, iş ahlakı ile çalışan, sorumlu davranan, saygılı davranan şirketlerde çalışmak istiyor.
Gençlerimiz şirketlere güvenmek istiyor.
Siz gençlerimize güvenin.
Çünkü gençlerimiz etik yemini yapıyor.
Etik Lider Akademisinde ELA'lılarımız mezuniyet törenlerinde bu yemini ediyorlar.
3 Mayıs'da ELA mezuniyet töreni yapacağız.
Yine hep bir ağızdan etik yemini edecekler.
Onlar etik yemini ediyorlar ve etik yemini ederken diyorlar ki:
Doğru yoldan ayrılmayacağız.
Başkasının hakkını yemeğe çalışmayacağız.
Hak etmediğimiz bir lokmayı ağzımıza atmayacağız.
Yalan dolan ile iş yapmayacağız.
Ahlak dışı bir davranışa niyetlenmeyeceğiz.
Adaletsiz kararlar almayacağız.
Ayrımcılık yapmayacağız.
Sorumluluk sahibi olacağız.
Saygı ve sevgiyi her zaman göstereceğiz.
Canlılara ve çevremize zarar vermeyeceğiz.
Elde ettiğimiz zenginlikleri paylaşacağız.
Etik değerlerimize her zaman önem vereceğiz.
Önem vereceğimize dair namusumuz ve şerefimiz üzerine And İçeriz diyorlar.
Bu gençlere güvenilir.
Gelecek hepimiz için bu gençlerle aydınlık olacak. Hepinizin yolu açık olsun.
Etik olun.
Etik kalın.
Hoşçakalın...
.
.
.
.
.
 |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
| Tüm yazıları |
|
ShareThis
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Türk Liderler:
Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem
|
|
|