Ziynet Odası       Odam Olsun       Türklider Odaları       Sizin Odalarınız       Sohbet Odası       TV Odası       E-Kitap Odası       BŞenver       Gazete Odası       iPad       Hakkımızda       Şifremi Unuttum   

 

Bülent Şenver'in Gözüyle 



Tüm Yazıları
       ShareThis

 

EKONOMETRİ DERGİSİ Türk Tipi Yönetici Nasıl Olur?
14.03.2018
Okunma Sayısı : 8241
Oy Sayısı : 6
Değerlendirme : 5
Popülarite : 3,89
Verdiğiniz Puan :
 

 

EKONOMETRİ DERGİSİ Türk Tipi Yönetici Nasıl Olur?

.
.



.


.
.

EKONOMETRİ DERGİSİ Türk Tipi Yönetici Nasıl Olur?



Ekonometri Dergisi Mart-Nisan 2018

 

 

Bülent Şenver

Türklider Kurucu Başkanı

 

TÜRK TİPİ YÖNETİCİ


Yöneticinin tipi mi olur, yönetici yöneticidir demeyin. Olur. Olur da "Türk Tipi Yönetici" nasıl olur diye merak ederseniz sizinle bu konudaki gözlemlerimi ve tecrübelerimi paylaşmak isterim.

Türkiye'nin kendine özgü ekonomik kalkınma modeli, siyasi ahlakı, eğitim sistemi ve sosyal yapısı, değişik bir yönetici tipinin doğmasına neden olmuştur. Türk tipi yönetici özellikleri nedir? Bu özellikleri analiz ettiğimde bazı ortak özellikleri tespit ettim. Bu ortak özellikleri sizlerle paylaşmak isterim. Bu özelliklere uymayan istisna yöneticiler olsa dahi çoğu yöneticimizde bu ortak özellikleri görmek mümkündür.

Türk Tipi Yöneticinin Olumlu Özellikleri:

Yoktan var etmek için uğraşan
Az kaynakla çok iş yapmaya çalışan
Kaldırabileceğinden daha büyük riskleri alan
Pratik zekalı ve çözüm üreten
Değişen ortamlara çabuk uyum sağlayan
Sorumluluk alabilen,
İnisiyatif kullanabilen,
Çalışkan ve cesur,
Müteşebbis ruhlu,
Ağır yükleri kaldırabilen.
Problemlerle yaşamayı beceren

Türk Tipi Yöneticinin Olumsuz Özellikleri:

Şeffaflıktan hoşlanmayan
Hesap vermekten kaçınan
Denetlenmeyi sevmeyen
Hesap sormasını beceremeyen
Profesyonellik yerine amatörlüğü ön plana çıkartan
Aklının dediğinden çok duygularının dediğini yapan
Paylaşmayı beceremeyen
Aceleci ve tez canlı olan
Kısa sürede köşeyi dönmek isteyen
Etik değerler yerine paranın değerlerini benimseyen
Kurumsallık yerine bireyselliği ön plana çıkaran
Rakamları okumak ve kullanmak konusunda yetersiz

"Türk Tipi Yöneticinin" şimdiki ortak özellikleri bunlar.
Ancak Türk iş adamları dünyaya açılmaya ve uluslararası işler yapmaya başladıkça yöneticilerimiz de olumsuz özelliklerini düzeltmek zorunda kalacaklar.

Türk yöneticiler artık dünya şirketlerini yönetmeye başladı. Birçok ülkede faaliyette bulunan uluslararası büyük şirketler, başarılı buldukları için Türk yöneticilerini tepe yönetimlerine Türk yöneticileri yerleştirmeye başladılar.

Banka Genel Müdürlüğü yaptığım yıllarda bana bağlı çalışan şube yöneticileri ile yaşadığım bir tecrübemi anlatmak istiyorum.

"Gelir-Gider ve Karını bilmeyen müdür"


Kar etmek her şirket için önemlidir. Bankalar için de. Kar etmeyen bir banka uzun süre yaşayamaz.Karın sağlıklı ve doğru olması gerekir. Sağlık açısından karı iki kategoriye ayırabilirsiniz. Birincisi gerçek kar, ikincisi fiktif kar.

Gerçek kar, şirkete gerçek nakit girişi yaratan kardır.

Fiktif kar ise şirkete hiçbir zaman gerçek nakit girişi sağlamayan kardır.

Fiktif kar birkaç şekilde yaratılabilir:

Gelirlerinizi olduğundan fazla göstererek.
Giderlerinizi saklayıp, olduğundan az göstererek.
Tahsil edemeyeceğiniz alacaklarınızı varlıklarınız arasında sağlam alacakmış gibi göstererek.
Hakiki değeri yüz lira olan bir varlığınızı (gayrimenkul, tahvil, hisse senedi, altın) değeri beş yüz liraymış gibi bilançonuzda yüksek değerden göstererek.
Gerçek borçlarınızı saklayıp, bilançoda borçlarınızı olduğundan daha az göstererek.

Banka bilançolarında fiktif kar yaratmak çok kolaydır. Denetim otoriteleri bu nedenle bankalarının karlarını sıkı bir şekilde denetlemeye çalışır. Ben de bankamızın karının gerçek kar mı yoksa fiktif kar mı olduğunu anlamak için mali kontrol bölümümüze ve teftiş kurulumuza her ay sonu çalışmalar yaptırırdım.

Gerçek kar elde etmenin önemini banka şube müdürlerimize öğretmek için her fırsatta onlara şubelerinin kar rakamını sorardım.

Bir gün bir vesile oldu İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ile yaptığım bir toplantıdan dönüyordum. Arabamın camından dışarıya baktığımda ileride bankamızın Aksaray şubesinin tabelasını gördüm. Şoförüme:

"İbrahim, Aksaray şubemizin önünde dur. Şubeye uğramak istiyorum" dedim.

Bunu sık sık yapardım. Toplantı dönüşlerinde yolumuzun üzerinde bulunan bir şubemize uğrar, personelle tokalaşır, hatırlarını sorar, isteklerini öğrenir, şube müdürü yerindeyse bir çayını içer ona moral verirdim. Uğradığım şubelerin karları ve iş hacimleri ertesi ay hemen artardı. Şubede geçirdiğim on beş dakika, şube performansına ve şubenin rakamlarına olumlu yansırdı.

Aksaray şubemizde de aynı şeyleri yaptım. Şube müdürümüz Mehmet Bey de şubedeydi. Odasında sohbet ettik. Sohbet sırasında ona can alıcı sorumu sordum.

"Mehmet Bey, şubenizin bu ayki karı ne kadar?"

Mehmet Bey benim bu tür sorularıma hazırlıklı olmalıydı ki hiç tereddüt etmeden;

"Elli bin lira karımız var bu ay efendim" dedi.

Genel müdürlüğe dönüp masama oturduğumda ilk işim önümdeki ekrandan şube karları raporuna girmek oldu. Aksaray şubesinin karına baktım. Gözlerime inanamadım. Aksaray şubemiz o ay bırakın kar etmeyi aksine yirmi bin lira zarar etmiş görünüyordu. Sekreterim Meri hanıma sert bir sesle:

"Bana Aksaray şube müdürünü bağlayın" dedim.

Yirmi saniye sonra Mehmet Bey bağlanmıştı.

"Sen bu ay yirmi bin lira zarar etmişsin. Bana elli bin lira kar ettiğini söylemiştin" dedim.

Kısa bir sessizlik oldu. Bir anda neye uğradığını şaşırmış ve ne cevap vereceğini bilemeden:

"Efendim, ben hemen bir daha bakayım. Size hemen geri döneyim" dedi.

Beş dakika sonra Meri Hanım Mehmet Bey'i tekrar bağladı. Mehmet Bey'in izahatı çok açık oldu:

"Bülent Bey, Siz de haklısınız, ben de haklıyım. Şubenin net karı dediğiniz gibi kar değil yirmi bin lira zararmış. Benim size söylediğim elli bin lira kar (DAFİDA) genel müdürlük masrafları şubelere dağıtılmadan öncesi şube karıymış. Sizin ekranda gördüğünüz ise şubemizin net kar rakamı. İkimizin kar rakamı da doğruymuş" dedi.

DAFİDA bankamızın kullandığı özel bir terminolojiydi. Dahili fiyat dağıtım sistemimizi ifade ediyordu. Genel müdürlük masraflarının şubelere belirli bir formül ile dağıtılması işlemiydi. Aksaray şubemiz genel müdürlük masrafları şubeye yansıtılmadan kar ederken bu masraflar yansıtıldıktan sonra zarar ediyormuş.

Banka içinde tüm yöneticilerimizin aynı lisanı konuşmadığını anladım.

Şube müdürü kar ettim diye şubesinde sevinirken, biz genel müdürlükte şube zarar ediyor diye üzülüyorduk. Aynı lisanı konuşmamız ve aynı hedefe koşmamız gerekiyordu.

Müdürlerimiz rakam okumasını bilmiyordu.

Hemen mali kontrolden sorumlu Yekta Bey'i aradım ve teftiş kurulu başkanı Mehmet Bey'le birlikte aşağıdaki altı çeşit şube kar tanımını yapıp şubelere duyurmalarını ve eğitimini vermelerini istedim.

Bundan sonra şube müdürlerine şube karınız kaç lira diye sormayacağım. Kar 3'ünüz kaç lira? Kar 5'iniz kaç lira diye soracağım dedim.

Şubeler için 6 değişik kar tanımı yaptık.

Kar 1 – Şubenin faizli işlemlerden elde ettiği kar
Kar 2 – Şubenin faiz dışı işlemlerden elde ettiği kar
Kar 3 – Şubenin batak kredi gideri sonrası kar
Kar 4 – Şubenin dahili fiyatlama şubeler cari faizi sonrası kar
Kar 5 – Şubenin genel müdürlük masrafları dağıtımı sonrası kar
Kar 6 – Şubenin net kar rakamı

Sen sağ ben selamet. Bu uygulama devreye girdikten sonra artık hepimiz aynı kardan bahsetmeye başladık. Ben bir şube müdürümüzü arayıp:

"Şubenizin karı ne kadar?" diye sormaya başladığımda şube müdürlerinden aldığım cevap beni tatmin ediyordu.

Onların aşağıdaki sorusunu duyduğumda hem memnun oluyor hem de onları dinlerken aynı lisanı konuşmayı başardığımız için mutlu oluyordum.

"Bülent Bey, hangi karımızı soruyorsunuz? Kar 1,2,3,4,5'mi yoksa Kar 6'mı?"

İstediğim olmuştu.

Rakamları okumak ve kullanmak konusunda yöneticilerimiz ile aynı lisanı kullanmaya başlamıştık…

.


Kötü         Çok İyi  Oyla  
  Geri  |  Arkadaşıma Gönder  |  Yazıcı Dostu
 
Tüm yazıları
ShareThis

    Hayat Verenler : Microsoft    HP Türkiye    PBS Bilişim    SAY Ajans    SFS - MAN    Superonline       

Türk Liderler:

Abbas Güçlü, Adil Karaağaç, Ali Ağaoğlu, <Ali Kibar, Adnan Nas, Adnan Polat, Adnan Şenses, Ahmet Başar, Ahmet Esen, Alber Bilen ,Ahmet Cemal Kura, Ali Abalıoğlu, Ali Naci Karacan, Ali Sabancı, Ali Koç, Ali Saydam, Ali Talip Özdemir, Ali Üstay, Arman Manukyan, Arzuhan Yalçındağ, Asaf Güneri, Atila Şenol, Attila Özdemiroğlu, Avni Çelik, Ayduk Koray, Aydın Ayaydın, Aydın Boysan, Ayhan Bermek, AyşeKulin, Ayten Gökçer, Başaran Ulusoy, BedrettinDalan, Bedri Baykam, Berhan Şimşek, BetülMardin, Bülend Özaydınlı, Bülent Akarcalı, Bülent Eczacıbaşı, Bülent Şenver, CağvitÇağlar, Can Ataklı, Can Dikmen, Can Has, Can Kıraç, Canan Edipoğlu, Celalettin Vardarsuyu, Cengiz Kaptanoğlu, Cevdetİnci, Çoşkun Ural, Cüneyt Asan, Cünety Ülsever, Çağlayan Arkan, Çetin Gezgincan, DenizAdanalı, Deniz Kurtsan, Didem Demirkent, Dilek Sabancı, Dr. Oktay Duran, Ege Cansel, Em. Org. Çevik Bir, Emre Berkin, Engin Akçakoca, Enver Ören, Erdal Aksoy, Erdoğan Demirören, ErhanKurdoğlu, Erkan Mumcu, Erkut Yücaoğlu, Ergun Özakat, Ergun Özen, Erol Üçer, Ersin Arıoğlu, Ersin Faralyalı, Ersin Özince, Ethem Sancak, Fatih Altaylı, Fatih Terim, Ferit Şahenk, Ferruh Tanay,Feyhan Kalpaklıoğlu, Feyyaz Berker, Fuat Miras, Fuat Süren, Füsun Önal, Göksel Kortay, Güler Sabancı, Güngör Kaymak, Hakan Ateş, Halit Soydan, Halit Kıvanç, Haluk Okutur, Haluk Şahin, Hamdi Akın, Hasan Güleşçi, HayrettinKaraca, Hazım Kantarcı, Hilmi Özkök, Hüsamettin Kavi, Hüseyin Kıvrıkoğlu, Hüsnü Özyeğin, Işın Çelebi, İbrahim Arıkan, İbrahim Betil, İbrahim Bodur, İbrahim Cevahir, İbrahim Kefeli, İdris Yamantürk, İhsan Kalkavan, İshak Alaton, İsmet Acar, İzzet Garih, İzzet Günay, İzzet Özilhan, JakKamhi, Kazım Taşkent, Kemal Köprülü, Kemal Şahin, Leyla Alaton Günyeli, LeylaUmar, Lucien Arkas, Mahfi Eğilmez, MehmetAli Birand, Mehmet Ali Yalçındağ, Mehmet Başer, Mehmet Günyeli, Mehmet Huntürk, Mehmet Keçeciler, Mehmet Kutman, Mehmet Şuhubi, Melih Aşık, Meltem Kurtsan, Mesut Erez, Metin Kalkavan, Metin Kaşo, Muharrem Kayhan, Muhtar Kent, Murat Akdoğan, Murat Dedeman, MuratVargı, Mustafa Koç, Mustafa Özyürek, Mustafa Sarıgül, Mustafa Süzer, Mümtaz Soysal, Nafi Güral, Nail Keçili, Nasuh Mahruki, Nebil Özgentürk, Neşe Erberk, Nevval Sevindi, Nezih Demirkent, Nihat Boytüzün, Nihat Gökyiğit, Nihat Sırdar, Niyazi Önen, Nur Ger, Nurettin Çarmıklı, Nuri Çolakoğlu, Nüzhet Kandemir, Oğuz Gürsel, Oktay Duran, Oktay Ekşi, Oktay Varlıer, Osman Birsel, Osman Şevket Çarmıklı, Ozan Diren, Özen Göksel, ÖzdemirErdoğan, Özhan Erem, Pervin Kaşo, R.BülentTarhan, Raffi Portakal, Rahmi Koç, Rauf Denktaş, Refik Baydur, Rıfat Hisarcıklıoğlu, SakıpSabancı, Samsa Karamehmet, Savaş Ünal, SedatAloğlu, Sefa Sirmen, Selçuk Alagöz, SelçukYaşar, Selim Seval, Semih Saygıner, SerdarBilgili, Sevan Bıçakçı, Sevgi Gönül, Sezen Cumhur Önal, SinanAygün, Suna Kıraç, Süha Derbent, Süleyman Demirel, ŞadanKalkavan, Şadi Gücüm, Şahin Tulga, Şakir Eczacıbaşı, Şarık Tara, Şerif Kaynar, ŞevketSabancı, Tan Sağtürk, Taner Ayhan, Tanıl Küçük, Tanju Argun, Tansu Yeğen, TavacıRecep Usta, Tayfun Okter, Tevfik Altınok, Tezcan Yaramancı, Tinaz Titiz, Tuna Beklevic, Tuncay Özilhan, Türkan Saylan, Uğur Dündar, Uluç Gürkan, Umur Talu, Ümit Tokçan, Üzeyir Garih, Vehbi Koç, Vitali Hakko, Vural Öger, Yaşar Aşçıoğlu, Yaşar Nuri Öztürk, Yılmaz Ulusoy, Yusuf Köse, Zafer Çağlayan, Zeynel AbidinErdem

Tecrübeleriniz ve birikimleriniz toprak olmasın @ Copyright 2004 turklider.org